Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Orhan Tüleylioğlu’nun ‘Neden Öldürüldüler?’ üçlemesi üzerine Ë Öner YAĞCI 968’le birlikte devrimci öğrencilerin ardı ardına öldürülmesinden sonra, “Her şeye alıştı toplum. Kimseden ses çıkmıyor. ‘Yüreklerin kulakları sağır’ belki de... Bu vurdumduymazlık öylesine sürüp durursa, göreceksiniz kanlı cinayetler toplumun başka kesimlerine de sıçrayacak. Katil çeteleri namlularını aydınlara çevirecek bundan sonra, gazetecilere çevirecek” demişti Uğur Mumcu 28 Aralık 1975 günlü Cumhuriyet’teki “Gözlem”inde. Yazısının devamında sormuştu: “Neden öldürülüyor bu insanlar? Böyle genç yaşlarında, böyle hunharca kurşunlanarak. Yazık değil mi, söyleyin yazık değil mi? Bu kan bizim kanımız, bu can bizim canımız...” 1 Hatırlamak için Uğur Mumcu, 28 Aralık 1975 günkü yazısında soruyordu: “Bu cinayetleri kimler planlıyor? Bunları ortaya çıkarmak kimlerin görevi? Bunca silah Türkiye’ye nasıl sokuluyor? Kim sokuyor bu silahları? Uyuşturucu madde satıp silah alanlar kimlerdir? Teröristler ile silah kaçakçıları arasında ne gibi ilişkiler vardır? Silah ve uyuşturucu madde kaçakçıları devlet bürokrasisinde önemli köprü başlarını tutmuşlar mıdır? Bu soru yumağından çok daha başka sorular çıkar.” Öner Yağcı, Orhan Tüleylioğlu’nun kaleme aldığı Neden Öldürüldüler? dizisinin Babam Neden Öldürüldü Anne?, Bu Kan Kurumaz ve Dipsiz Kuyu başlıklı kitaplarını inceliyor. KAN VE VİCDAN Geçen yıllar içinde Mumcu’nun dedikleri bir bir çıktı. Uğur Mumcu, aynı yazısında, “Namluların konuştuğu yerde, belki bir süre vicdanlar da, yasalar da susturulabilir. Fakat bir gün vicdanlar da, yasalar da konuşursa, o namluların içinde sadece katil çetelerinin kimlik kartları çıkar. Kanlı mezar taşları bir gün ayaklanır ve birer tokat gibi katillerin yüzlerine fırlatılır. Ve o kaldırımlar, o kanlı kaldırımlar, üzerlerindeki kirli ayak izlerini hep üzerlerinde taşırlar. Silinmez o lekeler. Döktükleri kanların içinde bir gün boğulacaklar. Bir gün mutlaka...” demişti. Yasaların konuşması için önce vicdanların harekete geçmesi gerekiyor elbette. Vicdanların bu kanlı cinayetleri unutulmuşluğa terk etmemesi gerekiyor. Belleğin canlı tutulması için yerine getirilmesi gereken bir aydın sorumluluğu da bu. HATIRLAMAK 24 Ocak 1993’te “inandığı değerler uğruna öldürülen” Uğur Mumcu’nun “ilkelerinden ödün vermeyen kişiliğini gelecek kuşaklara aktarmak,” tüm arşivini, kütüphanesini araştırmacıların kullanımına sunmak, gazeteci olmak isteyen gençleri araştırmacılık alışkanlığıyla mesleğe kazandırmak amacıyla eşi Güldal’la çocukları Özgür’le Özge’nin Ekim 1994’te kurduğu um:ag (Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı), yıllardır sorumluluğunun gerektirdiği adımları atıyor. Bu adımların biri olan Orhan Tüleylioğlu’nun hazırladığı Neden Öldürüldüler? adlı dizi kitapları da yakın tarihimizin belirleyici bir gerçekliğine, aydın kırımına tutulan bir ayna olarak um:ag yayımlıyor. Unutulmuşluğa tepki olarak 2007’de yayımlanan Babam Neden Öldürüldü Anne? adlı ilk kitapta Işık Kansu’nun “Katlanacak mıyız?” başlıklı hüzün dolu yazısından sonra, Orhan Tüleylioğlu’nun yapıtın adının Doğan Öz’ün kızı Bengi’nin annesine sorduğu “Babam Neden Öldürüldü Anne?” sorusundan aldığını da söylediği sunuş yazısı ve ele alınan cinayetler hakkında aydınlatıcı bilgiler, yakınlarının tanıklıkları, söyledikleri ve haklarında yazılan yazılardan seçmeler yer alıyor. “BU KAN KURUMAZ” Orhan Tüleylioğlu, aydın birikiminin olduğu kadar aydın katliamlarının da yoğun yaşandığı ülkemizde bu çok önemli gerçekliğe parmak basarak “Neden Öldürüldüler?” dizisinin ikinci kitabını da yayımladı. Değerlerimizi geleceğe aktarma kaygısının öne çıktığı, cinayetlerin unutulmaması gerektiği bilincini diri tutmayı amaçlayan ve adını Uğur Mumcu’nun bir yazısından alan Bu Kan Kurumaz adlı bu ikinci kitap yine öldürümlerle baş başa bırakıyor okuru. SAYFA 6 Kitapta Muzaffer İlhan Erdost’un “Onlar öldürüldüler. Çağdaş kölelikten özgürlüğe giden çetin yolda, işkencelerin, cezaevi baskınlarının, öldürümlerin, darağaçlarının çetin yolunda, boyun eğmeyenlerin, ezilmeyenlerin bilincinde soluk alıyor onlar, direncinde yaşıyor onlar.” cümleleriyle biten sunuş yazısından sonra Orhan Tüleylioğlu, “Ülkemizin yakın tarihinde dünyada eşi benzeri görülmemiş bir aydın kırımı yaşandı. Yaprakları kanayan bir takvimden geçtik. İnsanlar düşürüldü tek tek, yetmedi, toplu öldürümlerle gelecek karartıldı” cümleleriyle başlayan giriş yazısı yer alıyor. Tüleylioğlu, “Bugün yaşadığımız sorunların kökenlerine ilişkin veriler sunarken, bir anlamda nereden nerelere, nasıl sürüklendiğimizin” belgelerinin de sunulduğu bu çalışmanın “aydın biriki minin yok edilmesiyle ülkemizin emperyalistlere sunulması arasındaki bağı kurmak ise okura düşüyor” diyor. Bu Kan Kurumaz 16 Şubat 1969’daki Kanlı Pazar’la başlıyor. Amerikan 6. Filosu’nun İstanbul’a gelişini protesto etmek için toplanan yurtsever ve devrimci gençliğin üzerine kışkırtılmış bağnazlığın saldırdığı gündür o kanlı pazar. Beyazıt’tan yürüyen ve sayısı 3035 bini bulan gençlere Taksim’de onları küçük gruplara ayıran polisin yardımıyla saldıran gericilerin Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ı katlettikleri gündür. “DİPSİZ KUYU” Orhan Tüleylioğlu, Neden Öldürüldüler?’in üçüncü kitabının adını, Uğur Mumcu’nun öldürülmesinden dört ay önce, “Ortadoğu, emperyalizmin kol gezdiği, terör örgütleri ile ilgili çeşitli istihbarat örgütlerinin kanlı ve kirli oyunlar oynadığı karanlık bir dipsiz kuyudur. Bu karanlık ve dipsiz kuyuda cinayetler birbirini izler. Halk deyişi ile Ortadoğu’da ‘kimin eli kimin cebindedir’ bilinmez. Kim, kimi neden öldürüyor? Bu soruların yanıtlarını anında bulmanın olanağı da yoktur. Olaylar yıllar sonra aydınlanır. O da bir kısmı!” dediği yazısından esinlenerek koymuş: Dipsiz Kuyu. Uğur Mumcu’nun gazete ve dergilerde yazdığı beş bini aşkın köşe yazısını Bütün Yapıtları ve Bütün Yazıları dizilerinde kitaplaştıran um:ag, Dipsiz Kuyu’nun sunu yazısında şöyle diyor: “Bilimin ve sanatın aydınlattığı bir dünyada demokrasinin yaşama biçimi ve adaletin herkes için olması, bir kişinin bile hak ve özgürlüklerinden yoksun kalmaması için savaşım veren Uğur Mumcu gibi aydınlar düşündükleri için öldürüldüler. Daha aydınlık bir dünyanın Mumcu gibi aydınların çoğalmasıyla kurulacağına inanıyor ve bu inancı aydınlanmacılarla paylaşmanın verdiği güçle Mumcu’nun düşüncelerinin gelecek kuşakları da aydınlatacağını biliyoruz. Düşünenlerin öldürülmemesi, öldürülenlerin hiç unutulmaması dileğiyle.” Önsözde Türkiye’nin yeniden, adım adım bir kanlı ortama doğru sürüklenmesinin başlangıcı olan 90’lı yılların başında Muammer Aksoy’un öldürüldüğünü, Körfez Savaşı’yla birlikte ülkemizde de aydınlara yönelik suikastların hız kazandığını ve bu insanların neden öldürüldüğü sorusunun hep havada kaldığını söylüyor Orhan Tüleylioğlu. 19801993 arası olayları zamandizinsel olarak veren bölümden sonra 31 Ocak 1990’da öldürülen Türk Hukuk Kurumu ve Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy cinayetini okuyoruz. 7 Mart 1990’da öldürülen Hürriyet gazetesi yönetim kurulu üyesi, gazeteci Çetin Emeç; 4 Eylül 1990’da öldürülen aydınlanmacı yazar Turan Dursun; 6 Ekim 1990’da öldürülen Doç Dr. Bahriye Üçok; 20 Eylül 1992’de öldürülen yazar Musa Anter ve 24 Ocak 1993’te öldürülen Uğur Mumcu Dipsiz Kuyu’da yer alan aydınlarımız. 1968’de yaşanan müthiş aydınlanmayla birlikte çoğalan ve ülkemizin geleceğiyle ilgili kaygılarını ifade eden aydınlarımızı yıldırmaya yönelik cinayetlerin tarihin tozlu raflarından çıkarılarak bugünün sorunlarının aşılmasında yeniden değerlendirilmeye sunulması, bir görev ve sorumluluk bilincinin hüzünle, acıyla da olsa yaşamımıza anlam katmasıdır. “Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi!” diyen Uğur Mumcu’nun çığlığı, gerçeğimizi nasıl da sokuyor gözümüze. Gördüklerimizin ne olduğunu İlhan Selçuk’un kitapta yer alan bir yazısından aktaralım: “Cinayeti kim işledi? Gerçekte ‘faili meçhul’ gibi görünen bütün cinayetlerin failleri bellidir, ama ne yazık ki devletin içine odaklanmış kimi odaklar karanlığın yanında yer alıyorlar. Yoksa en aşağı çeyrek yüz yıldan beri öldürülenlerin yaptıkları yanlarına kâr kalmazdı…” Bu gerçeğin öldürülen öznelerini bir bir tanıtan Neden Öldürüldüler? yakın tarihimizin belgeliği olarak okunup değerlendirilmeyi ve kitaplıklarda yerini almayı bekliyor. ? Babam Neden Öldürüldü Anne?/Orhan Tüleylioğlu/ um:ag Yayınları/ 352 s. Bu Kan Kurumaz/ Orhan Tüleylioğlu/ um:ag Yayınları/ 360 s. Dipsiz Kuyu/ Orhan Tüleylioğlu/ um:ag Yayınları/ 446 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 987