03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Istanburun Entelektüel Tarihinden Tanıklıklar anbni' Entelektüel arıhındeıı Tanıklıklar a;n O/.U.N ı u Yayın Dünyasından Hazırtayan: Camze AKDEMİR [email protected] Kostas Simitisin kitabı raflarda ^ Eskı Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, geçen giinlerde piyasaya çıkan kitabında, TürkYunan ilişkileri vc Kıbrıs konıiMinda, Kardak krızinden sonraki döncme ayrıntılı yer verdi. tktidardakı 8 yılını anlattığı "19%2004 Yaratıcıbır Yunanistan Için Siyaset" adlı 670 saytalık kıtabında, yakın tarıhin hılınmesinın geleceğın belırlenmesi ıçın krıtık onem taşıdığmı vurgulayan Sımıtis, Atina'nın dış politikasında yaptığı ince ayarları net bir dılle aktardı. Kıtabının "Imıa'dan (Kardak) Hclsinkı'yc" başlıklı bolümunde, Kardak krizinden sonra Atina'nın, TürkYunan ilişkileri ve Kıbrıs konusunda politika değiştirdiğini açıklayan Simitis, son 20 yıldır izlenen politikayı tamamen değiştirmediklerini, ancak geçmişin durgunluğundan çıkmayı hedeflediklerini yazdı. Kardak'ın ardından 1996'da Dışişlcri Bakanı Teodoros Pangalos, yardımcıları Yorgo Papandreu ve Yannis Kranidiotis ve Bakanlık Danışmanı Hristos Rozakis ile bir araya gelerek, Kıbrıs ve Ege konularına yeni bir biçim vermek için çalıştıklannı belirten Simitis, şıı bilgileri verdi: "Kıbrıs konusunda Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'nin güvenlik ve uluslararası pozisyonunun güçlenmesi için AB üyeliğine ağırhk vermek gerektiği noktasına vardık. TürkYunan ilişkilerinde ise mevcııt durgunluktan çıkmak için üzerlerinde anlaşma olasılığı olan 2. derecede önemli konular üzerinde diyaloğa başlama kararı aldık. Hedefimiz, bu diyaloğun güven ortamı yaratması ve adım adım önemli konuların ele alınması noktasına gelmekti. Necdet Mahfı Ayral, Rasih Nuri İleri, Hıfzı Topuz, Memduh Ün, Yaşar Kemal, Ferruh Bozbeyli, Recep Bilginer, Tuncel Kurtiz, Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Sarıgül... Onlar, bu ülkenin düşün dünyasına, sanat ve siyaset hayatına can katan isimler... kiyeAB anlaşmazlığı haline getirmek gerekiyordu" diyen Simitis, bu politika çerçevesinde Türkiye'nin AB adaylığının onaylandığı 1999 Helsinki zirvesine ulaşıldığını anlattı. Türkiye'deki seçimlerden sonra iki ülke arasındaki ortamın düzeldiğini yazan Simitis, seçimlerden hcmen sonra Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Atina'yı ziyaret etmesi için diplomatik yollardan davet ilettiğini açıkladı. 1 lelsinki zirvesinden sonra Türkiye ile Yunanistan arasında Ege konularını incelemeye yönelik istikşafi görüşmelerin başladığını anlatan Simitis, Atina'nın tezinin, Ege'de kıta sahanlığının belirlenmesi konusunun Uluslararası Lahey Adalet Divanı'na götürülmesi yönünde oldufiunu kaydetti. Bu görüşmelerde en dikenli konunun karasulan meselesi olduğunu yazan Simitis, kıta sahanlığının sınınnın karasularının sının ile örtüşüyor olması nedeniyle Adalet Divanı'nın her iki ülkeye karasularının sınırının ne olduğunu soracak olduğunu belirtti. Kitabında Kıbrıs konusuna da geniş biçimde değinen Simitis, Rum Kesimi'nin eski lideri Glafkos Klerides ile iyi anlaştıklannı ve uzlaşmazlik ve çıkmazların sorumluluğunun, dönemin KKTC CumhurbaşkaTürkiye'nin Avrupa nı Rauf Denktaş ve Ankara'nın üzerine kalması için yönelimi başarılı biçimde işbirliği 1997'de başlattığımız bu yaptıklarını yazdı. politika, süpcr milliyetçi vatandaşların her fırsatta saldırısma uğradı ama 20 vıllık Annan Planı bir uykudan sonra TürkABD ve AB'nin Kıbrıs soYunan ilişkilerinde yeni bir rununun Rum Kesimi'nin dönem başladı." Bu noktaAB üyeliğinden önce çözülya gelmenin Atina'ya yetmesini istediklerini ve bu mediğini de yazan Simitis, çerçevede Annan Planı'nın bundan sonraki hedefin geortaya çıktığını yazan Similismeleri Avrupa'ya taşımak tis, bu planın Rum Ulusal olduğunu, bu nedenle de Konseyi'nce oybirliği ile Türkiye'nin Avrupa yönelimüzakerelere temel olarak minin Atina'nın politikasıkabul edilmesinin Rum tanın merkezi haline getirilrafının başarısı olarak algımesı gerektiğini yazdı. landığını hatırlattı. Annan "Çünkü bu politika bizi hePlanı'nın ideal çözüm oldef alabilecek her türlü sal madığının, ancak tatmin dırgan yaklaşımı etkin bir biçimde dizginleyecekti. Bu edici oir uzlaşma olduğustratejinin sonuç vermesi nun altını çizen Simitis, yeiçin, TürkYunan anlaşmazni Rum lider Tasos Papadolığını kesin bir şekilde Türpulos'un AB ülkelerini ziI \j r: T yarct etmediğini, yalnızca AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen ile bir araya gelerek, sıkı işbirliği yapma noktasında anlaştığını yazdı. Türkiye'nin 1214 Şubat'ta New York'ta yapılan görüşmelerde Atina'nm beklediği gibi taksim politikasını ilk \t.e/. terk ederek, Annan Planı'nı kabul ettiğini yazan Simitis, daha sonra Kıbrıs'ta ve tsviçre'nın Lüzern kentinde yapılan görüşmelerde ise Rum tarafının masaya getirdiği konularda netlik olmadığı saptamasını yaptı. Yunanistan'da 7 Mart seçımlerinden sonra iktıdara gelen Yeni Demokrası Partisi'nin tutumunu da eleştiren Simitis, yeni hükümetin Lüzern'de yalnızca Rum Yönetimi ile dayanışma içinde olduğunu gösterdiğini, ancak gelişmelerc seyirci kaldığını yazdı. "Annan Planı'nın arzu edilen biçimde daha da iyileştirilmcsi için csaslı bir müzakerc yapmak, bunun için de kararlılık ve faal bir mevcudiyet gerekiyordu" diyen Simitis, Yunan tarafının müzakerelerin sorumlusunun Rum yönetimi lıderı olduğunu söylemcsinin, Yunan hükümetinin aslında sürece katılmadığı mesajını verdiğini ve Papadopulos'un da Atina'ya aanışmadan süreci yürüttüğü eleştirisini getirdı. Annan Planı'nın yenilenen her şeklinin bir öncekinden daha iyi olduğunun ve birçok Rum önerisinin kabul edildiğinin altını çizen Simitis, Rum yönetiminin müzakere neticesini başarısız saymasının "zaten sözde de olsa başarılı olduğunu göstermeye kararlı olan Türkiye'nin övünmesine yol açtığını" yazdı. Yunan hükümetini de net bir tavır almamakla suçlayan Simitis, "Türkiye'nin Kıbrıs'taki yükümlülüklerinden sıyrılması tehlikesini fark ettiklerinde soluk bir 'evet' dediler ama bu gerçek anlamda tavır almaktan çekinmekten başka bir şey değildi" dedi. Simitis, reterandum sonucunun uluslararası toplumun o güne kadar taraflar için geçerli olan görüşünü değiştirdiğini de vurgulayarak, "Türkiye taksim politikası izlemekle suçlanmaktan kurtulmayl başardı" dedi. EYP ülkeyi zora soktu Kitabında, terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın Yunanistan'a getirilmesi ve daha sonra Nairobi Büyükelçiliği'nde saklanması krizinin Yunan Gizli Servisi'nde (EYP) reformun yolunu açtığını yazan Simitis, bu meselenin EYP çalışanlarının aşırı özerkliğinden kaynakıt I T A D C A V I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle