08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“Arap Dünyasında Müzik; Tarab Kültürü ve Sanatı” üzerine... Tarabın mekânı Doğu Akdeniz ve Yakındoğu Arap dünyası California Üniversitesi’nde etnomüzikoloji profesörü olan A. J. Racy, “Arap Dünyasında Müzik; Tarab Kültürü ve Sanatı” adlı kitabında Yakındoğu Arap müziğini müzikduygu ilişkisi temelinde ele alıyor ve verilerini bir icracı, bir besteci ve kültürlerarası müzikduygu ilişkisine ilgi duyan bir etnomüzikolog olarak yorumluyor. kelimesi etrafında örgülenen bir müzik dünyasını anlatmaya çalışmıştır. “Bir tarab esrimesi olarak müzik hem kültürel bir ifade, hem de ayrı bir estetik sistem olarak görülebilir” diyen yazar, “Ancak duygusal açıdan tarab genellikle dört düzeyi kapsar: Dil, müzik dağarı, beste tasarımı ve yorum” cümlesiyle kitabında ele aldığı yaklaşımlardan birkaçını dile getirmektedir. Kitap tarabı, müziğin ve yarattığı esrime etkisinin kavramsal ve deneyimsel olarak birbirine bağlı olduğu çok yönlü bir alan olarak ele almaktadır. Tarabın mekânı Doğu Akdeniz ve Yakındoğu Arap dünyasıdır. Gözlemler ve varılan sonuçların birçoğu Arap kent müziği, Kuzey Afrika, Arap ve Batı Asya’daki çeşitli bölgesel üsluplar için de geçerlidir”. KAYNAKLAR... Yazarın tarihi çok eskilere dayanan Arap müziği konusunda kullandığı kaynaklar önem arz eder. Çünkü müzik XX. yüzyılda ortaya çıkan, geçmiş tarihlerde hakkında hiçbir şey yazılmamış bir olgu değildir. “Dikkate değer bazı modern değişiklikler bulunmakla birlikte, tarab deneyimini açıklama şekilleri neredeyse bin yıllık bir süre içinde çok az değişmiştir. Âlimler genellikle seleflerinin metinlerini tekrarladıkları ya da işledikleri için bu tutarlılık kaçınılmaz yazınsal ataleti yansıtıyor olabilir. Ancak bu açıklamaların yaşamaya devam etmesinin nedeni tarabda ve tanımlarında var olan ebedi bir çekiciliktir” sözünün uygulamasını eserinde de görüyoruz. Klasik Arap kültürünün önemli kaynaklarından olan İbn Hurdazbih, İbn Manzur, Cürcani gibi yazarların özellikle Gazali’nin görüşlerini modern dünyaya taşımaktadır. Yetişmesinde biriktirdiği müzik bilgisi bir hayli geniştir. Bir buzuk/ bağlama virtüözu olan yazar Arap müziğinin devr, kaside, muvaşşah, vasla gibi türleri yanında peşrev, taksim ve gazelleri de yakından tanıyarak yetişmiştir. Radyolardan Anadolu halk müziğini severek dinleyecek kadar müzik tutkunudur. Bu dinlemeler Türkiye ile Arap dünyası müzikleri arasındaki üslup benzerlikleri ve duygusal bileşenleri keşfetmesine yardımcı olmuştur. EsSebbağ’ın Doğu müziğinin estetiği, Kamil Hulai’nin yüzyılın başındaki değerli çalışması kaynakları arasında yer alırken, onların verdikleri bilgilerle “çok sayıda müzisyenin deneyim ve tercihleriyle” tutarlı oluşu önemlidir. Suriye, Irak, özellikle Mısır müzisyenlerinin verdikleri pek çok söyleşi çalışmanın kaynağını oluşturuyor. Bu söyleşiler aynı zamanda yazıya geçirilmemiş çok kıymetli bilgileri ve deneyimleri bize bir çırpıda sunuyor. Cinsiyet konusuna da değinilen kitapta yazar, Arap kadınların tarab kültürü sayesinde “erkek meslektaşlarıyla yan yana çalışmaya” başlamasında önemli bir rolü var olduğuna işaret eder. Kitabının hemen başlarında toplumun bu önemli cinsiyet rollerini ve değişimini ele alır. İlerleyen sayfalarda yer alan satır aralarında bu durumu destekleyen bilgiler aktardığına rastlanmaktadır. “Tarab kültürü ile genel olarak Arap kültürü arasında önemli bir ayrılık olduğu kanıtlanmıştır” sözüyle tarab kültürünün aslında sadece Arap kültürünü değil diğer dinlerden rollü göğüs sesi”nin tercih edildiğini; kafa sesinin estetik açıdan uygunsuz olduğunu belirtmesidir. Gilbert Rouget’in “Music and Trance” adlı kitabında Arap müziğinin bir trans etkisi yarattığına dikkat çekmesi ve biraz da hafiflemesi kabul etmediği görüşlerdendir. TÜRK MÜZİK TARİHİ HAKKINDA Yazar zaman zaman Türk müzik tarihini ilgilendiren bilgiler vermektedir. Abduh elHamuli’nin Osmanlı padişahından nişan alması, Mısır Hidivi’nin Abduh Hamuli’yi özellikle Türk müziği geleneğini Mısır’a taşıması için desteklediğini öğreniyoruz. Kitapta tarab müziğinin Türk klasik müziğiyle birçok ortak özelliği olduğundan bahsetmektedir. Edward Said’in belirttiği gibi “Şark” kavramı “Batılıların ‘egzotik’ ya da kendi kültürlerinin tam karşıtı addettikleri şeyi kapsayan bir Avrupalı icadıdır.” Racy, bu kitabıyla Yakındoğu müziğinin “kendine özel bir duygulanım bileşeni” olduğunu söylemekte ve sanata en az Batılılar kadar değer verdiklerini göstermektedir. “Müzik ile duygusal dönüşüm arasındaki kaynaşma, Batı kültüründe tam karşılığı bulunmayan tarab kavramıyla ifade edilir. Sözcük ilk olarak Yakındoğu Arap kentlilerinin yerli, özellikle seküler müziğinden bahsederken kullanılır. Başka bir deyişle sözcük, teori temelli makamsal yapı ve profesyonel yönelimli müzik yapma geleneğine, Batılı akademisyenlerin bazen “sanat müziği” diye adlandırdıkları bir alana işaret eder. Tarab, müzik kaynaklı bir esrime hali ya da “büyülenme”, “estetik coşku” ve müziğin uyandırdığı his olarak tarif edilebilir. Kitap, tarabın esrime yaratan yönünü, özellikle müziğin ve yarattığı esrime etkisinin kavramsal ve deneyimsel olarak birbirine bağlı olduğu çok yönlü bir alan olarak ele almaktadır. Yazar kitabını “kendini yansıtan bir tebliğ olarak” görmektedir. Kitabın bu güzel çevirisi için de birkaç şey söylenmelidir. Yazarın bahsettiği kendi müziğini anlatma gibi bazı zorluklar, kitabın çevirisinde de karşılaşılan ve başarıyla aşılmış olan bir güçlük olarak düşünülebilir. Diğer taraftan bir çalışmanın iyi bir Türkçesini sağlamak, cümle ve kelimelere uygun karşılıklar bulmak eseri yeniden çalışmak gibidir. Yazar eğer yeterince Türkçe bilseydi ve bu Türkçe kitabı okuyabilseydi, herhalde “Bu benim yeni eserim” diye övünürdü. ? Arap Dünyasında MüzikTarab Kültürü ve Sanatı/ A. J. Racy/ Çev.: Serdar Aygün/ Ayrıntı Yayınları/ 334 s. KİTAP SAYI 935 ? Recep USLU übnan asıllı bestekâr ve müzik bilimci Ali Jihad Racy, ilk olarak 2003’te, Cambridge Middle East Studies serisi içinde İngilizce yayımlanmış olan kitabında Arap dünyasında müziği ele almaya çalışmıştır. Böyle bir kitabı ortaya koymanın zorluğunun bilincindedir yazar. Kendi “müziğini araştırmanın ve anlatmanın zorluğunu hem bir araştırmacı hem de araştırılan topluluğun üyesi olmaktan; hem bir müzik araştırmacısı hem de bir müzisyen olmasından kaynaklanan ikili konumun belli yöntemsel zorluklar” yaratabildiğini fark etmiştir. Ayrıca “müzik kültürü üzerinde çalışmanın insanı” istençli ile istençsiz, zihinsel ile fiziksel, duygusal ile estetik, dinsel ile dindışı aralarında var görünen ele gelmez sınırlarla “birlikte yaşamayı” ve zaman zaman bu sınırların değerini anlamayı ben bu çalışmayla öğrendim” diye itiraf ederek aslında bu tür çalışmaların zorluğunun yanında bir müzik icracısı için kişinin duygu ve düşünce dünyasındaki gelişmeyi sağladığını da özetlemektedir. Kitabın daha başlarında yazdığı önsözde, “Bu kitapta hepimizi ilgilendiren müzik ve duygu”yu ele aldığını belirten Ali Jihad Racy alışılmadık ifadelerle bize çok yakından tanıdığımız, Türk müziğinin de içinde bulunduğu bir dünyayı tanıtıyor: Yakındoğu veya Doğu Akdeniz müzik dünyasını. Özellikle XX. yy Arap müziğinin oluşturduğu tarab müziğini kültür, icra, müziğin oluşumu, sanatçının saltanası ve şarkı sözleri gibi beş ana başlık halinde ele almaktadır. Ancak bu ana başlıklara sığmayan yaklaşımlar, açılımlar, değerlendirmeler eser okununca ortaya çıkmaktadır. Kitabına ad olarak seçtiği “tarab” SAYFA 6 L “Bu kitapta hepimizi ilgilendiren müzik ve duygu”yu ele aldığını belirten Ali Jihad Racy alışılmadık ifadelerle bize çok yakından tanıdığımız, Türk müziğinin de içinde bulunduğu bir dünyayı tanıtıyor: veya etnik kökenlerden gelen insanların kültürlerini de yansıttığına, çoğu zaman birleştirici bir rolü olduğuna dikkat çeker. Bunun sonucunda Arap toplumunda erkek müzisyenler için “mutrib” ve kadın müzisyenler için “mutribe” kelimeleri son derecede eşit saygın ifadeler olarak kullanılmaktadır. TARİHSEL VE ÜSLUPSAL BAĞLAR Bu kitaptaki “bulguların hepsi de tarab müziğine özgü olmayabilir. Her şeyden önce Kuzey Afrika, Türkiye ve İran’ın makam temelli müzik mirasıyla yakın tarihsel ve üslupsal bağları vardır”. Yazarın en önemli tespitlerinden biri tarab esrimesi yaratan müziğin icrasında “insan sesleri içinde doğal ses genişliğine sahip, dolgun, gırtlak kont CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle