Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ... ? Gamze AKDEMİR ikmet Çetinkaya’nın “Türkiye’nin Şeytan ÜçgeniTarikat/Siyaset/Ticaret” üçlemesinin ikinci kitabı “Kuzu Postunda Kurt” raflarda.. Yazıda, birazdan sözünü edeceğim bu kitaptan ‘neler bekleyebiliriz’ sorusunun yanıtına ulaşabilmenizi umuyorum. Öncelikle şunu belirtelim ki, Hikmet Çetinkaya’nın kitaptaki yazıları, yurdu rehin tutanların gaflet, dalalet hatta hıyanet içindeki çalışmalarının, dinci faşistlerin, bölücülerin, ihale çakallarının, kuzu postundaki kurtların, tekmil arsızların, hırsızların “ensesinde biten” yazılarının sadece bir bölümü. Hiç kuşku yok ki devamı da gelecek. Kimi zaman ortalığı ayağa kaldıran, soruşturmaları tetikleyen, kitlelerin dikkatini yazıdaki bahse odaklayan, gündem yaratan araştırmacı yazılarıyla bildiğimiz Hikmet Çetinkaya, bu kitabında da bizi şaşırtmıyor. Yine hainin, hırsızın, bölücünün ensesinde. Yine, yazılarından mustarip(!) taife, genelde hükümet, dinci, bakan, milletvekili, şeyh, şıh falan olduğu için (nedeni malum) mevzu şahısların tarafları/taraftarlarınca yüce yargıya havale edilmesi an meselesi... Bakalım daha neler var? Hazır mısınız? İşte başlıyoruz!.. DİNCİLER KÜPLERE BİNECEK Çetinkaya, yakın tarih sürecinde tarikatların örgütlenmelerini, nasıl beslenip semirdiklerini inceliyor öncelikle. 12 Eylül’den itibaren zarar görmeyen dini pek bir bütün Nurcuların, Süleymancıların, Nakşilerin ipliğini pazara çıkarıyor. İşlerini nasıl tıkır tıkır yürüttüklerini, deve yüküyle yemyeşil dolarları kasalarına nasıl akıttıklarını anlatıyor. Fethullahçı yapılanmanın Türkiye’deki ayaklarını oluşturduğunu ifade ettiği, “Soros Çocukları” oldukları tescilli sözde bilim insanlarını, bazı gazetecileri, işadamlarını, sanayicileri büyüteç altına alıyor. Medyanın önemli kalelerinde, siyasette, sağlıkta, yargıda, güvenlikte, eğitimde ha babam dip hücrelere ilerleyerek örgütlenen Fethullahçı müritlerin egemenliğini gözler önüne seriyor; kamu vicdanına sunuyor. Bu kitabı okuduklarında küplere binecek dincilerin topunu ibret olsun diye didik didik ediyor. ŞER ODAKLARINA CÜRMÜ MEŞHUT “Kuzu Postunda Kurt”, çok çeşitli şer odağına cürmü meşhut yapan bir kitap... İlkeleri, değerleri var.. Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun bölünmez bütünlüğünü savunu H Kuzu Postunda Kurt su gibi dağılan oylar, faziletli gençlerinin ABDAnkara mekikleri ve devşirdikleri ilahi AKP!.. Derken hoş geldin(!) “türban”, hem de en son moda, “Made in Amerika”. Bitmedi!.. Satırlarda canilerin gözü dönecek, irtica başkaldıracak, Sıvas’ta aydınları diri diri yakanlara hesap sorulacak, medya kuşları pisleyecek. Kemalistlerin ve sosyalistlerin can düşmanı olan, şimdilerde dönek Marksistler ve ikinci cumhuriyet maskaralarıyla halvet olan zavallı kalemlerin çarpıtmalarına yürek dayanmayacak. Darbeler, darbeler, darbeler... Cunta, cunta, cunta... Aydına zulmü farz gören o kafa!.. Eyüzubillah, o da ne? Cehennemlik imamlar ve aydınlık korkağı vampirler.. Hain bir bombalı saldırıda yitirdiğimiz Uğur Mumcu da var kitapta, saygıyla anılıyor. Onca hırsızın, uğursuzun ettiklerini okurken çatılan kaşlarınız açılacak, apaydınlık anısıyla yüzünüze bir gülümseme konduracak, umudunuzu tazeleyecek Uğur Mumcu. Yine alçakça öldürülen Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun da öyle.. YURTTAŞLIK GÖREVİNİZE DAVETLİSİNİZ!.. Yine bitmedi!.. Bitmez!.. Doğruları yanlışlarıyla Kemalist devrime; emperyalizme tekmeyi basan ama şimdi yerinde yeller esen Ulus bilincine ‘nostaljik’ ne yazık ki ‘nostaljik’ bir gezintiye de davetlisiniz satırlarda. “Kuzu Postunda Kurt”, tüm yetkili birimleri ve yurttaşları, göreve çağırıyor. Bu gidişe dur diyor!.. Onuncu köyden sesleniyor!.. ONUNCU KÖYDEN SESLENİYOR!.. Bu yazıları okuyun... Tekrar, tekrar hem de... Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bu yazılar, 2007 Türkiyesi’ne ışık tutacak. Karanlık ile aydınlığın çizgisini ayrıt etmenizi sağlayacak. Bilmeyen bilecek, fark etmeyen farkına varacak, susan konuşacak, soru sormayan soru soracak... Bütün bunları yaparken yüzünüz gülmeyecek hatta belki moraliniz bozulacak. Fakat öyle ya da böyle, bizler gibi siz de bu kitaptaki cümleler kurulmalıydı diyorsanız, bu cümleleri kuran az sayıda yazardan biri olan Hikmet Çetinkaya’nın “Kuzu Postundaki Kurt” adlı kitabını okuyacaksınız demektir. Ya hainler mi? Onlar kuvvetle muhtemeldir ki kitabı okuyorlardır, bir de siz rahatsız etmeyin!..? gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Kuzu Postunda KurtTarikat/Siyaset/Ticaret II/ Hikmet Çetinkaya/ Günizi Yayıncılık/ 281 s. “Kuzu Postunda Kurt”, laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun bölünmez bütünlüğünü savunuyor. Hukuktan ve özgürlükçü demokrasiden yana. yor. Hukuktan ve özgürlükçü demokrasiden yana. Dincilere göz açtırmıyor, yeşil akçe tüccarlarının başına bela. Fethullahçılar yaka silkecek bir kez daha. Nurcusu, Nakşisi, Süleymancısının tekerine çomak sokacak, ‘günah’larının hesabını soracak satır satır.. Çekilen “hu”ları duyar gibi olacaksınız, bir ileri bir geri sallanan meczupların haline belki acıyacaksınız. ABD ve AB sevicilerinin huzuru kaçacak, sinirleri bozulacak. Karşı atak gecikmeyecek. Önce görmezden gelecekler. Sonra gelemeyecekler. Medyadaki şakşakçı patronlara bu bir habere karşı belki on haber sipariş edecekler. Bedavadan dağıtılan ılımlıdinci bir gazetenin sayfalarında okuyan okuyacak. KATAKULLİLER... Bu kitapta Diyanet kadrolarının nasıl belirlendiğini, kadrolaşma katakullilerini de okuyacaksınız. İt dalaşına düşmüş partilerin aciz politikalarının/politikacılarının, ılımlı İslamcılara nasıl davetiye çıkarttıklarıyla bir kez daha yüzleşeceksiniz. Üniversitelerdeki derin kamplaşmaların gençleri ne hale getirdiğini görüp evladınıza daha bir mukayyet olacaksınız. Bu kitapta bir din öğretmeni, öğrencileri kırılan kol için çıkıkçıya yollayacak, evet yanlış okumadınız çıkıkçıya!.. Hatta bu da bir şey mi? Gribe yakalananlar ise “hocaya muska yazdırtmaya” yollanacak. Yine yakın tarihte gezinen satırlarda, kitaplar toplatılacak, bombalar patlatılacak, siyasilerin demokrasiden ödü kopacak, aflar çıkarılacak. Hey gidinin Demirel’i ve evlere şenlik icraatlarına değinilecek, Türk solu yeni arayışlara yelken açacak, ANAP ve tarikatlar ilişkisinin tozu atılacak, Pandora’nın Kutusu iyice bir havalandırılacak. Sonra bir zamanların Refah Partisi’nin yükselişi ve düşüşü, Refah gerçeği, çil yavrutıldığı etkinliklerin içeriklerini de yansıtıyor. Bu nedenle yazılarında birçok yazar ve ozanla tanışıyoruz. Sözgelimi; ilk günlüğü olan 05 Kasım 2000’de İstanbul’dan görüntüleri, Kitap Fuarı izlenimlerini aktarıyor. Türk Dili Dergisi’ni çıkaran öğretmeni Ahmet Miskioğlu, Anıl Meriçelli, İsmet Kemal Karadayı, Yılmaz Yeşildağ, Nuran Tuman vb. söz ettiği yazarlarımız. KÜRDÜN MEYHANESİ Yazıcı, Ankara’da birçok yazarımızın uğrak yeri olan Kürdün Meyhanesi’ni Türkçemsin ? Hasan AKARSU ğitimci, yazar Vedat Yazıcı, tanıtı, eleştiri, deneme, söyleşi ve mektup türü yapıtlarıyla biliniyor. Sözümüz Şairlerden Şiirlerden, Dil Sesinde Yürümek, Yazının Kırlarında, Martıya Mektuplar, ŞiSAYFA 20 E irin Sesinden Koşmak adlı yapıtlarından sonra, Türkçemsin adlı yapıtını okurlarına sunuyor. Türkçemsin, iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, 20002007 günlükleri, ikinci bölümdeyse, dil yazıları yer alıyor. Vedat Yazıcı, dil günlüklerinde gezdiği yerlerden izlenimler sunarken, ka tanıtıyor. Evliliklerinin otuz birinci yılında, Akyarlar’da, dostlarla buluşmalarını yansıtırken, dostlukları önemsediğini belirtiyor: “Dost var nefes gibidir, her an ararsın. Dost var ilaç gibidir, ihtiyaç duyduğunda ararsın. Dost var hastalık gibidir, sen onu aramasan da o seni arar bulur” sözünü anımsatıyor. Yazarların, sanatçıların anma günlerinde bulunuyor, o ortamı tanıtıyor günlüklerinde. Ozan Mehmet Aydın’ın 60. Sanat Yılı etkinliği, DidimAkköy Edebiyat Günleri etkinliği, yöre gezileri vb. günlüklerini zenginleştiriyor. KİTAP SAYI ? CUMHURİYET 934