Katalog

Ceyat Çapan Şiir Atlası ta dennlerdekı yağdan da sıyah çıkarılabılır Sen ne kadar sıyah olmasını ıstıyorsun boyanın^ Sujata Bhatt/ Şiirler/ Çeviren: Cevat çapan 'Balıkların altında da bulutlar vardır.' şiirlerini İngilizce yazan Hint kökenli Sujata Bhattın şiirlerini daha önce bu sayfalarda yayımlamıştık. Bu şiirler de gene onun Point No Point adlı kitabından alınmıştır. Meleklerin Kanadan Çok lyı hatırlıyorum o yaşımı on dordumdeydım, Lenın'ı ve Mao'yu anladığımı sandığım zamanlar Chnstına Rosettı de gulunç gelmeye başlamıştı Nısanda bır cumartesı sabahı yuzme dcrsındtn sonra, formaldehıd kokulu koııdoru bır aşağı bır yukan adımlayarak babamı bckhyordum, otopsı odasıyla babamın burosuna aynı uzaklıkta donenıp duruyordıım ü n bır yaşındakı erkck kardes,ım de benımle bırhkteydı ama butun o yu/meden ve klorlu sudan solıımamı? değışmış konuşamaz olmuştuk bır çeyrek saattır sesımız çıkmıyordu Derken buyuk bıı kapı açıldı ve golgesı kadar karanlık, saçı elektrık gıbı ak bır adam bızı ıçerı çağırdı Gormemızı ıstedığı bır şey varmış Oda hepsı aynı bıçımde ve garıp ınsan kollarını andıran kanat mahyalarıyla çevrılıydı Belkı de perılerın ya da meleklerin gerçek burumcukten kanatlarıdır dıye duşundum Daha da yaklaşınca, bunların bırbırıne yapışmış kume kume hutreler olduğunu gorduk, kararmış kan nehırlerının yanıbaşında şundı buzulmuş ama oksıjenle açılıp serpılecek uzum salkımları gıbı hucreler Bunlar ne çizımdı, ne de fotoğraf bunlar dokubılımde uzman bırının ustaca koruduğu ınsanlara aıt akuğerlerdı O uzman bıze soyleyebılırdı bu uğerlerın sahıplerının kaç yıl yaşadıklarını, her bırının kaç yıl sıgara ıçtığını Adlarından başka onlarla ılgılı her şeyı soyleyebılırdı ışte îğneylc duvara ılıştırılmış yırmı çift akcığer sıyah ve kulrcngı bır kola), şurası burası kırlı sarı, bazı yerlen de kuf yeşılı C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 75 1 Sıyahla ılgılı butun sozcukler ıçın sozluğe bakmak ıstemıyorum, o tek boyutlu sozcuklerı nasıl olsa bılıyorum kara kara duşunmek kara gun, kara gulduru Ben asıl kızımın sıyah renge olan tutkusunu duşunuyorum Daha uç yaşına gelmeden sarışın çocuklar kahverengı saçh dıye onu kızdırdıklannda, sırf yanıldıkları ıçın nasıl ofkelendığını Elıyle saçını tutup "Bu kahverengı değıl, sıyah Benım saçım sıyah • 1 Kahverengı değıl " deyışını Sankı renklerı ayırt etmesını oğrenmış de artık karıştırmıyor turuncuyla kırmızıyı, ^ıvıt mavısıyle menekşe rengını ya da kahverengıyle sıyahı Ayırt edebılıyor açık yeşılle koyu yeşılı, o kadar çabuk oğrendı kı, sarının, mavının adlarını Orada ne kadar kaldıkNeler soyledıkı' Ne oğle yemeğı yedığımızı hatırlıyorum ne de o gun daha sonra ne yaptığımı?! Iek hatırladığım o yırmı çıft adsız akcığer, mezarlarında cığersız yatan burumcuk kanatlı hıç tanıniddığım o vırmı ınsan 1 Hiçbir Şey Siyah Değildir, Gerçekten Hıçbir Şey 1 nada es negro, realmente nada Boyle yazmış rrıda Kahlo Bır gun gunluğunc Ama Hıda, resımlennde nasıl da biyahtı arkaya topladığın sa^ların orgıılcrın dudağının ustundekı o kısa koyıı tuyler Nc kadar sıyah go^lerın kaşların ne kadar sıyah maymununun tuylerı ozellıkle Fulang Chang ve Ben'de Ama hıçbir şey sıyah değildir Soluk alan ger«,ek sıvahın mavı ışıkla, yeşıl golgeyle ısjması gerekır kımılerıne gore kızılımsı bır parıltı rengın yetennte sıyah ohnadığı anlamına gehrmış Şımdı hep senı duşunuyorum, Prıda Hıçbir şey sıyah değıl ama sen nasıl da severdın gerçekten sıyah olmayan saçını ve kaç değışık ton sıyah bulup çıkanrdın (hıçbir şey sıyah değılken) sıyahın butun değışık tonlannı saçından ve kendınden Yazar En ıyı oyku, elbette, yazamayacağın, yazmayacağın oykudur Ancak kalbınde yaşayabılır boyle bır oyku, kâğıt uzerınde değıl Kurudur, duzdur kâğıt Nerede onda ağaçların kok salacağı toprak, hem sonra ruhun toprağından nasıl kaldınp koca ağaçlarla ormanın tumunu kâğıdın ustune dıkebılırım kuşları tedırgın etmeden? Ya uzennde bu ormanın buyuduğu dağ^ Nehırlere donuşen çağlayanlar, o nehırler kı, kıyılarındakı ağaçlar balıklara bakmak ıçın bırbırlenyle ıtışıp dururlar Balıkların altında da Burada gokyuzu dalgalanır, nehır gurler Butun bunlar kâğıt uzerınde nasıl hareket etsınler? Sen şımdı kaplanların yururken kâğıdı nasıl parçaladıklarını seyret SAYFA 25 M Sonra elephatınum rengı, şu fıldışı sıyahı Çunku Buyuk Iskender'ın soylu saray ressamı, I O yaklaşık 350'de doğan Plınıus un Apelles'le ılgılı oykusunde anlattığına gore, elephantınum denen rengı hldışım yakıp ılk yaratan oymuş Pıldışının kupkuru ozu, yağı ateşle yok edılmış sonuçta sıyah bır toz elde edılmış, kuru, kupkuru ozu çıkarılarak Ayrıta, uzum ^ekırdeklerınden de elde edılebılır sıyah Odundan, gazdan, ya da yerın altında, bulutlar vardır