23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ayla Kutlu Edebiyatı: 1. Kadın Yazarlar Sempozyumu Bildiriler Kitabı Ayla Kutlu Edebiyatı Eleştirisine Yeni Bir Katkı Ülkemizde yazılı edebiyat eleştirisinin ve kuramsal edebiyat tartışmalarının tarihi, Batı’daki örnekleri kadar köklü değil. Bunun önemli nedenlerinden bir tanesi, edebiyat tartışmaları üzerinden kültürel ve toplumsal belleğin oluşturulmasında, korunmasında ve hatta sorgulanmasında yakın tarihe kadar yazıya ve “kayda geçirmeye” yeterince emek harcamamamızdır. Elimizdeki kitap bu alanda bir bellek oluşturmanın ilk adımı. ? Gülden HATİPOĞLU yla Kutlu Edebiyatı: 1. Kadın Yazarlar Sempozyumu Bildiriler Kitabı’nı elime aldığımda Günseli Sönmez İşçi’nin yıllar önce söylemiş olduğu bir söz geldi aklıma: “Modern olmak kayıt tutmaktır”. Yeni Yüzyıl Üniversitesi tarafından Mayıs 2012’de ikincisi düzenlenen ve önümüzdeki yıllarda da düzenlenmeye devam edecek olan “Kadın Yazarlar Sempozyumu”nun ilkinin kaydını tutan bir arşiv niteliğinde bu kitap. Ülkemizde yazılı edebiyat eleştirisinin ve kuramsal edebiyat tartışmalarının tarihi, herkesin malumu olduğu üzere, Batı’daki örnekleri kadar köklü değil. Bunun önemli nedenlerinden bir tanesi, edebiyat tartışmaları üzerinden kültürel ve toplumsal belleğin oluşturulmasında, korunmasında ve hatta sorgulanmasında yakın tarihe kadar yazıya ve “kayda geçirmeye” yeterince emek harcamamamızdır. Kaldı ki, edebiyat eleştirisi ait olduğu gelenekten beslenir; gelenek ne denli köklü ve çoksesliyse tartışmaların kalitesi o denli yüksek olur. Eleştirmenin dilinin ve kaleminin tanıdığı, diyalog kurduğu bir arşiv vardır hep. Türkiye’de bu birikime katkıda bulunan çok sayıda sempozyum, konferans ve anma toplantısı düzenlenmesine karşın, bunların pek azı kitaplaştırılıyor maalesef. Ya da, ticari yayınevleri tarafından basılanlar genel okura ulaşabiliyor sadece. Nitelikli edebiyat eleştirisi, iyi birer edebiyat okuru olmanın yanı sıra edebiyat eleştirisi geleneğini de bilen ve takip eden yazar ve araştırmacıların kaleminden çıktığına göre, üniversitelerce düzenlenen bu tür etkinliklerin kitaplaştırılması – baskın bir akademik dilin ötesine geçebildikleri sürece – oldukça önemli. Günseli İşçi Ayla Kutlu Edebiyatı’na yazdığı kapsamlı giriş yazısında, okur ve eser arasındaki ilişkiyi ve okuSAYFA 8 ? 11 EKİM 2012 ma eylemini kuramsal bir süzgeçten geçiriyor ve donanımlı birer okur olan filozofların, edebiyatçıların ve incelemecilerin kaleme aldıkları eleştiri yapıtlarının “donanımlı okurlar” yaratacağının altını çiziyor. A KADIN YAZARLAR Kitabın içeriğine geçmeden önce, sempozyum serisinin başlığındaki ‘kadın yazarlar’ vurgusuna ve bu vurgunun “arşiv”le ilişkisine değinmekte fayda var. Her ne kadar şahsen “kadın yazar” ve “kadın edebiyatı” tanımlamalarına sıcak bakmasam da, dünyanın geri kalanında olduğu gibi Türkiye’de de kadın yazarların yazın ve eleştiri dünyasında yeterince görünürlük kazanmadığı ve sektörleşen edebiyat camiasının hâlâ belli oranda erkek egemen olduğu düşüncesine hak vermiyor değilim. Yine de, “kadın yazar” tanımlamasını kullanmaya devam ettikçe bu ayrımın ortadan kalkmak yerine pekiştirilmeye devam ettiğini, dikotomik söyleme dayalı ötekileştirmeyi beslediğini düşünüyorum bir yandan. Bir kategoriyi kendi alanının sınırları içerisinde, kendine ait bir söylemle özgürleştirmek, asıl sorunsal olan ‘bütünün söylemi’ni dönüştürmede ne derece etkilidir gibi sorular bir yana, “kadın edebiyatı” vurgusundaki politik duruşun önemini göz ardı etmek mümkün değil. Zira edebiyat ve politikanın kesiştiği noktada, bu tür tartışma alanları açmak, egemen ideolojinin kaydını tuttuğu yazılı kültür arşivinin dışarıda bıraktıklarını kültürel mirasa dahil etme çabasıdır. Yer yer mecazi anlamıyla kullandığım ‘arşiv’in otoriteyle ilişkisine Derrida Arşiv Ateşi’nde kelimenin etimolojik kökenine inerek değiniyor. Dilimize Fransızcadan (archive) geçen arşiv kelimesi, hükmetme ve buyurma yetkisine sahip Atinalı yüksek mahkeme yargıçlarının (archon) evi, ikametgâhı, meskeni anlamına gelen Yunanca arkheion kelimesinden geliyor. Politik gücü elinde tutan bu kişilerin yasaları yapma veya temsil etme hakkına da sahip oldukları düşünülür Kutlu’nun bu sempozyumlar dizisinin ilk yazarı olarak seçilve bu kişiler resmi evrak Ayla mesinin nedeni, pek çok yazara kıyasla hak ettiği karşılığı hayatları evlerinde, yani arkhe tayken gören bir yazar olması. ion’da tutarlarmış. Dolayısıyla bu otorite temsilcileri bütün belgelerin gardiyanı sayılmakla kalmayıp, arşivleri yorumlama yetkisine de sahiplermiş.1 Velhasıl, toplumların siyasi ve kültürel belleğinin şekillenmesinde önemli rol oynayan otorite, neyin hatırlanması gerektiğini de belirler. İronik olan şu ki, arşivin aslında unutmayla olan ilişkisi, bellekle ve hatırlamayla olan ilişkisinden daha güçlüdür; şayet hatırlayabilseydik, ya da unutmasaydık arşivlere ihtiyacımız olmazdı. Unutmanın meydana getirdiği boşlukları arşivyapıcılar seçtikleri anlatılarla doldururlar. Giriş yazısında, edebiyat eleştirisinin “esas itibariyle bir okuma eylemi” olduğunu söyledikten sonra, Wolfgang Iser’e referansla, metnin alıcısı olan okurun “boşlukları”, “belirsiz alanları” veya “yazılmamış” bölümleri doldurduğunu ifade eden Günseli İşçi, aslında bu sempozyum dizisiyle amaçlananın ne olduğuna da dolaylı olarak işaret ediyor. Yani, bir makrometin olarak okuduğumuz edebiyat eleştirisi arşivinin veya kanonunun dışarıda bıraktığı ya da öne çıkarmadığı mikrometinleri okuma sürecine dahil ederek arşive katmak ve başka boşlukları doldurmak. Bir ülkedeki edebiyat eleştirisinin zenginleşebilmesi için lazım gelen katkılardan biri de budur kuşkusuz. Ayla Kutlu’nun bu sempozyumlar dizisinin ilk yazarı olarak seçilmesinin nedeni, eleştirel karşılığını yeterince bulmamış bir yazar olması olamaz elbette. Bilakis, pek çok yazara kıyasla hak ettiği karşılığı hayattayken gören bir yazar Kutlu. Bu noktada ön plana çıkan, Ayla Kutlu’nun, tarihimizin belli süreçlerinin kaydını tutmuş olan yazılı ve sözlü anlatılarda ve belleklerde unutulmuş, yok sayılmış, göz ardı edilmiş ve sesi kaydedilmemiş karakterlere ses vermesiyle; kanıksanmış cinsiyet rollerinde, merkezin egemen söyleminde ve büyük anlatılarda otorite tarafından özellikle kadına biçilen kimlikleri sorgulamasıyla; ayın karanlık yüzüne ışık tutmasıyla ve başka türlü bir oyunbozan olmasıyla, yukarıda bahsettiğim meseleyi kendine mesele edinmiş bir yazar olması. Sempozyumda yaptığı açılış konuşması da kitaba eklenmiş olan Ayla Kutlu, yazar olarak benimsediği ilkeyi şu sözleriyle anlatıyor: “daha önce algılanmamış, yahut anlatılmamış yaşanmışlıkları... canlı öykülere çevirerek yaşarlık kazanmasını sağlamak” ve “insanlığın keşfedilmemiş, önemsenmemiş ya da bile bile önemsiz sayılmış, her sosyal etkinlikte ikincil rol verilmiş, özgün dünyası küçümsenmiş, kimliği bölünmüş, bir figürden öte etkinliği olmayacak kimlik sayılmış öteki yarısı”nı anlatmak. Kısacası, toplumumuzun bellek arşivini kalemiyle silkeleyen, unut(tur)ma ve hatırla(t)ma arasındaki ilişkiyi mevzubahis kılan Ayla Kutlu’nun, tam da bu yönleriyle, isabetli bir seçim olduğu söylenebilir. DEĞERLİ OKUMALAR... Kitapta, Erendiz Atasü’nün yazarın eserlerindeki feodalizm imgelerini ve feodalizm eleştirisini tartıştığı yazısı, Ayşegül Yüksel’in ve Dilek Direnç’in Asi... Asi’deki mitolojik motifleri ve imgeleri ele aldıkları yazıları, Nilsen Gökçen’in Kadın Destanı’nı yeniden yazım olarak okuduğu incelemesi, Nevin Yıldırım Koyuncu’nun Zaman da Eskir’i kadın ve otobiyografi türü arasındaki ilişki bağlamında incelediği yazısının yanı sıra, pek çok değerli okuma yer alıyor. Bu okumaların sonunda, hem Ayla Kutlu eleştirisinin halihazırdaki birikimini tekrar değerlendiren, elden geçiren, hem de yazarın eserlerine mimari, sanat tarihi, sosyoloji, tarih, siyaset gibi farklı kapılardan girerek bu birikime katkıda bulunan, yazarın poetikasının değişik katmanlarında dolaşan bir kitap çıkmış ortaya. “[E]debiyat eseri üzerine düşünme sürecinin eserin kendisi kadar değerli ve zenginleştirici bir eylem” olduğunu göstermesinin yanı sıra, bu eylemle ulaşılan bilgiyi eleştiri geleneğimize ve arşivimize katması açısından kayda değer bir kaynak. Bu vesileyle Erendiz Atasü konulu ikinci sempozyumun bildiriler kitabının Everest Yayınları’ndan çıkacağını ve Mayıs 2013’te düzenlenecek üçüncü sempozyumun konusunun Suat Derviş olacağını duyuralım. Hem sempozyumun hem de peşi sıra çıkacak bildiri kitapları dizisinin uzun soluklu olması dileğiyle… ? Ayla Kutlu Edebiyatı: 1. Kadın Yazarlar Sempozyumu Bildiriler Kitabı / Bilgi Yayınevi / 397 s. 1 Jacques Derrida, Archive Fever: A Freudian Impression. Chiacago & London: The University of Chicago Press, 1998, s. 2. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1182 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle