25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ nun dışıdır” diyerek eyleme son vermelerini isteyen emniyet yetkililerine verdiği yanıt grevin güçlü bir dayanağı olduğunu göstermektedir: “Grevimiz kanun dışı olabilir ama anayasa içidir.” Grev 1960 ve 1970’li yıllarda mücadeleci bir sendika olarak sivrilecek olan ve dönemin diri sendikalarından biri olan Türkiye Madenİş tarafından örgütlenmiştir. Daha 1950’li yıllardan itibaren farklı bir sendika olarak ortaya çıkan T. Madenİş için Kavel önemli bir eşik olmuştur. Kavel grevini ilginç kılan özelliklerden bir diğeri ise Vehbi Koç’un da fabrikanın ortağı olmasıdır. Kavel grevi, kendi çapını çok aşmış, dönemin grev tartışmalarına konu olmuş ve sadece bir işyeri grev olmanın ötesinde anlam kazanmış; etkisi kendi boyutlarını aşmış bir eylemdir. İşveren örgütleri, Kavel bahanesi ve korkusu ile grev hakkını sınırlamak için çaba harcarken grev, sendikal yasalar Meclis’te görüşülürken gündeme gelmiş, önergelere konu olmuş ve 275 Sayılı yasaya Kavel için özel hüküm konmuştur. Bütün bu nitelikleri nedeniyle Kavel grevi, emek hareketinin hafızasında iz bırakmış, simgeleşmiş ve tarihi grevler arasında yer almıştır. Grevin simgeleşmesinde Hasan Hüseyin’in Kavel şiirinin payının büyük olduğunu vurgulamak gerek. Kavel ve benzeri simgeleşmiş işçi eylemlerinin bir tür efsaneleştiğini ve bu eylemlere bazen tarihsel gerçekliğinin ötesinde anlamlar atfedildiğini söylemek mümkün. Örneğin işçi hareketi tarihini belirli bir eylemle ve özellikle 1960’ın milat alınması yaygın bir tutumdur. Kavel gibi örneğin Paşabahçe 1966 grevi de emek tarihinde çubuğun zaman zaman ters büküldüğü eylemlerdir. Bunun en önemli nedeni bu konularda ayrıntılı monografik çalışmaların yetersizliğidir. Bu nedenle emek tarihi çalışmaları içinde grev, eylem ve işyeri monografileri büyük önem taşıyor. Zafer Aydın’ın uzun zaman almış bu titiz çalışması Kavel grevinin yerli yerine oturtulması açısından da ayrı bir önem taşıyor. Birincil arşiv kaynaklarına ve dönemin tanıklarıyla yapılmış derinlemesine görüşmelere dayalı kitap Kavel grevini her yönüyle özenli bir biçimde ele alıyor. Monografik emek tarihi çalışmaları açısından yaşamsal önem taşıyan kurum/ sendika arşivlerinin yokluğu veya yok edilmiş olmaları büyük bir talihsizlik örneği olarak vurgulanmalıdır. Zafer Aydın, Türkiye emek hareketinin kilit önemdeki sendikalarından biri olan ve en düzenli kayıtlara sahip olan T. Madenİş Sendikası’nın arşivinin yok edildiği koşullarda Kavel’i yazmak gibi oldukça güç bir işe girişmiş. Bilindiği gibi T. Madenİş arşivine 12 Eylül darbesi ile birlikte sıkıyönetim tarafından el kondu. İroniktir ama arşiv sıkıyönetimden sağlam çıktı ve DİSK’in faaliyetlerine başlamasından sonra arşiv sıkıyönetim tarafından sendikaya iade edildi. Ancak nasıl olduysa T. Madenİş arşivi sendikaya teslim edildikten sonra yok oldu. Ancak bu konuda imdada TÜSTAV Nebil Varuy Koleksiyonu yetişmiş. T. Madenİş arşivinin yokluğunun yarattığı boşluğu TÜSTAV tarafından tasnif edilip kullanıma açılan Nebil Varuy koleksiyonu kapatmış. Dönemin T. Madenİş avukatlarından Nebil Varuy’un kişisel arşivi olmasaydı Kavel grevini yazmak çok zor olurdu. Bu noktada bir kez daha TÜSTAV’ın sendikal arşivleri derleyerek kullanıma açmasının kritik önemine değinmekte yarar var. Zafer Aydın’ın yeni kitabı altı bölümden oluşuyor. Kitap grev öncesinden başlayarak, grevin öyküsünü, anlaşmayı, grevin yansımaları ile grevin etkilerini ve sonuçlarını birincil kaynaklara dayalı olarak ayrıntılı olarak irdeliyor. Belgeler yanında dönemin tanıkları ve grevin aktörleri ile yapılmış derinlemesine görüşmeler kitabın önemli özelliklerinden bir diğeri. Kitapta Kavel grevi ile ilgili oldukça ayrıntılı bir belgesel ekler bölümü ve görsel malzeme de yer alıyor. Son zamanlarda artan ilgiye rağmen emek tarihçiliğinin hâlâ üvey evlat niteliğinde olduğunu söylemek mümkün. Az sayıda örnek dışında grev/ fabrika/ sendika tarihinin yazılmamış olması bunun en acı kanıtıdır. Kurumsal hafızanın ve birikimin önemsenmemesi kuşkusuz sadece emek tarihçiliği açısından bir kayıp değil, emek hareketinin deneyimlerinin aktarımı açısından da ciddi bir açmazdır. Çünkü tarihi ve arşivi olmayan bir kurum ve örgüt belleğini yitirmiş bir insan gibidir. “Kanunsuz” Bir Grevin Öyküsü: Kavel 1963 kitabı ile birlikte Türkiye işçi sınıfı tarihinin sayfalarının birinin daha öyküsü yazılmış, kayıt altına alınmış oldu. Bütünsel ve yerli yerine oturmuş bir emek tarihi için sırada yazılmayı bekleyen nice işçi eylemi, direniş ve grev öyküsü var. ? “Kanunsuz” Bir Grevin Öyküsü: Kavel 1963/ Zafer Aydın/ Sosyal Tarih Yayınları/ 208 s. Zafer Aydın CUMHURİYET KİTAP SAYI 1045 SAYFA 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle