Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zekâ Oyunları 1 Zekâ Oyunları 2 Ferit Avcı Kök Yayıncılık, 2005 (2. Baskı) 80 Sayfa (813 yaş) Bulmacalar, bilmeceler... Noktaları birleştirme, eşleştirme, toplama, çıkarma, çarpma, bölme, düşündürücü sorular, dikkat, algı... Görmek ve bakmak arasındaki fark!.. Ferit Avcı’nın hazırlayıp resimlediği “Zekâ Oyunları”, 813 yaş arası çocukları hem eğlendirecek hem de düşündürecek... Winnie ve Bal Ağacı Isabel Gaines Doğan Egmont Yayıncılık, 2006, 32 sayfa, Resimleyen Nancy Stevenson (6+ yaş) “Winnie ile okumaya başlıyorum” dizisinin kitaplarından biri “Winnie ve Bal Ağacı”. Sevimli ayı Winnie bu kez de balın peşindedir. Karnı şişkin ve tosto SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz parlak görünmesine rağmen hep aç olan ayıcık bir arının peşinden bal aramaya çıkar ormana. Ormanın derinliklerinde bir bal ağacı bulur. Ağaca tırmanmaya ve bala ulaşmaya çalışır. Ancak bir türlü başaramaz. Arkadaşı Christoper’a gider, ondan balonunu ödünç ister. Winnie balonla ne yapacak dersiniz? Okumayı yeni öğrenen çocuklar Winnie’nin öykülerine bayılacak. Okula henüz başlayanların algılarına uygun olarak anlatılan, Nancy Stevenson’ın sevimli çizgileriyle de desteklenen eğlenceli öyküler çocukları bekliyor. Raflardaki pırıltılı kitaplardan... “Her Çocuğun Bir Yıldızı Var”, Mustafa Ruhi Şirin, Kök Yayınları “Kıyıdaki Tekne”, Hüseyin Yurttaş, İmbat Yayınları “Dedem Korkut Öyküleri”, Erdal Öz, Can Yayınları “Mevsimlerden Resim”, Elvan Arıkan, Tudem Yayınları Z.Suna Dölek, Tudem Yayınları, 2006 (Birinci baskı) (710 yaş) Sayın Martin Waddel, “Uyuyamıyor musun Küçük Ayı?” adlı resimli kitabınızı çok sevmiştim. Uyumaktan korkan küçük ayının babasıyla konuşmaları ve sevimli halleri, yıllardır belleğimde yer etmiştir... Geçenlerde, “Ayı Yavrusunun Uykusu Nereye Kaçtı?” diye bir kitap görünce, pek hoşuma gitti. Sizde baba ayı ile küçük ayı vardı; bu kitapta ise anne ayı ile ayı yavrusu var. Uyuyacak ama… Uykusu kaçmış. Evet evet, resmen kaçmış! Hem de bir mektup yazıp kaçtığının haberini de vermiş ayı yavrusuna. Gerçi uyku, yazı yazmayı bilmiyor, ayı yavrusu da okumayı; ama olsun. Yavru ayı, onun kaçıp “Tatlı Rüyalar Sirki”ne gittiğini anlıyor. Anne ayı, uykusu gelsin diye yavru ayıya yoğun betimlemeler ve imgelerle MEKTUBUNUZ VAR! “Ayı Yavrusunun Uykusu Nereye Kaçtı”? dolu bir tablo çizmeye başlıyor. Aslında annenin anlattığı şeyler, çocukların pek anlayacağı şeyler değil, bu yüzden gerçekten de yavru ayının kolayca uyuması beklenirken, uyuyakalan anne ayı olur! Ayı yavrusunun uyuması ise imkansızdır; çünkü uykusu kaçmıştır. Ayı yavrusu, uykusunu aramak üzere yola çıkar. Ve işte bundan sonra olanlar, neredeyse ayrı ayrı birkaç sevimli çocuk kitabı eder! Kimi yerde tempo düşüyor, kimi yerde yükseliyor… Kimi yerde okulöncesi resimli bir kitap düzeyine göre gereksiz ya da uygun olmayan birçok sözcük (Yavru ayının ağzından: “Önce beni öldürmen gerekir ALÇAK HERİF!”) (Kitapta büyük harf kullanılmış), kimi yerde çocukları eğlendirecek, çocuğa yakın cümleler… Öykünün tamamını okuduğunuzda, başını unutmuş olsanız da, Alis Harikalar Diyarında’nın çılgın tempodaki sürükleyiciliğiyle, sizin “Küçük Ayı” dizisinin sevimliliği ile karşılaşıyorsunuz bu kitapta. Sert cilt kapaklı, renkli resimli bir kitap, ama sizin yalın kitaplarınızla karşılaştırıldığında, bu kitabı okumaya birkaç yaş yukarıdan başlamak gerekiyor. Ne de olsa, okulöncesi için fazla uzun bir öykü (62 sayfa!) ve birazcık da karışık… Ama pek şeker ve çok renkli… Hele son sayfadaki anne ayı ile yavru ayının silueti, tıpkı Barbara Firth’in baba ayı ile küçük ayısı… İkinci ve üçüncü sınıf seviyesi desem? Siz ne dersiniz? Hele ki babaya adanmış bir kitap… Dilerim sizin kitaplarınız kadar çok okunur bu kitap… Aytül Akal KONUK SİHİRLİ DEĞNEKLER Ebru AKKAŞ “Gündelik Eşyalarla Basit Fen Deneyleri” / “Gündelik Eşyalarla Basit Hava Deneyleri” Muriel Mandell, Altın Kitaplar, 2006, 128 sayfa (8+ yaş) Deney yapmak için illaki havaya uçuracak bir laboratuvara gerek yok. Bilimsel bir gerçeği evde kendi kendinize de ispatlayabilirsiniz. Nasıl mı? Elbette Birleşik Amerikalı yazar Muriel Mandell’in “Gündelik Eşyalarla Basit Fen Deneyleri” ve “Gündelik Eşyalarla Basit Hava Deneyleri” kitaplarının yardımı ile. Gündelik Eşyalarla Basit Hava Deneyleri kitabında iklim ve hava olayları ile ilgili pek çok sorunun cevabı yer alıyor. Gündelik Eşyalarla Basit Fen Deneyleri’nde ise kâğıt, ip ve sabunla nelerin ispatlanabileceği göreceksiniz. Bu iki kitap öğretici olduğu kadar da eğlenceli... Deneyler evde bulunan malzemeler ile gerçekleştirilebilecek kolaylıkta. Her deneyin bir yönergesi var. Deney için hangi malzemeler gerekli, deney nasıl yapılacak ve sonucu ne olacak bunların hepsi, bu yönergede yer alıyor. Bu yönerge dikkatle izlendiğinde çocuklar hem bilimsel bir gerçeği öğreniyor hem de el becerilerini geliştiriyor. Kitaplarda ayrıca yönlendirici resimler de yer alıyor. Kitaptaki deneyler bölüm başlıklarına ayrılmış. İsteyen istediği deneyi seçmekte serbest. Yalnız yazarın bu konuda ufak da olsa bir önerisi var; her bölümden birkaç deney yapmaktansa bir bölümdeki deneyleri sırası ile yapmanın daha faydalı olduğunu söylüyor. Yine de seçim sizin... Deneyler evde yapılacak kadar kolaysa da yine de dikkatli olmakta fayda var. Olası sakarlıklar göz önüne alınırsa; su deneylerini etrafı ıslatmayacak şekilde örneğin küvet ya da lavaboda yapmakta, hatta büyüklerden yardım istemekte fayda var. Isı gerektiren deneylerde ise bir büyüğün eşliği şart. Gerçi her çocuğun evde bir bilgisayarı yok ama televizyon, atari derken bu iki kitap vakit geçirmek için alternatif sunuyor çocuklara. Hem bu deneylerden bazılarını yaparken sadece deney değil kendi oyuncaklarını da yapmış oluyorlar. Kitabın yazarı Muriel Mandell bir eğitimci. Mandell, çocukların eğitiminden sorumlu öğretmenleri yetiştiriyor. Yazdığı kitaplar bazı okullarda yardımcı ders kitabı olarak okutuluyor. Petek Demir’in Türkçeye çevirdiği kitaplar 8 yaş ve üzeri çocuklara hitap ediyor. Çiğdem GÜNDEŞ (yazar) “Kızım Ben Çocukken”, Aytül Akal, Uçanbalık Yayınları, 2006 (6. Basım) “Oğlum Ben Çocukken”, Aytül Akal, Uçanbalık Yayınları, 2005 (5. Basım) “Kızım Nerdesin?”, Aytül Akal, Uçanbalık Yayınları, 2004 (3. Basım) “Oğlum Nerdesin?”, Aytül Akal, Uçanbalık Yayınları, 2001 (3. Basım) Resimleyen: Saadet Ceylan Genç olmak zor olsa gerek. (Üzerinden uzun zaman geçtiği için unuttum.) Bir yanda çocukluktan çıkmanın heyecanı, arkadaşlar, herkesi mahveden o güzel havalar… Beri yanda kendini ve hayatı sorgulama, yetişkinlerin anlayışsızlıkları… Bunlar yetmezmiş gibi dersler, ödevler, içi doldurulacak küçük yuvarlaklar, doğruları götüren yanlışlar… Bir adım ileride Çin Seddi gibi bir sınavın beklediğini bilmek. Buna bir de annelerle uğraşmak, onlara kendini anlatmak eklenince “İyi ki büyümüşüm,” diyor insan. Çocuk ve gençlik kitapları yazarı Aytül Akal da bunu duyumsamış olmalı ki, gençler için elkitabı niteliğinde dört güzel kitap yazmış; Kızım Neredesin? Oğlum Neredesin? Kızım Ben Çocukken ve Oğlum Ben Çocukken. Eğer yakınlarda annenize bir armağan almanız gerekiyorsa en yakın kitapçıya uğramanızı öneririm. Son karar gene sizin elbette. “Annemize ilkgençlik kitabı mı armağan edeceğiz?” dediğinizi duyar gibiyim. Sizi anlıyorum ama bu kitapların aslında kendinize bir armağan olduğunu düşünün. Çünkü bir süre sonra; “Annem bir kitap okudu, hayatım değişti,” deme olasılığınız yüksek. Bilirsiniz, biz yetişkinler biraz garip davranırız zaman zaman. Kendi gençliğimizi, yaşadığımız sıkıntıları, büyüklerimizle aramızdaki irili ufaklı anlaşmazlıkları unutuveririz. “Yavrum ben senin yaşındayken,” ya da “ Bizim zamanımızda,” diye başlayan ve ardı arkası gelmeyen uzun cümleleri çok sever, çok kullanırız. Annelerimiz de çok severdi bu cümleleri ve biz onlara ne çok içerlerdik… Unutuveririz. Belki de aradaki zamandır bu unutkanlığın, gençlerle yetişkinlerin arasında var olduğuna inanılan uçurumların sebebi. Keşke bu uçurumların üzerine sağlam köprüler atabilecek sihirli bir formül olsa. Aytul Akal, bu dizi kitaplarında hepimizin aradığı o sihirli formülü vermiş aslında. Anneniz bu kitapları okuyunca kendi annesine, kendine, size ve sizinle olan ilişkisine bir kez daha bakacak. Hatta üzerinde biraz düşünecek. Gülümseyerek okuyacak. Arada kendi kendine; “Allah! Allah! Demek tüm gençler aynıymış,” diye mırıldandığını duyarsanız sakın şaşırmayın. Bu arada siz de okursanız göreceksiniz ki, sadece gençler değil, aslında bütün anneler de aynıymış. Hepsi aynı şeylere kızar, aynı şeylerden yakınır, aynı endişeleri taşırmış çocukları için. Hatta hepsi aynı komik durumlara düşermiş çoğu zaman. (Lütfen bu aramızda kalsın, annemle aramın bozulmasını hiç istemem.) Ancak en önemlisi yani tüm annelerin ortak noktası, çocuklarına duydukları o uçsuz bucaksız sevgiymiş ve onların büyüdüğünü görmenin verdiği o buruk sevinç. Aytül Akal, hepimize karmakarışık gelen annekız, anaoğul ilişkisini öyle güzel ve şakacı bir dille yazmış ki, bir solukta okuyacak anneniz. Yani, siz çok beklemek zorunda kalmayacaksınız. Ah! Neredeyse, unutuyordum, sadece annegenç ilişkisi değil elbette anlatılan. Hani şu her şeye burnunu sokan ama çok sevdiğimiz kardeşler var ya, onları da bulacaksınız sayfaların arasında. Hem de en çekilmez, en yaramaz ve hep olduğu gibi en sevimli ve vazgeçilmez halleriyle. Hayret! Demek tüm kardeşler de birbirinin aynıymış. Ben biraz geç okudum bu kitapları ve çok pişman oldum. Pişmanlığım kendimden çok kızlarım adına. Daha önce okumuş olsaydım, onların çok işine yarardı. Benim çocuğum olsalar da benden farklı olduklarını ve artık büyüdüklerini daha kolay kabul ederdim. Böylece kızlarımın hayatları daha kolaylaşmış olurdu. Bilmem anlatabildim mi? Son söz; şimdilik çok uzak gelse de belki bir gün siz de annebaba olursunuz. Bu kitapların elinizin altında durmasında yarar var. O gün gelip çattığında annenizden geri isteyin onları. Buna anneniz de sevi SAYFA 32 CUMHURİYET KİTAP SAYI 877