Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Meric Velîdedeoğlu ile "Laiklikten Şeriata mı?" üzerine "Şeriatın dünyasal yaşam alanı tümüyle laikleşmiştir Türkiye'de" Meriç Velidedeoğlu'nun 1980'lerden günümüze, 24 yıl boyunca gazetemizde yayımlanan yazılarından seçilerek oluşturulmuş bir kitap "Laiklikten şeriata mı?'. Kitapta şeriata doğru adım adım üstü örtülü bir gidişin izlerini sürebilirsiniz. Velidedeoğlu ile kitabını konuştuk. ı~J BaharTOZLU ırmı dort yıl süreyle Cumhurıyct'lc yazdıg'ınız yazılardan scçtiklerinizle "Laiklikten Şeriata mı>" adlt kıtabınızt oluşturdunuz; her ne kadar kttabın adt seçirninizi ne yöndc yaptıg~ımzt belırtıyona da ayrıntıları sızden duyalım Bclirttiğınız gibı 24 yıldır Cıımhııriyet'te ya/ilarıın çıkıyor; ılk dönemlerde aralıklarla da olsa kesintisiz sürdü. Yinc ilk dönemde dalıa çok deııeme niteliğin de olan yazılar daha sonralan eleştıri içerikli olmaya başladı; gittikçe de güncclleşti. Konulnr ağıılıklı olarak 1923 Oevrimi, kadın sorıınıı, dılimiz, çevre sorıınıı, IIıristiyan vc Islam şcriatlan, kcnarından köşcsiııdcn lelseleye değiniş v.ö. Ne var ki, bunlaı arasında 1923 Oevrimi, bizim ıçın yaşamsal olması dolayısıyla ötekiler dcn daha çok isjcndi ve bu devrimin tcmel dircklcrinden biri, en önemlisi olan laiklik, hcr yönüyle çevresi halka halka genişletilerek ele alınmaya özen gösteril di. Laiklik tarihsel bakımdan, Batı'nın, Hıristiyan bir toplumun ortaya koyduğu bir yaşam biçimi olmakla beraber, taşıdığı cvrensel değeri, yaşadığımız yüzyılda soluduğıımuz hava ile eşdeğerlı olıışıınıı, çoğunluğu Müslüman olan bir loplum önünde iıdeleyebilınek için, her ^eyden önce şeriat her yönüyle yinelene yinelene ele alınması pcrckır diye düşünüyorum; (jiiııkü bunu gcrektircn bir ortam oluijturulnıuştur; başka bir deyişle laik yaşam SAYFA 4 y tartışılmaya, şurasından bıırasından kemirılmeye başlanmış, dahası laik düzen hedef tahtası durumuna gctirilmiştir; böylece laiklik karşıtı tutum ciddi bir boyuta doğru yol almakta olıınca, Müslüman bir topltım ıçın laik yaşamın değerini tüm anlamıyla ortaya koyabilme yolunuıı şeriatı iyi anlamaktan geçtiğine inaruyorum. Bunıııı ıçın de şerıatın ıçerığını, anlamım ortaya koymanın yanında, Islam uyiiarlı^ını yaratan doncmin dc clc alınması gerektiği konusunda olduğunuz görülüyor Evet, şeriata ya da tslama yaklaşımın, Islam uygarlığı dönemini az çok tanımadan yapılması bana hep eksık bir yakla şım olarak goründü. tslamın yaşadığı yaklaşık üç yüz yıllık akılcı dönem olağaniistüdür, lıele biı de o tarihte bilinen dünyanın yani Batı'nın durumıı dikkate alınırsa... manında genişlemcsını sürdürmiişnir Bu akımın, daha doğrıısu bu yirmi yıllık sürecin 9. yüzyddaki islam toplumuna özellikle düşün ortanıı yönünden olağanüstü bir yaşam sunduğu söylenebilir; hep I Ialife Memun'un o tarihtc düşünülmesi olanaksız olan laik bir yaşamı düşlemiş olduğuna inanmak isterim; bu düşü mün Abbasilerden önceki tslam devleti olan Emevileri, kimi ıızmanların laik Araplar diye nitelemesiyle ilgisi var diye düşünüyorum; denemelerde bu konudan sıkça söz ederek tslamın yirmi yıllık bu döneminin hep anımsanmasını ve bizde de yine yeniden ele alınmasını umut cdiyorum. /<« dönemin, tslam diinyasma yaşattı§t dü\~itn\el boyuttan, yaşanan ortamdan kısaca uiz eder mıstnız? Antikçag' düşünürlerine ve bilimine ait çevirilerin çoğalıp yommlandığı bu yüzyıllarda, özellikle dokuzuncu yüzyılda tslamın temsilcisi olan yönetimin bilime ve antikçag düşünürlerine verdiği değer inanılmaz boyuttadır. Bu düşünürlerden kimilerinin görüşlcri örneğin zamanin ve maddenin yaratılmadığı konusundaki savları yalnızca tartışılmakta kalmıyor kimi Müslüman düşünürlerince kabul edilıp savunuluyordu; ömeğin Dehriler olduğıınu ileri sürüyorlardı; kuşkusuz karşıtları onlan suçluyordu, ama yönelim özellikle Mutezile döneınınde caydırıcı bir baskı yapmıyordıı. Bılıme, tıbba olağanustü dcğer veriliyor, geleneklere dayanan ilkel yönteınlere son verilmesi için antikçağın ünlü hekimi (talinos'un 20 ki tabı Müslümanların tıp ögrenımıni kapsıyordu. Pckt, bu dönemde Batı'nın, Bizans'ın durumu nasıldı ? Doğu Roma'nın, Bizans'ın Hrristiyan olduktan sonra, daha doğrıısu resmı dın olarak kabul ettikten sonra antikçag düşünürlcriııi ve özellikle bilimini yadsıma larını, Müslüman düşüııütleı ve ya/arlar, iki iiç yüz yılıta verirler (trneğin Mutezile döncminde yaşamış olan HlCahız de şiddeti yerer. Bu yüzden rlıristiyanlığııı düşük bir kültür ortanıı yaraltığını, Bi zanslıları, Müslümanların yaşamına göre daha aşağı bir duzeydc yaşama, daha aşağı düzeyde bir kültüre malıkum ettiğini iddia edeı, bu düşünceden haıeketle de Bizanslıların ancak iyı bir zanaatkâr olabileceklerini belirtir. HUNTINGTON'I ANIMSATAN BOYUT Bu goruşun çafcıımz yazurlarından, uygarlıkların çatısması lczıtnn yaratıası lluntington't anıttnatan bırboyutu var gi bt Gerçekten haklı olabilirsinız, akılcı düşüncenin geçerli olduğu dönemde, az öncc de beliıtildigı gibi, Müblüman dü şünürler, tarıhçiler, yazarlar aklı yadsiılığı gerekçesiyle Hiristıyanlığı ve bu dınin yarattığı kültürü oldukça acımasızca ele almışlar tıpkı günümüz yazarlarından Huntington'ın Müslümanlığa ve kültürü ne karşı takındığı tutuma benzer bir tu tum içinde olmıışlardır; öte yanda bu görüşten yararlanıp bunu kullananlar siyasetçiler ve iktidarlar olmuştuı diyebiliıiz; \ lııngtigton'ın tslam ııygarlığını aşağı gören savından, ABD siyasetçileri yararlandıklarını açıkça beliıtirler; ABD'nin ls lam ülkelerine pervasızca saldmsında, in sanlık dışı tutumunda, bu kültürü ne denli aşağı gördüğünün izlerine her gün tanık oluyoruz. tslamın en önemlt dönemini oluşturan akılcı çağıyla okuyucuyu ılgılendırmemn K İ T A P SAYI 780 YİRMİ YILLIK DÖNEM Sözünü cttiğinız dömme günümüz ts laın dünyasında pek sıcak bakılmadığtna, aynı tutumun bizde de geçerlı oldufcuna yaztlartntzda ycr yer işaret ediyorsunuz. Bu dönemin özelJikle yirmi yıllık bir siireci vardır ki, Islam açısından pek il ginçtir. Bu siireç, tslam dininin dogmalarını akıl süzgecinden geçirip kimilerini açıkça yazdıysam, îıısutıııı yazgısındaıı kendisinin sorumlu olduğıınu kabul eden Mutezile akımının devlctçe resmi mezhep olarak kabul edildiği yıllardır. Bu dönem, günümüz islamınca, l'ürki ye'de de ağza alınmaması gereken kâfir lik dönemi olarak nitelendirilir. Oysa Mutezile'yi benimseyen Abbasi Halitesi Memun, o günlerin Islam dünyasının di ni lıderidir ve Abbasi Devleti onun za C U M H U R İ Y E T