Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İnsanlığın yaşamsal dönüşümünün ardından kültürel dönüşümünü, ‘Kültürel Devrim’i ele alıyor Hobsbawm. Kültürel devrime en iyi yaklaşımın, aile ve hane halkı, yani cinsiyet ve kuşaklar arasındaki ilişkilerin yapısı dolayımıyla sağlanabileceğini söylüyor yazar. ? kapitalizmin beklenmedik ve belki de olağan dışı yükselişine tanık oluyordu. Yine de Altın Çağ’ın esas olarak gelişmiş kapitalist ülkelere özgü olduğu aşikârdı. ‘Altın Çağ’ın ilk iki başlığında Soğuk Savaş yılları ile kapitalist ekonominin hızlı yükselişinin etmenlerine ve etkilerine değinen yazar, üçüncü başlık ‘Toplumsal Devrim’de dünyanın değişimini anlatıyor. Hobsbawm, rakamsal veriler ve tanıklık ettiği (örneğin; Sicilyalı bir köylü olan Rip Van Winkle –aslında 1950’lerin ortasından itibaren yirmi yıl kadar hapiste kalan yerel bir haydut o sırada kent binalarıyla tanınmaz hale gelen Palermo yöresine döndüğü zaman yolunu kaybeder) olaylar doğrultusunda insanlığın dönüşümünden söz ediyor: "İnsanlığın yüzde 80’i için ortaçağ, 1950’lerde ansızın sona erdi; ya da belki daha doğrusu, onlar 1960’larda sona erdiğini hissettiler." İnsanlığın yaşamsal dönüşümünün ardından kültürel dönüşümünü, ‘Kültürel Devrim’i ele alıyor Hobsbawm. Kültürel devrime en iyi yaklaşımın, aile ve hane halkı, yani cinsiyet ve kuşaklar arasındaki ilişkilerin yapısı dolayımıyla sağlanabileceğini söyleyen yazar; bu bölümde sözüne ettiği ilişkilerde ortaya çıkan değişiklikleri anlatıyor. Bir başlıkta da üçüncü dünya ülkelerine, onların ‘altın çağı’na, sömürgelerin gelişimine, nüfusun hızla artmasına değinen yazar ‘Reel Sosyalizm’ ile bitiriyor ‘Altın Çağ’ bölümünü. ‘Reel Sosyalizm’, SSCB’yi odak noktasında tutarak, Kısa 20. Yüzyıl’da sosyalizmi mercek altına alıyor. TOPRAK KAYMASI Kitabın üçüncü bölümü ‘Toprak Kayması’, Kısa 20. Yüzyıl’ın son aralığı 19731991 dönemini işliyor. "1973’ten sonraki yirmi yılın tarihi, yönünü kaybetmiş, istikrarsızlığa ve krize sürüklenen bir dünyanın tarihidir" diyen Hobsbawm, ‘Kriz Onyılları’ başlığıyla başlıyor bölüme. 19701990 yılları arasında, ‘Altın CUMHURİYET KİTAP SAYI Çağ’dan sonra dünyanın, yeniden ekonomik krizin hüküm sürdüğü günlere geri dönüşünü anlatıyor yazar. Bu dönemin her ne kadar ikinci bir Büyük Çöküş yaratacağından korkulsa da bunun yanlış olduğunu söyleyen Hobsbawm, bazı rakamlarda ‘Altın Çağ’a oranla kaydedilen iyileşmeler vurguluyor. Ne var ki yeryüzünün her noktası için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Aynı yıllarda Afrika, Batı Asya ve Latin Amerika’da kişi başına düşen gelir hızla düşerken; 1980’lerde çoğu insan yoksul durumuna düştü. Bu da dünyanın, ekonomik bunalımda değilse bile krizde olduğunun ifadesiydi. Bir sonraki başlık ‘Üçüncü Dünya ve Devrim’de, yine aynı yıllarda, Üçüncü Dünya’da ortaya çıkan değişimleri ve gelişmeleri aktarıyor yazar. ‘Devrimciler’ adlı yapıtında geniş bir yer ayırdığı ‘gerilla tipi mücadele’ye bu kitabında da değiniyor yazar: "Gerek devrimin gerekse devrimcilerin muhaliflerini şaşırtan şey, 1945’ten sonra Üçüncü Dünya’daki, yani dünyanın herhangi bir yerindeki başlıca devrimci mücadele biçiminin artık gerilla savaşı olarak görülmesiydi. 1970’lerin ortasında çıkarılan ‘Başlıca gerilla savaşlarının kronolojisi’ İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan beri otuz gerilla savaşına yer veriyordu." Bu bölümün üçüncü başlığı ‘Sosyalizmin Sonu’, SSCB’nin yıkılışını ve bununla birlikte sosyalizmin dünyadaki gerileyişini ele alıyor. Konuya Çin komünizmi ile Sovyet komünizminin birbirinden tamamen farklı olduğunu anlatarak başlayan yazar, Çin komünizmi üzerine iyi bir inceleme sunuyor. Bu bölümü ‘Avangard Kalıplar 1950’den Sonra Sanat’ başlığı izliyor. Onun ardından da ‘Büyücüler ve Çırakları Doğal Bilimler’ geliyor. Doğal bilimlerin tarihin hiçbir döneminde 20. yüzyıldaki kadar çok ve bağımsız bir etki yaratmadığını belirten yazar, Kısa 20. Yüzyıl’da bilimde yaşanan gelişmeleri anlatıyor bu başlık altında. Son başlık ise ‘Yeni Binyıla Doğru’. ‘Kısa 20. Yüzyıl Aşırılıklar Çağı 19141991’e, "İnsanlığın anlaşılabilir bir geleceği olacaksa, bu gelecekse geçmişin ya da şimdiki zamanın sürdürülmesiyle olamaz. Üçüncü bin yılı bu temelde kurmaya çalışırsak, başarısızlığa uğrarız. Ve başarısızlığın bedeli, yani değişmiş bir toplumun alternatifi, karanlıktır" diyerek noktayı koyuyor Hobsbawm. ? Kısa 20. Yüzyıl Aşırılıklar Çağı 19141991/ Eric Hobsbawm/ Çeviren: Yavuz Alagon/ Everest Yayınları/ 788 s. 877 SAYFA 11