04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ? an/ İnsan ve Uygarlık/ Cafer Tiryaki/ Berfin Yayınları/ 510 s. Kırmızı”, hem hayatındaki her şeye esprili gözle bakan bir gencin komik günlüğü hem de her yaştan insanın okuyabileceği, ilk aşkın heyecanını yeniden duyumsatan, sevginin ve yaşamda geçen her dakikanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatan bir aşk romanı. Ömrün Yazı/ Berat Alanyalı/ Bilgi Yayınevi/ 160 s. Berat Alanyalı; insanın duygusal derinliklerini yalın sözcüklerle anlatabilen bir yazar. İlk kitabı “Tin Kovuğu” ile öykü dünyasında yer alan bu özgün kalem, kısa, daha kısa, bazen çok kısa yazmayı ve okurunu düşünmeye zorlamayı seviyor. “Ömrün Yazı” tamlamasındaki çift anlam bu kitaptaki öykülerin bölümlenmesinde de, yazarın anlatımında da tanımadık bir dalga gibi vuruyor insanı. Bazen bir cümlelik bir dünyayı, bazen biraz daha uzun olan, kanaması durmayan bir yarayı anlatabiliyor. Bin Yılın Çayı – Osmanlı’da Çay ve Çayhane Kültürü/ Kemalettin Kuzucu/ Kapı Yayınları/ 602 s. Kemalettin Kuzucu’nun on yıllık uzun çalışmasının ürünü olan “Bin Yılın Çayı” okuyucuların, meraklıların ve tiryakilerin karşısına çıkıyor. Kuzucu bu geniş kapsamlı çalışmasında çay ve çevresinde gelişen kültüre derinlikli ve bütünlüklü bir bakış atmaya çalışıyor. Çayı; Türk ve çay kelimelerinin beraberce geçtiği 8. yüzyıldan bugüne kadar taşıyan yazar, tarihsel geri planının yanında ekonomik ve sosyal yönden de konuyu irdeliyor. Çay sadece Türkiye bağlamında da ele alınmıyor kitapta. Çin üzerinden yeryüzüne dağılışından teknik işlemlerine birçok konu bu bağlamda gözler önüne seriliyor. Bir İstanbul Vardı/ Cem Atabeyoğlu/ Destek Yayınevi/ 224 s. “Ben, İstanbul’da doğdum. İstanbul’da büyüdüm. Seksen sekiz yılı aşan ömrüm hep İstanbul’da geçti. Çocukluğumun, delikanlılığımın, gençliğimin geçtiği bu şehirde arkamda bıraktım yaşlarımı. Ömrümün ihtiyarlık çağındayım şimdi. İstanbul’u yazarak tadını çıkarıyorum İstanbullu olmanın. Bir kez daha... Azraille randevum nerededir, bilinmez. Fakat yine de bu şehirde olmasını isterim kabrimin. Mezar taşımda İstanbullu yazmasını isterim.” Yılların gazetecisi, bir İstanbul aşığı Cem Atabeyoğlu’nun kaleminden İstanbul anlatılıyor bu kitapta. James Dean – Mutant Kral/ David Dalton/ Çeviren: Berna Gülpınar/ Artemis Yayınları/ 462 s. David Dalton’ın kitabı Metod ekolünden gelip ilahlığa terfi eden James Dean’in hayatını ve kamuoyunda bilinen imajını derinlemesine inceleyerek zorlu yollardan geçmiş, çok yetenekli bir adamın büyüleyici portresini sergiliyor. Dean’in kendini yoktan var eden yepyeni bir tür bir mutant olduğunu iddia eden Dalton, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal hareketin fünyesine, Asi Gençlik fenomeninin tanrısına yakışır bir biyografi sunuyor. Dean’in yaşam öykü sünü ve kariyerini, hakkını vererek inceleyen tek ciddi çalışma olarak nitelenen kitap, büyük bir aktöre duyulan derin bir saygının da ifadesi aynı zamanda. Paris, Modernitenin Başkenti/ David Harvey/ Çeviren: Berna Kılınçer/ Sel Yayıncılık/ 480 s. David Harvey “Paris, Modernitenin Başkenti”nde; Balzac, Baudelaire, Flaubert, Zola gibi edebiyatçıların tasvirleri ve gelecek vizyonları, Daumier’in karikatürleri ve Marville’in fotoğrafları eşliğinde Haussmann’ın kenti ‘zorla modernliğe sürüklediği’ ve baştan yarattığı İkinci İmparatorluk Parisi’nden bugüne bakıyor. Harvey’in her yönüyle gözler önüne serdiği Paris’in öyküsü, aynı zamanda içinde yaşanılan kentlerin öyküsüne, örneğin İstanbul’un 80 sonrası dönüşümüne dair de çarpıcı ve net bir fotoğraf koyuyor. Kusursuz Cinayet Yoktur/ Sevil Atasoy/ Doğan Kitap/ 242 s. Ünlü adli tıp uzmanı ve kriminolog Sevil Atasoy bu kitabında, sadistlerin ve mazoşistlerin kanlı serüvenlerini aktarıyor, zevkine ölüm dosyalarını aralıyor. Atasoy, ağırlıklı olarak cinsel zevk amaçlı cinayetleri ve seksüel seri katilleri ele aldığı “Kusursuz Cinayet Yoktur”da, asla bulunmak istemeyeceğiniz evlerde yaşananlar, günlerce süren işkenceler, yanlışlıkla on dokuz yıl cezaevinde kalan masumlar ve yanlış değerlendirilen deliller Atasoy’un incelikli anlatımıyla okuyucuların karşısına çıkıyor. Sanayileşmenin Gizli Tarihi/ HaJoon Chang/ Çeviren: Emin Akçaoğlu/ Epos Yayınları/ 298 s. Sanayi devriminin kökenlerinden bugüne kadar cereyan eden ekonomik gelişme ile egemen doktrinin anlattıkları arasındaki uçurum giderek büyüyor. HaJoon Chang da bunun gerçekte ne olduğunu gözler önüne sererek bu boşluğu gözler önüne seriyor. Chang’ın zekice analizleri, saltanatları hâlâ süren doktrinlere dayanan ekonomik reçetelerin, özellikle gayet korumasız ve savunmasız olanlara hangi amaçla ve nasıl ciddi zararlar verdiğini ve bu zararların devam edeceğini gösteriyor. Bebeğimi Büyütürken/ Cengizhan Elmas, A. Murat Tuncer/ Remzi Kitabevi/ 366 s. Alanında uzman iki ismin; Cengizhan Elmas ve A. Murat Tuncer’in ortak çalışmasından doğan “Bebeğimi Büyütürken” karşılaşılan veya akıllara gelen soruların yanıtını bir arada görme imkanı sunuyor okuyucuya. “Bebeğimi Büyütürken”, anne ve babalara ‘neyi, nasıl, ne zaman’ yapmaları gerektiğini bulmaları için uzmanları tarafından hazırlanmış yol gösterici bir rehber. Kitabın peşinden gittiği birkaç soru: “Bebeğimin ilk saatlerinde beni neler bekliyor?, Bebeğimi emzirirken nelere dikkat etmeliyim?, Bebeğim hangi aylarda nasıl bir gelişim izler?, Hangi oyuncak, hangi ay için en uygunudur?, Başına herhangi bir kaza gelirse, ilkyardım uygulamaları nasıl olmalıdır?” ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1150 devda Retor şeynin ıyor. ni soo ve n ve k çok eyifli İnsanın Afrika’dan çıkışı sırasında ve öncesinde neler oldu? “Tarihe uygarlık kurucu olarak giren topluluklarla onları yağmalayarak yaşayan ekonomiler. Zorun ve köleliğin tarihsel kökleri. İnsanı sürüden topluluğa, kabileden halka ve sonunda ulusa götüren sürecin zorunlu toplumsal ve genetik yasaları. Irk kavramını yaratan doğal etkenlerin doğuşu.” “İnsan ve Uygarlık”, bütün bunları yaratan nedensellik zincirini halka halka irdeliyerek odağında insanın doğruluk ve özgürlük tutkusunun yer aldığı bu hem görkemli hem de alabildiğine trajik tarihsel sürece köklü ve devrimci bir açıklama getiriyor. Kapitalizmin Sınırları ve Toplumsal Proletarya/ Haluk Yurtsever/ Yordam Kitap/ 408 s. “Dünyayı daha iyiye, güzele doğru değiştirmek, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum kurmak gerçekten olanaklı mı? Bu büyük dönüşümün motoru olacak bir toplumsal özne var mı? Daha hakça, eşitlikçi ve özgür bir topluma geçiş için gerekli toplumsal rolü kim, hangi güç ve özneler yerine getirebilir?” Elimizdeki kitap bu sorulardan yola çıkarak, güncel kapitalizmin ekonomik toplumsal eğilimlerini, çelişkilerini ve sınırlarını çözümleyerek, bugünkü dünyanın içinden sınıfsız, sömürüsüz bir topluma yürümenin ancak toplumsal proletaryanın başını çektiği antikapitalist hareketlerin birleşik/bileşke hareketiyle olanaklı olduğunu 2011 öfke ve isyanlarını da değerlendirerek çeşitli sorulara yanıtlar vererek anlatıyor. Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk/ Bruce D. Perry, Maia Szalavitz/ Çev.: Elif Söğüt/ Okuyanus Yay./ 300 s. “Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk”ta Bruce D. Perry, çocuk psikolojisi ve travma üzerine uzmanlaşmış bir psikiyatrist olarak, yıllar içerisinde deneyimlediği sarsıcı, yaralayıcı aynı zamanda ilham verici, en önemlisi de sevmek ve kaybetmek üzerine çok şey öğreten iyileşme hikâyelerini bu kitapta topluyor. “Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk”, her yaştan kişiye sevgiyi en baştan anlatıyor, öğretiyor. Çocukluktan başlayarak insan hayatı boyunca hissedilen iyi kötü bütün duyguları tekrar tanımlıyor. Kitap insanın duygularına bakışını yenilemeyi amaçlıyor. Süt Gibi Beyaz Kan Gibi Kırmızı/ Alessandro D’Avenia/ Çeviren: Eren Yücesan Cendey/ Turkuvaz Kitap/ 204 s. Leo, gitar çalan, motosikletiyle ve iPod’uyla yapışık yaşayan, ailesiyle ve ailesinin koyduğu kurallarla anlaşamayan, okuldan nefret eden 16 yaşında bir gençtir. Leo’nun eğlenceli yaşamı, okullarına gelen ve başta anlaşamadığı idealist öğretmen Hayalperest’le ve âşık olduğu Beatrice’nin lösemi olduğunu öğrenmesiyle birdenbire değişir. Artık Leo istese de istemese de büyümek zorundadır. İtalya’da haftalarca konuşulan ve birçok dile çevrilen yazarın ilk romanı “Süt Gibi Beyaz Kan Gibi SAYFA 28 ? 1 MART 2012 / atoadlı Sinea ca ve Mürisinn ye lerin vurunu lar/ lerin yol arkans”. Söya yer masınyor. larak azıra Elertletığı uyu ğlu/ n orkuköşe verbenolplara başta teren talur.” , Kan en güne ? FA 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle