25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 24 EYLÜL PAZARTESİ ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER “Nasıl ki daima soru anlamı katmasa da ‘mı, mi’ için ‘soru adılı / edatı / sözcüğü’ diyorsak ve demeliysek her zaman soru anlamı için kullanılmasa da o işarete soru imi ya da soru işareti diyoruz. Başka bir deyişle adı soru işaretidir diye yalnız soru anlamı taşıyan cümlelerin sonunda kullanmıyoruz o işareti. Bu dediğim, öteki soru sözcükleri için de geçerli bence.” dedikten sonra örnek olarak, Eve geldim ki ne göreyim tümcesini verdim. “Bu tümce de soru anlamı değil, şaşırtma isteği ve şaşma anlamı içeriyor; ama sonuna hangi işaretin konmasının uygun olacağı sorulursa ben yine soru işareti derim. İyisi mi bu soruyu ve yanıtı da günlüklere taşıyayım. (Sonuna soru işareti konmayacak mı’lı, mi’li tümce mi arıyoruz? Ayraçtan önceki tümce tam da bunun örneği.” diyerek de bitirdim. Söz verdiğim gibi, günlüklere de taşıdım. 3. Bıkılmayan diye) sıralandıktan sonra, “Bu sözcük metnimizde üçüncü anlamıyla yer alsa da, önerdiğiniz ‘doyulmaz’ sözcüğünü daha uygun bulduğumuzdan tekrar basımda düzeltme yapmak üzere not ettik.” denmiş. Unuttuğumuz bu inceliği, özeni, dikkati gösteren, İş Bankası Yayınlarının editörü Ali Alkan İnal. Kim demiş takdir etmeyi bilmeyiz diye! Ali Alkan İnal’a içtenlikle teşekkürler… 30 EYLÜL PAZAR “Yaşam serüveninin içinde her insan bir tarihtir.” diyor Zeki Büyüktanır; bu sözün gereğini de yerine getiriyor: “Aydınlanma Yolunda Bir Yaşam Öyküsü” üst başlığıyla yazdığı Adil Bozkurt (Can Yayınları) kitabında Adil Bozkurt’un yaşamöyküsü, Zeki Büyüktanır’ın kendisiyle yaptığı uzun söyleşi ile verilmiş. Şiirden öyküye, denemeden değini ve tanıtıma pek çok türde verdiği ürünlerden seçmeler yer alıyor kitapta. Kendisini yakından tanıyan edebiyatçı, eğitimci dostlarının onun hakkındaki düşünceleri, dil yazıları, gezi yazıları, fotoğraflar… Adil Bozkurt’u bütün yönleriyle tanıtmayı sağlayacak her şey… Madımak Çığlığı (Can Yayınları), Zeki Büyüktanır’ın yazdığı belgeselanıroman. Adından neyi anlattığı anlaşılıyor; ama içerik anlaşılandan çok daha fazla, çok daha zengin. “İnsan neden çıldırır? Unuttuğu için mi? Unutamadığı için mi?” Bu soruyla başlıyor kitap. Sonra Mustafa Kemal’in 16 Mart 1923 tarihli konuşmasından bir alıntı: “Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz. Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden fenalıklar, hep din kisvesi altında küfür ve melanetten gelmiştir. (…) Bu olumsuz adımları atanlar karşısında herkes çekilse kendi başıma yalnız kalsam, yine tepelerim.” “Tanrı, insanın kendisidir” savsözünden sonra roman başlıyor. Bir belgesel, bir anıroman da denebilir; ama benim içimden “destan” demek geliyor. Üstelik yalnız Madımak’ta yaşanan yobaz ateşinin, kara yangının değil, bütün bir cumhuriyet tarihinin destanı. aşel Rakella Asal ne kadar çok kursa, ne kadar çok seminere katılmış. Hem de dünyanın her yerinde. Tıpkı Hayat Gibi (Şenocak Yayınları) adlı kitabını da bir kursa katılmak için geldiği Ayvalık’ta imzalayıp göndermişti bana. Kitapta Asal’ın Türk ve dünya edebiyatından okuduğu pek çok yazar ve yapıt üzerine değerlendirmeleri yer alıyor. O kitapları ve yazarları bilenler için anımsatıcı; bilmeyenler için ise okumaya özendiren değerlendirmeler… R 27 EYLÜL PERŞEMBE Önce Ankara’da, gencecik, pırıl pırıl öğretmenleriyle, cin gibi öğrencileriyle harika bir okulda, ODTÜ İlköğretim Okulunda kutladık dil bayramını. Yalnızca birkaç saat kalabildim Ankara’da. Oradan Kocaeli’ye geçtim. Dün de Kocaeli Bahçeşehir Kolejindeydim. Hem de bütün gün. Çocuklara kitap nasıl sevdirilir, nasıl okutulurmuş gözlerimle gördüm. Ben öyle kitapları çok satan / yok satan yazarlardan değilim. Ama dün dört yüze yakın kitap imzaladım. Bugün sağ kolumu kullanamasam da imzada kendi rekorumu kırmış olduğum için mutluyum. Az önce yazınca anımsadım. Yakın zamanda “çok satan” sözü için, “Yanlış değil mi?” diye sorulmuştu. Kitap “satan” değil, “satılan” olduğuna göre, yanlış elbette. Ama İngilizcesi “best seller” ise, Türkçeye de bu sözcüğün çevirisi olarak girmişse kolay kolay düzeltilmeyecek bir yanlış. O yüzden her seferinde bir yutkunup böyle kullanmaktan başka çare yok. 28 EYLÜL CUMA “9 Ağustos günlüğünüzde ‘....Yannis yine orada değil miymiş?’ yazmışınız. Yanılıyor olabilirim ama soru anlamı içermeyen cümlelerin soru imiyle bitmemesi gerekir diye biliyordum.” diye yazdı önce Cevat Onursal. Ben de “mı, mi; mıdır; müsün” ve benzerlerinin, her yerde öyle geçmesine karşın “soru eki” değil, bağımlı da olsalar sözcük sayılmaları gerektiğinden başladım. Bunlara ister soru ilgeci, ister soru edatı, diyelim, her zaman ayrı yazılmalarının nedeni ek değil, sözcük olmalarıdır, dedim. 29 EYLÜL CUMARTESİ Ben ne yaptım? Cevat Bey’in başka bir değinisine yer verecektim asıl. Cevat Onursal, bir yayınevine, kitaplarında gördüğü yanlış kullanım örneklerini bildirmiş; çok saygılı bir dille. “Göğüs geçirmek” deyiminin TDK’nin Deyimler ve Atasözleri Sözlüğü’nde bulunmadığını; bunun yerine “iç geçirmek” denmesinin doğru olacağını söylemiş. Bir de “O doyumsuz ilk anlar neden sonsuza dek sürmedi?” tümcesinde geçen ‘doyumsuz’ sözcüğünün TDK tarafından, “aç gözlü, haris, tatmin olmayan” olarak açıklandığını; oysa tümcede vurgulanmak istenenin geçmişe duyulan özlem olduğunu, bildirmiş ve o tümcenin doğrusu, “O doyulmaz ilk anlar neden sonsuza dek sürmedi?” olması gerekir demiş. Şimdi böyle bir durumda yayınevinin ya sessiz kalmasını beklersiniz ya da Tayyip Bey’in her konuşmada yaptığı gibi, “Sen kimsin yaa!” diye çıkışmasını. Hayır efendim, öyle olmamış. Okura “çok değerli ilgisi için” teşekkür edilmiş. “Göğüs geçirmek” deyiminin TDK sözlüğünde “üzülerek derinden soluk almak” diye verildiği, (yani çeviride doğru kullanıldığı) Tarık Buğra’nın örnek tümcesiyle birlikte bildirilmiş. Yine de “Bununla birlikte önerdiğiniz ‘iç geçirmek’ deyimini daha uygun bulduğumuzdan tekrar basımda düzeltme yapmak üzere not ettik” denmiş. “Doyumsuz” sözcüğünün anlamları da TDK sözlüğünden (1. Tatmin olmayan, 2. Sonu gelmeyen, sınırsız, 1 EKİM PAZARTESİ 1970’li yılların ortalarıydı. Yılını çıkaramadım şimdi. Galiba sürgün gelmişlerdi İzmir’e. O zamanki eşi Oya Adalı, edebiyat öğretmeni olarak benim görev yaptığım okula, İzmir Karataş Lisesine atanmıştı. Nasıl oldu bilmiyorum, aramızda bir yakınlık kuruldu, ailece görüştük yıllarca. Sonra İstanbul’a taşındılar; evlilikleri bozuldu, çiftin yolları ayrıldı. Oya ile de Bilgin’le de daha az görüşür olduk. Son yıllarda kitap fuarlarında karşılaştık en çok. Bugün oğlum aradı: “Bilgin Amca ölmüş” diye. Ölüm ne kadar yakınımızda artık. Ayak sesleri duyuluyor. ? [email protected] [email protected] www.feyzahepcilingirler.com BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya bir yazarın adını ve romanının çıktığı yayınevinin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse romanda bir alıntı ve romanın adı ortaya çıkacaktır. 10 D 11 20 M 21 1 M 2 O 3 F 4 G 5 M 6 M 7 F 8 G 9 N Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU [email protected] B 12 F 13 O 14 E 15 B 16 H 17 L 18 D 19 I J. “… Ortasında” (Mehmet Eroğlu’nun bir romanı). L 22 L 23 K 24 F 25 J 26 C 27 A 28 L 29 A 30 H 78 66 38 65 46 25 52 42 67 68 K. Boru sesi. 31 G 32 C 33 A 34 A 35 B 36 A 37 N 38 J 39 I 40 I 51 23 41 E 42 J 43 E 44 E 45 E 46 J 47 A 48 O 49 M 50 M 51 K L. İsmet Özel’in bir şiir kitabı. 52 J 53 F 54 D 55 I 56 A 57 L 58 F 59 E 60 B 61 G 21 28 69 17 57 22 M. “Eugene …” (Lourcine Sokağı Cinayeti ve Hasır Şapka adlı oyunları da olan Fransız yazar). Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Ahmet Telli’nin bir şiir kitabı. 62 F 63 A 64 I 65 J 66 J 67 J 68 J 69 L 70 O 71 N 33 47 56 34 63 27 36 29 72 N 73 M 74 O 75 F 76 H 77 E 78 J 79 C 5 50 20 6 1 49 73 N. Oğuz Atay’ın yapıtlarındaki temel izlek. B. Şair Özdemir Asaf’ın soyadı. 60 11 15 35 C. “… İşleri Bülteni” (Nazlı Eray’ın, 199092 yılları arasında Cumhuriyet ve Güneş gazetelerinde yayımlanan yazılarından bir demetin derlendiği kitabı). E. “Namık …” (Talan Bir Ömrün Ortasında, Belki Bir Şarkı ve Bir Şakayım Dünyada adlı şiir kitaplarını yaratan şair). G. Tek hücreli bir canlı. 37 9 72 71 O. Bilgileri yenileyen, pekiştiren, bir çalışma sonucunu açıklayan, önemli olay ve olguları dile getirmek üzere yapılan konuşma. 4 31 8 61 H. Roma’nın eski adı. 77 43 59 45 44 14 41 F. Kemal Tahir’in 1955’te yazdığı Sağırdere adlı romanın devamı olan, 1957’de yayımlanan romanı. 70 48 2 13 1181. sayının çözümü: A. ATINÇ NUKAN, B. REGİS, C. İRİS, D. FAY, E. EĞİN, F. KÜRK, G. AYN, H. LOŞ, I. ESSEYS, J. NUTKU, K. DÜŞÜNÜYORUM, L. EH, M. RAY 26 32 79 D. Uluslararası Çalışma Örgütü. 30 76 16 I. “Dikey …” (Martin Campbell’ın bir filmi). 54 18 10 75 24 53 7 12 3 62 58 40 55 64 19 39 11 Şiir: “Yanan harmanlardan sonra/ Yeniden Çifte koşmuşsun yüreğini/ Ayrık otu musun yoksa? Gül Küstü” EKİM 2012 ? SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1182
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle