05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? ‘Kâğıt Komploları’ romanına konu olan ve South Sea Balonu olarak da adlandırılan borsa krizi, 1720 yılında İngiltere’de yaşanır. Bu, dünya borsalarında yaşanan ilk krizdir ve İngilizce konuşan tüm ülkeleri ekonomik açıdan sarsar. Kâğıt Komploları bu krizden yola çıkarak bir dönemin ekonomik dünyasına ışık tutuyor. ? Rozerin BOLLUK ugün, tıpkı 1719’da olduğu gibi, paranın anlamının büyük değişikliklere uğradığı bir dünyada yaşıyoruz. On sekizinci yüzyılın başlarında, herkesin gerçek ve değerli olduğunu düşündüğü altın yerini, bizim değerli olduğunu var saydığımız kâğıt paraya bırakmıştı. Dünya tam da ona alışmışken, o da yerini yavaş yavaş soyut elektronik para kavramına bırakıyor. Soyut para kavramı, elle tutulmayan borsada alınıp satılan malların karşılığı olarak girdi hayatımıza. Bu da asırlar önceki kaygıyı yine gündeme getiriyor: "Parayla ilgili bu tür soyut kavramların, gücü elinde tutanlar tarafından, kendi çıkarları doğrultusunda maniple edilmeyeceğini nereden bileceğiz?" Kâğıt Komploları romanına konu olan ve South Sea Balonu olarak da adlandırılan borsa krizi, 1720 yılında İngiltere’de yaşanır. Bu, dünya borsalarında yaşanan ilk krizdir. İngilizce konuşan tüm ülkeleri ekonomik açıdan sarsar. Kriz, aynı zamanda Londra’nın ekonomik piyasalarında yıllardır süren kargaşanın da bir sonucu olarak değerlendirilir. Dönemin düşünürleri krizi; "Ekonomik düzene ya bolluk getirecek ya da büyük bir felaketin habercisi olacak" diye tanımlar. Dünyadaki ilk borsa krizi lerinden birine yatırım yapmak zorunda olduğu gerçeğini pek değiştirmez. Yüzyılın geri kalan bölümünde de Britanyalıların yatırım kavramıyla olan ilişkileri karmaşık olmaya devam etti. Kâğıt Komploları kitabı David Liss’in Colombia Üniversite’nde yaptığı doktora çalışmalarının bir ürünü. Roman, South Sea Balonu’na kadar uzanan dönemin ekonomi alanındaki hareketliliğini ve salgın hastalık gibi yayılan gerginliği anlatır. Kitap sadece üniversitedeki araştırmalara da dayanmaz. Yazar o dönemde borsayla da yakından ilgilenir. DOKTORA TEZİ YAPARKEN... David Liss, borsa hakkında bildiklerini Kâğıt Komploları romanında Benjamin Weaver’ın ağzından aktarır. Weaver karakteri, eski boksör ve profesyonel borç tahsildarı olarak tanınan Daniel Mendoza’dır (17461836). Yani yaşamış gerçek bir karakterdir. Mendoza, renkli kişiliği ile yazarın işini kolaylaştırır, üstelik romana daha mizahi bir boyut kazandırır. Liss, Mendoza’nın anılarına doktora tezi için araştırma yaparken rastlar. Daniel Mendoza, on sekizinci yüzyılın sonlarına doğru dövüşen bir boksördür. Kariyeri pek çok sebepten ama en çok da ilk Yahudi spor kahramanı olması sebebiyle dikkate değer. O dönemde Kral’dan başlayıp sokaktaki sıradan adama kadar herkes ondan haberdardır ve kahramanlıklarını takip eder. Yazara göre Mendoza; "On sekizinci yüzyılın o muhteşem zarafeti içinde, kaotik yapısı olan boks sporunu alıp organize ve sistemli bir hale soktu." Mendoza; hareket, yumruklar ve benzeri şeylerin teorisini inceledi ve "Boks Sporunun Bilimsel Metodu" olarak adlandırdığı metodu geliştirdi. Bütün çalışmalarına rağmen şimdiki atletler gibi öyle çok paralar kazanmadı. Hatta, tüm başarısına rağmen, emekli olunca borç tahsildarı ve "sert adam" olarak çalışmaya devam etti. David Liss, Mendoza ile ilgili olarak bir röportajında şeyle der: "Kâğıt Komploları’nı yazmaya başladığımda Mendoza’yı da bir şekilde kullanma fikri çok hoşuma gitmişti ama romanı yüzyılın başında, South Sea krizinin (adını South Sea adlı bir şirketten alan finansal buhran) hemen öncesinde kurmak istiyordum. Ben de Mendoza’nın biyografisinden kimi bölümleri, dövüş şeklini, boks hakkındaki düşüncelerini, o tarihlerde Yahudilerin sahip olduğu imkânları biraz değiştirdim. Doğal olarak Weaver, başka bir zamana ışınlanmış Mendoza değil ama pek çok yönden Mendoza’dan esinlenerek oluşturulmuş bir karakter." Eski boksör Benjamin Weaver zengin işverenin çalınan cep defterini bulmak için suçluların yeraltı dünyasında dolaşırken çok daha çetrefilli 858 Romanda Elias, yeni finans sisteminin doğası üzerine Weaver’a muhteşem bir ders verir. Elias şöyle der: "Bu finans kurumları paramızın değerini çalıp yerine, vaat edilen değeri koyuyor. Vaat edilen değeri kontrol ettiklerindeyse, tüm zenginliği kontrol etmiş oluyorlar." İNTİKAM VE ADALET Son yıllarda pek çok araştırmacı on sekizinci yüzyıl finans piyasaları üzerine çalışmalar yapmaya başladı. Liss, Kâğıt Komploları’nı yazarken; "On sekizinci yüzyıl yazım biçimiyle günümüz okuyucusunun hoşuna gidecek şeylerin arasında bir denge kurmaya çalıştım" diyor. Roman’ın finalinde ise şu mesajı veriyor; "South Sea kurbanlarının hararetle savunduğu iki değer var. İntikam ve adalet. Bu da yalnızca Exchange’de alınıp satılabilecek mallardı." Kitapta 18. yüzyıl yazım biçimiyle günümüz okuyucusunun hoşuna gidecek şeylerin arasında bir denge kurulmaya çalışılmış. Yazar gerçekte yaşamış kişileri, resmetmiş. İlgisini borsanın kökenine ve o dönemin paranoyasına yoğunlaştırarak, on sekizinci yüzyılın başlarındaki Londra’nın havasını aktarmaya çalışmış. Kâğıt Komploları, bu alanda yazılmış en iyi eserler arasında sayılmaktadır. David Liss, bu romanı ile "En İyi İlk Roman" dalında 2000 yılı Edgar Ödülü’nü aldı. Eser, akıcı dili, olay örgüsü ve temposu hiç düşmeyen bir macera olarak kaleme alınmış. ? Kâğıt Komploları/ David Liss/Literatür/ 622 s. B bir olayla karşılaşır. Londra’nın önde gelen borsa aracılarından biri olan ve gençliğinden beri görmediği babasının gizemli ölümünün ardındaki olayları araştırırken kendisini finans dünyasının derinliklerinde bulur. Paranın en büyük güç olduğu dünyada, Weaver’ın beyninden ve yumruklarından başka silahı yoktur. Yeni bir ekonomik düzenin doğuşuna tanıklık eden bu dönem, yatırımcılara büyük riskler ya da servetler getirir. Tüm yaşananların ortasında olan Weaver’ın yaşamı da tehdit altındadır. KARIŞIK YATIRIM KAVRAMI 18. yüzyılın başlarında borsadaki South Sea Şirketi’nin hisselerinin çökmesi şiddetli bir tepkiyi de ortaya çıkarır. Parlamentoda tahkikat komisyonu kurulur, asi kalabalıklar sokağa dökülür, gazetelerde intikam çağrıları yapılır, ama sonuçta da pek bir şey olmaz. Parlamento, hükümet tarafından himaye edilmeyen şirketlerin hisse senedi satmasını yasaklayan "Kriz Yasası"nı çıkarır. Resmi tepkinin sınırı da ancak bu kadardır. South Sea yöneticilerinin hiçbiri ciddi bir ceza almaz. Aslında, hükümet South Sea planını bir başarı olarak da kabul eder. Planın amacı, yüksek faizli hazine bonosu sahiplerinin, ellerindeki varlıkları South Sea hisseleriyle değiştirmesini sağlamaktır. Çoğu yatırımcı da bunu yapar ve böylece ulusal borcun düşürülmesine yardımcı olur. Pek çok yatırımcının iflas etmiş olduğu gerçeği olayın bir boyutu olarak görülür. Sonuç olarak kriz, sebep olduğu iflaslara rağmen, paradan faiz kazanmamak, para kaybetmekle aynı şey olduğu için, parası olan birinin hazine bonosu ya da şirket hisseCUMHURİYET KİTAP SAYI SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle