08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mehmet Rifat’la ‘Bizim Eleştirmenlerimiz’ üzerine ‘Bir eleştirinin eleştirisi’ Mehmet Rifat’ın on dört yazar, uzman ve araştırmacının katkılarıyla oluşturduğu Bizim Eleştirmenlerimiz, Tanzimat’tan bugüne Türk dilinde üretim yapmış eleştirmenlerin çalışma yöntemlerini, edebiyat metnine yaklaşım biçimlerini, uygulama tekniklerini, yararlandıkları dünya görüşlerini, başvurdukları temel kavram ve ilkeleri, anlatım özelliklerini betimliyor, yorumluyor, sınıflandırıyor. Mehmet Rifat’la, Bizim Eleştirmenlerimiz‘i konuştuk. Ë Gülce BAŞER nsözünde de belirtildiği gibi, Bizim Eleştirmenlerimiz, Tanzimat’tan bu yana kitabı yayımlanmış (ikisi hariç) edebiyat eleştirmenlerimizin birer yazıyla tanıtıldığı ve değerlendirildiği bir çalışma. Kişisel tarihçelere yer verilmemiş, eleştirmenlerin yalnızca yaklaşım biçimleri konu edilmiş. Burada bir nokta dikkatimizi çekiyor: Özellikle bazı eleştirmenler için yeni denebilecek bir sınıflandırma hazırlanmış. Bu çalışmanın çıkış noktası, bugüne dek yapılan eleştiri tarihi tanımlarına ve eleştirmen tanıtımlarına yeni bir yaklaşım getirmek miydi? Bizim Eleştirmenlerimiz adlı ortak çalışma bir eleştirmenler ansiklopedisi ya da sözlüğü değil. Türk dilinde üretim yapmış eleştirmenlerin edebiyat metnine yaklaşım biçimlerini sorgulayan, çözümleyen, yorumlayan ve bu işlemleri gerçekleştirirken de yargılamaktan uzak durmaya özen gösteren bir çalışma. Kitabın bence asıl önemli yanı da bu işlemlerin sonucunda belli bir sınıflandırmaya gidilmiş olması. Cumhuriyet öncesi dönem için iki uzman arkadaşımın (Kemal Bek ve Handan İnci) gözlem ve önerilerini dikkate alarak edebiyat tarihçileri tarafından benimsenmiş bir dönemsel sınıflandırmaya gittik. Ancak, burada da özellikle Handan İnci’nin önerisini göz önünde tutarak, içinde Beşir Fuad’ın yer aldığı, Tanzimat ile Serveti Fünun arasında bir “Ara Kuşak” bölümü açtık. ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ Cumhuriyet dönemi içinse tarihsel bir sınıflandırma yerine doğrudan doğruya eleştirmenlerin çalışma yöntemlerini ve/ya da kaynaklarını temel alan bir yaklaşım biçimi benimsedik. Ortak çalışmaya katılmaları için öneri götürdüğüm bütün arkadaşlarımdan öncelikli isteğim eleştirmenlerin metinlerini ele almaları ve bunları metin içinde, metin için sorgulamaları olmuştur. Bir eleştirmenin başlangıçta belirlediğimiz sınıflandırma bölümlerinden birine girmesinde bir sorunla karşılaşıldığında sınıflandırmamızı gözden geçirdik, gerektiğinde yeni bir adlandırmaya gittik ya da eleştirmenin asıl bulunması gereken yeri belirledik, iki ayrı yerde bulunması gereken eleştirmenler için de iki ayrı madde yazıp birinden öbürüne gönderme yaptık. Bütün bu söylediklerim, kitap daha yakından incelendiğinde açıkça görülecektir. Bizim Eleştirmenlerimiz bir eleştiriSAYFA 6 nin eleştirisidir: Farklılığı da eleştirmen metinlerine yaklaşım biçimindedir. YILLARA YAYILAN TASARI Önsözde, kitabın köklerinin Eleştiri ve Eleştiri Kuramı Üstüne Söylemler (1996) ile Eleştirel Bakış Açıları (2006) çalışmalarına dayandığını belirtiyorsunuz. Söz konusu iki kitap da Bizim Eleştirmenlerimiz ile aynı yöntemle hazırlanmış. Bu noktada Bizim Eleştirmenlerimiz kapsamlı ve uzun dönemli bir tasarının hayata geçişi gibi görünüyor. Eleştirmenlerin nasıl çalıştıklarının tanımlanması gibi bir çalışmanın altında, eleştirinin de diğer edebiyat metinleri gibi okunup, üzerinde fikir yürütülecek bir edebiyat kolu olduğu düşüncesi mi vardı? Evet saptamanız son derece yerinde. Gerçekten de Bizim Eleştirmenlerimiz’deki bakış açısı, yıllara yayılan bir tasarının sonuçlanmış biçimi. 1996’dan da çok öncelere uzanıyor. Ama bu iki çalışma bir bakıma Bizim Eleştirmenlerimiz’in aşama aşama dokunuşunu gösteriyor. Şunu hemen belirtmek istiyorum: Söz konusu üç kitap da isteğimi kırmayıp bana destek veren arkadaşlarımın değerli çabalarıyla oluşmuştur. Eleştiri metinlerini biz bu ortak çalışmamızda bir inceleme konusu, bir inceleme nesnesi olarak ele alıyoruz; daha doğrusu amacımız bu. Önsöz diye belirttiğiniz yazımın başlığı da bunu açıkça gösteriyor: “MetinNesne İçine Giren AnlamlandırıcıÖzne Olarak Eleştirmen ve Bizim Eleştirmenlerimiz”. Yine bir önceki soruyla bağlantılı olarak soruyorum: Eleştirmenlerimizin metinlerinin tanıtıldığı ve değerlendirildiği bu yazıları, deneme, eleştiri, makale başlıklarından hangisi altında ele almalıyız? Az önce de vurguladığım gibi bu kitaptaki yazılar bütünü, eleştirinin yorumsal eleştirisi (ya da eleştiriyi konu edinen bir üstmetin) olarak değerlendirilebilir. Aralarında yazarlarının anlatımı açısından kimi farklar görülmekle birlikte, büyük bir eleştirmenler topluluğuna yaklaşırken metni ön planda tutan, metne bakan, metni okuyan ortak bir yaklaşımın da varlığını unutmamak gerekir. Bizim Eleştirmenlerimiz, sizinle birlikte toplam 15 yazar tarafından kaleme alınmış. Siz bu 14 kişiyi hangi ölçütlere göre belirlediniz? Öncelikle 14 çalışma arkadaşımın Ö adlarını belirtmek istiyorum: Kemal Bek, Sema Rifat, Handan İnci, Oğuz Cebeci, Ayşe Ece, Ömer B. Albayrak, Necmiye Alpay, Gülce Başer, Eray Canberk, İnan Çetin, Osman Kahraman, Orhan Kâhyaoğlu, Öncel Naldemirci, Duygu Tekgül. Bu kişilere çalışma önerisini tek tek ben götürdüm. Bir bölümüyle zaten yıllardır birlikte çalışmaktaydım. Bir bölümüyle yıllara dayanan bir dostluğum vardı ve ilgi alanlarını yakından biliyordum. Bir bölümüne uzmanlık alanlarındaki araştırmalarını çalışma biçimimize uygun bulduğum için başvurdum. Bazıları dergi yazılarındaki ilgileri ve anlatımlarıyla dikkatimi çekmişlerdi. Bir bölümü de Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirmiş, bana kafaca çok yakın öğrencilerimdi. Söz konusu on dört kişinin bü gibi ana sorun eleştiri metinlerini incelemek, eleştirmenlerin nasıl çalıştıklarını metinlerine bakarak sunabilmekti. Bunu bütün arkadaşlarıma özellikle ilettim. Hepsi sağ olsunlar, anlatım, kavramların kullanımı ve düzenleniş açısından bir birlik sağlamada beni özgür kıldılar. Ben de gerekli gördüğüm her değişikliği gerekli gördüğüm her aşamada kendilerine sorarak gerçekleştirdim. Benim ve arkadaşlarımın özellikle dikkat ettiğimiz nokta sınıflandırma başlığında vurgulanan durumu yansıtmaya çalışmaktı. Zaten her bölümün girişinde de eleştirmenlerin neden belli bir başlık altında bir araya getirildiklerini açıkladık. Kitapta, temel olarak, eleştiri alanında yayımlanmış kitabı bulunanların ayrıntılı tanıtıldığı, ancak buna da iki istisna tanındığı belirtiliyor. Bu kitapta yer alan eleştirmenler seçilirken hangi ölçütler gözetildi? ORTAK SEÇİM Kitabın adı Bizim Eleştirmenlerimiz. Buradaki “Bizim” hem Türk dilinde üretim yapmış eleştirmenlere gönderiyor hem de 15 kişinin ortak seçimini vurguluyor. Dedim ya bu kitap tümükapsayıcılık iddiasında olan bir ansiklopedi ya da sözlük değil. Sınıflandırma başlıkları altına girecek eleştirmenleri önce ben saptadım. Daha sonra çalışmaya katılan herkesin kendi alanına ilişkin gözlem ve önerilerini aldım; son değerlendirmemi de yine onlara danışarak yaptım. Ama yine tek koşul vardı özellikle Cumhuriyet dönemi eleştirmenleri için: Edebiyat eleştirisi alanında kitap yayımlamış olmak. Bu arada yıllardır eleştiri yazmayı sürdüren, kendini edebiyat tarihinde kabul ettirmiş, ancak eleştirilerini nedense kitaplaştırmamış iki kişiyi de çalışmamıza kattık. Bir de şu var, yazarların yaratıcı benliklerinden çok toplumsal benlikleriyle ilgilenen, gazete ve/ya da dergilere tanıtıcı nitelikte yazılar yazan ya da salt polemik niteliği taşıyan metinler kaleme alanları da kitabın çalışma programı içine almamaya özen gösterdik. Bizim Eleştirmenlerimiz’i karıştıranlar ya da kitabın arkasındaki dizine bakmakla yetinenler, şu kişi yok, bu kişi yok diyeceklerdir. Biliyorum. Onlara önerim, kitapta kaç eleştirmen incelenmiş ve nasıl incelenmiş ona bir bakmalarıdır… Dünya edebiyatlarında bu tür çalışmalar bulunuyor mu? İlgi ve uzmanlık alanım göstergebilimsel eleştiri ve Fransız edebiyatı. Yanıtım da buna göre olacak: Evet bulunuyor! Yaklaşımlarıyla Eleştiri Kuramcıları (Sel, 2008) adlı kitapta yabancı dillerde üretim yapmış eleştirmenleri ve eleştiri kuramcılarını işlemiştim. Bizim Eleştirmenlerimiz bu kitapla birlikte değerlendirilirse, en azından benim amacım daha iyi anlaşılır. ? Bizim Eleştirmenlerimiz/ Hazırlayan: Mehmet Rifat / İş Bankası Kültür Yayınları, 2008/ 378 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 986 Mehmet Rifat, kitabın içeriğini oluştururken birlikte çalıştığı grup zaman zaman azalıp, zaman zaman genişleyerek kendisiyle birlikte on beş kişiye ulaşmış. yük bir bölümüyle ayrıca ‘Perşembe Toplantıları’nda birlikte olduk. Her hafta kitabın içeriğini ve oluşumunu bölüm bölüm tartıştık. Grubumuz çalışmaların akışı içinde giderek genişledi, bir ara daraldı, sonra yeniden genişleyerek benimle birlikte 15 kişiye ulaştı. Kitapta yer alan yazıların hazırlanmasında, eleştirel yaklaşımların tanıtımında sayfa sayısı, üslup, içeriğe ilişkin ortak kavramlar, vb. belirlendi mi? Yayınevinin çalışmaya başlarken kitabın boyutu açısından elbette bir isteği oldu: Yaklaşık 400 sayfa dolayında bir kitap bekleniyordu benden. Bu nedenle de çalışma arkadaşlarımla bölümlerin önemine ve bölümlere giren eleştirmen sayısına göre bir sayfa dağılımı yaptım, yaptık. Az önce de belirttiğim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle