07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKUMA! ÇOCUKGENÇLİK Türkan Saylan’dan Çocuklara Ë ocuklar için yazılmış bir öykü kitabı var masamda; arka kapakta, yazar bir itirafla başlamış söze: “Çocuk öyküleri yazmam istendiğinde hem şaşırdım, hem duraksadım. Çocuk yazını ayrı bir uzmanlıktı, bense yazmayı, özellikle yaşadıklarımı anlatmayı, yorumlamayı seviyordum…” Dünyanın sayılı otoritelerinden olmuş bir bilim kadını, bağımsız üniversite modeli için önerilerini yüksek sesle dile getiren yürekli bir eğitimci, özverili bir anne, cehalet ile savaşımın öncü neferi, Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucularından biri, kadın hakları, çağdaşlaşma, eğitim alanlarındaki eylemci, örgütçü kişiliğiyle toplumun hep bir adım önünde olmuş bir Cumhuriyet kadını Prof. Dr. Türkan Saylan, bu sözleriyle bile Türk çocuk edebiyatı tarihine geçmeyi hak etmiştir. Çocuk edebiyatının farklı bir uzmanlık gerektirdiğini söylemesi konu üzerinde düşünmeyi zorunlu kılıyor, bunu bir soru haline getirip yanıtını aramak da çocuklara yazmayı küçümseyenlere düşüyor. Anıöykü diye nitelendirdiğim Hayvanlar ve Çocuklar, ilköğretim çağındaki çocukların fiziksel, sosyal ve bilişsel gelişim özelliklerini, onların öğrenme sürecinde çevresiyle olan iletişim ilişkilerini çok iyi bilen biri tarafından yazıldığını hemen fark ettiriyor. Yazar yaşantısındaki farklı anları anımsayarak anıöykülerini yazmış. Kimi öyküde o “an”lar ile kendisi arasına nesnel Ç Mavisel YENER uzaklık koymuş; ama çoğunda da “anneanne, nine, babaanne…” gibi seslenmiş çocuklara. Bu da, matematiksel olarak yalnızca sözcük dünyasından ibaret olmayan, farklı bir dünya oluşturmuş anlatıda. “Biz İkinci Dünya Savaşı yıllarında çocukluğunu yaşayan beş kardeştik. Her gün ülkemizin de savaşa gireceği söylenirdi, siren sesleri duyulduğunda hepimiz önceden hazırlanmış sığınaklara koşardık. Ama neyse ki dönemin akıllı ve ileri görüşlü yöneticileri güzel ülkemizi savaşa sokmadılar” (s.7). Kitapta on öykü var. Çocuk kitaplarıyla ilgili genel kıstaslar açısından bakılırsa, hemen her öyküde didaktik denebilecek bir dil kullanıldığı, söylenebilir. “İşte böyle çocuklar, azmin elinden bir şey kurtulamaz. Yeter ki, çok içten isteyelim”(s.74). “Hayvanlarla dostluk kurun, onları anlamaya çalışın, sevin, okşayın çocuklar. Çok mutlu olacaksınız, eminim” (s.13). Ancak şunu vurgulamak gerekir ki, okuma yalnızca, yazılı sözcüğün ya da dilin kodunu çözmeyi içermez, dünyaya ilişkin bilgiyle iç içe geçmiştir. Bu kitap hakkında bir şeyler yazarken o sözcükleri, harfleri yazdıran birikimi düşününce kitap daha da anlam kazandı. Dünyayı ve sözcükleri okumayı bilen bireyler yetişsin istiyor Türkan Saylan. Bunun için de “bilen kişi bilmeyenlere öğretir” ifadesini yetkeci karakterinden çıkarıp, bilen kişilerin, aslında hiç kimsenin her şeyi bilmediğini ve hiç kimsenin her şeyden habersiz biçimde cahil olmadığını çocuklara duyumsatıyor. Çocuklar için yazılmış, anıöykü türündeki bazı kitapların eğlendirici olmaktan uzak, yayınevlerinin kabul etmediği, yazarın kendi olanaklarıyla bastırıp dağıttığı, kötü resimli kitaplar olduğunu biliyoruz. Türkan Saylan’ın anı öykülerini niçin bu denli sevdiğimi düşünürken şu noktaya vardım: Bu öykülerde anılar var ama geçmiş zamana bağlılık, yakınma yok. “Ah o günler… neredeler… hızla uzaklaşıp gittiler… ” iletisinin çocuğu bunaltacağını ve okuma eyleminden uzaklaştıracağını çok iyi bilen Saylan, geçmişi içtenlikli bir dil, arıduru bir Türkçe ile çocuklara anlatıyor. Öykülerinde bireyi anlatırken insani, zavallı, zayıf, acınası, umutlu, umutsuz haliyle, kötülüğüyle, iyiliğiyle, bir bütün olarak ele alıp işliyor. Onun kahramanları, toplumsal koşullardan etkilenen, kimi zaman uyumsuzluğa düşen ama umuda yelken açmış bireyler. Çocuk okur, kahramanlarla özdeşim kurarken, çevresiyle ve yaşadığı dönemin sorunsallarıyla bütünleştirebiliyor. Böylece, çocuk okurun anıöykülerle bağ kurması hiç de zor olmuyor. “Nilüfer, yoksulluğu yenemeyen ailesiyle büyük kentin varoşuna göçtüğünde üç yaşlarındaydı, ama bebekliğini geçirdiği o güzel topraklarda gördüğü her şeyi, kokladığı her kokuyu belleğinde taşıyor, sık sık oraların rüyasını görüyordu” (s.41). Kahramanlarını çok da farklı çevrelerden seçmemiş Türkan Saylan. “Ayakkabı Boyayan Çocuklar” öyküsü, doğudan İstanbul’a gelmiş, akrabalarının ayarladığı bir bodrum katına yerleşen bir aile ile tanıştırıyor okuru. “Aliye’nin Öyküsü”, “ Çocuk Silah ve Bebek”, “Nilüfer” köyden kente göç etmiş çocukların yaşamına büyüteç tutuyor. Hayvanlar ve Çocuklar, toplumcu gerçekçi bir anlatımın başarılı örneklerinden biri. Her şeyin gitgide magazinleştiği “hız” çağında, hem geçmiş tarihi anlamak, hem de geçmiş ile bugün arasında bir bağ kurabilmek açısından ışıklı bir uğrak Hayvanlar ve Çocuklar. ? Hayvanlar ve Çocuklar/ Türkan Saylan/ resimleyen: Fusun İyicil/ Özyürek Yayınevi/ 80s/ 2008 www.maviselyener.com KİTAPÇI Taynikma Gölgelerin Hükümdarı (1. Kitap) /Merlin P. Mann & Jan Kjær/ Türkçeleştiren: Cemile Özyakan/ Beyaz Balina/ 64s./2008/10+ Taynikma, 10 kitaptan oluşan Manga tarzı bir dizi. Ancak ne sadece çizgi roman, ne de düz metin. Her kitabın sonunda ek olarak sanatsal beceriler için “Nasıl Çizilir” bölümü var. Konu bambaşka bir dünyada geçiyor, klanların hüküm sürdüğü bir dünyada. Taklanya uzun yıllar boyunca tüccarlar, sanatçı ve bilgeler için huzur dolu bir yer olarak varlığını sürdürür. Her klanın kendine ait bir tanrısı bulunmaktadır: Güneşin iyileştirici gücüne sahip Güneş Tanrısı, gölgelerin koruyucu gücüne sahip Ay Tanrısı, işlenmemiş güce sahip Dağ Tanrısı ve bilgeliğin gücüne sahip Nehir Tanrısı. Ve bir gün zengin ve güçlü konumuna rağmen Taklanya’da tartışmalar doğacaktır. Yaratıcılarından Merlin P. Mann Disney’in Finding Nemo ve İnanılmaz Aile gibi birçok önemli kitabında uzun bir dönem metin yazarlığı yapmış, bilgisayar oyunları, televizyon ve film yapımlarında görev almış; Jan Kjaer ise grafik sanatlarından mezun olduktan sonra çok sayıda Lego projelerinde çalışmıştır, şu an manga üzerine yazmayı sürdürüyor ve hâlâ Danimarka ulusal kanalında teknik dersler veriyor. Taynikma ilk kez 2005’te Danimarka’da yayımlandı ve kitapçılarda olduğu kadar basın ve halk tarafından da ilgiyle karşılandı. Dizi, 2007’de çocuklar tarafından oylanan ulusal Orla Ödülü’ne layık görüldü. Metin ve çizimler okurun ilgisini çekecek. Palyaço Kral/ Ahmet Önel/ Say Yayınları/56s /2008/ 5+ “Beybaba da kim?” Merak ediyor musunuz? Beybaba’dan Masallar’da üç masal var: Palyaço Kral, Uçtu Uçtu ve Haydi Mızıkam Dondur. Çocukların, masal kahramanlarıyla dost olacağı bu masalların yazarı Ahmet Önel bol ödüllü bir yazar. 1975’te A.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Aynı yıl kurulan AÇT’de (Ankara Çocuk Tiyatrosu) kurucu ve sanatçı olarak görev aldı. Pek çok ti A. Akal, M. Yener, Ç. Gündeş, N. Yılmaz yatro oyunu var. Edebiyat yolculuğu çocuklarla devam ediyor. Palyaço Kral’la tanışmanın heyecanını yaşarken iyi okumalar dileyelim… Parçacıkların Dünyası/ Brian Southworth, georges Boixader, Türkçeleştiren: Hülya Arık/ Tübitak/ 62s./ 2008/14+ Evrenimiz nelerden oluşmuştur? Nereden gelmiştir? Neden böyle davranır? Bu soruların yanıtlarını tam olarak bilemiyoruz, fakat son yıllarda çevremizdeki evren hakkında pek çok bilgi edindik. Bu araştırmalar gözlerimizle görebildiğimizin ötesinde, minik parçacıklardan ve bunların arasında gidip gelen habercilerden oluşan bir dünya olduğunu gösterdi bize. Bu resimli kitap, sizi parçacıkların büyüleyici dünyasıyla ve onların şaşırtıcı davranışlarıyla tanıştıracak. Parçacıklarla ilgili araştırmaların yapıldığı laboratuvarlardan biri Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi CERN’in laboratuvarıdır. Burada CERN’in parçacıkların yaratıldığı ve incelendiği güçlü makinelerini, yani hızlandırıcıları ve dedektörleri tanıtacağız. ? Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. SAYFA 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 975
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle