Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER Medresenin Gülleri/ Nimet Erşahin/ Kora Yayın/ 234 s. “Bir gün geri dönüp de yaşadıklarına baktığında kendine ait olduğunu sandığın, kendi özelin olduğuna inanıp, yıllarca sakladığın, paylaşmaktan hatta kendine bile söylemekten korktuğun yığınla hikâyenin hiçbirinin sana ait olmadığını anlıyorsun. O hikâyenin geçtiği mekânlar senden ve yaşadıklarından daha önemli hale gelebiliyor. Ya kendini hikâyenin kahramanı kabul ederken birdenbire öylesi kahramanlar fırlayıp çıkıyor ki hayatın içinden sen sadece onların oynadığı oyunu tamamlayan detaylardan biri olarak bir yerinden girebiliyorsun resmin içine...” Nimet Erşahin, “Medresenin Gülleri” adlı romanıyla okuyucu karşısına çıkıyor. Hep Çocuk Kaldık/ Ethem Kocabaş/ Altın Kitaplar/ 342 s. Ethem Kocabaş’ın hazırladığı “Hep Çocuk Kaldık” isimli kitapta, mesleğinde üst düzey başarılar elde etmiş ve çocuk kalmayı başarabilen 49 kişiyle gerçekleştirilen söyleşiler yer alıyor. Bu kişilerin çocukluklarında oynadıkları oyun ve oyuncakları, ailelerinde kendilerine örnek olan kişiler ve yetiştikleri çevrenin, günümüzdeki mesleki başarıları ile zihinsel gelişim özellikleri üzerindeki etkileri okuyucuyla paylaşılıyor. Dokuz Günlük Kraliçe/ Alison Weir/ Çeviren: Aslı Güçlü/ Epsilon Yayıncılık/ 430 s. Alison Weir’in “Dokuz Günlük Kraliçe” başlıklı eserinde, hilekâr bir babanın ve merhametsiz bir annenin kızı olan Leydi Jane Grey, adından çokça söz edilen büyük dayısı Kral VIII. Henry’nin ölümü ile yaşanacak çalkantılı dönemin tanığı oluşu, erkek vârisleri olmadığı için hayal kırıklığı yaşayan ailesi, zeki ve itaatkâr olan Jane’i tehlikeli bir oyunda piyon olarak öne sürüşü, fakat Jane’in kuzeni, Kral VIII. Henry’nin vârisi, Kral VI. Edward’ın zamansız ölümü planlarını bozar. Jane, birdenbire kendisini bir egemenlik mücadelesinin ortasında buluşu ve gizli dünyasında kitaplarıyla baş başa kalmayı tercih eden Jane’nin, tahta geçmek gibi bir hırsı olmamasına karşın ihanet, entrika ve trajedi saçan bir ateş kasırgasının önde gelen ismi haline gelişi anlatılıyor. Gizli Enerji Terapileri/ Richard Gerber/ Çeviren: Sibel Akyel/ Dharma Yayınları/ 542 s. Kaç tıp var? Ve kaç beden? Nedenselden eterik bedene bütün bedenlerimiz titreşimsel bir alanın da önemli varlıkları. Tek bir beden görüntüsü içinde titreşen bedenler, Newton’cu fizik anlayışından kaynaklanan modern tıbbın kuruluş temellerini sarsıyor. Richard Gerber, titreşimsel tıbbın öncüsü olan “Gizli Enerji Terapileri” adlı kitabıyla, insanın gelecekteki kusursuz sağlık yaşamını bugüne taşımakla kalmıyor, beden enerjilerimizin en gizli yönlerini ortaya çıkarıyor. SAYFA 26 Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu/ Haz.: Hasan Kuruyazıcı/ Yapı Kredi Yayınları/ 520 s. Hasan Kuruyazıcı’nın hazırladığı “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu” başlıklı çalışma, Osmanlı Devleti’nin son silkinme dönemi sayılabilecek II. Meşrutiyet ortamında yetişen ve Cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle Ankara’da olgun eserlerini veren Arif Hikmet Koyunoğlu’nun yaşam öyküsü ve anıları ile “Ulusal Mimarlık” akımının önemli bir temsilcisi olarak belirip 1930’lara doğru “Modern Mimarlık” anlayışına yaklaşmasının belgeleri ve değerlendirilmesiyle beraber, SelçukluOsmanlı mimarlık tarihine ve döneminin mimarlığına ilişkin tüm yazıları, eleştirilerini içeriyor. Ölüm Tuzağı/ Nora Roberts/ Çeviren: Sibel Eraltan/ Epsilon Yayıncılık/ 408 s. Nora Roberts’tan Eve Dallas Polisiyeleri dizisinin sekizinci kitabı “Ölüm Tuzağı”, bir polisiyenin yanı sıra Eve ve Roarke’un tutku dolu aşkını anlatmaya da devam ediyor. Bir seri katil ve çaresizlik içerisinde olan, savunmasız kurbanlar. Masum ve hasta insanların canını bir başka insan neden alır ki? Bunu ne için yapıyor olabilir? Büyük bir yetenekle, hem de kimsenin canını acıtmadan bir cerrah yeteneği sayesinde. Kaplumbağa Terbiyecisi/ Emre Caner/ Kapı Yayınları/ 264 s. Tablo bittiğinde Osman Hamdi başyapıtına baktığını hemen anladı. Sonuçtan hayli memnundu. Ama resmi görenler tabloda ne anlatıldığını anlamakta zorlanmışlardı. Birbirlerine kaplumbağa terbiyecisi diye eski bir mesleğin olup olmadığını soruyorlardı. En okumuş yazmışlar bile böyle bir meslekten söz edildiğini hiç duymamışlardı. Nerede çalışırlardı bu adamlar? Sirklerde mi? Yoksa saray bahçesinde mi? Kimse bilmiyordu. Osman Hamdi de hayatı boyunca kimsenin bilmediği meslekler yapmıştı. Ressam olmuştu en başta. Sonra müze müdürü. Bir arkeolog. Ardından da güzel sanatlar akademisi müdürü. Onun kaplumbağa terbiyecisinden bir farkı yoktu aslında! Emre Caner’in “Kaplumbağa Terbiyecisi” başlıklı romanı, çok çalışmış ve bu topraklara aydınlama düşüncesinin tohumlarını serpmiş bir adamın hayatını anlatıyor. Yıllara mı Çarptı Hızımız/ İsmet Kür/ Everest Yayınları/ 272 s. “Ağrısız, sızısız ve de uykusuz geçen gecelerin biri, sabaha yaklaşırken... ve bu konuyu hiç düşünmezken... yani durup dururken... Ben bu ‘kıpır kıpır yulafın ardından bıktım” dedim kendime. Gene böyle gecelerden birinde, baktım kitabın adı Yıllara mı Çarptı Hızımız olmuş. ‘Bilinçaltı dostumuzun!’ oyunlarından biri mi?.. Belki... Doğum yeri neresi, doğum sebebi ne olursa olsun, ben bu adı tuttum dostlar...” Yazar, şair, eğitimci ve bir heykeltıraşla bir yazarın annesi... Eski İstanbul’un renklerini, seslerini, kokularını taşıyan anılarıyla İsmet Kür, aslında bir ülkenin değişimine tanıklık ediyor. Sadece bir anı kitabı değil İsmet Kür’ün “Yıllara mı Çarptı Hızımız”ı, okuru düşünmeye ve zamanın akışını bir kez daha gözden geçirmeye çağırıyor. Aperitif Mönüler/ Jale Balcı/ Remzi Kitabevi/ 264 s. “Keyifli Sofralar İçin Pratik 50 Mönü” kitabının yazarı Jale Balcı’nın yazdığı “Aperitif Mönüler” isimli kitabı, çeşitli içecekler eşliğinde, aperitif mönüler hazırlamayı sağlayacak tarifler içeriyor. Balcı, kitabında aynı zamanda, kuruyemiş ve cipsin tekdüzeliğine yanıt veren sürpriz tatlar ve bilindik içeceklerin saltanatını yıkacak yeni tarifler de sunuyor. Penguen Karikatür Yıllığı 2008/ Yayına Hazırlayan: Faruk Kaya/ Penguen Yayınları/ 160 s. Faruk Kaya’nın yayına hazırladığı 2008 yılının gayri resmi haftalığı niteliği taşıyor. Kitapta, yıl içindeki belli başlı olayların kronolojik sıralaması ve Penguen çizerlerinin bu olaylara farklı bakış açılarıyla yorumları yer alıyor. Geride bırakılan yılın bir genel görünümünü sunan kitap, aynı zamanda okura önceki yılın mizah arşivini sunuyor. Bütün Eserleri I/ Şükufe Nihal/ Kitap Yayınevi/ 504 s. Mor Kitaplık Kadın Tarihi ve Eserleri Dizisi ile Osmanlı kadınlarının (MüslümanTürk, Ermeni, Rum, Musevi…) Latin harflerine henüz aktarılmamış ya da gereği gibi değerlendirilmemiş romanları, şiirleri, hikâyeleri, mensureleri, siyasete/kadınlığa ve kadın haklarına ilişkin makaleleri, polemikleri ve tartışmalarını güncel basım yöntemiyle günümüz okuruna ulaştırmayı amaçlıyor. Kitap Yayınevi, Mor Kitaplık Kadın Tarihi ve Eserleri Dizisi’nde ikinci olarak Şükufe Nihal’in bütün eserlerini beş ciltlik derleme ile okurlara sunuyor. Bunun ilk cildini “Bütün Eserleri I”de yer alan şiirler oluşturuyor. Bahçenin Leyla’sı/ Onur Zafer Ceylan/ Edebiyat ve Eleştiri Kitaplığı/ 96 s. “Bir ikindi üzeri bahçede ağaçları buduyordum. O sırada Leyla havuza girmek için bahçeye indi. Üzerinde ince, keten bir giysi vardı. Yüzüme bakıp gülümsemesiyle birden, göğsümde büyük bir boşluk açıldı. Yumuşak adımlarla havuza doğru yürüdü, ılıklığını ölçmek için elini suya daldırdı. Su eline tutundu, bırakmadı. O da suyu silkelemedi. Arkasını döndü, çıplak ayaklarıyla şezlonga doğru yürürken, seramik birden ısınıverdi, o dayanılmaz sıcaklıkta pişirildiği doğum anını yaşadı. Hemen yanından geçen rüzgârın güzelliğinden gözleri kamaştı, hızını kesti, boşlukta afallayıverdi...” Onur Zafer Ceylan, “Bahçenin Leyla’sı” isimli yapıtıyla kitapseverlerin ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 987