Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B ? İno v RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ KİTAP GÖLGESİ Büyük Sözcük Fabrikası Büyük Sözcük Fabrikası, dilin büyüsünü vurgularken ‘sözcükler bizi nereye kadar taşır?’ sorusu üzerine düşündüren bir kitap. ? Mavisel YENER üyük sözcük fabrikasının ülkesinde yaşayan insanlar neredeyse hiç konuşmazlarmış. Bu tuhaf ülkede sözcükleri satın almak ve onları söyleyebilmek için yutmak gerekirmiş. Evet evet, yanlış okumadınız; yutmak gerekirmiş. Sözcük fabrikası geceli gündüzlü çalışıp makinelerden çok çeşitli sözcükler çıkarırmış. Bu ülkede konuşmak pahalıymış, bazı sözcükler varmış ki onlar daha da çok para edermiş. Çok parası olmayanlar çöpleri karıştırıp, sözcükleri oradan bulurlarmış. Fakat çöpte bulunan sözcükler hiç de ilginç değilmiş. Bazı sözcükler ilkbahar ucuzluğundan ucuza alınabilir ama genellikle pek işe yaramazlarmış. Örneğin “vantrolog”, “filedentron” gibi… Arada bir rüzgâr çıkınca sözcükler havada uçuşmaya başlar, o zaman çocuklar kelebek fileleriyle onları yakalarlarmış. Yakaladıkları sözcükleri yutup söyleyebilmek onlara gurur verirmiş. İşte böyle bir günde minik Özgür filesiyle üç sözcük yakalamış: Kiraz, toz, sandalye. Onları çok değer verdiği, âşık olduğu Cemile’ye doğum gününde armağan etmek istemiş. Aslında “seni seviyorum” demeyi pek istiyormuş ama bu sözcükleri alabilmek için yeterli parası yokmuş. Cemile ve Özgür karşılaştıklarında birbirlerine sadece gülümseyebilmişler çünkü “günaydın, nasılsın?” diyebilecek sözcüklere sahip değillermiş.O sırada, Gürbüz ortaya çıkıvermiş. Gürbüz zengin bir ailenin oğluymuş, bol bol konuşuyormuş; Cemile’ye âşıkmış. İstediği her cümleyi kurabiliyormuş ona. Bu, Özgür’ü çok üzüyormuş. Cemile’ye olan sevgisini ifade edebilmenin başka yolu olmadığını düşünüyormuş. Oysa, onun filesiyle tuttuğu sözcükler Cemile’nin yüreğine konuyormuş. Bir gün Cemile ona gülümsemiş, yanağına bir öpücük konduruvermiş. Özgür birden, uzun zaman önce çöpte bulduğu bir sözcüğü anımsayıp, Cemile’ye söylemiş: “Bir daha!..” Büyük Sözcük Fabrikası, yazar ve ressamın yeteneği, hayal gücü sayesinde dokunaklı, incelikli bir aşk öyküsüne dönüşmüş. Birinin kalbini kazanmak için az sözcük yeter mi? Öykü, fakir olduğu için sözcük alamayan Özgür, zengin ve şımarık Gürbüz aracılığıyla, sosyal eşitsizlikler üzerine de düşündürüyor. Resimlerdeki özgün yaklaşım, arka planlarda oraya buraya uçan küçük harfler, farklı ışıklarla geliştirilmiş çizimler, zekice yapılmış gölgeışık oyunlarıyla olağanüstü bir tasarım başarısı sağlanmış. Valeria Docampo’nun, Buenos Aires Üniversitesi’nde Grafik Tasarım ve Görsel İletişim Bölümü’nden mezun olduğunu da ekleyelim. 1964 doğumlu Agnès de Lestrade, çok yönlü bir hikâye anlatıcısı olduğunu kanıtlıyor. Yazar kurduğu basit tümcelerle özel bir dünya yaratmış kitapta. Vücut dilinin önemi, sözcüklerin büyüsü, sosyal farklılıkların vurgulanmasının yanı sıra kendi sözcüklerimiz üzerine de düşündürüyor. Kişinin zenginliğinin üretebildiği sözcük sayısı ile ilgisi kitabın derinliklerinde… Pahalı sözcükler alamayacak kadar yoksul çocuğun serüvenini okuduktan sonra kendi hayatlarıyla ilgili pek çok keşif yapacak çocuk okurlar. Çoğu zaman hayat sözcüklerin önünde koşuyor… İyi okumalar.? www.maviselyener.com B Güzel, Açıkgöz, Cesur Kızlar : Kral Kızının Armağanı/ Beatrice Masini/ Resimleyen: Desideria Guicciardini/ Çeviren: Nükhet Amanoel/ Can Çocuk/ 2012/ 72 s./ 811 Güzel, Açıkgöz, Cesur Kızlar dizisinin her kitabı, bu özellikleri taşıyan farklı kızların öykülerini anlatıyor. İlk kitap “Yalancı Aynalar”da küçük prenses Agata ile tanışmıştık. İkinci kitap “Kocaman Ayaklı Çocuk” ise kocaman ayakları olan Menta’nın öyküsünü anlatıyordu. Bu kez kitabın kahramanı, bir kral kızı. Yaşlı kral ölüm döşeğindedir ve yedi çocuğunu yanına çağırıp, dünyayı dolaşmalarını ve ona en değerli armağanı getirmelerini söyler. Kim en değerli armağanı getirirse, tacını ona devredecektir. Çocukların altısı erkek, biri kızdır. İyi yürekli bilge kralın en küçük çocuğu olan Uma, henüz on yaşındadır. Küçük, üstelik de bir KIZ! Kraliçe olmayı istiyor mu? Erkek kardeşlerin alaycı bakışları üzerindeyken, yarışmaya o da katılmalı mı? “İnsanın tek başına yapması gereken bir dolu şey vardır Uma. Bu da onlardan bir tanesi. En güzel hediyeyi getirmesen bile, kraliçe olmasan bile, göreceksin bu yolculuğun sana hem şimdi hem de büyüdüğünde çok faydası dokunacak. Tek başına yaptığımız şeylerdir bizi büyüten. Tek başına verdiğimiz kararlar… Tek başına seçtiğimiz şeyler…” Hikâye, sıcak ve uzak bir ülkede, büyük ve tehlikeli hayvanların yaşadığı bir savanada geçiyor. Böylesi tehlikeli bir yörede Uma, tek başına, babası için armağan bulmaya çıkar. Yolculuğunda dişi bir aslan, bir yılan, bir timsah, bir de hipopotamla karşılaşır. “Savanada yaptığım yolculuk sırasında iki şey öğrendim: Gözyaşlarının güzel ve değerli olabileceğini ve büyümemize yardımcı olanın kendi başımıza yapmayı öğrendiğimiz şeyler olduğunu… Annem bunu bana söylemişti söylemesine; ama ne anlama geldiğini ancak tehlike altında anladım. Ve hiç korkmadım… Daha doğrusu, pek korkmadım.” Uma’nın yolculuğuna katılmaya ve sürpriz sona hazır mısınız? Kocakafa NateSınıfta Tek Başına/ Lincoln Peirce/ Çeviren: Oya Alpar/ Altın Yayınları/ 218 s./ 2012/ 7+ Nate büyük işler için yaratıldığını biliyor. Gerçekten büyük işler... Ama siz müthiş biri olsanız da hayat istediğiniz gibi gitmeyebilir. Nate’in başı beladan kurtulmaz, ama bu onu rahatsız ediyor mu? Hayır, asla! O zaten büyük bir adam olduğunu biliyor. Nasıl mı? Çok basit. Şans kurabiyesi falından. Karikatürist, yazar Lincoln Peirce’nin çizgi roman tadındaki bu kitabındaki karakteri Koca Kafa Nate’yi çocuklar çok sevecek. İkinci kitabın da çıkmak üzere olduğu haberini verelim Açıl Bahçe Açıl/ Aytül Akal/ Resimleyen: Mustafa Delioğlu/ Uçanbalık Yayınları/ 36 s./ 2012/ 5+ Mevsimlerden ilkbahar olunca, öğretmenin aklına ilkbaharla ilgili bir ödev vermek gelir. Ödev hazırlamak kolay! Ne de olsa bilgisayarda her şey var. Peki, gerçekten öyle mi? Bilgisayar bize erik ağacında cıvıldayan kuşları, onları avlamak için pusuda bekleyen mırnavı, oraya buraya konan uçuç böceğini anlatabilir mi hiç? İlkbaharla ilgili bir ödev hazırlarken kuru kuruya sanal bilgilerle uğraşmak niye? Bahar geldi. Kapıları sonuna kadar bahçelere açalım. İlkbaharın her bir tonunu içimizdeki bahar coşkusuyla doğanın kucağında yaşayalım... Çocuk yazınının renkli kalemlerinden Aytül Akal, bu eğlenceli öykünün satır aralarına serpiştirdiği iletilerle, eğitimde kuru bilginin yeterli olmadığına, gözlemleyerek öğrenmenin kalıcılığına ve gerçekçiliğine mizahi bir dille vurgu yapıyor. Ezberci bir eğitim mode line tabi olmadan bilginin kaynağına ulaşabilmek içinse kişisel deneyimin kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor. Şiirsel bir akıcılıkta ilerleyen dili, gökkuşağının tüm renkleri ile boyanan resimleriyle Açıl Bahçe Açıl, çocukları ilkbahar mevsimiyle tanıştırmak için gereken her türlü içeriğe sahip, bahar kadar canlı, sımsıcak bir kitap... Yetişkinler Ejderhalardan Neden Korkar/ Hazırlayan: İshak Reyna/ Günışığı Kitaplığı/ 200 s./ 2012/12+ Hazırladığı edebiyat seçkileriyle tanınan akademisyen, yazar İshak Reyna, bu kez Türk ve dünya edebiyatından deneme yazılarını gençler için özenle seçti. Birbirinden etkileyici 30 deneme yazısından oluşan seçkinin amacı, gençleri edebiyatın bu yenilikçi türüyle yakınlaştırmak. Kitapta yer alan yazarlar: Bilge Karasu, Çetin Altan, Fatih Özgüven, Ferit Edgü, Haldun Taner, Melih Cevdet Anday, Memet Fuat, Murathan Mungan, Nermi Uygur, Nurullah Ataç, Onat Kutlar, Oruç Aruoba, Perihan Mağden, Sabahattin Eyüboğlu, Selim İleri, Albert Camus, Eduardo Galeano, Francis Bacon, Friedrich Nietzsche, Hermann Hesse, John Berger, Jonathan Swift, Juan Goytisolo, Michel de Montaigne, Nick Hornby, Rainer Maria Rilke, Rolan Barthes, Umberto Eco, Ursula K. LeGuin, Virginia Woolf. İshak Reyna’nın “Merhaba” başlıklı giriş yazısından: “Kuşkusuz, ne yaşadığımız coğrafyadaki, hele ne de dünya üzerindeki deneme yolculukları, tatları buradakiler kadar. Elindeki kitap, bir tür “açılış partisi”. Dolayısıyla, bu partinin şeref konuğu olarak burada tanıştıklarınla ilgili izlenimlerine de, okur ya da yazar, denemede bundan sonrasında çıkacağın yeni yolculuklara da elbette sen karar vereceksin… Yolun açık ve çeşitli olsun…” Çocuklara En Güzel Öyküler/ Aziz Nesin/ Resimleyen: Burcu Yılmaz/ Nesin Yayınevi Çocuk Cenneti Kitaplığı/ 80 s./ 2012/ 9+ Gülmece yazınımızın büyük ustası Aziz Nesin’in öyküleri çocuklarla yeniden buluştu. Çocuklar için yapılan bu yeni seçkide Nesin’in olağanüstü gözlem ve anlatım gücü bir kez daha karşımıza çıkıyor. Spor karşılaşmalarından çocuk eğitimine, küçük hesaplar peşinde koşanlardan olağanüstü serüvenler yaşayanlara dek birbirinden ilginç insan tiplerini konu alan öyküler herkesin başucu kitabı olmayı sürdürüyor. Gülmece ile toplumsal eleştirinin dünyada az rastlanacak başarıyla bir araya geldiği bu öyküleri beğeniyle okuyacak, Aziz Nesin’in diğer kitaplarının da peşine düşeceksiniz. Aferin Çocuk/ Utku Erişik/ Resimleyen: Mustafa Bilgin/ Tiyatrobirileri Yayınları/ 215 s./ 2012/ 12+ Tiyatro sanatçısı Utku Erişik’in kaleme aldığı, Mustafa Bilgin’in resimlediği ve Cumhuriyetimizin yetiştirdiği en büyük değerlerden ünlü sumerolog ve yazar Muazzez İlmiye Çığ’ın önsözde çocuklara bir mektupla seslendiği “Aferin Çocuk!” Atatürk’ün “altı ilke”sini bir serüven romanı kurgusu içinde anlatıyor. Yaz tatilini Gökçeada’da bir çadır kampında geçiren İlke, orada tanıştığı arkadaşları Çiğdem, Ege ve Emre, unutulmaz bir öykünün kahramanları olur. Dört arkadaş, bu tatilde hiç beklemedikleri bir anda, kendilerini heyecan dolu bir serüvenin ortasında bulur. Bu serüven, onları Atatürk’ün altı ilkesine doğru büyülü bir yolculuğa çıkarır. Yolculuk sırasında tanık oldukları ilginç olaylar ve tanıştıkları kişiler, onlara Atatürk’ün bu altı ilkesinin yanı sıra, ülkemizin sahip olduğu tarihsel ve kültürel birikimin büyüklüğünü de öğretecektir. Kitabı okurken siz de onlarla birlikte bu yolculuğa çıkacak, onların sevinçleri? ne ve hüzünlerine ortak olacaksınız… CUMHURİYET KİTAP SAYI 1155 yor: “Hor gün ne d bu dünya insanlar sunulurs kime diy dan eve nı’nın el yeni bir a Bunu yap Eğlencel çok hoşu Tehlike. çocuklar kahrama mı? Bun mediğin tehdidi a maya ça atlar, gri insanları. kolay mı faya atla başınıza Çok eğle ufak tefe Onlar he zaman d da öğret yanları va mek için lancının m rış’ın ann retmen. oluyoruz goz, şaş ve heyec çocuklar bu roma zarın Şen kak Kızla daha ay *Büyük Sözcük Fabrikası, Agnes de Lestrade, Resimleyen: Valeria Docampo, Çeviren: Çağıl Öksüztepe, Aylak Kitap, 36 s., 2012, 6+ SAYFA 22 ? 5 NİSAN 2012 le aynı w Kuşu’yla yor. Jaso ve AnkaK CUMH