Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? rın şöhret uğruna neleri göze aldıklarını hesap edersek Glamorama’nın evrensel teması daha da öne çıkacaktır) Victor Ward’un kimliğinde cezalandırmaktadır. Romanın, Victor’un Manhattan’da keyfince sürdürdüğü hayattan epey farklı olan ikinci kısmında, Ellis, böylesi içi kof ve hedonist bir yaşam sürdüren insanları akıl almaz bir şekilde topa tutup kelimenin tam anlamıyla işkenceye maruz bırakıyor. Hayatta en önemli şeyin akşama gideceği partide giyeceği takımın markası olan insanlar, yine modellerden örgütlü bir terörist grup tarafından ölümüne cezalandırılıyor. Bu grubun arkasında kim var, motifleri nedir gibi soruları ise Ellis cevapsız bırakıyor; hazıra konmayı seven okurlardan hazzetmediği belli. Aslında bunun cevabını bulmak çok da zor değil. Bu insanları öfkeye iten ve aktivitelerini terör boyutuna ulaştıran güdü, aslen tam da Victor’un ve arkadaşlarının sürdürdükleri hayatı seçme nedenleriyle aynı. Önem kazanma ve isim yapma arzuları (şöhret çılgınlığı), derinlemesine düşünmeyi beceremeyen, sığ fikirli, boş beyinlerde tehlikeli uçlar verebiliyor malum. Yazar, seçilme nedenlerini “akılsız olmaları” olarak belirlediği bu terörist grubun eliyle, yüzeysel yaşamları, şişmiş zavallı egoları tarıyor. Her ne kadar akıcı bir üsluba sahipse de Glamorama’nın içeriği itibarıyla hafif bir okuma deneyimi olacağını söylemek zor. Ellis’in me raklıları, özellikle Amerikan Sapığı’nı okumuş olanlar hiçbir sürprizle karşılaşmayacaklardır ve muhtemelen de kitaptan ne beklemeleri gerektiğini biliyorlardır. Eline ilk defa bir Bret Easton Ellis kitabı alacaklara naçizane tavsiyemiz sağlam bir mideye sahip olduklarından emin olmaları. En ince detayına kadar verilen işkence sahneleri, okurda bir nevi katarsis yaratsa da, edebiyatın gereği, kendini başkarakterin yerine koyarak romanı okuyan okurun muhtemelen canını acıtacaktır. Ancak elbette bunun tam da Ellis’in yapmak istediği şey olduğunu söylemeden geçmeyelim. Zira Glamorama, inceliklerden, fikirlerden ve amaçlardan uzak yaşanan hayatlara batırılmış sipsivri ve kocaman bir çuvaldız. ? Glamorama / Bret Easton Ellis / Çeviren: Dost Körpe / İthaki Yayınları/ 658 s. Okurun sevmekle nefret etmek arasında gidip geldiği başkarakter Victor Ward, bütün görsel ihtişamının yanı sıra son derece sığ, gününü yaşayan, hatta gün eden, kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir grubun içerisinde isim yapmaya çalışan bir erkek model. Bret Easton Ellis’in, Victor’un yaşadığı hızlı hayatı tasvir ederken kullandığı teknik ustaca CUMHURİYET KİTAP SAYI 854 SAYFA 9