05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yorıım. Aynı siyasi oyuna kurban gitmiş olan bir Nihal Atsız görüyorum. Bu açıdan benim görüşüm biraz farklı. Bu söylediklerimz sanatta bir Kuvayı Milltye gerektiriyor sanırım... Mullak suretle öyle olmalı diyc düşüniiyorum. Keşke olabilse. Bugün belki en çok bu söylcdiğinize ihtiyacımız var. Çünkü bugün en çok Batıcı sanatı terk edip, yaşadığı toprağa ait bir sanat geliştirmeye ihtiyaa var Türkiye'nin. Sol görüşlü bir ressam olan Münevver Hamm'ın davet salonunu bir "fakirhane" olarak betimlemişsinız. Burada bir bakıma ünlü ressamla özdesieştirdifjniz "sol" kavramt "fakirhaneyi" temsil etmiş. Sizce Türkiyc'de sol, tcrnsil etmesi gerekeni temsil vdiyor mu? Bu konııda sadccc sola yüklenmek istcmcm. Tabii ki sol temsil etmesi gerekeni temsü edemedi. Hep içe kapanarak, saplantılı ve somnlıı hailer aldı. Ama tınutmamak gerckir ki, bunlar olurken sadece ya/.ı yazmak gibi haysiyetleri olan insanlar birtakım dönemlerde işkence gördüler, katledildiler. Bunları da masunı görmek, savıınmak herhaJdc iınkânsızdır. Türkiye'de ytlhırca aydınhalk bütünlesmesine karst yönetıcıler ve "Batı rcvol veri" aydtnlar tara/ından adeta bir gerilla savaşı verildi. Ressam kahramammz bir aydtn olarak kendısiyle halk arasındaki sinerjinin yok olusundan yaktnıyor. Bu kopukluk biraz da "kara aydınlarm", çtkarct politikaalann ve sistemı clinde tutmak isteyen yöneticilertn bılinçli eseri deg'il mi? Tabii ki, bilinçli ve inanılnıaz çabalar var. Bu sonuç alınsın ve halk apolitizc edüsiıı diye örgütlenmeler de görmek mümkiın. Bu kadar özcl televizyonun var lığı ve hepsinde bu bayağılığa yönelmek de bu örgütlenişin doğal seyridir. Neden insanoğlu gelecekteki güzel, yararlı olana açık olmasın.' Doğal olarak hepiıniz için hem kötülük hem iyilik var. Fakat bizde sadece kötülük iiretildiği için bu hale geli niyor. Bu da bahsettiğiniz ve son otuz beş yıldır insanlan siyaset dışı bırakmayı hedeflemiş apolitizasyonun doğal sonucudur. Ve her şcy buna göre ııyarlanmıştır. "Demokrasi insanlan bir örnekllğe sürüklemez" Ünlü sanat elestırmem Bay Hüsrev, aydtn lan ma felsefesinin, aydınlarm kılavuzlug'unda, seçkın tabakadan halka ulastmlmasının gerekliliğini savunuynr Türkiye'de aydın tabaka bu aracılık misyonunu yerıne gı'tırıyor mu sizce? Halk olarak bu misyonun surumlu luklarını üstlenmeye ne derece yatkınız> Türkaydınının hedefleri arasında olan "çağdaş medentyet", sanırım bu mısyonun aydınlarca doğrtt algılanmasmda ve yerıne getirilmesinde saklı. Halkın yaşadıgı ekonomik koşullar bu misyonu üstlenmeye, Aydınlanma felsetesini anlamaya zaten yatkın deg'il, bunu düşünemiyorlar bile. Hangi insandan operaya gitmesini ya da evine gidip bir klasik müzik dinlemesini, şiir okumasını talep edebilirsiniz ki? Tüm bu ekonomik kargaşa ve telaş yüzünden bu misyon üstlenilemiyor. Halk böyle bir misyonun varlığının farkında bilc deftil. "Halkı yönlendirecvk, küleleri sanata ve uygarlıg'a sürükleyecek aydtnlar tek ba$larına defol hep bir arada hareket etmeliler" dcfNİjsımz Toplumumuzun herrıen her katmanında oldu&u gibi, aydınlar ve sanatçılar arasında da halka yönelmeyı engelleyecek bir iletişi/nsizlık yok mu? Bugün sanatta ve operada bulundug'umuz yere bakarsakj'ürk aydınının bu açıdan bir popülizm savastmı ıçtnde halkı da bir yanılgıya siirükledig'ını snyleyebiliriz deg'il mi? Bu popülizm, olumlu ve anlamlı şeyleri görmezden gelme modası, az önce konuştuğumuz o yıllardır süregelen örgütlenişin yaramği hir körlüktür, modadır diye bakmak gerektiği kanısındayım. "îlendlik" sizce toplumun geneline bugün ne ijade edıyor? Romanda Pro/esör Kerami'nin vurguladtğt gibi her "hümanızma ve Ronesans" diyen ilerici mi oluyor? Halka hümanizmayı, aydınlanma felsefesini ve Rönesans'ı anlatmadan ilerici olmayı nasıl öğreteceksınız? "ilerici olmak" bu kadar ucuzla<jtırtldı mı iürkiye'de? Bu konular artık Türkiye'de hiç konuşulmuyor. Hangi televizyun kanalını açarsınız açın, karşınıza bir Serveti Fiinun edebiyatı, Ronesans kelimesi, ulusal edebiyat akımı gibi kavramlar asla çıkmayacaktır. Bugün artık o sayfa kapandı. Kim kimle beraber, kim ne söylemiş?.. Bunlar popüler kültür bile değil. Dedikodu kültürü diye yeni bir kavram geliştirmeli herhalde. Romanın yazım tarihini göz önüne aldıgmızda, ya da benim yetiştiğim yıllarda popüler kültür, sincma sanatçısı Ayhan Işık'ın bir kitabı sinemaya uyarlamasıydı. I ler şeyde bir düzey vardı. Bu "düzeysizleşme" döneınidir. Belki düzeysiz olmayan insanlan topluma düzeysiz olarak sunuyorlar. Ve insanlar, bu sunum karşısında o yaşam biçimini tercih edebiliyorlar. Ben yine de Türkiye'deki insanların büyük bir kısmının bu kadar düzeysiz olduğuna inanmıyorum. Demokrasi hiçbir zaman insanlan birömekliğe sürüklemez. Burada herkes aynı. Ve bu demokrasi olarak topluma yuttunıluyor. yozluğa terk edilişınden dogan bir \artlt refleks olarak algılanabilir mi? Bu söylediğiniz açlık meselesi, insanlann bir şey görmesini engeller. Böyle bir toplumun insanlan kcndi günlük ekmek kavgasının peşinde olmak zorundadır. Bunu bizim edebiyatımızda Orhan Kemal olağanüstü bir biçimdc irdelemiş ve yazmıştır. Toplumun, ayduıın kendisine gösterdiğinin peşinde olduğunu söylemek mümkün değildir. tnsanın asgari ihtiyaçlaruu en güç şartlarda elde ettiği bir ortamda, doğal olarak kimscnin aydının peşinden koşması beklenemez. Fakat şunıı da eklemeli ki sanatlar evrenseldir, Batı'da çıkmış olabilirler, bcn BatıDoğu diye ayırmam sanadarı. lyi bir opera, ekonomik yönden kendi tarminini biraz sağlamış bir insana, bugün bize müzik diye su nulanın verdiğinden çok daha fazla şeyler verebilir. Biz bu Batı dan aldıg'ımız operanın üzerine bir şey katabıldık mi sizce? Tüm bu sanatlarla ulusal bir sanat politikau tzleyebildık mi? Ondan yakınıyorum. îşte bahsettiği miz işin trajedisi orada başlıyor. Biz daima montajla işi idare ettik. Ulusal bir şey yok. Devlet opera sanatçılarından oluşan kahramanlarımz arasında, sürekli bir "kendinı ıktıdara getırme" savasımı gnzetiltyor. Acaba Türkiye'de sanat bu "ıktıdar hırslarının" kurbant mı oluyor? Sanatçtlartmızdaki vepolttıkacılardaki "iktidar aşkı" sotıa erdig'ınde modern sanatlar ve konu aldıgtnız opera sanatı da özüne dönüş sürecı yaşayacak mı? Ozetle sanatta bir Kurtulus Savaşt mı venlmelu Bu söylediğiniz, sanatta Kurtuluş Savaşı vernıe ya da yeni bir Ronesans gerçekleştirme fikriniz ütopik de ols>a bana çekici geliyor. Edebıyatııı ve sanatın bir oyun haline getirildigi bu ortamdan kurtulmak gerektiğini düşünüyorum. Bizi yctiştiren yazarlann hepsi, sağda veya solda, muhafazakâr ya da devrimci, en sağda gözükeııinin bile sokaktakı tinerci çoeuğa bugün bizim yaklaşımınuzdan çıık daha duyarlı bir yaklaşım sergilediğini görmek mümkündü. O yüzden, sanat muhakkak kendi özüne dönmeli. Burjuva hayatların karanlıg'ım ve sahte kokusunu tilerken, böyle bir hayatın karşısında sonrasızca suskun kalmts sanatçıların yasam felsefelerını de enikonu irdeliyorsunuz Sizce düzen, iktidar, kvltuk gibi hükümranlıgt temsil eden kavramlar kımin elinde olursa olsun, suskun kalmak bir sanatçının hakkı mıdır? TIVJA Osman Saba'nın çok sevdiğim bir şiirinin sonunda diyor ki: "Siz susanlar, ey susanlar, ya sizlcr?" Bence susmak sanıldığı kadar korkunç bir şey değildir. Insan susacağı zamanı bilmelidir. Bilmediği takdirde o suskun kalmayış,, bazen ay dına, sanatçıya daha öncmlisi topluma zarar verebiliyor. Susmak sanıldığı kadar pasif bir tavır değildir. Bazen susmak da bağırmak çağırmak kadar aktil bir cevaptır. Zaman zaman sanatçının da hakkıdır. Toplumsal gerçekliklerin temelıne dayalı bir trajedinin yanı sıra, okura dostluğ,u ve dostluğun önüne çekilmek istenen perdeleri, insanlıg'ın ve sanatın tükenişinin tüm evreleriniyazarak sunmussunuz. Bu sosyal ve duygusal körlestırme devam cderken, artık yasanan hergün dostlukların son günü olmaya mahkum mu? Sanatçı toplum üzerindeki hegemonyasını kaybettikçe, bu dayanısma sinerjisinin yerini kötülük etme dürtüsü mü alıyor? Eskidcn bana umutsuzluk yazan gibi sıfatlar takarlardı. Siz benden daha da umutsuzsunuz. Ömrümün bir yerinden sonra beni Anton Çehov'un oyunlan büyüledi ve kurtardı diyebilirim. Çehov'un en sevdiğim oyunlanndan biri Vanya Dayı'dır. O oyunun sonunda da Sonya'nın söylediği bir söz vardır: "Biz çalışacağız dayıcığım, biz daha çok ıızun yıllar çalışacağız ve ancak melekler mezarlarımıza gelip sizler iyi insanlardınız diyecekler." Ömrümün bir yerinden sonra çıkış yolunu çalışmakta bııldum. Çalüjina ahiakının da her insan için kurtarıcı olabileceğiK İ T A P Her biri konusunun umonı yttltinyozarlann, kiirtselleşmm getirip tftürdukltmtartıştığı Küreselleşme ve Alternatif Küreselleşme "Ulusal hiç bir şey yok..." Romanda Türkiye'de yıllardır var olan bir aydın kalabalığından şikâyct ediliyor. Operalarda, Devlet Tiyatrolan nda devlet tarafından deyim yermdeyse çürümeye terk edilmiş sanatçılar yetişirken Batı'yı taklit etmeyi topluma uygarlık ve çağdaşlaşma diye yutturan aydınlar neden bu kadar prirn yapmakta? Bu, toplumun yıllarca açltğa ve SAYFA 12 C U M H U R İ Y E T S AY I 78
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle