Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ yük olduğunu ortaya çıkaracak, bütün ailenin saygınlığının gündeme geldiği bir ortamda Ono, yaşadıklarından daha fazla kaçamayacağını, geçmişin şimdi üzerinde ne derece egemen olduğunu anlayacaktır. Çukur/ Andrey Platonov/ Çeviren: Kayhan Yükseler/ Turkuvaz Kitap/ 156 s. kın tarihin önemli süreçlerini açıklayan kapsamlı bir çalışma niteliği taşıyor. Kaybolan/ Catherine O’Flynn/ Çev.: Algan Sezgintüredi/ Siren Yayınları/ 246 s. Geçmişte yaşadıklarınızın geçmişte kaldığını düşünüyorsunuz... Dünün izlerini yarından silebileceğinizden emin misiniz? Aileniz, anılarınız, sevdikleriniz... Zamana karşı ne kadarını kaybetmeden muhafaza edebildiniz? Sıradan bir günün sizi hiç ummadığınız bir yerlere götürebileceğini hiç düşündünüz mü peki? Yaşantınızın başlangıcından itibaren bugüne değin hayatınızdan eksilenler, sizi hâlâ şekillendiriyor olabilir mi? Catherine O’Flynn, “Kaybolan” adlı romanında, bir kayboluştan yola çıkarak bu olayın başka hayatlardaki yansımalarına uzanıyor ve aynayı bizlerin yaşamlarına, yaralarına, kayıplarına doğru tutuyor. Hayata Tutunmak/ Koren Zailckas/ Çeviren: Duygu Salman/ Marka Yayınları/ 400 s. Koren Zailckas ilk içkisini on dört yaşındayken en iyi arkadaşının evinde gizlice içer. Yudum yudum içmeye başladığı alkol bir anda tüm dünyasını kaplar. Yıllar içerisinde alkole büyük bir sadakatle bağlanır. On altı yaşında, henüz bir ortaokul öğrencisiyken aşırı alkolden dolayı midesi yıkanır. Üniversite yıllarında ise, alkolün yıkıcılığı onu her yönden etkiler. Koren yirmi iki yaşındayken bir sabah, New York’ta tanımadığı bir dairede uyanır. Yanındaki arkadaşına, “Neredeyiz?” diye sorar. Bu soru onun birtakım gerçekleri kabul edip içkiyi bırakmasının başlangıcı olur. Koren Zailckas, “Hayata Tutunmak” isimli ilk kitabında, alkolden kurtuluş hikayesini anlatırken, binlerce genç kızın da sesi olmayı hedefliyor. İstanbul’da Alınteri/ Ara Güler/ Kırmızı Yayınları/ 182 s. “Bütün şehirler böyledir ya, büyük, ana şehirlerde, nüfusun yabana atılamayacak bir bölümünün meslek hanesine şu tanım yazılabilir: Başının çaresine bakar. İstanbul, megapolis, bu insanların yeryüzündeki merkezlerinin başında geliyor (...) Kimileri yardım, dayanışma yoluyla, kimileriyse akla gelmeyecek, zor gelecek çözümler üreterek geçim çarkını döndürür...” Ara Güler’in “İstanbul’da Alınteri” başlıklı eseri, bu geçim çarkının döndürülüşünü fotoğraflarla anlatıyor. Şimdi Saat Kaç/ Ferit Edgü/ Sel Yayıncılık/ 214 s. “Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ünlü dizesi ‘Ne içindeyim zamanın, ne dışında...’ tüm insanlığın durumudur. Sorun da buradadır: Ne içinde ne dışında olduğumuz bir kavramdır bize hükmeden. Ne var ki insani boyutlarda bir egemenliktir bu. Kralla soytarıyı, Hintliyle Çinliyi, Fransızla Almanı, Arapla Türkü birbirinden ayırmaz. Yeryüzündeki tek eşitliktir za man...” Ferit Edgü, “Şimdi Saat Kaç” adlı deneme kitabıyla okuyucu karşısına çıkıyor. 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar/ Ahu Antmen/ Sel Yayıncılık/ 334 s. Kübizm’den Gerçeküstücülüğe, Soyut Dışavurumculuktan Pop’a, Arazi Sanatı’ndan Performans’a ve Kimlik Sanatı’na 20. Yüzyıl Batı Sanatı, değişen dünyada yeni konulara yeni ifade biçimleri arayan sanatçıların ardı arkası kesilmeyen arayışlarla şekillenen bir yaratıcılık serüvenidir. Ahu Antmen tarafından kaleme alınan “20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar” isimli kitap, akımlar halinde gelişen bu serüvenin ana noktalarını içeren bir rehber olarak çağımız sanatına ayna tutuyor, yüz yıllık sürece yayılan dönemde birbirini kovalayan yeni oluşumların izini sürüyor. Küresel Finans Krizi/ Mahfi Eğilmez/ Remzi Kitabevi/ 184 s. Mahfi Eğilmez, “Küresel Finans Krizi” adlı kitabında yaşadığımız küresel krizi tüm yansımalarıyla gündeme taşıyor. Krizin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini ve bir daha küresel kriz yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini, ayrıca böyle bir krizde kişilerin ve işletmelerin alması gereken önlemlerin neler olduğunu açıklıyor. Kadının Görünmeyen Emeği/ Hazırlayan: Gülnur AcarSavran, Nesrin Tura Demiryontan/ Yordam Kitap/ 206 s. Kadınların ezilmesinin maddeci bir tahlilini geliştirmek, maddeci bir feminizmin temellerini araştırmak. Bunun için de kadınları tabi kılan somut pratiği, kadınlarla erkekler arasındaki nesnel, maddi çıkar çatışkısını ortaya koymak; kadınların harcadıkları emeği görünmez olmaktan kurtarıp adını koymak. İşte 1970’lerde Batılı feministlerin uğraştıkları en temel sorunlardan biri buydu. Gülnur AcarSavran ve Nesrin Tura Demiryontan’ın hazırladığı “Kadının Görünmeyen Emeği” adlı derleme, maddeci bir feminizm sorunsalı çerçevesindeki tartışmalardan bazı örnekler sunuyor. Bu makalelerde, erkek egemenliğinin tarihsel kökenleri, özgül bir üretim tarzı olarak patriyarka, ev emeği, patriyarka ve kapitalizm ilişkisi ele alınıyor, Marksist bir feminizmin olanakları ve koşulları da araştırılıyor. TarihLenk/ Y. Hakan Erdem/ Doğan Kitap/ 360 s. II. Abdülhamid’in, Osmanlı’da telgrafın ne zaman kullanılmaya başladığını veya 93 Harbi’nde kendi ülkesinin kimlerle savaştığını dahi bilmediğini biliyor muyuz? Gazi Osman Paşa’nın Plevne önlerinde Ruslarca şehit edildiğini duymuş muydunuz? Peki ya İttihatçıların en ünlü sivil önderi Talât Paşa’nın aslında albay olduğunu? Siz, Allah bilir Sırpsındığı Savaşı’nın bir Osmanlı zaferi olduğunu sanıyorsunuzdur hâlâ… Yoksa II. Varna Savaşı’ndan da mı haberiniz yok? ¥ SAYFA 27 Devrim sonrası Rus edebiyatının önemli isimlerinden olan Andrey Platonov’un 19291930 yıllarında kaleme aldığı “Çukur” adlı romanı, ülkedeki ilk Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın yürürlükte olduğu döneme denk düşer. Platonov’un komünizm karşıtı olarak tanınmasına yol açan kitap, maddi dünyanın boşluğunda hayatın anlamını arayan insanları, ideolojinin peşinden sorgusuz sualsiz gidenleri, köyde özel mülkün tasfiye edilişinde yaşananları çarpıcı bir dille anlatıyor. Filozofça/ Mehmet Akkaya/ Belge Yayınları/ 286 s. Mehmet Akkaya’nın çeşitli felsefeci ve bilim insanlarıyla yaptığı söyleşilerden oluşan “Filozofça” isimli kitapla okurun, entelektüellerin neleri sorun ettiği, sorunlara hangi açıdan baktığı, özgünlükleri ve bilgi derinliklerini gözlemleyerek Türkiye’ye özgü bir düşünüş biçeminin, bir ‘Türk felsefesi’nin olup olmadığına; varsa bunun boyutlarının ne düzeyde olduğuna kendisinin karar vermesi hedefleniyor. Hikâyei Sürgün/ Erbay Kara/ Eti Yayıncılık/ 44 s. “Hikâyei sürgün benimkisi/ şeriatın kestiği parmaktaki kan/ ‘hukuku muazzam’/ kıldan ince/ kılıçtan keskindir benim için/ başımda sevda/ yüreğimde şarapnel parçası/ sürülmüşüm toprağımdan/ suyumdan güneşimden sürülmüşüm/ çektiğim acılar kadar büyüktür/ içerimdeki denizin hasreti.” Erbay Kara, “Hikâyei Sürgün” adlı şiir kitabıyla okuyucu karşısına çıkıyor. Soğuk Savaş/ John Lewis Gaddis/ Çeviren: Dilek Cenkçiler/ Yapı Kredi Yayınları/ 282 s. Soğuk Savaş, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle ABD ile SSCB arasında yaşanan siyasi çekişmeyi birçok yönüyle ele alıyor. İki süper gücün stratejik konumdaki ülkeleri yanlarına çekmeye çalışmasıyla Asya’dan Güney Amerika’ya yayılan mücadelede tüm dünyada nüfuz alanları değişti. Tarih profesörü John Lewis Gaddis, II. Dünya Savaşı’ndan sonra güç dengesinin oluşmasını ve süper güçlerin mücadelesi sonucunda birçok ülkede yaşanan dönüşüm sürecini çözümleyici bir bakış açısıyla anlatıyor. Olayların yanında olguları ve tutumları da tartışan kitap, uluslararası ilişkilerde güdümün oynadığı rolü, daha sonra komünist rejimlerin çöküşünü ve özerkliğin doğuşunu irdeliyor. John Lewis Gaddis’in “Soğuk Savaş”ı, dünyanın nükleer savaşın eşiğinden dönmesi, Marshall Planı ve Türkiye’nin dış siyasetine etkisi gibi, yaCUMHURİYET KİTAP SAYI 986