02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? bul Hukuk Fakültesi öğrencisidir. Aşiyan açılacaktır, atlayıp tramvaya giderler. O yılların Beyazıt’ını da anlatan anısında Çelenk, HasanÂli Yücel’in orada yaptığı konuşmayı da özetleyerek, “yaşadığı dönemin canlı tanığı ve çığlığı, büyük şair Fikret’i yüreğinde yaşatarak” döndüğünü söylüyor. 1966 yılının kış aylarında Sovyetler Birliği Konsolosluğunda izlediği “Stalingrat Savunması” belgeselinden Mamak cezaevinde kalan 22 yaşındaki bir delikanlının mektup tanışıklığıyla yaşadığı büyük aşkla ilgili anısına; 12 Mart’ta sanık olan kızıyla görüşmesindeki “maddi temas yasak!” biçimindeki insanlık dışı uygulamadan Hasan Hüseyin’in “Kızılırmak” şiirinin yargılanmasına; 1945’teki Tan gazetesi ve basımevinin tahrip edilmesinden Türkiye İşçi Partisi’nin kuruluş günleriyle ilgili anılarına; 1969’da “Vietnam Kasabı Kommer”in arabasının yakılması olayından Aziz Nesin’le ilk tanışmasına; 12 Mart’taki Mümtaz Soysal, Uğur Mumcu davalarından Bilim ve Sosyalizm Yayınları sahibi Süleyman Ege’nin “kitap çarpması”na; Çağdaş Hukukçular Derneği’nin kuruluşundan ilk genel kuruluna anılarını sıralıyor. Tuncay Çelen’in, Sadun Aren’in, Nevzat Helvacı’nın, Ali Bozkurt’un, Remzi İnanç’ın, Mustafa Gazalcı’nın, Seyhan ve Vahap Erdoğdu’nun, M. Emin Değer’in birer yazılarından sonra 16 Haziran 1970 olaylarıyla ilgili duruşma tanıklıkları yer alıyor kitapta. Mahir Çayan ve Cihan Alptekin’le, Aziz Nesin’le, İlhan Erdost’la, Mamak Askeri cezaevindeki “kafes”le, yakılan ve yeniden yazılan “141–142 Üzerine” adlı kitabıyla, Denizlerin mezarları başındaki konuşmasıyla, Teslim Töre ile, Nâzım Hikmet’in Kürt halkıyla ilgili bir mektubuyla, Ölüm cezasıyla, 12 Mart’taki “Yıldırım Bölge” günleriyle, Mehmet Ali Aybar’la, pasaport verilmemesiyle, Nâzım’a yurttaşlık kampanyasıyla, şeriat ve demokrasi paneliyle, Solingen ve Sivas yangınlarıyla süren anılarında yarım yüzyılımızın hukuksal ve siyasal geçidini yaptırıyor. ‘SAVUNMA SUÇ’ Çelenk’in anıları Beş Kapı Baş Kilit adlı kitabında devam ediyor. “Savunma Suç” başlığıyla sunduğu bu anılarında, savunmanlık yaşamı boyunca karşı karşıya kaldığı baskılarla, saldırılarla, suçlamalarla, tehditlerle, davalarla ilgili kimi anılarını aktarıyor. Ülkemizdeki hukukun uygulanma serüvenini aktaran bu anılar dizisinde, özellikle sıkıyönetim dönemlerindeki yargı, cezaevleri, düşünce açıklama, basın özgürlüğü, savunma hakkı gibi konulardaki hukuk tanımazlığın, keyfiliğin ve baskıcı uygulamaların örneklerini okuyoruz. İlk Savunma Suçu’nda; 1988’deki “abece” dergisinde yayınlanan “Hukuk açısından demokrasi” başlıklı yazısı nedeniyle DGM savcısı Nusret Demiral’ın verdiği “yakalama emri” kararıyla önce “DAL” işkencehanesine, oradan DGM savcılığına götürülüşünü, yargılanmasını, sorgusunu, savunmasını ve aklanmasını anlatıyor. Çelenk’in ikinci suç’u, “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını savunmak”tır ve bu davadan da “kovuşturmaya yer olmadığı” kararını alır. Çelenk’e yönelen bir başka suçlama, “savunmanı olduğu bir avukatı cezaevi yönetimine karşı kışkırtmak” suçlamasıdır. Oysa Çelenk, cezaevi görevlilerini şikâyet etmek istemektedir. Bu suçlamada ÇeCUMHURİYET KİTAP SAYI lenk’in savunmanı Muammer Aksoy’dur. Tutuklulara kötü davranan cezaevi görevlileri aklanınca Çelenk, “Adaletsizliğin resmini yapmak kolay değil” der. Bir başka ‘suç’u, “Askeri Savcıya hakaret”tir ve Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının savunmalarında işlenmiştir bu suç. Deniz Gezmiş’lerin savunmanları 3’er ay hapis ve 500’er lira para cezasına mahkum edilirler, Askeri Yargıtay kararı bozar, mahkeme direnir, dosya Askeri Yargıtay’da iken sanıkların “yararlanmak istemiyoruz” demelerine karşın, çıkan “Af yasası” ile dava düşer. Çelenk’in bir başka suç’u “Askeri hâkimleri öldürme emri” vermektir(!). Ama Askeri savcılar bile bu suçlamayı ciddiye almazlar ve dava açmazlar. Metin Demirtaş’ın ve Arif Damar’ın “Türk Solu” dergisinde yayınlanan “Che Guevara” şiirleriyle ilgili davayı da anlatır Çelenk; şairler aklanırlar. Mamak Askeri Cezaevinde TÖBDER yöneticileriyle görüşürken “Ülkücüler” saldırır Çelenk’e. Sıkıyönetim komutanı cezaevi görevlilerinin yargılanmasına izin vermediği için suçlular cezasız kalır. Sürekli ölüm tehdidi telefonları, mektupları gelir Çelenk’e, kendini korumak için başvurup silah alır. DİSK davasında avukat arkadaşlarıyla birlikte salondan atılır. Bir sıkıyönetim yargıcının duruşma sırasında söylediği işkenceyi savunan sözlerinden acı duyar. Demokrasi Masalı, Halit Çelenk’in 1980’li yıllardan başlayarak toplumsal, hukuksal, siyasal konulardaki savaşıma düşünsel katkısı olan yazılarından oluşuyor. Hikmet Çetinkaya, Ataol Behramoğlu ve Öner Yağcı’nın Çelenk’le ilgili yazılarının da yer alsavunmanlığını yaptığı yüzlerce yazar, şair, öğretmen, öğdığı kitap, yaşam de Çelenk’in retim üyesi, ressam, müzikçi, milletvekili, avukat, gazeteci, doktor, neyimlerini damıtamühendis, işçi, sendikacı, yayıncı, devrimci genç var. 934 rak bunlardan sonuç çıkaran ve önermelerde bulunan bir devrimci ve saygın savaşımcının birikimlerinden aktardığı yazılardır. Bu saygın ömrün Türkiye İşçi Partisi’nde İç Demokrasi Yaşadıklarım adlı anılarında, çocukluk ve gençlik yıllarından başlayarak Halit Çelenk’in 1962 yılında eşi Şekibe ile birlikte üye olduğu TİP içindeki çalışmalarını, 20–24 Kasım 1966’daki Malatya Kongresinden sonra yaşanan soruşturmayı, hizipçilik yaptıkları gerekçesiyle merkez haysiyet kuruluna verilmeleri ve partiden ihraç edilmeleri ve sonrası gelişmeleri okuyoruz. Çelenk, TİP sonrası çalışmalarını ve hukuk mücadelesini (onlarca devrimci kurumun ve kişinin davalarını), SBP sürecinde yaşadıklarını anlatıyor. Kitaba konulan eklerde, hakkındaki MİT raporunu, parti içi demokrasi ve demokratik merkeziyetçilik konusunda bir yazısını, Işık Kansu’nun Halit Çelenk’in çocukluğuna yolculuk yazısını da okuyoruz. Yakın tarihimizde yaşanılanlardan siyasal dersler çıkarılacak olan bu anılar dikkatle okunmalı. Yaşamda ve Yargıda Devrimci Duruş: Halit Çelenk, Rona Aybay ve Ümit Altaş’ın Halit Çelenk için hazırladığı bir saygı kitabı. Kitapta hukuk, siyaset, basın, eğitim, üniversite, sanat, kültür alanlarından aydınların Halit Çelenk üzerine, onu çeşitli açılardan değerlendiren yazıları yer alıyor. Rona Aybay sunuşunda Halit Çelenk için, “hukuk tanımazlığın, dar görüşlülüğün adeta taştan bir duvar gibi karşısına dikildiği zamanlarda bile hep olgun ama dirençli bir tavırla görevinin gereğini yerine getirmiş bir örnek ve saygın bir kişi olarak kalmayı başarıyor” diyor. Çelenk’in yaşamından açıklamalı fotoğraflarla ve belgelerle zenginleştirilen ve neredeyse albümleştirilen kitabın başında Ümit Altaş’ın Çelenk’le uzun bir söyleşisi var (s.16–93). Söyle şide çocukluk yıllarından başlayarak 1940’lı yıllara denk düşen üniversite öğrenciliği sırasındaki tanıklıklarına, TİP yıllarından 12 Mart ve 12 Eylül dönemindeki savaşımına ve bugününe kadarki yaşam kesitlerini okuyoruz. Kitapta eşi ve yoldaşı Şekibe, torunu Deniz, kızı Ferda ve Serpil’in yazılarından sonra büyük çoğunluğunun savunmanlığını yaptığı 65 aydının yazıları yer alıyor. Yalnızca adları A harfiyle başlayanlar A. Tuncer Sümer, Adalet Ağaoğlu, Alaattin Bilgi, Ali Sirmen, Alparslan Berktay, Alpaslan Işıklı, Ataol Behramoğlu, Atilla Aşut, Aydın Aybay, Aydın Aydemir, Aydın Çubukçu dersek karşımıza nasıl bir listenin çıkacağını anlarız. Aralarında Fakir Baykurt, Erşen Şansal, Fikret İlkiz, Gültekin Gazioğlu, Güney Dinç, Hikmet Çetinkaya, İlhan Alkan, Işık Kansu, İlhan Selçuk, Metin Demirtaş, Musa Uysal, Mustafa Altuntaş, Mustafa Gazalcı, Muzaffer İlhan Erdost, Mümtaz Soysal, Nevzat Helvacı, Oktay Akbal, Orhan Erinç, Remzi İnanç, Sadun Aren, Server Tanilli, Talip Apaydın, Türkkaya Ataöv, Vecihi Timuroğlu, Veli Devecioğlu gibi yazar, gazeteci, siyasetçi, avukat, kısacası her kesimden aydınlar, yaşamıyla direncin örneğini veren bu büyük hukuk savaşçısını çeşitli açılardan anlatıyorlar. Metin Demirtaş, “İnsan olmanın onurunu ayakta tutmaya adanmış bir hayat!” diyor Çelenk’in ömrüne. Veli Devecioğlu, “yiğit savunman, büyük hukukçu, örnek insan” diyor onun için. Vecihi Timuroğlu’nun yazısının son cümlesiyle aktarmayı bitirip ülkesinin geleceğinden sorumluluk duyan insanların bu yapıtı mutlaka okumalarını öneriyorum: “Hukuk herkese gereklidir, ama Halit Çelenk de hukuka gereklidir.” Halit Çelenk’i anlatırken yakın tarihimizin bir belgeselini sunan bu kitap, ülkemizin bugününü anlamamız için önemli bir fırsat sunuyor. Bize bu fırsatı veren Halit Çelenk’in direnç dolu ömrüne şükran borcumuz var. 12 Mart dönemindeki DEVGENÇ, 12 Eylül dönemindeki TÖBDER davalarımda savunmanım olan, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nda yıllarca birlikte yöneticilik yaptığımız, kendisine çok şey borçlu olduğum Halit Çelenk Ağabeyimi, onun çağdaş hukuk anıtı olan aydınlık ve devrimci yüreğini tanımanın onuru ve kıvancıyla, saygıyla selamlıyorum. ? Halit Çelenk’in Kitapları: Hukuk Yazıları (TÖBDER Yayınları,1974), 141–142 Üzerine (Anka Yayınları, 1976), Devlet Güvenlik Mahkemeleri Niçin Kaldırılmalıdır? (ÇHD Yayınları, 1977), Hazırlık Soruşturmasında Savunma Hakkı (ÇHD Yayınları, 1977), Bildiri Yayınlama Toplantılar ve Yürüyüşler (ÇHD Yayınları, 1977), İdam Gecesi Anıları (Ülke Yayınları, 1978), Hukuk (Süreç Yayınları, 1985), Hukuksuz Demokrasi (Çağdaş Yayınları, 1986), 12 Eylül ve Hukuk (Onur Yayınları, 1988), Hukuk Açısından TÖBDER Davası (EğitDer Yayınları, 1990), Umut Hangi Dağın Ardında (Çağdaş Yayınları, 1993), Barış Savaşçıları (Tekin Yayınları, 1996), Beş Kapı Beş Kilit (Tekin Yayınları, 1996), Demokrasi Masalı (İmge Yayınları, 2003), Türkiye İşçi Partisi’nde İç Demokrasi –Yaşadıklarım (Evrensel Basım Yayın 2003), Yaşamda ve Yargıda Devrimci Duruş: Halit Çelenk (Haz. Rona Aybay ve Ümit Altaş, Çınar Yayınları, 2007). SAYFA 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle