23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Feyza Hepçilingirler Türkçe Cünlükleri Çağdaş Türk Edebiyatından: AHMET HALUK UNAL 1 Temmuz, Perşembe, yvalık pa/arında 3,5 mılyo na badı, 2 mılyona tışort sa tılıyoı " descm kımscnın ga ? rıbınegıtmez, dcğıl mı "Small"lar, "laıge"lar, "mechum"laı ne buyuk bır hı/la benımsendı Bututı kıyılarımızda plajlar "beach" oluyor Nedense "Plaj" sozcıığu de Tıııkçe değıldı /atcn Plaj çağrışıını ıçınclc anımsananlaıdan "havlıı" I'urk çe Havı olan, hav Iı dan ' havlıı", bır de "terlık" Otekıler hep yabancı "Bıkını", "mayo", "şort" Son bırkaçyıl da gıren yenı sozcııkleıı saymava kalk sam sonunu getıremem Mayonun, bı kmının ustune bağlanan seye ne denı ) yoi' "Paıeo" nııı' Daha benım bılnıe dığım kım bılır neler vaı' Genel olarak gıvım ku^am, ozel ola rak kadın gıvımı, suslcnme, koku, takı vb alanlaıda o kadar tok yabancı soz 1 cuk vaı kı "Badı" dıyc satılan kadın gıysısının fanılaya benzedıgını duşu nuncc "fanıla" soztu£une takıldım "Fanıla" Yunanuı Aynı turdekı ıt gı yını ıçın kııllanılan 'kaşkoıse' var bır de () da Fransızta Jç gıyımden devam edersek, "kombıncvon, kulot, korse" vaı kı sonuncusıı "korsa"ynuş eskıden, Fransızca Sııtyen ncce pekir" Sutmcme çagrışımıvla Tıırkce oldugu sanılabılır, oysa o L\A Fransızca "Kundııra ' Yunanta, "ıskarpın" Italvanca, "bot" Fransi7ca ' Dopıycs, tavvoı rop, ropdoşambı ka^kol, palto pelerın, man to" Hepsı I ıansi7ca "Smokın, frak", Ingıli7cc ".^apka", Rusça "Bcre" Fran sızca, "clbısc" Arapça, "pantolon" Italyanca, "bluz" FranMZca, "suvcter" tn gılızcc, "kazak" FH'ransızca, "^al" Arap ça, "lıırka " Arap<,a, "ceket, kustıım. pardosu" I lansızca, "trcnçkot" Ingılı/ ce, "jıle" Fıansi7ta "Kıuvazc, japone, eva?e' gıbı gıysı modellerıylc "gabaı dın, flanc1, [aıse, emprımc" gıbı kumaş çeşıtlerıne gıımedım bıle "A! Peiu, bu sozcuklerı almadan once bız 1 çıplak mı dola^ırdık' Bunlatın tıımu nun dc gtrcksınmcdcn dolayı jlındığını soylcmck zoı Iurkçt "velck" varken ")ilc' dcmck /oıunda de^ıldık Fransızcadan "pardosu"yu almı^ı/, vetmcmı^, lngılızccden dc "trençkot ıı almı^ız lyı, ama "yag'mıırlıık" var, 1 urkçe Bu durıım, Turk^cnm vctcısı/lığınden çok, bır «,c*^lt ozcnmcden bcslencn, ba^ka bır u\gaılık alanına gcçnıt, kcndını oıada var etmc ısteğıylc açıklanabılır heıhaldc, baijka bır ^cylc dt kolay kolay açıklanma7 Bır Karakafa İçin BALAD A. Haluk Ünal BIR KARAKAFA İÇİN BALAD 4 Temmuz. Pazar ıı\csseı Guncr'm "Kıyıdakı lcı " adlı ovkıı kıtabını îstan bııl'da okıımava başlamı^tıın, dıın Uludag Unıvcrsıtcsı'ndckı Ulusal Psıkolujı Ogıcncılerı Kongıcsı'nden donerkcn, yolda bıtırdım Kısa, kesık, kuçıık kuçıık tumcelcrlc yazıyor Cuner Zaten oykıılerıne dc tek sozcuklu adlar vermış hcp ' Koltıık, Kıyı, Sabır. (,ıg lık, Turku " Kadınlaıı anlatıyor, Ana dolıı kadınını, tılc çeken davak \iycn kadını Kocalaıın kanlarını dovmcsınde olumlavıti bıı tavrı elbettc yok, hıç yok Aneak, pek bıı sona bağlanmavan ka dın dovmelerı anlatmak, dayağı yıne dc olağanla!}tıııyoı sankı Klasık o\ku anlatımına daha yakın dııran o\kulcrı de var, ama gcnellıklc kırık tuniLcl(.ılc kuııılmu'} "mo/aık kuıgusu' dıye bıı ad vtrcbılcteğım oy kıılcı ya/ıyoı Cîuner Kesık vurgulama laıla, uıılem tuıncclerıyle ba^lı>oı oyku leı, sona dogıu butunlenıyoı parçala rın nereye aıt olıluğu belııgınlık kazanı yor ve mo/aık, gorunur duruma gelıyor Oykıınun başına ycnıdcn donuldııgun de o dagınıklığm butunu oluşturan ku çuk ku(,uk paıçalar oldu^Su anla^ılıyor "Çıçek Adam'Çocuk 1 Bır de ka dın1 Isıktan hcpsı Gozuınun onunden apansız kayboluyorlar1 Nedeıi'' Anla nııyorum Kımsevı gorenııyorum artık Goremıyorum Boşluk' Yeı, ayagımın altından kayı yor Boşluktayım Savı ulurken ırkılıyo rum Sesleı' Nereden gelıyor' Neıdeyım1 Kımım beıi'1 Ben Duvariar1 Nıçın duvarlar ustume abanıp gerı cckılıyor?" (s 85) Hayal gıbı, du;; gıbı, sılık, soluk tab lolar hep Yınelemclcr «,ok ve bunların her 7aman scvıınlı olduğunu so\lemek M Roman Romanımız, kara kafaların ötekileştiği bir diyarda geçiyor. Bir rastlantı, kimliğini ve kişiliğini kaybetmiş kahramanımızm dünyanın belki de gelmiş geçmiş en meşhur kişisinin Şarlo'nun kılığına girmesini sağlıyor. YARA Mustafa Türker Erşen Oyku "Kocası mi' Sarhoş Sarhoştu Ka dınlann koynunda l'oıunum1 Torıı num mu1 It dala^ı Hit Hıç dalaşında katıl oldu tomnuın ()n altı yaşında Kı zım mı' Boş gozlerle bakardı oğlıına Kızım Kızımmı'" (s 90) Benzetmeleıı çok gıı/el ama "Suvıı cekılmı^ patates kabuğunıı andııan go/ kapaklaıı', ' Ne acı' Gonıanın kııru ması gıbı ', ' Zamansızlıklaı, gec, kal mışlıklar, keşkeler dolu lavlar fışkıran ıkıyanatda^ " • fcilingr@yildiz.edu.tr feyzahep@yahoo.cotn C U M H U R İ Y E T K İ T A P 1 Yaşama isteğiyle ılgili öyküler anlatıyor Yara. Gösterişçi, rekabetçi, tüketimci kent yaşamında insanın nasıl yaralandığına, artık uzakta kalmış gerçek hayatına ulaşmaya çalışırken nasıl gerildiğine eğiliyor. İV I N K I L Â P www ınkılap com SAYFA 25 S AYI 752
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle