25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Pınar Selek’le ‘Yolgeçen Hanı’nı konuştuk ‘Bu topraklar hep dirilen güzelliklerle dolu’ her şeye. Ben bilgeleştim demiyorum, daha zaman var bunun için ama hayatı daha bütünlüklü görüyorum artık, başka insanların acılarına bakarken, eskiden göremediğim şeyleri görüyorum. Daha iyi anladığın şeyi daha çok seviyorsun. Heyecanın, çocuksu merakın da bitmiyor üstelik. Benim de bitmedi. Ama biliyor musun, keşke tüm bunlar olmasaydı da ben hayatı daha sakin bir biçimde tanıma imkânına kavuşsaydım. Keşke herkes, acı çekmeden olgunlaşma şansına sahip olsa. Mutluluk içinde, sevinç içinde bilgeleşebilsek. Günümüzün o en eksik yaklaşımını, hani benmerkezciliğin reddettiği, bireylerin ortak insani duygularla harekete geçebildiği, günümüzde silik bir hayalete dönüşen o evvel zamanın kitlesel dürtüsünü,“dayanışma”yı anımsatıyor insanlığa romanın... Evet, öyle. Ama biliyor musun, ben sadece hayali bir şey anlatmadım. Kendi yakın çevremde tanık olduğum dayanışmayı, sevme kapasitesini paylaştım en çok ve bunun, hiç de göründüğü kadar zor olmadığını, başladık mı akıp gittiğini ve hayatımızı çok kolaylaştırdığını göstermek istedim. Ama evet, haklısın. Bahsettiğim bu duygu durumu, günümüzde silik hayalete dönüştü. Çünkü asıl sömürgeleştirilen, duygularımız. En büyük iktidar, duygu alanında kurulduğu için onları özgürleştirmek, tüketim ve benmerkezcilik çarklarından kurtarmak hiç kolay değil. Diğer yandan, çok kolay. Başladın mı hayat çok kolaylaşıyor çünkü. Bol oksijene kavuşuyorsun, bol yeşile ve uçsuz bucaksız bir maviliğe. Yarattığı roman kahramanlarını kendine düpedüz arkadaş kılan bir yazarsın, sen de bitmiyorlar, yoldaşın olmaya devam ediyorlar gibi. Birçok kahraman var Yolgeçen Hanı’nda, pek çok yolcu var; hepsi içinden ve hepsi pek yakınından değil mi? Evet, hepsi hayatımın içinden çıktı. Hareketli ve dar, geniş, dolambaçlı yollarda dinlediğim, tanık olduğum yüzlerce hikâyenin içinden. Ama Yolgeçen Hanı’nda karşılaştığınız yolcuların hiçbiri, birebir kendi hayatımdaki bir insana denk düşmüyor. Parçalar, izler, paralellikler taşıyor ama kitaptakiler, kendilerini özgü yepyeni bireyler. Bu yüzden, onlarla hemen arkadaş oldum. İlk başlarda bu arkadaşlık beni çok yordu. Hem sağalttı ve iyi geldi hem de omuzlarıma büyük bir sorumluluk yükledi. Ama roman bitip okuyucuya ulaştıktan sonra, başka bir mecrada sürdü dostluğumuz. Şimdi onlar kendi hayatlarını, başka ilişkilerde yaşıyor. “BEN, BEN OLMAKTAN ÇIKTIM” Romandaki Elif sen değilsin tamam ama sensin de yani. Devrimci Elif, Hasan, Sema, Salih, Artin, Madam Zabel; hepsinde de günümüz seninden izler var. Örseleniyorlar, mücadele ediyorlar, umutlarını hiç yitirmiyorlar, direniyorlar ve en güzeli susturulamıyorlar. Dediğim gibi bahsettiğimiz yolcular, hayatımdaki hiç kimsenin soluk bir gölgesi değil. Hepsi, kendi başına ayrı bir insan. Ama onları ben yarattığıma göre, kesinlikle benden ve beni ben yapan kesişmelerden, deneyimlerden, başka insan hikâyelerinden, yakaladığım duygulardan izler taşıyor. Çeşitli ülkelerin bambaşka sokaklarında, yaptığım araştırmalarda, işlerde ve mesela cezaevinde o kadar çok insanın hayatının içinden geçtim ki artık ben, ben olmaktan çıktım ya da başka bir ben oldum. Pek çok insanın iz bıraktığı, terini saldığı, hikâyesiyle zenginleştirdiği bir varlığa dönüştüm. İşte Yolgeçen Hanı, bu varlığın dile gelmesiydi biraz. Senin 9 yaşının 12 Eylül’ünü anlatır mısın ve romanına yetişkin değil çocuk Pınar’dan süzülenleri de? Gri ve kurşuni bir bulutla çevrelendiğimizi hatırlıyorum. Tüm renklerin silindiğini, toprağın altına gömüldüğünü ve keyifli çığlıklarla üzerleri ¥ 1998’de Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlama Pınar Selek’in hayatını tamamen değiştirdi. O günleri izleyen süreçte, davalar sonrasında aldığı 2,5 yıllık ceza ve ardından iki kez beraat etmesine rağmen hâlâ yargılanıyor. Sonuçta, Selek’in on üç yıllık mücadelesi devam ediyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1121 ¥ nin ton zı anım müzü a yüksek kusan h bile zor hengam san bu hızlı bi hissede olmadı inşa ed le? Ben yüzden ğa karş madığı tonların tında e fideleri ni görü ettim. B türlü zo niden d zellikle saydı, y Buralar olurdu 1998’de Mısır Çarşısı davasından, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde müebbet hapis istemiyle yargılandı. Aleyhinde ifade veren ve “birlikte yaptık” diyen tanık bunu işkence zoruyla söylediğini, Selek’i tanımadığını söyledi. Bilim insanlarınca hazırlanan raporlarda “Bomba değil gaz sıkışması yüzünden patlama olduğu” tespitinde bulunuldu. Tüm bu verilere rağmen 2,5 yıl cezaevinde kaldı. İki kez beraat etti. Ancak bu kararlar bozuldukça yeniden yargılandı, hâlâ da yargılanıyor. Sosyolog, yazar, feminist ve barış hareketi aktivisti Pınar Selek, on üç yıldır verdiği mücadeleyi sürdürüyor. Ortak acılara odaklanıyor Pınar Selek; yeni yapıtı Yolgeçen Hanı‘nda olduğu gibi. Tedirgin günlerde, sokağımıza doğru, birbirimizin ardı sıra karşılıklı açtığımız komşu pencereler gibi Yolgeçen Hanı. İnsan olmanın, hep beraber biz olmanın romanı. 12 Eylül sonrası kesişen arayışlar, dostluk ve dayanışmayı anımsatıyor kitlelere. Dayanışın diyor, mücadele edin, pes etmeyin diyor yapıtında. Pınar Selek’le Yolgeçen Hanı‘nda buluştuk. SAYFA 4 11 AĞUSTOS Ë Gamze AKDEMİR ayatının ne yazık ki uzun vadeye yayılan zorlu bir dönemine denk geldi bu roman. Tasarımı daha uzun süreye yayılsa da iki yıl sürdü yazımı. Yargıtay kararının açıklanmasının ardından yaşadığın zorlu süreçte romanının, seni adalet mücadelende çektiğin acılardan kurtardığını da söylemiştin. Nasıl direniyorsun? Tabii ki bunları konuşmak istemiyorsun ve çok da haklısın ama gel de sorma! Biliyorum, böyle bir hikâyeyle karşı karşıya olunca, sormamak çok zor. Ama tahmin etmek de zor değil Gamze’ciğim. Sisler içindeki kayalıklar üstünde patinaj yapıyor gibiyim. Şöyle çıplak ayakla toprakta yürür gibi yaşamayı çok özledim, desem anlatabilir miyim, bilmiyorum. Yaşadığım süreci herkes biliyor, bu yüzden üzerine tek kelime etmek anlamsız. Şu kadarını söyleyebilirim, beni ayakta tutan, kendi hikâyemin coğrafyanın acılı hikâyesinin bir parçası olduğunu bilmek ve çevremde hep dirençli, sevgi dolu insanları görüp onlardan güç almak. Bu sayede üretkenliğimi koruyorum, kendi patikamı takip etmeye devam ediyorum. Yolgeçen Hanı işte bu patikanın bir parçası. “DUYGULARIMIZ SÖMÜRGELEŞTİRİLİYOR” Roman yazmak nefes almanı sağladı bu belli, direncini artırdı, tahammülünü perçinledi. Yolgeçen Hanı hem bir dönemi hem Pınar Selek’i anlama, algılama reçetesi gibi. Değiştin mi Pınar ya da ne kadar, nereye kadar değiştin? Katılaşmadın biliyorum asıl sorduğum yaşadıkların, yazdıkların sana neler kattı? Değişiyor insan tabii. Her tecrübeyle, her ilişkiyle, her tanıklıkla yeniden şekilleniyor. Karşılaştığın zorlukların, acıların altında kalmazsan eğer, bunlarla bir şekilde başa çıkmayı, hele sevme kapasiteni, yaşama sevincini korumayı becerirsen, daha da güçleniyorsun. Hayatın başka çehrelerini öğrenmiş, ilişkilerini, kendini ve değerlerini sınamış olarak, daha bilgece devam ediyorsun 2011 H “ÖZG ARA EZBE 12 E yakın t nın yum ların an müz, iz nı en ço manı d Yol lar, kay de olan orada y şiler, ar larının ediyor. kaçışla fakat k bir aray tan zor bilinme kendi y runlulu dışına ç başka b yüzleşe çekten kurtulm mıştır. Yolgeç oluyor Bir ğim dü tına iliş yorsun Kim, n Uya kullana kurtulm kında o daha gö Özellik te hiç o Şiddeti daha bü çok özg küm ili rın ardı haksızl mücade sonucu bilinçle bu yold li. Çünk Seçti mızın s lemleri nun bil CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle