22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

David Liss'le 'Kâğıt Komploları' üzerine ‘18. yüzyıldaki finans olgusu ilgimi çekti’ "Öncelikle 18. yy. edebiyatındaki finans olgusu ilgimi çekti; çünkü bu hikâyelerdeki pek çok karakter borç batağındaydı. Her ay korkunç kredi kartı ekstreleriyle yüz yüze gelen bir yüksek lisans öğrencisi olarak, kendimi bu öykülerin içinde buldum" diyen, "Kâğıt Komploları" yazarı David Liss ile A Stolen Tongue (Çalıntı Dil) adlı romanın yazarı Sheri Holman’ın yaptığı ve Ballantine Reader’s Circle’ın bahar 2001 sayısında yayımlanan söyleşiyi sunuyoruz. ? Sheri HOLMAN âğıt Komploları’nı Columbia’da doktora yaparken yazdınız. Romanınız çalışmalarınızdan nasıl etkilendi, dahası akademik yazından kurgusal yazına geçmek sizin için zor olmadı mı? Aslında kitap yazarak geçinemeyeceğimi anladığım için yüksek lisansa kaydoldum ve kurgu yapmak yerine kurgu hakkında yazmak ve kurgu öğretmek yapılacak en iyi ikinci şey olarak göründü. Kendimi, sık sık araştırmama edebiyat alanındaki ilgilerim ışığında bakarken bulur; tarihi kayıtlarda ilginç bir şeyler bulduğumda "romanın içinde muhteşem olur" diye kendi kendime söylenirdim. Elimi tekrar edebiyata bulaştırdığımdaysa tezim için araştırmakta olduğum materyali kullanmanın gayet doğal olacağını düşündüm. Başlangıçta iki proje arasında kolaylıkla geçiş yapabileceğimi düşünmüştüm ama işin aslı öyle değildi. Roman yazma, roman üzerine kafa yorma konularında hiçbir problemim yoktu ama aynı şeyi akademik çalışmam için söylemek çok zordu. Sonuç olarak, ben de zamanımı ikiye ayırdım ve böylece tatillerde romanımı yazarken, diğer zaSAYFA 14 manlarda da akademik kariyerimle ilgilendim. Bize, Weaver karakterinin temeli olan Daniel Mendoza’dan bahseder misiniz? Ne gibi benzerlikleri var? Daha etkileyici olmak için kimi değişiklikler yaptınız mı? Mendoza’nın anılarına doktora tezim için araştırma yaparken rastladım ne yazık ki artık baskısını bulmak imkânsız romanda yer almasının harika olacağını düşündüğüm bir karaktere dönüşüverdi. On sekizinci yüzyılın sonlarına doğru dövüşüyordu ve kariyeri pek çok sebepten ama en çok da ilk Yahudi spor kahramanı olması sebebiyle dikkate değerdi. Kraldan başlayıp sokaktaki sıradan adama kadar herkes ondan haberdardı ve kahramanlıklarını takip ediyordu. Ve on sekizinci yüzyılın o muhteşem zarafeti içinde, kaotik bir yapısı olan boks sporunu alıp organize ve sistemli bir hale soktu. Hareket, yumruklar ve benzeri şeylerin teorisini incelediği ve "Boks Sporunun Bilimsel Metodu" diye adlandırdığı şeyi geliştirdi ama şimdiki atletlerin aksine, öyle çok paralar kazanmadı. Hatta, tüm başarısına rağmen, emekli olunca borç tahsildarı ve "sert adam" olarak çalışmaya devam etti. K İZ BIRAKMAYAN KRİZ Bahsettiğiniz, South Sea Krizi’nin hemen öncesindeki dönem, henüz ortaya çıkan İngiliz orta sınıfı için çok zor zamanlardı. Krizin ertesinde olaylar normale döndü mü? Yeni finansal düzen ne gibi imkânları beraberinde getirdi? Benim için en şaşırtıcı şey ise South Sea Krizi’nin ardında uzun süreli izler bırakmamasıydı. 1730’da, hisselerin çöküşünden sadece on yıl sonra, pek az eser krizden bahsediyordu. Yine de on sekizinci yüzyılın geri kalan bölümünde borsa ve finanssal yatırıma olan şüpheli bakış açısı etkinliğini sürdürdü. Pek çok roman hisse değişimi ve benzeri konulardan bahsediyor ama bunu yaparken hiçbiri krize değinmiyor. Yine de bu, South Sea Krizi’nin, 1740’larda ortaya çıkan (burası tartışmalı bir nokta gerçi ama doğru olduğu konusunda ısrarcıyım) modern İngiliz romanını biçimlendirdiği yönündeki teorimi destekliyor. Bu yüzyıl ortası romanları aniden zengin olma ya da aniden tüm malvarlığını kaybetme gibi temalarla dolu, çünkü yazarları kriz ve sonrasında yetiştiler. Kâğıt Komploları’ndaki Yahudi cemaati, İngiliz toplumu içinde izole olmuş durumda ama aynı zamanda da kendi içindeki Doğu Avrupa kökenlileri marjinalleştiriyor. Bu kapalı cemaatin içindeki hiyerarşik yapı nasıldı? Weaver’ın kararsızlığı hakkında ne söylemeye çalışıyorsunuz? O dönemde yaşamış Yahudi karakterler hakkında yazmak beni heyecanlandırıyordu, çünkü Aydınlanmayla gelen devrimsel düşünce akımları, Yahudilerin kendilerini bambaşka şekillerde sorgulamasına olanak sağladı. Örneğin Weaver gibi biri bile Yahudiliği bir inanç sisteminden ziyade etnik bir kimlik olarak tasavvur edebiliyordu. Böyle yapmak kendi Yahudi kimliği hakkında bazı kararlar vermesini zorunlu kılıyordu ve bu da din hakkında yorum yapmanın oldukça modern bir yoluydu. Betimlediğiniz Londra şehri pek kanunların işlemediği bir yer. On dokuzuncu yüzyılda polis gücünün ortaya çıkmasından önce Jonathan Wild gibi adamları kontrol edecek bir mekanizma var mıydı? 18. yy. anlayışına göre İngilizlerin taviz vermediği tek konu, içi tam olarak doldurulamayan özgürlük kavramıydı ve özgürlüğü tehdit ettiği düşünülen herhangi bir şey asla kabul edilemezdi. İngilizler polis gücü herhangi birine yaklaşıp sorgusuz sualsiz tutuklayabiliyordu, işgalci ve baskıcı Fransız hükümetiyle özdeşleştirmişlerdi. Benim için en zor şeylerden biri 18. yy. kalıplarıyla düşünen bir 18 yy. detektifi yaratmaktı. Modern detektifliğin kullandığı, ipucundan sonuca gitmek gibi tümevarım metotları o zamanlarda henüz şekilleniyordu ve romanda da kanıtlamaya çalıştığım gibi, bunun sebebi spekülatif finans hare ketleriydi. Bir spekülasyon diğerine sebep olur. Weaver, modern detektiflerin yaptığı gibi, ipuçlarını nasıl kullanacağını bilemezdi. Bu yüzden olan biteni anlamak için finans teorisini kullanmak zorundaydı. Weaver’ın bu yeni yöntemler karşısında şaşırıp kaldığı bölümleri yazmak işin en eğlenceli yanlarından biriydi. Liss, Mendoza’nın anılarına doktora tezi için araştırma yaparken rastlar. Daniel Mendoza, on sekizinci yüzyılın sonlarına doğru dövüşen bir boksördür. MİZAHİ BOYUT... Bu oldukça gerilimli bir roman ama öte yandan çok çok komik. On sekizinci yüzyıl romanlarını epey incelemiş olmalısınız. Arkaik diyaloglar yazma probleminin üstesinden nasıl geldiniz? Çok uzun zamandır on sekizinci yüzyıl romanlarını okuyordum; komik duruma düşmeden o dönemin dilini kullanarak yazabilmenin yegâne yolu da buydu zaten. Roman neredeyse tamamlanmadan hiç kimseye hiçbir bölümünü göstermedim ve her şeyden çok o dönemin dilini tutturmakla ilgileniyordum. 18. yy. yazım biçimiyle günümüz okuyucusunun hoşuna gidecek şeylerin arasında bir denge kurmaya çalıştım. Romanı üçüncü bir kişinin ağzından yazmaya başladım ama sonra imkânsız olduğunu anladım. Bunun üzerine anlatıcı olarak Weaver’ı kullanma fikri doğdu. Tabii ki bu değişiklik romanın pek çok yönden yeniden ele alınmasını gerektiriyordu çünkü hali hazırda birçok sahneyi kafamda tasarlamıştım zaten. Weaver’ın ağzından yazmaya başlayınca işler epeyce kolaylaştı. Üstelik romana daha mizahi bir boyut da katılmış oldu. Yazmaya ilk başladığımda tarihsel bir romanın ciddi olması gerektiği gibi saçma bir düşünceye sahiptim ve bu da mizah öğesini tümden dışlıyordu. Ancak içgüdüsel olarak komik şeyler söylemek isteyen karakterlere yöneldim ve mizah duygusu gelişmiş bir baş karakter yaratmak sorunu çözmenin en iyi yoluydu. Galiba yeni bir roman türü yarattınız: Tarihifinansal roman. Finans tarihinde sizi çeken şey nedir? Öncelikle 18. yy. edebiyatındaki finans olgusu ilgimi çekti; çünkü bu hikâyelerdeki pek çok karakter borç batağındaydı. Her ay korkunç kredi kartı ekstreleriyle yüz yüze gelen bir yüksek lisans öğrencisi olarak, kendimi bu öykülerin içinde buldum. Borç kavramının edebiyattaki sosyal işlevini anlamak için, kişisel borçla kamu borcunu ilişkilendirmek istedim; bu yüzden finans öğrenmeye başladım. Bir roman yazmaya karar verdiğimde, hali hazırda bildiğim bir konu seçmek ve hikâyeyi onun etrafında kurgulamak çok doğal göründü ama öte yandan finans da kurgu açısından oldukça etkileyici geldi. ? Çeviren: Murat Padar ? KİTAP SAYI 858 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle