25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D ürk Dil Kurumu 1011 Haziran günlerinde 2 gün süren bir çalışma düzenledi. İlk gün 20122016 yıllarında izlenecek çalışma tasarısının saptanması, ikinci gün yazım sorunlarında nasıl bir birlik oluşturulması konuları tartışıldı. Bu konuları tartışmak için geniş bir çevre oluşturmak istemişler, ama bekledikleri katılımı sağlayamamışlar. Dil Derneği’ni de çağırmışlar. Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel’den öğrendiğime göre, böyle bir toplantının yarar sağlamayacağına inandıkları için “Yönetim Kurulu” katılmama kararı almış. Sanırım yalnız Feyza Hepçilingirler’le ben “Dil Derneği” üyesi olduğumuz halde, hiç olmazsa “izlem tasarım” olayını anlayabilmek, yazım sorunlarına katkıda bulunabilmek amacıyla katılmanın yararlı olacağını düşündük. Milli Prodüktivite Merkezi’nin eşgüdümünde “Stratejik Planlama Projesi” olarak önerilen tasarıyı Türk Dil Kurumu “İzlem Tasarım” diye Türkçeye çevirmiş. Demek ki devlet belli bir zaman dilimi içinde Kurum’un neler yapmak istediğini, bunlardan nasıl bir verim alınacağını, giderlerinin ne olacağını bilmek istiyor. eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN Şimdiki ‘Türk Dil Kurumu’ T DEĞİŞEN TÜRK DİL KURUMU Türk Dil Kurumu, kurulduğu 1932 yılından başlayarak günün koşullarına, dernekler yasasına göre tüzüğünü, bu tüzüğe işlerlik kazandıracak yönetmeliğini değiştirerek Atatürk’ün yönergesi doğrultusunda çalışmalarını geliştirmiştir. Ne ki, “82 Anayasası” 134. maddesinde “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksel Kurumu”nu kurmuş, ayrıca bu kuruma işlerlik kazandıran yasa ile tüzük, Türk Dil Kurumu’nun özerk yapısını sona erdirmiştir. Türk Dil Kurumu’nun özerk yapısına kavuşması için başvurulan yargı yollarından sonuç alınamamıştır. Eski Kurum içinde çalışıp da, Türkçeyi benliğine kavuşturma savaşımına umutla bakan kimi dilciler yeni yapılanma içinde de görev almıştır. Ama “Yüksek Kurum”a işlerlik kazandıran kimi maddeleri yürürlükten kaldırıldığı, yirmi yıla yakın bir süredir yerine getirilmediği için Türk Dil Kurumu’nun çalışması zora sokulmuştur. “Yüksek Kurum”un çalışmasını düzenleyen yasada “Türk Dil Kurumu”nun organlarını belirleyen maddelerin yürürlükten kaldırılması yeni bir düzenlemeyle yürürlüğe girmedikçe dil çalışmalarının verimli olması beklenemez. Her ne kadar atamayla gelen tek kişi Kurum Başkanı olsa da, birtakım uzmanlarla, çalışma kurullarıyla Kurum görevlerini yerine getiriyor görünse de bunlar yeterli oluyor mu? Şimdiki Türk Dil Kurumu ne durumda? “İzlem Tasarım” gibi bir çalışma yöntemi söz konusu olunca bu durumu da öğrenmek olanağı bulunabilirdi. SÜREKLİLİK İSTEYEN ÇALIŞMALAR Öncelikle bilinmesi gerekir ki dil çalışmaları süreklilik isteyen uzun erimli çalışmalardır. Kültür değişimleri, uygarlığın gelişmesi sınır tanımayan oluşumlardır. Bir yandan dilin söz varlığını saptarken bir yandan da yeni durumlara uyacak bir dili geliştirmek gerekecektir. Dilin söz varlığını saptamak, geliştirmek için yeni yöntemler aramaya gerek yok. Derleme, tarama çalışmalarıyla terim çalışmalarına süreklilik kazandırılamazsa dilin söz varlığını saptamak, geliştirmek olanağı bulunamaz. Bu çalışmalara açıklık getirmek gerekir. Otuzlu yıllarda “Söz Derleme Dergisi” adı altında değişik bölgelerdeki söz değerleri toplanmaya başlamıştı. Ellili yıllarda “Derleme Sözlüğü” adıyla bu sözler yeniden değerlendirildi. Ama o zamandan bu yana, 50 yılı aşkın bir süredir derleme çalışmaları geliştirilemedi. Halkımızın yaratıcı gücüne inanmalı, bölge ağızlarındaki söz değerlerini derleme çalışmalarını sürdürmeliyiz. Böyle bir çalışma için Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliğine girişilmeli, en uzak bölgelerdeki ilgili öğretmenlerle ilişki kurulmalı, belgelerin nasıl doldurulacağı öğretilmeli, sonra Kurum’daki bir uzmanlar topluluğu bu belgeleri değerlendirmeli. Söz değerleri saptanırken ağız özellikleri ayrılmalı. Tarama çalışmaları eski metinlerdeki Türkçe sözcüklerin araştırılmasına dayanıyordu. Belli sayıdaki eski metinlerin gözden geçirilmesiyle bir “Tarama Sözlüğü” düzenlenmişti. Bu çalışmalar da geliştirilemedi. Daha nice eski metin incelenebilir. Yeni metinler de taranarak yazarların yaratıcı gücüyle oluşan sözcükler saptanabilir. Sözcükler gökten zembille inmiyor. İnsanların yaratıcı gücü sözcükleri oluşturuyor. Bunları bilimsel bir dizge içinde değerlendirmek de dilbilimcilerin işi oluyor. Ama asıl önemlisi, gelişen bilimlerin yeni kavramlarına karşılık bulmayı gerektiren terimleri saptamak. Şimdiki Türk Dil Kurumu değişik bilim dallarında “Çalışma Kurulları” oluşturarak terim çalışmalarını geliştirmek istiyor. Ne yazık ki yasanın çalışma kollarını oluşturan maddeleri yürürlükten kaldırıldığı için bu çalışmaların eşgüdümü yapılamıyor. Bütün bu çalışmalar birkaç uzmanın sorumluluğuna kalıyor. YABANCI SÖZLER Yeni aygıtların uygulanması, bilimlerin anlaşılır olmasıyla ilgili kavramlara Türkçe karşılıklar bulunmadıkça yabancı sözler dilimizi kapsayacak, bunları Türkçe anlatamayacak duruma düşeceğiz. Özellikle “Tıp Terimleri”, geniş alanlara yayıldığı, yeniliklere açık olduğu için yeterince Türkçeleştirilememiştir. Hekimlerle hastalar için tıp dilinin açıklık kazanmasında sayısız yarar vardır. Dr. Şefik İbrahim İşçil ile Ali Ulvi Elöve’nin 1940’larda yayımladığı “Hekimlik Terimleri Üzerine Bir Deneme” adlı sözlüğünden önce de düzensiz çalışmalarla tıp dili incelenmişti. Ama “deneme” olarak nitelendirilen bu çalışmalardan sonra Saim Ali Dilemre, Zeki Zeren, Suphi Artunkal, Lütfi Vural, Rüştü Ergun gibi hekimlerin tıp diline verdiği emeği anmak gerekir. Hekim olmadığı halde tıp diliyle ilgilenen Cemal Mıhçıoğlu’yu da unutmamalıyız. Ama bunların hiçbiri Süreyya Ülker’in “Tıp Terimleri Sözlüğü” ile karşılaştırılamaz. Günümüze doğru Ragıp Kayar’ın, Sadullah Kemal Erol’ün, özellikle Nidai Sulhi Atmaca’nın çalışmaları önemlidir. Gene de bütün bu çalışmalar hekimlğin gelişmesi karşısında yetersiz kalmaktadır. Çok yönlü bir çalışmanın üstesinden belki “Türk Dil Kurumu” gelebilir. Belki “Türk Dil Kurumu”, “Hukuk Dili” ile “Din Dili”ne de açıklık getirecektir. Eski Türk Dil Kurumu’nda Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile Ali Rıza Önder’in “Hukuk Dili” üzerine çalışmaları olmuşsa da bunlar yeterli değildi. “Hukuk Dili” kolay anlaşılır bir açıklığa kavuşturulmalıdır. Ama daha önemlisi “Din Dili” üzerine çalışma yapılmamıştır. Belki de Türk Dil Kurumu bu alana girmeyi sakıncalı bulmaktadır. Dilin kendi benliğini bulması süreklilik isteyen bir devrim eylemidir. Bunu ”dilde ırkçılık” olarak yorumlayanlar, “Yaşayan Türkçe” aldatmacısıyla oyalanıyorlar. Şimdiki Türk Dil Kurumu bu anlayışı benimseyerek “Yazım Kılavuzu”nu “İmla Kılavuzu”na dönüştürmüştü. Bu yanlışını biraz geç anladı. Toplantıya katılanların önemli bir bölümü “Türkçeleşmiş Türkçedir” anlayışını benimseyenlerden yanaydı. Bu nedenle olsa gerek “bileşik sözcük” yerine “birleşik kelime” demeyi uygun buluyorlardı. BİR ÖZEL SAYI “Türk Dili” dergisi Ekim 1951’de yayımlanmaya başladı. Nisan 2010’da çıkan 700. sayısı derginin yayın siyasetini değerlendiren bir özel sayı olarak yayımlandı. Böyle bir özel sayının yayımlanması Türk Dil Kurumu’na bir bütün olarak bakmamızı sağlayabilir mi? Daha önce “Türk DiliBelleten” diye araştırma ağırlıklı bir dergi çıkıyordu. “Belleten”, “Türk Dili”nin atası sayılabilir. Derginin “Türk Dili” adıyla sürdürülmesinden yana olanların başında Falih Rıfkı Atay vardır. Dergi, benliğini arayan Türkçeyi edebiyata alıştırmak amacını taşıyordu. Her ne kadar Falih Rıfkı Atay da içlerinde olmak üzere dönemin nice edebiyatçısı dilde aşırılıktan yana değilse de, Türkçenin akışını değiştirmek olanağı yoktu. Yeni sözcüklerin bu dergide denenmesinden yana olan Nurullah Ataç’a karşı çıkıyorlardı. Şükrü Haluk Akalın, son 58 yıl içinde, 700. sayıya gelinceye dek “Türk Dili” dergisinde ne gibi değişimler olduğunu ayrıntılarıyla ele alıyor. Dil, kendi gelişmesi içinde yol alırken Ataç’ı doğrulayan bir gelişme gösterdiğini görüyoruz. Ancak “Yüksek Kurum” içinde yapılanan şimdiki Türk Dil Kurumu, yenilenen Türkçenin edebiyata alıştırılması görüşünden uzaklaşarak, “Dil ve Edebiyat” alt başlığını korusa da, dergiyi, “Ulusal Hakemli Dergi” niteliğiyle yayımlamaya başlıyor. “Üniversiteler Arası Kurul Başkanlığı” bu niteliği benimsemiştir. Kuşkusuz “Yazı Kurulu”nu, “Yayın Danışma Kurulu”nu oluşturan 28 öğretim üyesinin hepsi de edebiyat insanıdır. Ama onlar daha önce yazı kurullarında görev alan Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Salâh Birsel, Cahit Külebi, Ceyhun Atuf Kansu gibi edebiyatçılar değildir. Bu yüzden derginin edebiyat düzeyi düşmüş, “manzume” nitelikli şiirler, deneme tadından uzak yığma yazılar dergiyi kaplamıştır. Şükrü Haluk Akalın’ın incelemesinde bu değişimi ayrıntılarıyla görmek olanağı vardır (Bir Tarih: Birinci Sayısından Yedi Yüzüncü Sayısına Türk Dili). “Türk Dili” dergisinin 1000 sayfayı aşan bu özel sayısı dergiye emeği geçenleri anarken “Türk Dil Kurumu”nun tarihini de gözden geçirmiş oluyor. Bir de “Türk Dil Kurumu’nun Gizli Tarihi” var. O dönemi kendince yaşayanlar bunun tadını çıkarabilir. YAZIM SORUNLARI En düşük paydalarda uzlaşmaya vararak tek bir “Yazım Kılavuzu”nun geçerli olmasını sağlamak gerekir. Daha bu aşamaya varılamadı. Her ne kadar bir dilin yazımı kullanıla kullanıla oluşur, yerleşir denirse de, ortak bir anlayışa varmak gerekir. Özel adların, bileşik sözcüklerin, kesme imleriyle düzeltme imlerinin kullanılışında ortak bir anlayışa varılmazsa bu kargaşa sürüp gider. Bir de yazım kılavuzlarında Arapça, Farsça, tamlamalara, gündemden düşmüş eski sözcüklere ayrı bir yer verilmeli, güncel sözcükleri izleme kolaylığı sağlanmalı. Kimler yoktu ki toplantıda! Öfkesini tutmasını bilen Hüseyin Movit ile Sevan Nişanyan, ağzında akide şekeri varmış gibi Türkçe’nin tadını çıkararak konuşan Ayşenur Yazıcı ile Şener Mete, yaşlanmaya aldırmayan Zeynep Korkmaz, genç öğretim üyeleri... Biz, Feyza Hepçilingirler ile yanyana oturmuş, biraz da üzgün bir gülümsemeyle bakıyorduk çevremize. Gene de Türkçenin gücünde birleşmek yarınlar için umuttur. ? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1062 SAYFA 36
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle