Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kudret Emiroğlu’ndan ‘Gündelik Hayatımızın Tarihi’ Tarih düşündüğünüzden de yakınınızda Çoğu zaman üstüne düşünmediğimiz, bazılarını işlevsel gördüğümüz, bazılarını toplumsal zorunluluk kabul ederek uymaya çalıştığımız, bazıları çocukluğumuzun geri gelmeyecek günlerinden anılar olarak kalan, bazılarına alışmaya çalıştığımız ve bazılarına da tepki duyduğumuz eski yeni eşya, âdet ve ifadeler, kişiliğimizi belirleyen, kişisel veya grup olarak kimliğimizi ifade etmemizde birincil derecede rol oynayan, kültür ve uygarlık ürünleridir. Gündelik Hayatımızın Tarihi tüm bu kültür ve uygarlık ürünlerinin tarih, coğrafya, kültür, medeniyetler ve zaman içinde yaptığı yolculuklara karşılaştırmalı etimolojileriyle birlikte ışık tutmayı hedefliyor. ? Ferit TEK ayat bir nehir gibi akıp gidiyor. Her sabah yeni bir güne başlıyor, gündelik hayatın koşuşturması içinde birbirinden farklı pek çok şeyle uğraşıyor; arkadaşlarımızla, dostlarımızla konuşuyor, alışkanlıklarımız, inançlarımız ve görüşlerimiz doğrultusunda yaşamımızı sürdürüyoruz. Tüm bu koşuşturma içinde kimi zaman hiç farkına bile varmasak da eski yeni eşya, âdet ve ifadeler, kişiliğimizi belirleyen, kişisel veya grup olarak kimliğimizi ifade etmemizde birincil derecede rol oynayan, kültür ve uygarlık ürünleri olarak karşımıza çıkıyor. Ne var ki, genellikle bu hayli zengin kültür ve uygarlık ürünleri üzerinde pek de düşünmeyiz. Hapşıran birine “Çok yaşa!” demek, buzdolaplarının evlerde ne zaman kullanılmaya başladığı, bir saygı ifadesi olarak neden şapka çıkarıldığı, pazen ve divitin arasındaki farkın ne olduğu, insanlığın neden margarin üretme ihtiyacı hissettiği gibi ayrıntılar elbette gündelik hayatta kafamızı çok kurcalamaz. Merak edip de böylesi bir araştırma yapmak istediğimizdeyse artık genellikle internete yöneliyoruz. İnternet sayfaları arasında dolanırken de zaman zaman nasıl ulaştığımızı bile anlamadan bambaşka sayfalarda buluveriyoruz kendimizi. Bu sürüklenme hali yeni bir olgu gibi görünse de aslında ansiklopedi ya da sözlükte asıl merak konusundan başlayarak gözümüzün başka H sözcüklere, maddelere, hatta başka sayfalara kayması belki de eskimeyen zevkli bir oyun olarak devam eder. Bu oyunun en keyifli kısmıysa yıllardır kullandığımız bir sözcüğün ya da kavramın kökenini öğrenmek, hiç bilmediğimiz yeni anlam ve kavramlarla karşılaşmaktır. Elbette tüm bunlar keyifli bir oyundan ya da giderilen meraktan öte bir anlam taşıyor. Kısaca kültür tarihi olarak adlandırılabilecek bu alanda yapılan araştırmaların kaleme alınması farklı bir tarih yazımını ortaya koymaktadır. BİLİNÇ VE BİLGİMİZİN ANA KAYNAĞI GÖRGÜ Flört kitapta uzunca ele alınmış konulardan biri. Akbaba dergisinin 1925’te yayımlanan bir sayısında da bu karikatüre yer verilmiş. Genç adam kadına “Asıl mesele: Sizi görenler seviyor… Fakat sizi görenler nerede görebilir?!” şeklinde açılıyor. Kudret Emiroğlu, yeni baskısı yayımlanan Gündelik Hayatımızın Tarihi adlı kitabında, farklı konu başlıkları altında 399 maddeyi bu bakış açısıyla kaleme almış. Emiroğlu, onu bu kitabı kaleme almaya yönlendiren düşünceleri sunuş yazısında özetlerken kültürel nimet ve külfetlerin toplumsallaşmanın birinci ve aynı zamanda günlük basamağını oluşturduğunu öne sürüyor. Emiroğlu, bu dinamiklerin çoğunu içinde doğduğumuz toplumun doğal öğeleri olarak alışkanlıkla benimsediğimizi, bir kısmının değişimineyse kendi yaşam süremizde tanık olup tavır aldığımızı ekliyor. BİR TÜR SÖZLÜK Yazara göre günlük yaşama ilişkin bilinç ve Günlük kullanıma giren eşyanın tarihine bilginin ana kaynağı görgüdür. Toplumsal bakıldığında, bu eşyanın üretimi ve bugünkatmanlar, ideolojiler, kültürel örgütlenme kü biçimleriyle yaygınlaşması, yani bugün ve hatta iletişim kanallarının oluşturduğu modern yaşamın gereği kabul edilen biçimveya önerdiği bilgi ve tarih bilinci bile, alışleriyle benimsenmesi süreçlerinin, belirli kanlıkların çizdiği doğallık sınırının dışına “Sirk” maddesinde Topkapı Sarayı Müzesi’nde toplumsalekonomik dönüşüm evreleriyle çıkamaz. Oysa ne ortak sanılan değerler ne sergilenen “Telde Yürüyenler” adlı minyatür çakıştığı hemen fark edilmektedir. Çatalın de herkeste olduğu sanılan eşya düşüncesi kullanılmış. gerçekliği tam olarak yansıtır. Aksine, büyük bir çeşitlilik söz konusudur. Bu deKİTAPTAN BİRKAÇ ÖRNEK 1860’larda bu ülkede kadın saçında kullanılmağerler ve eşyanın kökleri de ya başlandı ve plastiklerinin de çıkmasıyla 20. sanıldığından çok daha eski Aydınlanma yüzyılda yaygınlaştı, kadınların ev ve pazar günve evrenseldir. lerindeki halini simgelemek için karikatür ve Önce meşale, sonra yağ lambası vardı. Lamba, Yerel tarih ve karşılaştırfilm konusu oldu. herhalde eski Yakındoğu’nun ortak kültürünü malı etimoloji üzerine çalışyansıtır biçimde aynı sözcükle adlandırılmıştır, malarıyla tanınan Emiroğlu Eski Yunanca ve Latincede aynı sözcükle (lamYazı Tura yaklaşımını, “Kültür tarihi, pa) ifade edildiği gibi, Avrupa ve Yakındoğu’da Yazı tura atarak karar alma tarihsel olarak bügünlük yaşamın üretilmesini da ortaktır. Yedinci yüzyıldan sonra kandiller yüsel bir âdet değil, Romalıların Iulius Caesar’a konu edinmediği ve kültür yaygınlaştı (Eski Türkçesi yula, Farsça ve Osgösterdikleri saygının bir ifadesidir. Alım satım, bu faaliyetlerin ve yarattığı manlıcası çirağ). Etrüsk döneminden beri bilievlilik gibi önemli kararlar dahil, Caesar’ın yokürünlerin bütünü olarak tanen kandil Latince candela, candere (parlamak, luğunda karar almak zorunda kalan Romalılar, nımlanmadığı sürece, seçaydınlık olmak), Sanskritçe “cand” (parlamak) para atarak, onun resminin yukarı gelmesi durukinlerin veya yönetenlerin kökünden gelir. Cam şişelerle kullanılan kandilmunda imparatorun bu karara onay verdiğini tarihi ve tartışmaları olarak lerin çok kollu ve zincirle asılanlarına Farsça kabul etmişlerdir. kalacaktır. Son döneme kaasılan anlamında “avize” denmişti. dar kültür tarihi, günlük dildeki ‘kültürlü olmak’ tanıEmzik mına uygun biçimde siyasal Bigudi Emzik, emmek kökünden gelir; “em”in bir düşünceler tarihi, sanat tariFransızcadan aldığımız “bigoudi”nin aslı, İsanlamı da ilaç, devadır. Memenin Türkçesi de hi veya halk kültürü/ folklor panyolca “bigote” yani bıyık sözcüğünden türe“emcik”tir. Bebeklerden söz edilmediği sürece konusu olarak anlaşılmıştır. tilen “bigotelle” olup on yedinci yüzyılda bıyık göğüs denmesi gereken meme Latince mamTarih bilimindeki yeni gelişdüzeltme cımbızı olarak Fransa’ya girmişti. ma’dan gelir, çocuk dilinde anne demektir. melerle bu dar tanımlardan CUMHURİYET KİTAP SAYI 1155 çıkılmaya başlanmıştır. Ancak kültür tarihi çalışmalarında da tarihçiliğimizde yaşanan sorunların etkileri kendisini gösterir” şeklinde özetliyor. Bu yaklaşımın bir sonucu olarak ortaya çıkan kitaptaki bilgiler kimi zaman insanı hayrete düşürüyor, kimi zaman eskilerde kalan bir şeyleri mutlulukla hatırlatıyor, kimi zamansa gülümsetiyor. Ancak belki de kitabın daha da belirleyici olan etkisi kültür, kültür tarihi ya da daha genel anlamıyla tarih üzerine durup bir daha düşünmeye sevk etmesi. Kitap aynı zamanda, verili bilgi ve normların farklı perspektiflerle ele alınmasının mümkün olduğunu gösteren bir çalışma. Hem kültür hem de dilbilgisi açısından çok “biz”den gibi duran zıbın sözcüğünün yolculuğuna İtalyanca ve İspanyolca hırka anlamına gelen sözcüklerden başlaması en azından şaşırtıcı. Söylencesi Nuh’un gemisine dek uzanan aşurenin farklı çeşitlerde de olsa pek çok kültürde ortak olması gibi olgular çoğu zaman farkında olsak da bazı gerçekleri ihmal ettiğimizin bir göstergesi gibi karşımıza çıkıyor. ve diğer masa donanımının önce İtalya’da benimsenerek Fransız biçimiyle dünyaya yayılması, mobilyanın ilk modern biçiminin, biranın yayılmasında Hollanda etkisinin görülmesi, elektronik aletlerde İngiltere ve ABD’nin üstünlüğü, üretimin yeni örgütlenme biçimleri ve ölçeğiyle çakışmaktadır. Kapitalizmin gelişme evrelerinin yeni anlamlandırmalar, talepler, teknolojiler ve ürünlere tekabül etmesi demek olan bu sürecin her toplumun ekonomi, siyaset ve kültüründe yarattığı etki ve tepkiler de farklı olacaktır. Kitapta kullanılan görsellerle ilgili de küçük bir parantez açalım. Görsellerin büyük bir kısmını, geçen yüzyılın ilk yarısında yayımlanmış gazete ve dergilerdeki reklam, afiş ve karikatürler oluşturuyor. Aradan geçen yüz yıla yakın sürede yalnızca dilin değil tarzın da büyük bir değişime uğradığı görülebiliyor. Görseller daha eskilere uzanan gravür ve minyatürler ile eski aile albümlerinden fırlamış gibi duran siyah beyaz fotoğraflarla zenginleştirilmiş. Gündelik Hayatımızın Tarihi, bir anlamda bir sözlük gibi düşünülebilir. Kitapta, kültür ve uygarlık ürünlerinin tarih, coğrafya, kültür, medeniyetler ve zaman içinde yaptığı yolculuklara karşılaştırmalı etimolojileriyle birlikte yer veriliyor. Anlaşılan o ki kültür ve uygarlık ürünlerinin bu yolculuğu basit bir etkileşimden kaynaklanmıyor. Kitabın ana başlıklarından da anlaşılabileceği gibi bunlar, konu her ne olursa olsun geçişkenlik, dönüşüm, kabullenme ya da reddetme ile basitçe açıklanabilecek olgular değil. Toplu ama çeşitli, benzer ama zengin, farklı ama tanıdık bir insanlık özeti, kitabın sayfaları arasında sizleri bekliyor. ? Gündelik Hayatımızın Tarihi/ Kudret Emiroğlu/ İş kültür/678s. ? SAYFA 8 ? 5 NİSAN 2012