Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İşçilerin dünyasında bir yazar ? metis'ten, meraklı çocuklar için: Orhan Kemal ve Maksim Gorki Orhan Kemal de tıpkı Gorki gibi çeşitli işlerde çalışarak hayatını kazandı. Tıpkı Gorki gibi insanlığın ortak sorunlarına, sıkıntılarına, umutsuzluklarına değindi, o yüzden hem kendileri hem kahramanları birbirine benzeşti. ? Umran Sölez TAN alnız işçiler, o, dünyanın her tarafında, herkesten az uyuyan, kadınlı erkekli, çoluklu çocuklu kalabalık, onlar kümeler halinde ve yollarda olurlardı. Aralarına katılırdık... Tıpkı onlar gibi, insanlardık.” “Herkesten evvel işbaşı yapıyor, makinenin bir kenarına ilişiyor, evden getirdiğim esmer somunumu birkaç zeytinle yiyordum. Çok geçmeden öteki işçilerle mürettipler de geliyorlardı ve derhal iş başlıyordu.” O, Beyrut’lu günlerini böyle anlatır. Orhan Kemal’in kendini anlattığı bu satırları ya da kitaplarını ne zaman okusam hep bir Gorki okuyormuşum duygusuna kapılırım. Ya da Gorki’nin öykülerinden birinde kesin bir Orhan Kemal okumuş olabileceğim duygusunu yaşarım. Ustanın, Gorki’yi bu denli anımsatması, ya da onun kahramanlarıyla bu denli benzeşir olması beni her zaman coşkulandırır. O da tıpkı Gorki gibi işler yaparak hayatını kazandı. Tıpkı Gorki gibi insanlığın ortak sorunlarına, sıkıntılarına, umutsuzluklarına değindi, o yüzden hem kendileri hem kahramanları birbirine benzeşti. Orhan Kemal, kadının toplum ve erkek karşısındaki önemsizliğini, hiçliğini yazıp gösterdi. Erkek ne kadar ad, şan, üstünlük, onur sahibiyse kadının “sütsüz” olduğu düşünülen bir toplumda onun “kadınları” basit ev kadını olmak istemediler. O, onlara çalışmayı işmar etti. Bireyselleşebilmenin tek ve vazgeçilmez koşulu çalışmaktı. Kadın çalışırsa var olabilirdi. Çalışmak kadın için bir yol, bir kurtuluştu. O çoğu kez yazdıklarının flaş çabukluğunda değişimin gerekliliğini gösterecek kadar usta davrandı. “Adana’da çırçır fabrikalarında işçilik, dokumacılık, kâtiplik, ambar memurluğu yaptı. Adana’ya döndü. Karataş’ta toprak taşıma işinde bir ay amelelik yaptı. Devlet Demiryolları’nda “muvakkat hamal” olarak çalıştı. Bir süre sonra işsiz kaldı…” Bu yaşamışlıkları bana hep Yetmiş’li yılların coşkusunu verir. O günlerin yüreğimizde bir kardeşmişçesine yer alan umarsız işçilerini ve onların yarınlara olan umutlarını duyabilmek için elim zaman zaman onun kitaplarına uzanır ama kitaplar yetmez! Neredeler? Gorki ozanların “öylesine önemsiz yaratıklardan, bizim gibilerden, böylesine büyük imgeler yaratmış ve onları ölümsüzleştirmiş” olduklarını söyler. Orhan Kemal de bunu yapmıştır. O gerçekçi biçemden uzaklaşmadan yaşamın gerçeklerini yazmış, bize insana inanmayı salık verebilmiştir. Baba Evi’nde dediği gibi: “ Ey açlık! Seni midemde, iliklerimde, kanımın küreyvelerinde duydum. Ve sen, benim iyi, benim şefik ve rahim olan soyum, insan soyu, sen ebedi tokluğu fethedeceksin! ” O bizdi. Hep bizleri yazdı. İşçi, kâtip, memur, emekli, üç kâğıtçı, hamal, amele, yosma, çamaşırcı, bulaşıkçı, çapacı, ağa, bey, işsiz güçsüz, kadın, kız, gelin, Tatar ağa, Kabak Hafız … Kalemini bir spot gibi kullandı. Işığı onlara tuttu ve bize gösterdi. Bizi bize anlatan kalemlerimizdendi. Orhan Kemal beni hep Yetmiş’lere götürür… Teşekkürler üstat! İyi ki, yaşadınız ve yazdınız! Elimizde son kalanlardansınız! ? küçük filozoflar Sokrates’in Aşkı Yazan: Salim Mokaddem Resimleyen: Yann Le Bras Çeviren: Haldun Bayrı Küçük Filozoflar 11 16 x 24 cm, 64 sayfa “Y Bu akşam Eski Atina’nın en ünlü bilginleri, en iyi şairleri, mizahçıları, siyasetçileri ve büyük filozof Sokrates muhteşem bir ziyafet için bir aradalar. Söz sözü açıyor ve derin bir soruyu tartışmaya başlıyorlar: “Aşk nedir?” KÜÇÜK FİLOZOFLAR 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 Profesör Kant’ın En Çılgın Günü Jean Paul Mongin Descartes Amca’nın Kötü Cini Jean Paul Mongin Bilge Sokrates’in Ölümü Jean Paul Mongin Karl Marx’ın Hayaleti Ronan de Calan LaoTzu: Ejderhanın Yolu Miriam Henke Leibniz: Mümkün Dünyaların En İyisi J. P. Mongin Paul Ricoeur’ün Baykuşu Olivier Abel Diyojen: Köpek Adam Yan Marchand Albert Einstein’ın Işığı Frédéric Morlot Martin Heidegger’in Böceği Yan Marchand Sokrates’in Aşkı Salim Mokaddem Orhan Kemal de tıpkı Gorki gibi işler yaparak hayatını kazandı. Gorki gibi insanlığın ortak sorunlarına değindi, o yüzden hem kendileri hem kahramanları birbirine benzeşti. metis 11 30. yıl EKİM 2012 ? SAYFA 13 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1182 SAYF