05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Baba İnönü'den Ömer İnönü'ye Mektuplar ‘Sevgili oğlum, canım oğlum’ Ancak, haberleşmenin ana nedeni babanın oğluna olan sevgisini hep hissettirmek. İsmet İnönü ile ilgili hiçbir inceleme yapmamış olanlar için bile, bilim, siyaset, fikir ve uyarılarıyla onu tanıyabilmek için iyi bir fırsat! Kitaptaki ilk altı mektup Mevhibe Hanım ve eşi İsmet Paşa’nın, 21 Ocak 1924’te Ömer’in dünyaya gelmesinden kısa süre sonra birbirlerine yazdıkları satırlardan oluşuyor. İsmet Paşa Ankara’da, eşi ve çocuğu İstanbul’dadır. Mektuplardan anlarız ki birbirlerini çok özlemektedirler, Mevhibe Hanım bir an önce Ankara’ya gelmek ister. Pembe Köşk’te inşaat devam etmektedir, bu nedenle Ankara’da kısa süreliğine de olsa bir kira evine yerleşilecektir. Eşine "Ruhum sevgili paşacığım" diye seslenen Mevhibe Hanım, mektuplarında bebekle ilgili bilgi vermeyi ihmal etmez: "Aslan oğlunu görme, pek tatlı, pek sevimli, görsen neler yapıyor. Avazı çıktığı kadar bağırıyor. Evi çınlatıyor. Sıhhati iyidir. Aşı yaptırmamıştım. Doktor bayram ertesi demişti. Şimdi yaptıracağım. Yola aşısız çıkacağım. Bu ay 500 gram almış. 7 kg. 300 gram geliyordu. Bayramda şimdi üç ay bitti. Paşacığım ben doğru trenle geleceğim. Kısmet olursa İstanbul yoluyla, eminim çok pahalı olur." (s.19) DÜZEN VE DİSİPLİN Kitapta babadan oğla giden ilk mektubun tarihi, 18 Haziran 1931. Oğul Ömer yaz tatillerinde, küçük yaşlarından itibaren, babasından mektup almaya başlıyor. Bu mektupların saklanmış olması da etkileyici doğrusu. Önsözde Özden Toker’in belirttiği gibi, bu mektupların bugüne ulaşmasında Mevhibe Hanım’ın duygusallığı, İsmet İnönü’nün düzen ve disiplin anlayışı yatıyor. Ömer İnönü, Gazi Lisesi’ni bitirdikten sonra mühendis olmaya karar verir, babası en büyük destekçisidir. İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (o zamanki adı Yüksek Mühendis Mektebi) dereceyle girer. Bu, Ömer İnönü’nün artık İstanbul’da oturacağı anlamına gelir. Biz de Çankaya Köşkü’nden, İstanbul’daki üniversite öğrencisine gelen mektupları İnönü’nün oğlu olmak elbette mutluluktu; ama çok da kolay sayılmazdı. Erdal İnönü Anılar ve Düşünceler adlı kitabında bunu şöyle ifade eder: "Bu konuda babam bir gün ağabeyimle bana şöyle bir şey söylemişti: ‘Tanınmış bir insanın oğlu olmanız, başarılarınızın da başarısızlıklarınızın da başkaları tarafından abartılı bir şekilde değerlendirilmesine yol açacaktır. Bunu unutmazsanız, gereksiz övgü veya yergiler karşısında kendinizi daha iyi korursunuz.’ İsmet İnönü ailesi ile, 1934. Eşi Mevhibe İnönü, annesi Cevriye Temelli, oğulları Ömer, Erdal, kızı Özden. Değiştirilmesi elimizde olmaokuruz. Kitapta, bir yandan bir gencin yan bir durumdan işimize yarayacak soyetişme aşamalarını gözlemlerken öte nuçlar çıkarmasını iyi bilen bir insanın yandan bir devrin siyasal yaşamının, bu fikrinin de gayet doğru olduğunu sosyal izlerinin peşine düşeriz. İşte sonradan birçok örneği ile gördüm." İkinci Dünya Savaşı sırasında alınan önlemlerden biri: "Karartma işi mekYOL GÖSTERİCİ DENEYİMLER tepte çok ciddiye alındı. Geceleri bol Erdal İnönü, Anılar ve Düşünceışık yalnız etüt odalarında var. Yemekler’de ebeveynler için yol gösterici olahanede hem camları boyadılar hem de bilecek deneyimlerini şöyle özetler: ampulleri maviye boyadılar. Işıkların "Anne babaların ünü, zaman içinde çosöndürülmesi ve örfi idarenin ilanı etracukların karakter yapısını daha derinfı heyecanlandırdı ama şimdi sakinleştiden etkileyen bazı psikolojik zayıflıklaler." (s.29, Oğul İnönü’den babasına rı, kompleksleri de doğurabiliyor. Örgönderilen 26 Kasım 1940 tarihli mekneğin haksız eleştirilere, ters davranışlatuptan) ra karşı küçüklükte bağışıklık kazanBaba ve oğlun yaşamın güçlük ve gümamış olmak daha sonra önemli bir zazelliklerini paylaştıkları bu mektupları yıflık olarak ortaya çıkabiliyor." Bu kronolojik sırayla yayımlanmış. 1946 önemli saptamaları baba İnönü çoktan Haziranı’nda İTÜ’yü bitirerek ABD’ye yapmış, bütün bunların farkında olarak gider Ömer. Kaliforniya’da Pasadedavranmıştır çocuklarına. Çevrenin onna’ya yerleşir ve haftada en az iki meklara olan ilgisi konusunda satır aralarıntup gelmeye başlar babasından. Çocuk da öğütler vermeyi de unutmaz: "Deve gençlik yılları babasının başbakanlık meçlerinizi her kelimesi ile okudum. ve cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemlerGazetecilerin ne istiyorlarsa bana söyde geçen Ömer İnönü’nün mektuplaletmeye çalışacaklarına şüphe yok. Gerından "tanınmış bir kişinin oğlu olne, mahzursuz bir hal getirmek için bu mak" konusundaki görüşlerini de öğrekadar muvaffak olmanız iyi bir şey. Her niyoruz: "…Salı günü mektebe gazetekonuşmada politika üzerine çalışmadıciler geldi. Erdal ile beraber resimleriğınızı söylemeniz üzerine bir cümle mizi çektiler, gene mutad sorularını koymanız kâfidir." (s.194) sordular… Erdal biraz çekingen durMektuplarda genişliğine, derinliğine du, ‘Amma da çok sualler soruyorlar’ söz edilmez devletle ya da görevlerle ildiyordu, ‘Bugün de söylemediğim şeygili ama kısacık cümlelerle çok şey anlaleri yazmışlar’dedi. Ehemmiyeti yok detır Atatürkçü bir Cumhuriyet yöneticisi dim. Burada gazete bizdeki gibi değil, olan baba: "Sevgili memleketimizin gekimse ciddiye almıyor, gazeteden sadeleceği, gelecek bütün dertleri sizin buce futbol yahut basketbol neticesini öğgünkü çalışma, öğrenme ve yurda hizrenmeye bakıyorlar." (s.190) met etme aşkınıza bakıyorlar. Bilseniz, Mektuplardan da anlıyoruz ki İsmet size ve sana oğlum, öz canımda, bütün ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 864 Bir yandan Cumhuriyetin yapısını tamamlamaya çalışırken öte yandan da birey olarak kendinde ve çocuklarında eksik gördüklerini tamamlamaya uğraşan bir babanın çocuklarına mektup yazma çabası, bu çabanın aile bireyleri tarafından okura ulaştırılma heyecanı, genç kuşaklar için de önemli "insani" iletiler taşıyor. Mektup yazana mı aittir, yazılana mı, tartışmaları yapılır sık sık. Bu mektuplar ne yazana ait ne yazılana… hepimize ait artık, ne güzel! ? Mavisel YENER İ smet İnönü’nün konuşmalarını, yazılarını, hakkında yazılmış eserleri, belgeleri toplayarak gelecek kuşaklara aktaran İnönü Vakfı’nın Başkanı Özden Toker, Baba İnönü’den Ömer İnönü’ye Mektuplar’ın önsözünde diyor ki: "Vakıf olarak Cumhuriyetimizin kuruluş, devrimlerimizin hayata geçiş dönemine rastlayan bu yazışmaları her yaştaki genç okuyucularımıza, o devrin hayatını, şartlarını hatırlatmak amacıyla yayımlamaya devam etmek istiyoruz." Baba İnönü’den Ömer İnönü’ye Mektuplar, Kurtuluş Savaşı'ndan Cumhuriyetin 50. yılına dek Türkiye'nin askeri ve siyasi yaşamına imzasını atmış olan, önce kumandan, sonra devlet adamı ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün, ilk göz ağrısı, büyük oğlu Ömer İnönü'ye yazdığı iki yüzü aşkın mektuptan oluşuyor. 1988’de yine Bilgi Yayınevi’nden yayımlanan "Baba İnönü’den Erdal İnönü’ye Mektuplar"da olduğu gibi bu kitaptaki mektuplarda da günlük yaşama ait olaylar anlatılmış. SAYFA 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle