04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU “Mü kesinlikle annesi M lemesey ve kuzen yı toplar ğiştiriver ? üze KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ Ama yazık ki profesör bu icatların değerinin farkında bile değil, onları bir köşeye atıvermiş, o şimdi başka bir icatla uğraşıyor. Kitaptaki ikinci öykü Park, Peri ve Belediye Başkanı, aslanağızlarının sevimli perisinin, parkın yerine otopark yapmaya kalkışan belediye başkanını nasıl dize getirdiğini anlatıyor. Üçüncü öykünün adı, Gökten Üç Elma Düşmüş. Eeee, düşmüş de nereye düşmüş? Tam da Plof’un kafasına: “Ahh!”. Plof bu elmayı ne yapacak? Acaba sihirli mi bu elma? Peki kalan iki elma nerede, onlar da düşecek mi? Plof ne dileyecek? Elma dilekleri gerçekleştirir mi? Hem de bir ısırık yenmiş bir elma…Eğlenceli Öyküler Dizisi’nin altıncı kitabı… Okuyup gülelim, eğlenelim, okumayı sevelim. KİTAP GÖLGESİ Çocuklar ne işe yarar? Colas Gutman’ın “Çocuk” adlı yapıtı çocuk edebiyatına taze kan getiren bir kitap. Colas Gutman, felsefi derinliği olan bir soruyu okurların tartışmasına sunarken gülmece penceresini ardına kadar açıyor. Onlardan Biri/Zoran Drvenkar/ Çeviren:Suzan Geridönmez/ ON8/ 362 s./ 2012/ 16+ Hırvatistan doğumlu, bol ödüllü yazar Zoran Drvenkar’dan çarpıcı bir roman. Cengiz ve Locke 14 yaşlarındalar, Almanya’da yaşıyorlar; onların kendilerini çete savaşlarının içinde nasıl buldukları anlatılıyor kitapta. Bu çetelerin kızlarla pek işi yok, bunun “erkek işi” olduğunu düşünüyorlar. Kitapta bir dostluğun öyküsü de işlenirken dedektif damarı da dikkat çekiyor. Gençler arasındaki çete yaklaşımları, ihanetler, sorumluluk, göçmen olmak gibi kavramları masaya yatırıyor yapıt. Altı insan altı bakış açısından anlatıyor romanı. Gençlerin çeteye sığınmalarında en önemli etken aileleri ile sorunlar yaşamaları. Suçluluk ve şiddet duyguları arasında sıkışıp kalmış bu gençleri anlatan romanın dili, özellikle gençlik argosunu başarıyla kullanması açısından, dikkat çekici. On altı yaş üstü için zevkle okunacak, düşündürücü bir roman. Kaz Zıpırları/ Yalvaç Ural/ Resimleyen: Erdoğan Oğultekin/ Yapı Kredi Yayınları/ 2012/ 95 s./ 7+ Şakadan hoşlanır mısınız? İşte size bir “Şaka Kitabı”. Her sayfasında bir bilmece, hepsi de “Kaz” ile ilgili. Nasıl olur demeyin, kitaba bir göz atın. “Kazlar otobüse binmişler, yolda lastik patlamış. Kazlar ne olmuş?” Bilin bakalım. “Büyük kazlara ne denir?” “Tavuskuşunun kuyruğunu bir kaza takarsak ne olur?” Yanıtları merak mı ettiniz? Biz de merak ediyoruz ama size söyleyemeyiz. Neden mi? Çünkü biz de bilmiyoruz! Yanıtlara göz atmak için ayna gerek. Ayna da kapağın hemen içinde. Onu yerinden çıkarıp sorunun altında yer alan yanıta tutunca, hoooop! İşte yanıt orada. Hem oynamak hem eğlenmek için. Sırlarla Dolu Konak/ Filiz Özdem/ Yapı Kredi Yayınları/ 2012/ 118 s./ 10+ “Memleketteki üç katlı kocaman eski evi satıp İstanbul’daki bu kenar mahalleye, bu küçücük eve taşındığımızda çok ağlamıştım. Sadece dedemle babamı değil, sanki her şeyimi kaybetmiştim. Her şeyimi kaybedince, içinde yaşarken farkında olmadığım nice şeye sahip olduğumu anlamıştım.” Babasını ve dedesini bir kazada kaybeden Yiğit, zorluklar karşısında yılmamayı öğrenmiştir. “Her zorluğun içinde kendince bir sevinç vardı,” diye düşünebilecek denli de olgundur. Ev denince aklına memlekette bıraktıkları kocaman ev ile İstanbul’da yaşadıkları küçücük ev gelse de, arkadaşı Mehmet ile Perili Ev diye anılan terk edilmiş üç katlı konağa gizlice girdikleri günden sonra, artık bir de sırlarla dolu bu ev girmiştir hayatına. Mehmet’le gizlice konağa gidip gelirken, karlı bir günde, evde donmak üzere olan bir adamla karşılaşırlar. İşte bu noktadan sonra hayatları şaşırtıcı rastlantılarla değişecektir. “Korkarsın tabii… değişmek insanı korkutur çoğunlukla…. Ben de korkuyorum… Kolay değil.” Osmanlı İmparatorluğu’na kadar dayanan geçmişle, ailenin geleceğinin iç içe geçtiği sır perdesi aralanmaya ve konağın gizlediği sırlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar. Sevgi, dostluk, acı, umut ve vefa üzerine heyecanlı ve etkileyici bir ilkgençlik romanı. Renkleri İcat Eden Profesör/ Dilek Aykul Bishku/ Resimleyen: Mustafa Delioğlu/ Mavibulut Yayınları/ 2012/ 86 s./ 7+ Bir zamanlar dünyada renkler yokmuş. Her şey griymiş; gökyüzü, denizler, ağaçlar, çiçekler… Peki ama şimdi nasıl renklenmiş her şey, merak ediyor musunuz? O zaman gri renkli köpeği Nane Şekeri ile yaşayan çılgın profesörü tanımanız gerek. Kitaptaki ilk öykü de, işte bu profesörün öyküsü. İlaç içmekten nefret edenler için ekmeğin üzerine sürülerek afiyetle yenebilecek bir tereyağı da bu profesörün icadı. Bu tereyağı, nezleyi tedavi ediyor. Peki çöp yutan sünger ne işe yarıyor? Sudaki atıkları ve pislikleri emiyor. ? Mavisel YENER h şu anne babalar! Hafta sonu alışveriş merkezlerine gitmek varken “kafa dinlemek” dedikleri bahaneyle, kendilerini çiçeklerin böceklerin ortasına atıverirler değil mi? Yalnız kendilerini atsalar iyi, çocuklarını da sürüklerler… Leonard da o “zavallı” çocuklardan biri. kentte büyüdüğü için alışveriş merkezlerinde gezmeyi, sinemaya gitmeyi, kaldırımlarda zıplamayı seviyor. Fakat anne ve babası her hafta sonu kırlara gitmekten hoşlanıyor. Onların tek dinlenme biçimi bu. Leonard ise sessizlikten, yeşilin bunca fazla olduğu yerlerden nefret ediyor. Çünkü sıkılıyor. Yine kırlara gittikleri bir tatil günü, annesinin “Şu keçi yolundan gidelim mi?” önerisiyle “bilek burkan taşlarla kaplı, kaşındıran ısırgan otlarıyla çevrili, yanında dükkânlar dizili olmayan” bu yola giriyorlar. Orada serbestçe dolaşan hayvanlar da var. Bu canlılar Leonard’ın yorganının üzerinde resimleri olan hayvanlara pek benzemiyor. İlk karşılaştığı hayvanın konuşan bir koyun olması Leonard’ı çok da şaşırtmıyor. Çünkü o, hayal gücü sonsuz olan bir çocuk. Asıl şaşıran koyun oluyor; çünkü hayatında hiç çocuk görmemiş. Koyunun Leonard’a sorduğu soru, yapıtın belkemiğinin yapıtaşı: “Sen ne işe yararsın?” Leonard, ne işe yaradığı sorusunun yanıtını bulmakta pek de zorlanmıyor. Hiçbir işe yaramadığını söylediğinde koyun kahkahalarla gülüyor. Derken, inekle tavuk da geliyor. Onlar da Leonard’ın ne işe yaradığını çok merak ediyorlar. Çünkü hepsi işe yarıyorlar, bununla övünüyorlar. Leonard tavuk gibi yumurta veremez, inek gibi süt veremez, koyun gibi yün veremez; bunu düşününce üzülür. Fakat hemen onun da övünecek bir şeyler bulması gereklidir: “Bir çocuk bir hayvandan iyidir. Hem ben bir sürü şey biliyorum, siz bilmiyorsunuz!” diyor. Neler bildiğini anlatmaya başlıyor. Okulda ona öğretilenleri bir bir sayıyor. Ama hayvanlar, bunların hiçbirinin işe yaramayacağını söylüyorlar. Belki de ormandaki kurt bu çocuğun ne işe yaradığını biliyordur, diyerek onu kurdun yanına götürüyorlar. Leonard, bunun bir tuzak olduğunu biraz geç anlıyor. Sonra neler oluyor neler... Kitabın sonunda “Çocuklar ne işe yarar?” sorusunun yanıtını alacağınızı kulağınıza fısıldamış olayım. 1972 Paris doğumlu yazar Colas Gutman, felsefi derinliği olan bir soruyu çocukların tartışmasına sunarken gülmece penceresini de açıyor. Böylece hareketli, lezzetli bir metin sunuyor okurlara. Kısa cümleleri, eğlendiren kurgusuyla kitabın seslendiği yaş grubu için biçilmiş kaftan. Yazarın İletişim Yayınları tarafından yayımlanmış “Süper Kahramanlar Yüksekten Korkmaz” adlı bir yapıtı daha bulunuyor. Türkçeye çevrilmiş iki kitabını da okuyan okurlar diğer kitaplarının da çevrilmesini, benim gibi, iple çekecektir. 78 yaş grubu çocuklara bağımsız okuma keyfini duyumsatacak masal tadındaki bu yapıt yalnızca çocukluk kavramını değil kentte yetişen çocuk, kentsel kirlilik, yalnızlık, korkular, annebaba tutumları, aile sevgisi, aileçocuk arasındaki görüş farkları gibi konuları da metin üzerinden ustaca sorguluyor. Leonard kendini tanırken, okur da kendini tanıma yolunda adımlar atıyor. İlgi çekici, eğlenceli çizimler Delphine Perret tarafından yapılmış. Çizerin başka çalışmalarını merak edenler http://www.chezdelphine.net/ adresinden ulaşabilirler. 1986’dan beri Fransa’da kurumsallaşan çocuk edebiyatı ödülü Prix Sorcières, 2012’de ilk okuma kitapları dalında bu yapıta verilmiş. İyi ki bu kitapla karşılaştım, iyi ki Colas Gutman gibi yazarlar üretiyor, iyi ki çocukgiller yaşamlarımızda var! ? www.maviselyener.com A Buzdolabındaki Köpek/ Yazan ve Resimleyen: Behiç Ak/ Günışığı Kitaplığı/ 2012/ 94 s./ 7+ Behiç Ak’ın Gülümseten Öyküler dizisinin yeni kitabı Buzdolabındaki Köpek, ustaca kurgulanmış birbirinden ilginç karakterlerin tanıtımıyla başlıyor. Önce Akdeniz yakınlarında, karadan yolu olmayan ve sadece denizden ulaşılabilen bir sahil köyünde yaşayan Cem’i tanıyoruz. Ardından ağaçlarla konuşan Sırdede ve kuşlarla konuşan Serçe Kadın… Dalgın Bey, Cem’in balıkçı babası. Annesi Nihal Hanım, arkadaşı Zeynep, yerinde duramayan ve dünyayı gezip duran hala Sevgi Hanım’da sayfalara katılınca, okurlar farkına bile varmadan kendilerini neşeli bir öykünün içinde buluveriyorlar. Köyün ardında sırrını kimsenin bilmediği Kayıplar Ormanı vardır. Köylüler, bu ormana girenin bir daha çıkamayacağına inanırlar. Sırdede’nin bildiği bir şeyler varsa da, o geçmişten konuşmayı hiç sevmez. Hele gizlediği sırları kimse bilmezdi, Serçe Kadın’dan başka. O da bir kuştan duymuştu zaten…Halanın bir seyahat dönüşü Cem’e, Rusya’dan Haski cinsi bir yavru köpek armağan getirmesiyle, öykü yepyeni bir boyuta taşınır. Cem köpeğine Afacan adını koyar. Telli Horoz’un Öyküsü/ İlhan Yüce/ Resimleyen: Reha Barış/ Can Çocuk/ 2012/ 50 s./ 8+ Telli Horoz, 2009’da aramızdan ayrılan duyarlı bir kalemin kahramanı. Telli Horoz’un masalını Yaşlı Tavuk’un ağzından dinlemek gerekirmiş. Hindi, kaz, ördek yavruları ve civcivler de, “Haydi, anlat bize,” diye yalvarıyorlar Yaşlı Tavuk’a. Onlar, kavgacı horozların karşısına cesaretle dikilen yiğit Telli Horoz’un öyküsünü dinlemek istiyorlar. Siz de merak ediyorsanız, hemen çevirin sayfaları. Yaşlı Tavuk başlıyor öyküsüne… Belki “Her zaman güçlü ve büyük olan mı kazanır?” sorusuna da bir yanıt alabilirsiniz böylelikle. Yazar Olmak İstiyorum/ Paola Zannoner/ Altın Kitaplar/ 2012/ 350 s./ 12+ “Bir hikâye nasıl anlatılır? Hikâyenin tümünü birkaç satırda tüketmeden, konu işlenmiş bir örtü gibi yavaş yavaş nasıl yayılır? Ama özellikle nasıl ve hangi fikirlerle başlanır?” Bunlar Mia’nın kaygıları. Mia’nın bir hayali var: “Özellikle bir hayalim var, öyle ki neredeyse itiraf etmeye çekiniyorum: Yazar olmak. Söylerken bile tüylerim diken diken oluyor, çünkü bolca fikrin ve onları yazma isteğinin yetmedigi bir meslek. Üstelik fikirleri geliştirmesini bilmek gerek, sıkılmadan sayfalarca ilerletmek, yeri geldiğinde şaşırtmak… Sonra bayağı olmamak, bilmişlik de taslamamak, kısacası sözlükten en uygun kelimeleri yakalamasını bilmek, anlatım biçiminde takılmamak…” Mia bütün bu sorumlulukların farkında, bu yüzden yazmaya çekiniyor hatta son bir yıl içinde neredeyse yok denecek kadar az yazdı. Bu nedenle, tanınmış bir yazarlık okulunun yarışmasını duyduğunda, katılmak konusunda kuşkuları vardı. Duyuruda, yirmi öğrencinin seçilerek kayıt yaptırabileceği ve ? seçilenlerin ünlü yazarlar tarafından yazma teknikleri CUMHURİYET KİTAP SAYI 1169 Odyssei rabeye d seus için ğı yeni b misi bilin lenir. Ora Odysseu eşinin ta karşıyad tılmış de den önc büyük ko ğı yüzün dektif sa mektedi şeceğine Alisa’nın geri dön Kurt’ün t garip so Oğlu art hak etm de kalm karşı kar romanda lar, Perc İşin daha marına b şüpheli P cık’ın, on ğini bulu pos’a ge yonlarca ne haline serisinin dünyasın Tanrılard şen o un kâyesini * Çocuk/ Colas Gutman/ Resimleyen: Delphine Perret/ Çeviren: Tuvana Gülcan/ İletişim Yayınları/ 2012/ 36 s/ 6+ SAYFA 20 ? 12 TEMMUZ 2012 Edebiya yazarları temlerin 1854 yılı Doyle’ni karakter özel ded söyleneb zarın bu kimden lendiğini mez mis CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle