25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Truman Capote'nin önemli romanı dilimizde Soğukkanlılıkla Bu kitap, ne duygulu bir öykü, ne bir polis romanı ne de psikolojik bir tez. Tükenmez bir gözlem ve düş kaynağı. Beklenmedik buluşmalarda, sanrılara elverişli güzergâhlarda keyifli bir keşif. Kitap bittiğinde işin içine, dünya karşısmda derin biralçakgönüllülük, tekniğe ya da gelişmişliğe karşı bir kayıtsızlık ya da en azından nesnelerin göreliliği duygusu da karışıyor. Hiç kuşku yok, bu karşılaşmada, bu insanlarla ortak hiçbir yanımız olmadığını görürüz. Bununla birlikte, sorular sormamızı ve düşünmemizi ; sağlıyorlar. < n Münevver SOYLLT '*•"' ruman Capote ABD'li roman, öykü ve oyun yazarı. Küçük kasabalarda ve yaşlı akrabalarının yanında geçirdiği çocukluğunu ve sevgisiz yalnız insanları anlattığı öyküleri ile gazeteciliğe olan ilgisini yansıtan yapıtlarından sonra, yaşamının altı yılını vererek yapıtlarının en tutkulusunu 'Soğukkanlılıkla' adlı romanını yazmış. Romanının kendi gerçeği bütün kurgulardan daha inanılmaz görünüyor. Bugünlerde Sel Yayıncılık'tan çıkan "Soğukkanlılıkla", yaşanmış bir olayı edebiyat ve roman çizgisine en çok yaklaştıran, içinde insan psikolojisinin sayısız açımlamalarını banndıran, hiçbir duyuyu ihmal etmeyen eksiksiz bir şölen. İnsan ruhuna bu yakınlık ya da bize ruhunu açan bu insanlarla, edebiyatın enginliğinin yeniden keşfedilmesi muhteşem bir yol bulnıuş kendine. "Santa Fe demiryolu raylarının etrafında gelişigüzel sıralanmış bir grup bina, güneyde Arkansas nehrinin kahverengi akan bir kolu, uzaktan geçen bir otoyol, geniş çayırlar ve buğday tarlaları ile çevrelenmiş sıradan, küçücük bir kasaba." ABD'nin tam ortasında sayılabi10 dayanılmaz bir "yakınlık" içine atıyor. Cinayet düşüncesinin derinliklerine kadar girmesini sağlayan, ona Amerika'nın yoksul insanının sanrılı güzergâhını sunan bu yakınlıkla bu yaşamlardaki hcr şeye sır ortağı oluyoruz. Roman boyunca hakkında her şeyi bildiğimiz kahramanlar merakımızı kamçılıyor. Yaşama bakışımızı derinleştiren bu dünyanın içine giriyor, her birinin nabız atışlarını duyuyor, acılarına, düşlerine dokunuyor, ıssız kasabaların kaba örtüsünü hissediyor, uygar, yasalara bağlı, bürokratize olmuş insan kadar, para çalmaya ya da öldürmeye cesaret eden, kendi şiddctine boyun eğmeye cesaret eden insanı da tanıyoruz. Yazarın gerçek bir olaydan yola çıkması yeni değil, ama öyküye katmayı başardığı derin insancıllıkla bütün zamanlarda okunacak bir roman yaratmış. Karakterlerini neredeyse katı denilebilecek bir nesnellikle betimleyerek, birçok cinayet romanından farklı bir tarz yakalamış. Pck çok nesne ve kavram kahramanlarının kelimeleriyle sıradanlıktan sıyrılmış. Truman Capote beş yıl boyunca kurbanlar ve katillcriylc en küçük bir ilişkisi olan herkesi bulmuş ve konuşmuş, cinayetlerle ilgili her şeyi öğrenmek istemiş. Dick ve Perry'nin asılmalarından önce iki katille dostluk kurmuş. Bütün bu araştırmalardan sonra bir yazar için en zor iş belki de "gerçekliğin kendisini gerçek kılmaktı" çünkü, yinc yazarın deyişiyle "ham haldeki gerçekten daha gerçekdışı hiçbir şey yoktur." NEDENSİZ CİNAYET Yazar romana ülkesinin sosyal ve coğrafi rengini de katmış. Dedektifler, otel işletmecileri, hırsızlar, 'treni kaçırmışlar', sıradan çiftçiler, eğitimli toprak sahipleri, ABD'nin tüketim düzcninde umutsuz bir kendilerini dönüştürme çabası sürdürürler. Temsil ettikleri toplumun belirgin hatlarıyla yüzleri gibiler. Amerika'nın yüzünü çok iyi anlattığı banliyölerinde, komşularınkiyle tıpatıp aynı evlerde başka türlü yaşamak nasıl mümkündür. Birbirinden farklı olmayan işlerde birbirinden farklı olmayan bir bircy olmak nasıl mümkündür. Böyle bir mekanizmada kalabalıktan nası] ayrılacaktır birey. Şiddet kentlcşmiş, yabancılaştırıcı yüzyılımızın insani ilişkilerini etkilemiştir. Sistemin izinde, kentsel yayılma ve çılgın sanayileşmeyle gelişmiştir. Bu roman aracılığıyla tanrı gibi tapılan doların ve çığırından çıkmış kapitalizmin anaforunu, bu sürecin bir kesitini görüyoruz. Dick'in sözleri şöyle: "Cebinizde elli bin dolarınız varsa Kansas City'de yaşayanlann yarısını öldürseniz biîc içeri atılmazsınız."s.4O9. Cinayet Victoria üslubu salonlardan çıkmış 'nedensiz'leşmiştir. Bu kitap, ne duygulu bir öykü, ne bir polis romanı ne de psikolojik bir tez. Tükenmez bir gözlem ve düş kaynağı. Beklenmedik buluşmalarda, sanrılara elverişli güzergâhlarda keyifli bir keşif. Kitap bittiğinde işin içine, dünya karşısında derin bir alçakgönüllülük, tekniğe ya da gelişmişliğe karşı bir kayıtsızlık ya da en azından nesnelerin göreliliği duygusu da karışıyor. Hiç kuşku yok, bu karşılaşmada, bu insanlarla ortak hiçbir yanımız olmadığını görürüz. Bununla birlikte, sorular sormamızı vc düşünmemizi sağlıyorlar. Onlara rastlamamışızdır ama onlar gizemli bir biçimde tanıdıktırlar. Ve eğer onların devindikleri dünya bizimkine benziyorsa, bu belirliliklerin her biri için uzun süre ateş hattında kalıyor sonra yürüşüyümüze yeniden başlıyoruz. Capote'nin insan psikolojisinin her türlü yorumsal ayrıcalığını kuşanarak romana getirdiği bu yorum ve gündelik yaşamın ayrıntılarıyla harmanlayan yapısı kitabı türlerinden ayırıyor. • Soğukkanlılıkla, Truman Capote, roman, Türkçesı Ayşe Ecc, 420 sayfa., Sel Yaymaltk K İ T A P S AY I 751 Capote, romana ulkeslnln sosyal ve coğrafi renginl de katmıs T lecek bölgede yer alan Holcomb Kasabası'nı anlatan cümleleriyle baştançıkarıcı bir başlangıç yapmış kitabına Truman Capote. Her gün geçen ama hiç durmayan ekspres trenler. Uçsuz bııcaksız düzlükte gözalabildiğine yayılmış tarlalar, çoğu tek katlı ahşap çiftlik evleri, atlar, sığır sürüleri ve yer yer yükselen tahıl ambarlarını pırıl pırıl bir netlikte adeta çizmiş. Iki cezaevi arkadaşı, iki eski mahkum Dick ve Perry, şartla tahliye edildikten sonra bu ıssız kasabadaki bir çiftliği soymak isterler. Çiftliği, zengin sahibini ve orada para dolu bir kasa olduğunu, cezaevindeyken, bir zamanlar çiftlikte çalışmış olan mahkum arkadaşlarından öğrenmişlerdir. Çiftliktcki parayla kendilerine 'normal' yaşamlar kurmak istemektedirler. İYİ EDEBİYAT Çiftlik sahibi saygın ve eğitimli Herbert Cluttcr ve ailesi kasabanın cn zengini olmasalar da "Holcombluların gözlerini alamadığı bakımlı çimlerle kaplı yemyeşil bir alanın ortasında yükselen evlerinde' mutludurlar. Iki çocuklarıyla dingin, düzenli yaşamlarını sürerler. Balzacvari bir anlatımla akıp giden sayfalar içinde kaybolup, ailenin günlük rutinlerini bütün ayrıntılarıyla öğrenirken, çiftlik çahşanından kasaba sakinlerine yeni kişilikler yeni yaşamlarla yüzleşiyor, iyi edebiyatın tadını çıkarıyorsu Ikı kafadar bir gece kasabaya gclir, evi bulurlar. Clutterlerin bir kasası ve evde para yoktur. Iki genç adam çiftlikteki dört kişiyi de öldürürler. Perry, şartla salıverildikten sonra külüstür, sürekli tıngırdayan bir kamyon almış, bir iki iş bulmuştur. Kötü koşullarda oradan oraya sürüklenirken dört ay sonra cezaevi arkadaşı Dick'le bir denk düşme sonucu tekrar karşılaşmış, bu olaya 'karışmış'tır. YAKIN TEMAS... Romanın eksenine yerleşen bu cinayetlerin insan ruhu üzerindeki sonuçlarına da tanık oluyoruz. Yazar, iki genç adamın yaşamlarına dair anlattıklan ile kelimenin tam anlamıyla 'içeriden' inceliyor yarayı. Anlatımın ağırlığını onlara vererek, sonra yeniden konunun sarhoşluğu içine dönen bir tarzla roman boyunca belirgin olan konu okur için keyifli bir sürece dönüşüyor. îki arkadaş 'yolculuk'larında büyük kentler, küçük kasabalar, oteller ve lokantalardan geçerek neredeyse bütün ülkeyi baştanbaşa katederler. Uzun otoyolların öldürücü scssizliğini ya da dinginliğini, bastıran karanlığın verdiği sevinci ya da sıkıntıyı tanıyoruz. Capote'nin yaşanmış bir olayı aktarmadaki başarısının nedenîerinden biri bu iki yaşamın mahremiyetine girmiş olması. Yazar "gerçekle" bu kadar yakından temas ederek bizi kurbanların ve katillerinin yaşamlarına SAYFA C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle