Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B U L M A C A 1 G 2 I 3 F 4 E 5 E 6 B 7 K 8 İLKER MUMCUOĞLU B 9 K 10 K 11 C 12 D 13 A 14 F 15 F 16 G 17 C 18 E 19 C 20 F 21 D 22 C 23 G 24 L 25 E 26 H 27 C 28 E 29 E 30 E 31 A 32 E 33 A 34 E 35 C 36 B 37 C 38 K 39 C 40 H 41 J 42 K 43 H Feyza HEPÇİLİNGİRLER Türkçe Günlükleri Ömrüm sen karışma bu işe / Ben döner gelirim bir gün yine / Göğsüm, kalbim yara bere içinde Ömrüm sen karışma bu işe / ‘Bu aşk hiç bitmesin diyedir’ / Ölümle ölür gibi sevişme” Şiiri şiir yapan nedir? Nereden anlar, nasıl ayırt ederiz güzel şiiri? Ses, güzel şiirin kaçta kaçıdır? Bu şiir neden bu kadar güzel? Bilmiyorum. Kötü şiirin neden kötü olduğunu açıklamak kolay; ama iyi şiirin gizini çözmek zor, neredeyse olanaksız. Bu ustalığa yıllar içinde mi ulaşılıyor; şairlik mayası doğuştan mı bulunur insanda? Gönül hemen ilk şiirlere bakmak istiyor. Kitabın sonlarında, 1980’de yayımlanan ilk kitaba adını veren “Kurşuni Bir Siperde” şiirini bulup bir solukta okuyorum. Aynı ses, aynı ritim duygusu, aynı tutumlu söyleyiş: “Uykusuz gece yarılarında / (Soluk alamaz olur eski dergiler) Özlemlerine sarılmış bir adam / (Çoktan ölmüştür eski şairler) Deler, keser, yosun tutmuş taş duvarları / (Dirilir yağmur sonrası yalnızlığından şiirler) “ 44 H 45 B 46 C 47 A 48 G 49 L 50 H 51 L 52 C 53 H 9 Temmuz Pazar 54 E 55 B 56 H 57 H 58 K 59 E 60 M 61 H 62 E 63 F 64 G T 65 E 66 K 67 F 68 E 69 A 70 I 71 E 72 M 73 H 74 E 75 H 76 M 77 J 78 J 79 I 80 F 81 L 82 G 83 D 84 F Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şairin dizeleri ve yayımlandığı derginin adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... Alkaya’’ (anarşist şair). 31 69 47 33 13 B. Ünlü bir çizgi roman. 36 8 55 6 45 C. “Ne olurdu bir kadın elleri avucumda / Bahsetse yaşamanın tadından başucumda /......’’ (Necip Fazıl Kısakürek). 11 37 46 17 22 27 35 52 19 39 D. Finlandiya’daki Turku kentinin İsveççe adı. 12 83 21 E. İkinci Yeninin Papazı Ece Ayhan’ın kült şiirlerinden biri. 18 5 65 28 25 68 4 54 74 32 71 34 59 29 30 62 F. Paul Bowles’in, sinemaya da uyarlanan bir romanı. 3 80 14 20 84 67 15 63 G. İskendername ve Cemşid ü Hurşid adlı mesnevileri dc yaratan, XIV. yüzyıl divan şairi. 64 1 16 82 23 48 H. Başucumdaki Müzik ve Konuştuğumuz Gibi Uzaklara adlı yapıtları da yaratan yazar. 53 57 56 43 26 44 50 40 61 73 75 I. Bir Rus savaş uçağı. 70 2 79 J. Monarşist eğilimli, günlük İspanyol haber gazetesi. 78 41 77 K. Edebiyat tarihimize 1631’de IV. Murad’a ve 1640’tan önce 1. İbrahim’e sunduğu birer risale ile geçen, bu risalelerde Osmanlı Devleti’nin gerileme nedenlerini açıklayan, ünlü devlet adamı. 58 42 9 10 7 66 38 RT int’te Yedikule Zindanları’ndan bir konser... Sabahat Akkiraz söylüyor, türküler, deyişler, uzun havalar... Yurtdışında yaşayan Türklere Anadolu yaylalarının, bayırlarının, koyaklarının esintisini taşıyan, memleket havasıyla soluklanmalarını sağlayan bir program. Ama ne yazık ki adı, buram buram Anadolu kokan bu programla hiçbir biçimde bağdaştırılamayacak bir ad: “Seven Towers of Istanbul”. Yalnız Almanya’da iki milyondan fazla Türk yaşıyor; resmi dilleri Almanca. Fransa, Hollanda ve öteki Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklere, Türkçenin türküleştiği bir konser neden İngilizce adla sunulsun? Üstelik “Yedikule” bir özel addır, yer adıdır, bileşik sözcüktür; “seven towers” (yedi kule) değildir ki! Hiçbir açıklaması yok; neresinden bakarsak bakalım yanlış! 12 Temmuz Çarşamba T ürkçenin eklerle ne kadar önemli bir işlevsellik kazandığını vurgulamak için “yakalayamayabiliriz” sözcüğünün İngilizcede nasıl söylendiğini sorarım bazen. Dilimizi aşağılamak için hiçbir fırsatı kaçırmayanların yüzlerinde bir Türkçe sözcüğe karşılık, kaç sözcüğü art arda sıralamak zorunda kaldıklarının şaşkınlığını okumak pek hoşuma gider. Rüştü Erata, benimkinden daha iyi bir örneği, “‘Globalleştiği’ söylenen gezegenimizin ‘global’ dili olduğu öne sürülen İngilizce’yi neredeyse ‘kutsal’ kabul edenlere...” sunusuyla göndermiş. Türkçesi, “Ankaralılaştıramadıklarımızdan mısınız?” olan tümcenin İngilizcesi şöyle: “Are you one of those people whom we tried unsuccessfully to make resemble the citizens of Ankara?” İngilizceyi küçümsemek için değil, Türkçeyi önemsemek için, Rüştü Erata’nın dediğini yineleyebilir miyiz şimdi? “Bir Türkçe sözcük 17 İngilizce sözcüğe bedeldir!” 15 Temmuz Cumartesi iz de bundan herkes kadar nasibini alıyoruz.” tümcesinin çarpık olduğunu söylemiş Yakup Almelek; doğrusunun “Biz de bunun herkes kadar nasibini alıyoruz.” mu olması gerektiğini sormuş. Belirtili ad tamlaması kurmak için “ın, nin” eki yerine “dan, den” eki kullandığımız da olur; buna yanlış diyemeyiz. Tümüyle aynı anlama gelmediği, aralarında küçük de olsa bir anlam farkı bulunduğu gözden uzak tutulmadan, “Çiçeklerimin biri solmuş.” da doğru bir tümcedir; “Çiçeklerimden biri solmuş.” da. Kaldı ki “nasip almak”, “bir şeyin nasibini almak” değil, “bir şeyden nasibini almak” biçiminde kullanılır. Tümcedeki çarpıklık, “nasip” sözcüğüne, “biz” ve “alıyoruz”a koşut bir iyelik eki getirilmemiş olmasından kaynaklanıyor bence. Tümcenin doğrusu şöyle olmalı: “Biz de bundan herkes kadar nasibimizi alıyoruz.” “B 14 Temmuz Cuma Y L. Aziz Nesin’in bir oyunu. 81 51 49 24 M. İffet, namus. 76 60 72 856. sayının çözümü: A. Yılkı Atı, B. Aşeka, C. Ğ Vitamini, D. Mod, E. Uyku Tanrısının, F. Rus, G. Uçarı, H. Nohudi, I. Eskiz, J. Lord, K. Lab, L. Eza, M. Rugi, N. İhsas. Şiir: “okuduğun bir şiirden/ hatırla kızım sivas’ı/ de ki: yanıyor hâlâ/ metin altıok’un uçsuz sigarası” ıllar yılı Türkçeden uzak yaşayıp Türkçe duyumsamak, Türkçe düşünmek, Türkçe sevmek, Türkçe yazmak kim bilir ne zordur! Gültekin Emre 1980’den beri Berlin’de öğretmenlik yapıyormuş. İlk şiiri 1977’de yayımlanmış. Elimdeki kitap 1977 2004 tarihleri arasında yazılmış şiirlerden yapılmış bir seçki. Adı: “Melez” (Yom Yayınları, Nisan 2005). Kitabın bir seçki olduğu iki sözcükle; olabilecek en özlü biçimde belirtilmiş: “Şairince seçilenler”. Böyle denmesi hoşuma gitti; çünkü “toplu şiirler” dendiğinde “toplu” sözcüğünün birbirinden farklı çağrışımları giriyor işin içine. “Bütün şiirleri” sözü, şairinin artık yaşamadığı izlenimini veriyor. Böylesi güzel. Şiirlerin dağıldığı zaman aralığı ise “2004 1977” olarak verilmiş. Bu da iyi. Demek ki en yeni şiirlerden başlıyorsunuz okumaya ve daha okuduğunuz ilk şiiri ezberlemek istiyorsunuz: “Ömrüm sen karışma bu işe / Kenarda dur yine, biriktir alkışları / Atılan taşları, karanlığı delen bakışları 18 Temmuz Salı R üştü Erata’nın, “‘Şakır şakır’ İngilizce konuşanların dilini birazcık dolandıralım.” diyerek gönderdiği iki de İngilizce tekerleme var: “Üç cadı üç Swatch saate bakıyor. Hangi cadı hangi saate bakıyor?” tümcesinin İngilizcesi şöyle: “Three witches watch three Swatch watches. Which witch watch which Swatch watch?” Daha da zoru var: “Üç travesti cadı üç Swatch saatin butonuna bakıyor. Hangi cadı hangi Swatch saatin butonuna bakıyor?” tümcesinin İngilizcesi de şu: “Three switched witches watch three Swatch watch switches. Which switched witch watch which Swatch watch switch?”? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul CUMHURİYET KİTAP SAYI 858 SAYFA 31