Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sadığıumu lundudili abadan bir yan eterrda siklarında tamarları da topüllü, ilikten ruz. arını u da uluk ınlığa aktır? n, ışlıklaefi baa beönüle k sur yazın Amacı çinde eriyle leştirir m veree gelettikten a, size ına, unuzu r veruyanıkadaun ya söyleluk ayokur zünal ndırokunan man. arf bu nizde; ğınızı nür oliyle pan etkiarsınız , tepemektir r’ı var ? bozmak için elleri kolları, akılları fikirleri, fitne fücürlarıyla harekete geçerler. Her aşkın iki baş rol oyuncusu olur, ama burada bir de konuk sanatçı var; böylece ediyor size üç kahraman, üç bakış, üç anlatış… Evet biri kadın, biri erkek; üçüncüsü kim diye soruyorsanız, söyleyeyim: Aşk perisi… Üstelik öyle aşkla başı dönmüş, hülyalı hülyalı bakan bir aşk perisi değil bizimki, gayet gerçekçi, biraz egosantrik, biraz nevrotik ve kesinlikle yolu Taksim’e düşerse Nevizade’de iki tek atmadan geçmeyecek ‘harbi’ bir hatun kişi bizim aşk perimiz, dobra, argo sever, aşkın raconuna ters şeyler gördü mü, çanınıza ot tıkar. Nasıl bilindik aşkperi kavramlarınız biraz sarsıldı galiba? Varsın öyle olsun çünkü bu romanın en sürükleyici yanlarından biri, aşk perisinin kişilik özellikleri… Bakın kendi ağzından dinleyin, roman işte aşk perisinin şu sözleriyle başlıyor: “Tepeden tırnağa bunalımdayım yine. Lavabonun köşesinde unutulmuş ıslak, kirli bir bulaşık beziyim sanki. Öylesine bir beyhudelik… Bir perinin melankoliye yakalanacağını düşünmezsiniz değil mi? Aklınızın köşesinden bile geçmez. Öyle ya, Rönesans ressamları vermiş elinize kalıbı nasılsa, kafa yormanın ne gereği var? Al yanaklı, altın bukleli, eklemleri boğum boğum bir bebecik, almış eline okla yayı rasgele savuruyor. Tombul omuz başından ucu görünen kanatları da pek yakışmış. Sizi gidi şaşkınlar, kafası karışık budalalar! Göz var, izan var. Türünüzün sürmesini borçlu olduğunuz aşk, şuncacık sabiye emanet edilir mi hiç? Protokolde bizim yerimiz baş perinin hemen arkasındadır, haberiniz var mı sizin? Umurunuzda değil biliyorum ama biten her aşk kariyer planlarımı alt üst eder, hedefime ulaşmamı geciktirir. Kızar, köpürür, soyunuza sopunuza ana avrat düz giderim. Sonra katışıksız bir hüzün yüreğimin orta yerine çöreklenir. Neyse ki uzun sürmez bu berbat duygu. Başlatılmayı bekleyen yeni aşklar vardır, yeni adaylar, yeni umutlar… Kıvılcım kâsemi doldurup yeniden yollara düşerim. Bana kalsa bırakın en küçük ateş parçasını, kestiğim tırnağımı bile heba etmem size. Başka evrenlere gider, aşkı hak edecek düzeydeki canlıların arasına karışırım ama ne çare, görev yerim burası. Evrenin taaa dibindeki, söndü sönecek kıytırık güneşin etrafında pervane olan küçük gezegeniniz... Tecrübe kazanmalıymışım. Ömür boyu süren aşklar yaratabilirsem başka gezegenlere gitmem mümkün olabilirmiş. Kendini bilmekten aciz bu çürük malzemeyle nasıl başaracaksam?” Zerrin Soysal’ın ‘Yedi Gün Duası’ isimli ilk romanının ardından, ikinci romanı “Aşk Perisi’ne Gözlük” yine Yitik Ülke Yayınları’ndan çıktı. oynatayanlar kak, cburAşktan le gezilanla? 1182 SAYFA 20 11 EKİM 2012 KADIN ANLATISI Özellikle bu bir kadın anlatısı olup bir kadın tarafından kaleme alındığından okurun ilk düşüneceği belki biraz feminen, belki biraz feminist biraz haris ve belki oldukça taraf tutan bir kitapla aşkın, acısınıntatlısının anlatılacağı olabilir, olmamalı. Çünkü yazar, erkeğin iç dünyasını, kafa seslerini, kalp gözlerini ve hezeyanlarını da tıpkı kadınınki kadar içten ve başarıyla anlatmış. Kitabın anlatım başarısına katkıda bulunan bir özellik bu. İkinci olarak kadın karakterin melodramatik bir biçimde kendine acı? ması, acındırmasındansa gayet eleştirel bir biçimde yaşadıklarını gözden geçirip hayatına yön vermesi de kitabın aşka dair olduğu kadar hayata dair olmasını da sağlıyor ve bence başucumuzda duran bir dost gibi bir yakınlık hissi sunuyor. İlk kitabından ikinciye; dil ve anlatım açısından daha yetkin Zerrin Soysal. Kelime dağarcığı, sözcüklerle oynaması, ironiden bolca yararlanması, satır aralarında okura katılım payı bırakması, sağdan soldan ve yukarıdan bakıp bu farklı bakış açılarıyla konuyu ele alması kitabı başarılı kılan etmenlerden. Başarıyı perçinleyen diğer özellikleri: İçtenliği, sıcaklığı… Hüzünle ironiyi olayların akışında at başı götürmesi, yer yer karakterlerin kendisiyle dalga geçmesi. Kurgusu, dokusuyla, kıvamı gayet iyi tutturulmuş bir aşk romanı bu, hem erkek hem de kadın okurların keyifle okuyup, insan olmanın meziyet ve zaaflarını anımsayacakları, kalkanlarını kılıçlarını bir kenara bırakıp, içlerine bakarak, soyunup zırlarından özleriyle baş başa kalarak derinlere dalacakları. 279 sayfalık bu kitabın her satırını keyifle okuyacak ve elbette kendinizden bir şeyler bulacaksınız, kitabı bitirdikten sonra bir bardak çay, bir fincan kahve eşliğinde aşkla hesaplaşmanızı gözden geçireceksiniz gibi geliyor bana… Zerrin Soysal’a ve Yitik Ülke Yayınları’na teşekkür edeceksiniz kanımca, kitabı okuduktan sonra zira bu çok hoş bir mola çırpınıp durduğumuz şu dalgalı hayat denizi içinde, bir iskele, çıkıp biraz soluklanacağınız. Savaş Çekiç’in kitabın izdüşümüne çok uygun olan estetik ve hoş kapak tasarımını da tebrik etmeden geçemeyeceğim Ve sevgili kitap dostları, aşk perisine şapka selamı vererek hatırlatmak isterim ki: Aşk bir oyun ama aman diyeyim unutmayın, oyuna gelmez! Aşkla kalın. ? Aşk Perisi’ne Gözlük/Zerrin Soysal/ Yitik Ülke Yayınları/280 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1182