22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Erje Ayden'den Sweetmilk Üçlemesi Gergin ruhların romanı Amerika'nın küçük burjuva yaşamının güncel yansımasını işleyen Erje Ayden, aynı zamanda bireylerin kimlik sorunları kadar toplumsal karmaşayı, süregelen ırkçılığı ve yalnızlık psikozunu da başarıyla irdeliyor bu romanında. 1 Kadir AYDEMİR vely McGregor'a gelmek istiyorum. Bu öykünün müthiş finali uzun söre aklımdan çıkacak gibi değil... 100 sayfalık bu bölümü kısaca özctlemck istiyorum size: LİVELY MCGREGOR Lively, mutsuz bir kadın... Bu kadın garsonluk yaparak para kazanmaktadır ve zevk düşkünü, gözü dışarda yakışıklı bir eşi vardır. Iki çocuk, belalı bir koca! En büyük hayali New York'a gidip bir işte çalışmak olan Lively ensest bir ilişki yaşamış, ilişki yaşadığı adam (eniştesi) ise günün birinde ölmüştür. Garip bir suçluluk duygusu içinde olan ve bunu yenemeyen Lively'nin yaşamı bir gün işyerine gelen bir zcnci adam sayesinde geri dönüşü imkânsız bir şekilde değişecektir. Bu hikâyeyi okurken dalmışım, farkında olmadan, olay örgüsünün nasıl şekilleneceği konusunda tezler üretirken buldum kendimi. 'Bu zenci adamla sevgili olur kesin, hani vardır ya tüm filmlcrdc', 'Adamın tacizine uğrayacak!', 'Bu zenci onu kötü yola sürükleyebilir', 'Asıl adam çıksın artık meydana'... vs. vs. Ama hiçbiri olmadı. Zenci adam bir sendika adına çalışmakta (SDIS Siyah Demiryolları tşçileri Sendikası), zencilerin uğradığı haksızlıklara, ırk ayrımına karşı mücade le vermektedir. Ben tam âşık olacaklar diye düşünürken zenci karakter (Barry), evde yalnız kaldıkları bir gün eşcinsel kimliğini açıklayıverdi Livcyl'ye. Açıkçası Erje Ayden'in heteroseksüel ve baskıcı Amerikan beyaz burjuva tipleri arasında karakterini bu şekildc şekillendirmesi bana ilginç geldi. Kadın karakter böylece başkasının kollarında, tam tahmin ettiğiniz gibi. Tabii bu savruluşlar biraz da tüm beyaz kadınları imgeliyor kanımca. Neyse, hikâyeye dönersek eğer, çalıştığı bara bir gün patronunun misafiri olarak gelen Barry, iş çıkışı bir kavgaya karışır ve iki beyaz adamın saldırısına uğrar. Barry, olayı görüp yanlarına koşan Lively'nin attığı çığlıklar sayesinde ölümden dönecektir... Beyazzenci kininin dorukta yaşandığı, Klu Klux Klan'ların dehşet saçıp insanları tehdit ettiği günlerde Sweetmilk gibi izbe bir kasabaya ansızın geliveren bu zenci adam, tüm gözleri üzerine çekmckte pek de zorlanmamıştır... AJdığı darp izleri Barry'yi fena hale getirmiştir. Yaşamını sürdürdüğü New York'a gitmesine yardım etmek üzere Lively gönüllü olur. Erje Ayden olayları Svvcetmilk'te değil de New York'ta biçimlendirmiş daha çok. Belki de yaratmak istediği gerilim için böylesi bir tercih en doğrusu olmuş denilebilir... Lively'yi New York'ta yaşamaya ikna eden Barry, ona "saygın" bir hukuk bürosunda iş bulur. Lively çalışmaya başlar ve işinde kısa zamanda ilerler. Çeşitli aşklar ve gecelik ilişkiler yaşar "doğal olarak". Aslında ruhunun yavaş yavaş parçalanışını engellemek içindir tüm bunlar, bir nevi kaçık diyelim... Birçok olay yaşanır sayfalar çevrildikçe, derken bir gün, Barry'nin kullandığı araçla otoyolda normal bir hızda ilerlerlerken bir siren sesi onlara frene basıp yavaşlamaları gerektiğini hatırlatır. Bu ses bir polis ekibine aittir. Bu sahnclcrin ne kadar hızlı okunduğuna siz de şahit olacaksınız, gözlerimi durduramadım. Ehlıyet ve rııhsat isteyen polis memuru önce Barry'ye haksız yere birçok hakarette bulunur, sonra da bu beyaz kadının onun yanında ne işi olduğunu sorar. Barry polisle ironik şekilde konuşmakta, memurun kaba davranışlannı önceki tecrübelerine dayanarak fazla umursamamaktadır. Lively ile polis arasında kısa bir münakaşa olur ve polis çok sinirlenerek araçta bekleycn kısa boylu mesai arkadaşının yanına geri döner, onlara da yola devam etmeleri için izin verir. Bu sahnede "beyaz adam ve zenci" çatışması en ilkel şekilde ortaya serilmiş, Ayden'i tebrik etmeli... Ve final... Araca yeniden binip hızlanan Barry ve Lively, konuşmaya başlarlar... "Bizi biraz tartaklamak hatta tutuklamak için elinden geleni yaptı. Yanındaki arkadaşı engellemcseydi, bir de hava kararmış olsaydı kesin bize bir şeyler yapardı," diyen Lively'nin yüzü asılmıştı. Haklısın, yapardı böyle bir şeyler", diye Barry, Lively'nin tahminlerini onayladı. "Barry, gözlerime inanamıyorum! O polisler peşimizde. Iriyarı olan arabayı kullanıyor. Arkamı/dan geliyorlar." "Ben onları fark ettim bıle. Sakin ol! Bir süre sonra peşimızi bırakjrlar." "O orospu çocukları hızlandı iyice. Arabanın tamponunu... evet tamponunu sürtüyor bize..." diyen Lively cümlesini bitiremedi. Polis arabası aniden yanlarına geçti. îriyarı polis memuru arabayı deli gibi hızlı ve tehlikeli kullanıyordu. Barry'nin arabasını geçtikten sonra aniden direksiyonu sağa kırıp yolun ortasında durdu... Bu sahneyi bilerek size aktardım. Beni çok etkiledi sonu, çünkü polis arabası yolun ortasında durduktan sonra Barry direksiyon hâkimiyetini kaybediyor vc araba elektrik direğine hızla çarparak duruyor. Lively, önce arkaya, sonra öne doğru savrularak başını arabanın camına çarpıp orada öliiyor... Bu karakterin ani ölümü beni şok etti. 'Nasıl yani?' dedim kendi kendime... Polisin açık saldırısına döndüm, sayfaları geri çevirdim, katil polis memuru Barry'ye ve Lively'ye mesleklerini soruyordu bir yerde. Adam Siyah Demiryolları tşçileri Sendikası'nın genel başkası, kadın ise "orospuların haklarını savunan bir hukuk firması"nda çalışıyor... Irkçılık insanın gözünü döndürüyor demek ki! Erje Ayden'in bu sahneleri kurgularken geçmişte yaşanmış olaylardan da faydalandığını düşündüm, kendisine sormak isterdim bu romanı nasıl kurguladığını... SVVEETMİLK'TEN İNSAN MANZARALARI Sweetmilk Üçlemesi'nde üç öyküden biri bu şekilde kısaca özetlenebilir. Diğer iki öykünün dramatik yapısı ve akışı Sweetmilk'tcn Gelen Kadın'dan biraz daha farklı, ama sonuçta Erje Ayden üç ana karakteri derinlemesine işleyerek oluşturduğu Svveetmilk Üçlemesi adlı romanında yapmak istediği şeyi başarıyla gerçeklcştiriyor bence. Long Island'ın küçük bir kasabası olan Svveetmilk'ten insan manzaraları, dağılmış hayatlar, aynada kendiyle yüzleşmck zorunda kalan canlı karakterler... Tabii ki bu anlattıklanm sayfalarda bambaşka bir tatla okunuyor. Bunu unutmamalı... 191 sayfalık romanın heyecan dolu sahneleri Erje Ayden'in sadık okurları ve kendisini yeni kcşfedecek olan herkes için çeşitli tuzaklarla dolu. Ve bu tuzaklara düşmek gerek, iyi edebiyat için! • kadiraydemir@gmail.com Sweetmilk Üçlemesi/ Erje Ayden/ Çev: Ay$e Ece/ Sel Yayıncılık/ Ekim 2005/ 191 y KİTAP S AY I 8 2 3 S ize soğukkanlı bir romandan bahsedcceğim! Goldberg Paşa adlı kitabından sonra okuduğum ikinci Erje Ayden romanı oldu Sweetmilk Üçlemesi... Kitabı bitirince odamda bir köşeye kaldırdım, aklımda kalanları yazmak istiyorum uçup gitmeden ve fazla süslemeden. Neden süslemeden derseniz, çünkü klasik ve boğucu kitap tanıtım yazılanndan sıkıldım artık. Bu kitap hakkında diişündüklerimi bulacaksınız bu kısa yazıda. Evet, Sweetmilk Üçlemesi çok ilginç bir romandı gerçekten de... Erje Ayden, Goldberg Paşa'da oynadığı şaşırtıcı ' sinemasal oyunlarını bu kitabında da güçlendirerek yineliyordu işte. Bu hoşuma gitmişti. tki dil, iki kültür arasında yaşayan öncmli bir yazarın düşleri de girift ve zehirli oluyordu. tstanbul'un bitimsiz trafiğinden kaçıp uzun vapur yolculuklarında bitirdim kitabı sonunda. Sweetmilk Üçlemesi iiç ayrı böliimden oluşan bir eser. Sweetmilk'ten Gelen Kadın (ki en beğendiğim bölüm oldu), Ay Işığı Cadde si No: 37, Harlow... Bu üç bölüm Swectmilk adlı bir Amerikan kasa basında yaşayan üç ayrı insan ve yaşadıkları üzerine kıırukı. Sweetmilk'ten Gelen Kadın'da Lively McGregor, Ay Işığı Caddesi No: 37'de Robert Pinehill ve Harlow adlı öyküde Mary Harlcnv adlı karakterlerin birbirinden farklı sırları, günahları, yalanları gözler önüne scriliyor... TOPLUMSAL KARMAŞA BİTMEYEN IRKÇIUK Amerika'nın küçük burjuva yaşamının güncel yansımasını işleyen Erje Ayden, aynı zamanda bireylerin kimlik sorunları kadar toplumsal karmaşayı, süregelen ırkçılığı ve yalnızlık psikozunu da başarıyla irdeliyor bu romanında. tnsanlar arasındaki iktidar savaşlan, sapkın cinsel dürtüler, çarpık ilışkılerin ve hunalımiann insanları sürüklediği o en son nokta... Erje Ayden neyi merak edıyor bilmiyorum, ama çok iyi bir gözlemci olduğunu söyleyebilirim. Kitapta benim ilgimı cezbeden bölüme, Sweetmılk'ten Gelen Kadın'da oynayan sanal karakter LiSAYFA 8 Erje Ayden'in "Svveetmilk üçlemesl' adlı romanı, Svveetmilk'ten Gelen Kadın, Ay Işığı Caddesi No: 37, Harlovv adlı uc bölumden olusuyor. Bu üç bölum Svveetmilk adlı bir Amerikan kasabasında ya$ayan üc ayrı insan ve yaşadıkları uzerine kurulu. CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle