22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tuncay Mollaveisoğlu ile “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” adlı kitabı üzerine... ‘Eski günler mumla aranacak’ Adına “ılımlı İslam” denilen ABD güdümündeki İslamcı bir devlet modeli Türkiye'ye ısrarla giydirilmeye çalışılıyor. AKP'nin aktörleri bu senaryoda özenle seçilip iktidara taşındılar. Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın geçmişindeki Hikmetyar, Hasaneyn, Yasin el Kadı gibi küresel teröre destek vermekle suçlanan kişilerle ilişkileri ve siyasal İslamcı açıklamaları, küresel güç odaklarının Türkiye'ye biçtiği görevin de bir özeti aslında. Erdoğan'ın dilinden düşürmediği “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısı, geçmişi ve bugünü anlamamıza, geleceği öngörmemize yardımcı oluyor. Tuncay Mollaveisoğlu, “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” adlı kitabını anlattı. ? Gamze AKDEMİR B eraber Yürüdük Biz Bu Yollarda neden yazıldı? Kitabın nedeni Türkiye'nin içinde bulunduğu durum. Uzun süredir ülkemizin nasıl yağmalandığını, ekonomisinin nasıl çökertildiğini tüm bu süreçle eşzamanlı olarak toplum mühendisliğinin nasıl ve kimlerin işbirliği ile yapıldığını anlatan haberler kaleme alıyoruz. Kanaltürk'te yayınlanan Yolsuzluk ve Yoksulluk programında da Türkiye'nin küresel güç odakları ve aralarında siyasetçi, gazeteci, işadamı bürokrat, akademisyenler, bilim adamlarının da yer aldığı yerli işbirlikçileriyle nasıl kuşatılıp diz çöktürülmeye çalışıldığını anlatıyoruz. İslamları ılımlı, Kâbeleri Washington Son yıllarda artan şiddette, Türkiye Cumhuriyeti Atatürk ilke ve devrimlerinden 'arındırılmaya' çalışılıyor. Ülkemizin harcı, temeli, her şeyi olan Atatürkçü düşünce ki bu; siyasetten güvenliğe, sosyal hayatımızdan ekonomiye kadar her alanda konferans konusu olur, bu düşünce ve ilkeler önce toplumdan uzaklaştırılmak istendi, şimdi Atatürk Türkiyesi'ni yok etmek isteyenler devlet yönetiminde egemen oldu. Artık eski günler mumla aranacak. Ulusal onur, tam bağımsızlık gibi ilkeler, gerçek anlamda demokrasi bu süreç devam ederse unutulacak. Türkiye hızla ılımlı İslam cumhuriyetine dönüştürülüyor. Bu yeni yapıya ya uyacaksınız ya da yok sayılacaksınız. Ilımlı İslam ABD'nin kurguladığı bir İslami devlet modelidir ve bu modelde Kâbe Washington'dur. Yüzünü Beyaz Saray'a dönenler bugün kendileri gibi düşünmeyenleri ülke vatandaşlığından atmayı göze alacak kadar faşistleşmişlerdir. 'Paranın gücü Kara'yı Ak gösteriyor' Kitabınız ABD'nin ılımlı İslam modeli yaratması sürecinde AKP'nin nasıl doğduğunu ve uygulamalarını anlatıyor. Çarpıcı bir tespit; Soros ve Yasin el Kadı'nın benzerliğinden söz ediyorsunuz. Evet, çok boyutlu ve derinliği olan küresel bir paylaşım sürecinden söz ediyoruz. Bu süreçte Türkiye'ye biçilen bir rol ve onun aktörleri var. Son derece hümanist olan İslam dininin emperyalizmle bağdaşması mümkün değil. Tam tersine gerçek Müslümanların az gelişmiş ve gelişmekte olan ulusları ezen küresel politikalara ve onların işbirlikçilerine karşı olması gerekiyor. Ama paranın gücü Kara'yı Ak gösterebiliyor. Örgütlü olmayan bir toplumun tek bilgi kaynağı olan medya kirletilirse medya üzerinden halkı kandırmak da zor olmuyor. Başbakan Erdoğan'ın kefil olduğu küresel teröre destek vermekle suçlanan Yasin el Kadı, İslamcı sermayenin sınırlar arasında dolaşan Soros'uydu... Yasin el Kadı'da tıpkı Soros gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde kurduğu vakıflarla derneklerle yeşil sermayenin palazlanmasını sağladı. 11 Eylül'e kadar ABD'de üst düzeylerde kabul gördüğünü söylememe gerek yok sanıyorum... ABD'nin Suudi Arabistan'ı nasıl yarattığını ve iki devletin birbirlerini nasıl desteklediğini anlatıyorsunuz. Biraz açar mısınız? Batı'nın emperyal politikalarıyla, Suudi Arabistan'ın kendi İslam anlayışını empoze etmek istemesi ve ABD'nin Ilımlı İslam Devlet Yönetimi modeli birbiri ile örtüşüyor. Bu yayılmacı ve güdümlü cephe karşısında ise ulus devletler bir tehdit olarak duruyor. Bu süreçte İslam dini Batı'nın sömürge politikalarının önünü açmak için bir maşa olarak kullanılıyor. Kimsenin bizim kutsallarımızla oynamaya hakkı yok. Din ve vatan sevgisi ortak değerlerdir ve hiç kimse onları bizim adımıza kullanamaz, buna izin vermemeliyiz. Suudi Arabistan ABD ilişkilerini, petrol dolarlarının dünyayı nasıl şekillendirdiğini, Suudi milyar dolarlarının ABD'yi nasıl kalkındırdığını detaylarıyla aktarmaya çalıştık kitapta. ABD, kendi çıkarlarına uygun oldukça bir ülkenin nasıl yönetildiği ile ilgilenmez. Ancak İslam coğrafyasında Batı şunun farkına vardı. Bu coğrafyadaki insanları dini kullanarak yönetmek ve yönlendirmek çok kolay. Öyleyse demokrasi yerine güdümlü bir İslam cumhuriyeti modeli yaratarak hem yerli işbirlikçilerin işini kolaylaştıralım hem de halkı vatandaş olmanın, yurttaş olmanın, ulus olmanın bilincinden uzaklaştıralım. Bu nedenle bugün Kıbrıs konuşulmuyor. Bu nedenle ülkenin en değerli varlıkları bir yağma ve vurgun anlayışı içinde satılıyor. Akarsularımız özelleşiyor... Bu ülkeye ait olmayanlar, ülkeyi yönetiyor... “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen bir kurucu liderin ülkesinde insanın canını daha ne acıtabilir bilemiyorum... Kitabınızda tarikatların Türkiye'de nasıl güçlendiğine ve AKP'nin oluşumundaki katkılarına da yer veriyorsunuz. Elbette Türkiye'de bazı vakıf, dernek ve tarikat bağlantılı şahıslar, siyasi arenadaki paydaşlarının iktidara taşınmasının ardından yağmadan önemli paylar aldılar. Ancak AKP'nin yelkenlerini şişiren asıl rüzgâr küresel serma ? KİTAP SAYI 920 SAYFA 12 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle