Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
sepe noktailla sinin rma, da ardine e anlaeri yaşamısi”ne dan yahani ortaüyoryor sişmeoğruyledim hiçbir lbuki mi, z Bı nca oruz. arkadeyişlıyoesafe o n acısı, yor. O enemiği için ndayız özleriü var ki mi? ni duin sane acıdokadarı keyle dolaşmak zorunda burada. Onu Gümüşlük’te mesela koruyacak en önemli şey, Kürt olduğunu söyler söylemez, “terör örgütünden olmadığını” söylemesi. Eskiden kendini korumak için “Yok ağbi ne Kürtü” derdi büyük bir ihtimalle, “biz de sizin gibi Türk’üz.” Romanın içinde ve dışında kimlik çatışmasından miras şarapneller “en çok” kimi vuruyor? Toprağın altındakileri mi, üstündekileri mi? Nezir’i mi, Delila’yı mı, Ruhi’yi mi, Avukat’ı mı, Nalan’ı mı, Ayfer’i mi, siz biz onlar’ı mı? Gerçekten kimlik çatışması mı var, kimlik talebi mi? Nezir’e dönelim mesela. Kırk yıl boyunca peşine düştüğü neyin nesi? Ruhi’nin bir gün bile buralarda duramamasının ardındaki o infilak… Kimlik talebini misal, Ankara sokaklarındaki insan on yıldır mı, yirmi yıldır mı görüyor? Henüz görmedi bile. Ama o hakkı talep edenlere bu, kuşaktan kuşağa aktarılmış. Ağır bedeller ödemişler bunun için. Onların bu yangını, şimdi Türkiye’yi kavuruyor. Gerçekten yaşadığını ve yaşatmasını bilenler bunu fark edebilirler. ‘TARAF TUTMADIM, HER İKİ TARAFA DA TEAMMÜDEN YATAKLIK YAPTIM’ ? şırmam. Başka bir mas .RPSOR WHRULOHUL KD KDNN×QGD NN×QGD DNO×Q×]D WDN×ODQ DNO O×Q×]D WDN×OD DQ KHU üH\LQ Q \DQ×W× EX NLWDSWD N ad t f ha sım r b 2.ba a Çok anlatıcılı kalabalık bir roman ‘Mihman’... Herkesin söyleyecek sözü, söz hakkı var... ün... ktıkça Halklae hale mledidan tonemez an buği hatır. da. Yin daha savaki booruz. hale nda ni buvaş, ilk riya erek ne rma bir işm. ğbi” a teeş ? 1182 Birbirinden mahrum, mağrur, mahzun, mağlup olmanın tözünde, o merkez noktada, hadi afili söyleyelim mağmasında, göbeğinde, sıfır noktasında bir Allahın “klişe” mesajı da öncelikte değil ya! Durum, aman da mesaj vereyim, birbirimize el uzatalım, hadi artık barışılsın değil... Halkların kardeşliğini gözardı etme etmeme meselesi de değil... Dağdaki ve ovadakinin bilinçüstü ve altındakiyle tüm bir edebiyat gibi insanla ilgili yazarı da romanı da en önce... Çarklı çarıklı düzenin, konjonktürün, dengelerin falan canı cehenneme hani... İnsanın romanı bu, taraf olmanın değil... Çünkü insan insanı bir anlarsa gerisi zor ama kolay bir şekilde gelecek! Yanılmadın demenizi umut ederek sorarsam yanıldım mı? Hayır yanılmadınız tabii ki. Evet, bırakın ‘klişe’yi, doğrudan herhangi bir mesaj vermek kaygım da olmadı. O karakterlerin içinde edebi anlamıyla yaşamaya başlayınca, iç dünyalarını tanımaya çalıştım, o kadar! İç dünyalarındaki çatışmayı ortaya çıkarma gayreti içinde oldum. Taraf tutmak olmadı amacım. Bir şekilde kendini taraf gibi görenlerin o taraf olma halleri bana daha heyecan verdi. Müdür’ün en çok mazlum olduğu yerde nasıl bir zalim olduğunu anlaması ve anlatması… Burada neyin tarafını tutmalıydım? Ben o iki halin ortaya dökülmesine yardımcı oldum. Teammüden bilerek, isteyerek, tasarlayarak yaniyataklık ettim onlara. Sonra kontra bir kurguda sık sık futbol metaforu da çıkıyor karşımıza... Karşı iki takımın mücadelesi, holiganı, sade taraftarı ve takım kaptanlarıyla yöneten yönetilene... Öte yandan çok anlatıcılı kalabalık bir roman “Mihman”... Herkesin söyleyecek sözü, söz hakkı var... Hani rollerin hızla yer değiştirdiği ilişkiler dedim ya! Yönetenle yönetilenin de çok yer değiştirdiği apaçık. Böyle bir durumda hiçbirinin sözünü esirgememesi gerekiyordu. Konuşacaksa onlar konuşsun, susacaksa onlar sussun yine. Klasik dramatik yapı ve kurgudan uzak durdum. Üst anlatıcının sözleri yerine, herkesin kendi sözünü söylemesini özellikle tercih ettim. Herkesin şöyle ya da böyle ‘iyi’ görünmesi, ama dikkat edelim lütfen, görünmesi, diyorum; herkesin kendini anlatmasından kaynaklanıyor olmasın? Yine de okur, Mihman’ın kişilerinin nerede dilinin sürçtüğünü, nereye ayağının takıldığını, neden tam dökülecekken dilinde ısrarla o bakmayı tuttuğunu görebilir. Bakın şiir yine sona kaldı, yine! Romanın mihman şiirinden bahsederek ve şair yazarın seçeceği dizeleri dillendirerek bitirelim söyleşimizi. Mihman’ın bir şairin romanı olarak okunmasına bir lafım olamaz. Bana söz düşmez. Ancak, “bir şairin romanı”na indirgenirse, epey bir haksızlık yapılmış olur. Sizin sorunuzun bunu ima ettiğini düşünmüyorum. Ama madem yeri geldi, bu vesileyle, bunu da söylemek istedim. Romanı okuyan kimi arkadaşlarım, bazı cümleleri şiire saklamayarak harcadığımı söylediler. Bilemiyorum, haklı olabilirler. Ben de bir okur olarak Mihman’a geri döndüğümde, hatta çok daha başa, yazarken ki duygularıma geri döndüğümde, şiir de yazdığımı fark ettim. Doğrusu hoşuma da gitti. Bunun dikkat çekmesi tabii ki beni çok sevindiriyor. Ama hangi dizeler onlar? Onları okur seçsin isterseniz. ? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Mihman/ Akif Kurtuluş/ İletişim Yayınları/ 271 s. ? 2VPDQO× úPS úPSDUDWRUOXùX·QGD SDUDWRUOXùX QGD NRPSOR N WHRULOHUL QH ]DPDQ ] YH QDV×O RUWD\D RUWD D\D o×NW×" ? |Q 7UN 'HYULPL 'H HYULPL ´<DKXGLPDVRQ ´< <D DKXGLPD DVRQ P NRPSORVXµ PX" ? 7UN PLOOL\HWoLOLùL PLOOL\H HWoLOLùL ´<DKXGL ´< <DKXGL D LFD DG×µ P×" LFDG×µ ? 0DUW $\DNODQPDV×·Q× $\D \DNODQPDV×·Q× 6DEHWD\LVWOHU 6DEHW WD\LVWOHU PL EDVW×UG×" ? |Q 7UNOHULQ 7UNOHUL LQ YH 7URoNL·QLQ 7URoNL·QLQ U RU UWDN RUWDN NLP PGL" GüPDQ× NLPGL" ? ´(UPHQL 6R\N×U×P×·Q× 6R\ \N×U×P×·Q× <DKXGLOHU <DKXGLO D HU \DSW×µ QHU UHGHQ o×NW×" LGGLDODU× QHUHGHQ ? .RPSOR WHRU ULV\HQOHULQLQ ´úWWLKDWo× ´úWWLK KDWo× WHRULV\HQOHULQLQ HUDN× QHUHGHQ JHOL L\RU" *HOHQHNµ P PHUDN× JHOL\RU" CUMHURİYET KİTAP SAYI 1182 11 EKİM 2012 ? SAYFA 5