05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz 100 Temelsiz bir uygulama Madde 17: "Taraf Devletler, kitle iletişim araçlarının önemini kabul ederek çocuğun; özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlaki esenliği ile bedensel ve zihinsel sağlığını geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklardan bilgi ve belge edinmesini sağlarlar". Bu madde ile Taraf Devletlerden, çocuk kitaplarının üretimini ve yayılmasını teşvik etmesi ve çocuğun esenliğine zarar verebilecek bilgi ve belgelere karşı korunması için uygun yönlendirici ilkeler geliştirmesi beklenmektedir… Sihirli Değnek, "100 Temel Eser" uygulamasına yönelik eleştirilere, kaygılara 9 ay boyunca bir köşe ayırmıştı. 100 Temel Eser uygulamasının tartışılması gereken 100 temelsiz çıkış noktasının olduğunu konuyla yakından ilgilenenler çok iyi biliyordu. Bir yıldır sayısız panelde, televizyon ve radyo programında liste uygulaması ile kaygılar dile getirildi. İmzalar toplandı, MEB’e dilekçeler yazıldı, medyaya basın bildirileri gönderildi. Bugün MEB’in hâlâ "bunları öngöremedik" demesi ne kadar da inandırıcı! Şu günlerde basında sıklıkla ele alınan konu listedeki kitapların kasıtlı ya da kasıtsız yapılan UYARLAMALARINA ve ÇEVİRİ HATALARINA odaklanıyor. Oysa bunlar tartışılırken bile listedeki çoğu kitabın "ÇOCUK KİTABI" olmadığı hâlâ göz ardı ediliyor. Bu eserleri seçerken "temel" kavramı için hangi "ölçütlerin" dikkate alındığı; hangi yazın türlerinin neden bu seçkiye girdiği ya da giremediği; zaman içinde değişen eğitimöğretim yöntemlerinin, müfredat programlarının, gelişim psikolojisi yaklaşımlarının ve ‘çocuğa göre’liğin (yaş dönemine uygun algı ve kavram bilgisi, dilbilgisi, psikolojisi, yaşam biçimi, beklentileri vs) dikkate alınıp alınmadığı ve hepsinden de önemlisi bir "OKUMA PROGRAMI" olmadan yapılan, dağıtılan bu listelerin ne işe yarayacağı hâlâ MEB’e SORULMUYOR! Bir varmış, bir yokmuş... Masal anlatan ve masal dinleyen çokmuş... saksağan orada kimleri görecek dersiniz? Bu hayvanat bahçesinde kimler yok ki! Ağaçkakanlar, suaygırları, goriller, kaplanlar, zürafalar, maymunlar, kuşlar, kelebekler, yılanlar... Kitabın her sayfasında başka bir hayvanla tanışıyorsunuz. Sol sayfada akan öyküye ek olarak her hayvanla ilgili ilginç gerçekleri de öğreniyorsunuz. Sağ sayfada ise öyküyle ilgili yapbozlar yer alıyor. Şeffaf bir poşet içinde yer alan 24 parçalı 5 adet yapbozda öyküde adı geçen hayvanlarla tanışıyorsunuz... "Hayvanat Bahçesinde Bir Gezi", okul öncesi dönem çocuklarının bayılacağı bir oyunkitap. Hem yapbozda hem de diğer sayfada yer alan resme bakarak yapbozlarla çalışmak ve öyküyü dinlemek çocukların bilişsel ve motor becerilerini geliştirebilecek bir etkinlik... Siz de hayvanat bahçesine gitmeye hazır mısınız? Sihirli Çocuk Dergileri! Kırmızı Fare (http://www.mavibulut.com.tr) Ebe Sobe (http://www.ebesobe.com) Bilim Çocuk (www.biltek.tubitak.gov.tr/cocuk) Mektubunuz var! "Çocuk, Kurt, Koyun ve Marul", Allan Ahlberg, Can Çocuk, 2006 (10+ yaş) Sayın Allan Ahlberg, Geçen gün okuduğum kitabınız hakkında olumlu mu düşüneyim olumsuz mu, ne diyeceğimi şaşırdım doğrusu. O zaman, ben de aynen sizin yaptığınız gibi, gerçekleri aramaya karar verdim. Yazarı, çizeri, ressamı, yayıncıyı tek tek sorguya çekip not alacağım. Belki bu kitabın yazılış öyküsünün gerisindeki farklı bir gerçeğe ulaşabilirim, buna ne dersiniz? Gördüğünüz gibi, okurlarınız da uyumuyor yani... Öncelikle, ilk sorumu sorayım: Neden çocuk, kurt, koyun ve marul bulmacası? Neden başka bulmaca değil de, bu? Bulmaca bildiğimiz şekliyle mi çözülmüştü, yoksa gerçekler farklı mıydı? Çocuk ne diyor, Kurt ne diyor, Koyun ne diyor bu konuda? Marulun bile o günle ilgili düşüncelerini almışsınız, hayret bir şey... Üstelik bütün bu sorgulamaların ardından, bulmacanın bilindik anlatımından farklı bir olay örgüsü çıkarabildiniz, hani nerdeyse biraz daha araştırsanız, belki başka öyküler de çıkardı ortaya. Ama haklısınız, dozunda bırakmak en doğrusu. Her konuda yazmak her yazarın özgürlüğü. Kimi eğlenerek okur, kimi sıkılarak... Ama bu kitabın çok farklı yazıldığını kabul etmeliyim. Bu tür bir kurgu da nerden aklınıza geldi bilmem tabii. Belki bunu da araştırabilirim; komşunuz, aileniz, bakkalınız, postacınızı sorgulayarak... Aaaa, ama bakın, sizin sözcüklerinizle vereyim ben yanıtı: "Biliyorum, biliyorum, bunun bir öykü değil, bir araştırma, kurgu değil, gerçek olması gerekiyor. Burada öyle karakterler falan yok, yalnızca gerçek insanlar, koyunlar vb. var. Hepsi aynı kapıya çıkar... şu şişeyi nereye koymuştum... neyse, şu Marul’un anlatımı da bitti işte." Kusura bakmayın, bir paragrafçık olsun örnek vermek zorundaydım sayın yazar. Yoksa nasıl kitabın içeriğini an latmak mümkün değil. İşte böyle, kendi kendiyle konuşur gibi, bir yandan gördüklerini, bir yandan çevreyi ve yaşanan olayları (yazarın o sırada bir şey içmesi gibi) yazarken, bir yandan da okur için yazmak... Ve bunu kitap haline getirmek... Yazarın yazdıklarıyla sürekli kendini hatırlattığı ve metninde var olabileceğini örnekleyen ilginç bir kitap... Gerçeklerin avında, ilginç olmanın da ötesine geçmenizi dilerdim... Sevgilerle, Aytül Akal Sihirli günler ????? III. Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri başlıyor (1315 Eylül) Kuşadası Belediyesince düzenlenen öykü ve şiir günleri etkinlikleri Kuşadası Halk Kütüphanesi’nde gerçekleşecek. 1. Gün "Roman’da Türk Tarihi", 2. Gün "Ege’nin İki Yakası Komşu Edebiyatı", 3. Gün ise "ÇOCUK, GENÇLİK VE EDEBİYAT" konuları irdelenecek. Bu yılın onur konukları: Turgut Özakman, Ahmet Say ve Muazzez İlmiye Çığ. Geçen yıl 46 edebiyatçının katıldığı öykü ve şiir günleri bu yıl da birçok edebiyatçıyı ve kültür insanını ağırlayacak (Bkz: www.kusadasi.bel.tr) II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu yaklaşıyor... (4 6 Ekim, Ankara) Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin düzenlediği çocuk ve gençlik edebiyatı sempozyumunda tartışılacak konular ve konuşmacılar belli oldu. (http://cgsempoz.education.ankara.edu.tr/index.html) ? Nilay Yılmaz Kurtuluş Deresi Cd. No: 47 Bilgi Üniversitesi, Dolapdere/İstanbul [email protected] Tel: 0212 236 78 42 0212 311 51 82 KONUK SİHİRLİ DEĞNEK MAVİSEL YENER "Papağan Masalı", Ayla Çınaroğlu, Uçanbalık Yayınları, 2006, masal, 32 sayfa, (6+ yaş) Resimleyen: Mustafa Delioğlu Hayvanat Bahçesinde Bir Gezi Robert Frederick, Remzi Kitabevi, 2006 Resimleyen ve türkçeleştiren belirtilmemiş (5+ yaş) Ağaçkakanların saniyede 20 kere gagalayabildiklerini, zürafaların 45 cm olan dilleriyle kulaklarını temizleyebildiklerini biliyor muydunuz?.. Hayvanlar dünyasına ağaçkakan Geveze, arkadaşı serçe ve saksağan ile gitmek ister misiniz? Geveze’nin doğum gününde onunla birlikte hayvanat bahçesine giden serçe ve CUMHURİYET KİTAP SAYI E 864 skici dükkânındaki sessizlik içinde bir anda duyulan çığlık; "Yamtirikabra… Yamtirikabra…" Bu çığlığı atan kim dersiniz? Belki yüz yaşında, belki daha da yaşlı bir papağan. Eskici onu da satıyor, hem de çok ucuza. Ancak, rafta duran kırmızı ciltli kitabı kim eline alsa ciyak ciyak bağırmaya başlıyor bu papağan. Kırmızı ciltli elyazması kitabın tam metnini okumadan papağanın sırrını çözemeyeceğini anlıyor okur ve yavaşça bu metnin yüreğine doğru yolculuğa başlıyor. Gizemli masalın yollarında yürüdükçe bu yolculuk daha da ilgi çekici hale geliyor. Karşımıza yaşamını sirkte geçiren Yamtirikabra Usta çıkıyor ilkin. Onun çocuklara verdiği armağanı kabul ediyor okur, kendine sunulmuşçasına… "Gösteri bitiminde, her çocuğa küçük bir çakıl taşı armağanı varmış. Çakıl taşı dedikse, görünüşte bildiğiniz taşmış işte. Ne var ki avucuna koyduğu anda taş, o çocuğun düşlediği oyuncağa dönüşüverirmiş. ‘Biliyorsun’ dermiş Yamtirikabra, ‘Bu oyuncak yalnızca bugün seninle. Mızıkmak, sızlanmak yok, yarın çakıl taşına dönecek gene."(s, 12) Yamtirikabra’nın sır dolu sözcükleri bu yolculuğu güzellerken, genç palyaço Pamçi konuk oluyor satırlara. Yamritikabra ustasından pek çok hüner öğreniyor. Bilge Yamritikabra bütün bildiklerini öğretiyor mu, yoksa da öğretmedikleri de var mı? Bunların yanıtlarını o gizemli masal yolculuğunda öğreniyor okur. Papağan Masalı, masalın sonunda papağanın geleceğini okurun ellerine bırakıyor. Kafesinin bambularının içinde şifreyi buluyor okur, bu şifre yardımıyla papağanı özgür de kıla bilir, yaşam boyu kafeste de bırakabilir, bu kararı kendi vermelidir! Çocuk okurun, özenli dil, içten anlatımla eğlenceli bir masal okurken, pek çok yan kazanımı da oluyor. Kimi satırlarda eski eşyaların "dil"inden söz eden masal, okuru eşyaların sır dolu geçmişine davet ederek bu konuda düşünmelerini sağlıyor. Çocuk okurun, geçmişin günümüzün bir parçası olduğunu düşünmesi, bunun yorumunu yapması, onu ilerinin donanımlı bireyi yapmak için bir adım kuşkusuz. "Aaah ah, eskiler; o çok sevdiğim eskiler; suskun, sır vermeyen eskiler… Ama eğilirseniz eğer sevgiyle; dostça, ilgiyle yaklaşırsınız onlara, başlarlar kendilerinden söz etmeye usulca. Örneğin işte şu pirinç şamdan… Şu çatlak porselen tabak… Şu gümüş cep saati, şu fildişi tarak… Şu sedef kakmalı sehpa, şu bakır ibrik, şu kristal şekerlik… Şu tablolar, minyatürler, nakışlar, eski fotoğraflar, kitaplar…" (s. 4) Çocuklar hiç duymadığı deyimleri masallarda öğrenir çoğu zaman. Papağan masalı bu anlamda da okuruna dilsel katkı sağlıyor. Ayrıca şiirsel anlatım olanaklarından da yararlanarak hem onu iyi edebiyatla tanıştırıyor, hem de keyifli bir okuma sunuyor. Papağan Masalı, şaşırtıcı kurgusuyla, betimlemeleriyle, ilginç resimleriyle, sayfa tasarımıyla çocuk okuru büyüleyecek bir kitap. SAYFA 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle