Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Pınar Kür ve Mine Söğüt ile 'Yarın Yarın' ve 'Aşkın Sonu Cinayettir' üzerine “Herhangi bir anlama tutunmanın tek yolu yazmaktır” Edebiyatımızın önemli isimlerinden Pınar Kür edebiyat yaşamında otuzuncu yılını doldurdu. Bu nedenle ilk romanı 'Yarın Yarın' yazarın bağlı olduğu Everest Yayınları tarafından özel bir baskıyla okurlara sunuldu. Peşi sıra ise Mine Söğüt’ün bir çalışması çıktı geldi; Mine Söğüt, Pınar Kür’le yaşamı ekseninde eserleri üzerine söyleşerek, "Aşkın Sonu Cinayettir" kitabını hazırlamıştı. Bu bağlamda bu iki yazarımızla söyleştik. ? Erdem ÖZTOP evgili Pınar Kür, edebiyatımızın önemli bir yazarısınız ve hayatınızı/edebiyat yaşantınızı tüm açıklığıyla biz okurlarınıza sundunuz! Neler düşünüyorsunuz ilk etapta, bittiği vakit konuşmanız, ‘iyi ki bu işe girişmişim’ dediniz mi? Pınar Kür: Geçmişe bir başkasının (yani, Mine’nin) merak ettiği konular ve olgular çerçevesinde dönmek biraz yorucu oldu belki. Yer yer her zamankinden daha farklı sorguladım kendimi (genellikle Mine’yle konuşurken değil de, o gittikten sonra). Artık hayatımı toparladığımı, azçok bir bütünlüğe vardığımı sanıyordum ama bu söyleşi dolayısıyla beklemediğim parçalanmalar yaşadım. Gene de bu çalışmayı yaptığımız iyi oldu. Kimi yazarımız vardır, yaşamını kendisi kaleme almak ister, kimisi de söyleşerek, karşısındaki yazara/gazeteciye döker içini!.. Sizi bu ikinci kategoriye iten sebepler nelerdi? Pınar Kür: Tembellikten başka bir şey değil. Yazı yazmaya oturduğumda çok titizleniyorum. Oysa burada aklıma geldiği gibi konuştum, yazmak zahmetini Mine’ye yükledim. ? S SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 858