14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mehmet Nuri Gültekin’den ‘Antep’ ‘Bir başarı hikâyesinin kentidir Antep’ “Memleket Kitapları” dizisi, Türkiye’nin taşrasını ve kentlerini alışılagelmiş “hemşerilik” kitaplarının dışına çıkarak anlatmayı ve anlamayı hedefleyen bir proje. Bu dizinin Antep adlı kitabı, serinin dikkat çeken eserlerinden biri. Mehmet Nuri Gültekin’in yayına hazırladığı kitap ekonomiden siyasete, futboldan emek sömürüsüne, tarihi imgesinden güncel sorunlara varana kadar Antep’i masaya yatırıyor. Kitabı derleyen akademisyen Gültekin’le ile çalışmanın hazırlanış süreci, yankıları ve Antep’iAntepliliği konuştuk. ? Mazlum VESEK emleket veya memleketlilik denildiğinde benim aklıma ilk olarak Edip Cansever’in ‘İnsan yaşadığı yere benzer’ dizesi gelir. Antep’i ve Antepli olmayı bu dize bağlamında nasıl tarif edersiniz? “Antep” veya “Anteplilik” sadece kendine has özellikleri olan bir durum değil. Aslında hiçbir yeri “nevi şahsına münhasır” olarak tanımlamak mümkün değil. Yani dünyada sadece “Antep” ve “Antepliler”e ait davranış, karakter ya da özellik (maalesef) yoktur. Bu durum Mersin için de aynıdır, Maraş için de Diyarbakır için de. Fakat bizim alışık olduğumuz ve içinde yetiştiğimiz kültürün “gurbet” veya “memleket” olgusu, geldiği yahut kendini ait hissettiği yerin biricikliği üzerine inşa edilir ki, gurbet olarak bulunduğu yeri, coğrafyayı da kendinin karşısında bir zorunlu bulunmuşluk mekânına dönüştürür ve bu düşünce “bir gün mutlaka memlekete dönme” gibi dünyevi bir eskatalojiyle kendini var eder. Büyük oranda bu dönme arzusu gerçekleşmese de, bu düşünce insanları, uzakta, gurbette, yâd ellerde her daim ‘uyanık’ tutar. Hemşericiliğin bu kadar güçlü olmasında da benzer bir yan var. Türkiye’deki, hatta Avrupa’daki Türkiye asıllı göçmenlerde de, binlerce hemşeri veya memleket derneğinin coğrafi yer adı dışında bütün özelliklerde benzeşmeSAYFA 10 ? 29 KASIM M sinin bu durumla alakası olsa gerek. Bunun için, pek çok kişinin beklentisinin tersine, Antep veya Antepliyi tek başına, biricik olarak tanımlamak için kullanacağımız her kavramın tüm Türkiye sathına teşmil etmek için ‘ortaklarının’ olduğunu, olacağını söylemek gerekiyor. Günümüze gelindiğinde, Antep, Gaziantep ya da Anteplilik daha çok ekonomik atılım, mutfak, yeni keşfedilen turizmle akla geliyor. Akla gelmeyenler veya getirilmek istenmeyenler de çoğunlukta tabii… “KİTAPTA, KENTE DAİR BİZE DAYATILAN ALGILARA CİDDİ BİR İTİRAZ VAR” Basından takip ettiğim kadarıyla derlediğiniz çalışma Antep’te ve genel anlamda basında ilgi görmemiş. Bunun nedenlerini tahmin edebiliyoruz. Benim, en başında takıldığım mesele kitabın adının ‘Gaziantep’ değil; Antep oluşudur. Çoğu ortamda Anteplilerden, ‘Gazi’ ifadesini kullanmadığım için tepki görmüşümdür. Kitabın adına itiraz eden oldu mu? Kitabın adı ile ilgili okuyuculara bilgi verirseniz sevinirim. Kitaba ilginin Antep dışında daha fazla olmasının pek çok sebebi var. Yeni çıkan kitapların kitapçı raflarında kendine yer bulması oldukça zor. “Çok satanlar” ya da daha popüler olanların ticari kaygılarla ön plana çıkması, günümüz koşullarında anlaşılabilir bir şey. Fakat kitabı okuyucunun ısrarı gündemde tutar. Bu kitaba aynı ilginin gösterilmediği aşikâr. En çok Antep’te ilgi görmesi ge2012 rekirdi, doğru. Ama maalesef Antep’te, Türkiye’nin pek çok kentinde olduğu üzere, kitaba ve okumaya ilginin azalması sadece popüler olanın daha çok ilgi görmesine neden oluyor. Diğer bir mesele daha var ki, asıl üzerinde düşünülmesi gereken de bu sanırım. Antep’te bugün itibarıyla üç tane üniversite var ve nereden bakarsanız bakın sadece üniversite öğrencisi yaklaşık otuz bin kişilik genç bir kitleden söz ediyoruz. Halihazırdaki eğitimli kişileri de “okuyucu” kitlesi varsaydığımızda çok ciddi bir nüfusa tekabül ediyor. Ama bunlara rağmen, Antep entelektüel geleneği olmuş, fakat bunu sürdürememiş kentlerden birisi. Yoksa kitapta da sadece bir yazı, Halil İbrahim Yakar’ın yazısı, Antep’in yüzyıllara uzanan literatisi, yani okuryazarları üzerineydi. Ama Türkiye’nin büyük bir bölümü gibi Antep de, okul tedrisatından geçmiş okuma bilenlerin çoğaldığı ama okuryazarlığın tam tersi şekilde azaldığı bir yer. Demem o ki, popüler veya çok reklamı yapılmayan kitaplara karşı ilgisizlik sadece bu kitaba özgü değil; genel bir toplumsal olgunun yansıması. Fakat şurası da bir gerçek: Bu kitabın iddiasının yanında “Memleket Kitapları” serisinin her türden milliyetçilikten münezzeh olma gerçeği, özellikle yerelliğin daha geçer akçe olduğu kentlerde, o kentteki mevcut elitlerin övgü dolu sayfa beklentilerine ne yazık ki cevap vermiyor. Pek tabii, Antep gibi devasa bir kentin tek bir kitapta anlatılması mümkün değildi ve kitabın böyle bir iddiası da yok. Ama yapmaya çalıştığımız “Antep” dendiğinde klasikleşmiş kişi ve yaklaşımlardan mümkün mertebede uzak duran ve farklı açıdan kente, kültüre, tarihe, bugüne bakabilmekti. Yoksa bugün Antep dendiğinde her bakımdan köşeleri tutan söylem ve şahsiyetlerle de aynı kitap olabilirdi. Nitekim böyle çalışmalar da var. Ama kitapta da belirttiğimiz gibi bu kente dair bize dayatılan imge ve algılara ciddi bir itiraz var, onların ezberlerinin mükerreri yok. Ayrıca gerçekten onları tekrar etmenin de manası yoktu. Herkes kendi kentini, kendi Antep’ini anlatır veya anlatacaktır. Bu kitap bütün yazarlarımızın, ki sayenizde tekrar teşekkürlerimi göndermek isterim hepsine, yazdıkları hakikaten yeni ve ezber bozan şeylerdi. Dolayısıyla ezber hafızlarına ve itibar tacirlerine hitap etmiyordu. Böyle olduğu için de kitabı amacına ulaşmış addediyorum. Onun için bu editoryal kitaba biraz da böyle yaklaşmak var. Fakat bu çalışmanın ‘at sineği’ rolü gördüğüne de şahit oluyoruz; itiraf etmem gerekirse, bu bizi sevindiriyor. Sorunuzun ikinci kısmına gelince yani neden Gaziantep değil de Antep meselesi… Bana göre “Antep” daha kadim ve kapsayıcıdır. Gaziantep isminin resmibürokratik yanı söz konusu. Yani biz Antep il yıllığı yapıyor olsaydık bu ismi seve seve kullanırdık. Kaldı ki, Antep’i Gazi yapan bütün süreçlere ve yaşanılanlara karşı bir saygısızlık da değil bu. Ama şunu eklememe müsaade edin: “Gaziantep”in Antep’e tercih edilmesi, 2000’li yıllardan sonra Türkiye’deki malum havanın yansıması. Bir de şehir içinde, “Antep” kullanılır. Sizin dediğiniz itirazları biraz da dışarıda kimlik oluşturucu bir argüman olarak ele almak gerekir. Dediğim gibi, kentin adı Antep’tir. Gaziantep diyenlere herhangi bir itirazımız yok. Ama bu kitap kenti “Antep” olarak anlamaya çalışıyor, zira yüzyıllara uzanan bir geçmişe bakma iddiası taşıyor. 1920 sonrasını kendimize milat olarak alsaydık, dediğiniz kavram daha uygun olurdu ama bizim meselemiz isim değildi. “Ta ezelden taşkındır…” sözü de eski bir Antep türküsündendir. Sevgili Tanıl Bora kitabın isim babasıdır. Biz de sevdik bu ismi. “Antep İmgesinin Zaman İçindeki” dönüşümü yazınızda, genel anlamda ulusdevlet çağının kenti olarak yaratılan Antep imgesini itirazınız var. Peki, Ulusdevletin Antep’iAnteplisi ile Osmanlının ya da daha öncesinin Antep’iAnteplisi arasındaki fark ne? Bu iki çağın kentikentlisi kendini nasıl ifade eder? Bizim kitaptaki ‘itiraz’ olarak addedilen vurgularımız, kitapta genelde yirminci yüzyıldan geriye doğru giden her okuma biçiminin zamanın damgasını taşıdığı ya da taşıyacağı kabulünden kaynaklanıyor. Daha net ifade etmem gerekirse, biz bütün zamanlarda ve dönemlerde yirminci yüzyıldaki ezber haline getirilmiş ideolojik tekrarlarda dile getirilen tek etnili, tek kültürlü, tek dilli bir Antep’in olmadığını söylüyoruz. Zaten Memluk ve Osmanlı bakiyesi, her daim sınırlarda ve bütün ticaret yollarının kesiştiği bir coğrafyada kendini var eden bir kentin tekçi veya tekli kimlik tanımlamalarının tarihsel ve sosyolojik olarak sorunlu olacağını söylüyoruz. Ayrıca özellikle 1921’den sonra Fransız işgali başta olmak üzere kentin kaderini etkileyen yakın tarihi olaylar her seferinde değişik ton ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1189
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle