Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Baki Ayhan T. ile 'Uzak zamana övgü1 üzerine li Baki Ayhan T. ilk kitabı "Hileli Anılar Terazisi "nden bir yıl sonra ikinci kitabı "Uzak zamana övgü" ile geldi okurlarının karşısına. Baki Ayhan T. ile bu kitabı üzerine konuştuk. "1 Özcan ERDOĞAN 985'ten ben Istanbul'da yaşıyorI sun Butıa karşın gerek 2001 'de I çıkan lltltlı Anılar Teraztsı'nde JL gerekse yenı kıtabtn Uzak Zama na Övgu'de (2003) bu kente aıt ızlek ve mekân vurgusu yok gıbı "sokaktan eve, ev den odaya, odadan / sayfaya damlayan kes kın karanlık'ta yasıyor senın şıırlenn En çok bahçe katlarını sevıyorsun sanınm Haklısın Yaklaşık yırmı yıldır yaşadı ğım tstanbul hakkında doğrudan hıçbır şı ır yazmadım (Yazmışsam da yayımlamayıp kcndıme sakladım1) Şurlerımde Istanbul'a açık vurgular yapmadım, yanı senın de de dığın gıbı bu kente aıt ızlek ve mekân vur gusu yok benım şıırlerımde Daha çok, gız lı smntılar soz konusu Istanbul benım ıçın elbette çok ozel bır kent Bununla bırlıkte modcrn saırın mekânının belırlı bır kentle sınırlı kalmasını doğru bulmuyorum Her ıkı kıtapta da gı/lıden gızlıye hıssedden bır kent vardır, kentlı şaırın duyguları, duyuş ları, se/gılerı ve bırıkımlendır şurlerde dıle gelen Kendını kentte, kentı kendınde bı rıktıren Baudelaırc'ıyen (ya da flâneur'ce) bır duruştan soz edılebılır belkı Bu yuz dendır, "sokaktan eve, evden odaya, oda dan / sayfaya damlayan keskın karanlık"ta yaşıyor olmam Bahçe katları kaçışı, kentın kalabalığından ayrıksı bır duruşu çağrıştıran yerler Eh, bıraz da "kenttelu doğa" değd mıdır "bahçe" katları1 O yuzden tercıhımdır, hem yaşama mekânı hem de şursel mekân olarak Geçen yıl Budala'da ya yımladiğım fakat kıtaba almadığım "Hayatta Ben En Çok Kendımı Sevdım" şıırımdc (Bu şıır, E dergısının yıllığına alındı) şoyle ıkı dıze vardı "En çok da bahçe katlaıında / Başlayan oykulere sesımı ver dım" Şaırlcr ya bahçe katlannda ya da çatı katlarında yaşamalıdır Ara katlar bıze gore değıl Bu kıtaplakı sıırlennde geleneğı ve mo dernı bırleştırmeyı basardığtn goruluyor Dıze kumdemynde tse "sımetrık yapı" adını verdığın ytpyenı bır bıçım soz konusu Bı çım ıçertk ortusmeunden btraz bahseder tnıstn ? Bır de, senden sonra bu yenı bıçtmı kullanan şaırler mutlaka olacaktır, dıye du şunuyorum Kurdug'un bu bıçtm, stkça yıne lendığınde tuktnmış ve esktmtş olmayaıak mı) Sorunu yanıtlamaya sondan başlaya yım Başkaları kullanır mı bılmıyorum ama elbette gunun bırınde "sımetnk yapı" tarı he mal olacak, (belkı onyıllar, belkı yuzyıl lar sonra yenıden dırılmek uzere ) kulla SAYFA 8 ^ 'Yürekleri dinozorlaşmı olanlardan bir şey beklemiyc^ nılmaz hale gelecektır Oncelıkle ben bellı bır noktadan sonra "sımetrık yapı"yla yaz mayacağım Şu anda bu "bellı bır nok ta"nın neresı olduğunu bılemıyorum Başkaları devamlı olarak kullanmasa bıle Şeyh Galıp'ın dedığı gıbı, "Ben açtım o gencı ben tukettım " (genc hazıne) dıye rek "sımetrık yapı"yı bır kenara bırakaca ğım Bu, ışın doğasında var Yenılıkler bır donemı açar, sonra kendılen de eslumeye başlarlar Ayrıca, onemlı olan, herhangı bır bıçımı kullanarak yazmak değıl, ozun sızı o yapıyla yazmaya zorlamasıdır, aksı takdır de şekdcdduen oteye gıdılemez Bıçım ıçe rık ortuşmesı de bu noktada devreye gırer zaten Aslında, bıçım ıçerık onuşmesıne ılışkın olarak çok şey soylemeye gerek yok "Her oz, kendı bıçımını kendı yaratır' do vızı, bu konuyu sanırım butunuyle ozetler Ne var kı, son yıllarda şaırlerın "bıçım" uzennde çok az duşunduklcrını, ener)ilerı nı ıcenğe veya soz oyunlarına harcadıkları nı da goz ardı edemeyız Bu anlamda, "sı metrık yapı" tmanları ırkıltmış, uyarmış, şıırde bıçımın ıskalanmaması gerektığını, yenı bıçımlenn yaratılması konusunda kafa yorma gerekldığını onaya koymuştur Sanı rım, onumuzdekı donemde, benım yapma ya çalıştığım yenılıkle aynı eksende olmasa bıle, "bıçım" konusunda şaırler daha uddı duşunecek, hatta belkı yepyenı bıçım de nemelerme gırışeceklerdır Bunun yolunu "sımetrık yapı"yla açmış olmak benım ıçın sevınç nedenıdır Şunu da ekleyeyım Bu dala'nın 26 sayısında tbralıım Topaz, Nur saç Bahar Çıçek ve Mehmet Mazı gıbı genç ısımlertn "sımetnk yapı"yla yazdığı şıırler yer alıyor lmgelem Çocuklan'nın şubat sayısında da Ilhan Kemal'ın "sımet rık yapı"lı bır şıırı vardı Gorulduğu gıbı "sımetnk yapı" cn genç şaırler arasında bır ılgı yaratmış gorunuyor Devamı gelır mi'> Zamanla goreceğız KORKUNUN ŞİİRE VE SANATA KATKISI Şıırlertnde hep bır "tekbasınalık" ve "korku" var "korkma dedım kendıme dun yaya, korkma", "korku en eskı arkadasım dtr, tyı tanır/gıınun son tstfona eklerken be nı", "nlık çalmıyorum artık nıezarltktan ge çerken , ' bılgeye sorarsamz bır korku gerek bıze" Evet, korkunun ectlefaydası yok, şı ıre ya da stmn şıırıne var mı> Korkunun ecele faydası yok ama şure ve sanata onemlı katkıları olduğu bır gcr çek Bence korku bır duygu değıl, psıkolo |ik bır durumdur Geçıcı değıkfır çunku, kalıcıdır Bu yonuyle, cıddı anlamda tedavı gerektıren bır arızadır kısacası Korku, yazarların portrelerını çızdığı yaratıkların dunyasında değıl, beynımızdcdır, sayfalar da değd, kalbımızdedır Bır okuyucu ola rak lıse ve unıversıte yıllarımda gotık romanlara epey zaman ayırdım Pt>e'nun, Kıng'ın çevnlmış butun eserlerını, gotık yazarlann çevrılerının çoğunu okudum Sı nemada da korku genlım fllmlen her za man tercıhlerım arasında olmuştur Sozgelımı, Arka Pencere, Vertıgo, Frankensteın, Sapık, Kuşlar, Çızgı Otesı, O, Gunbatı mından Şafağa, Hayvan Mezarlığı, Gotıc, Mısery Olum Kıtabı, Çılgınlığın Ağzında, Duşkapanı gıbı sayısız hlmı ve daha nıce lerını hemen hatırlayabılıyorum Başyapıt larım "It" (O) ve "Çızgı Otesı"dır Uslanmaz bır Hıtchcock, Wes Craven, Davıd Lynch, Tarantıno ızleyıcısıyımdır Stephen Kıng bır soyleşısınde der kı "Fantastık ve korku yazarının uğraşı, okuru geçıcı olarak çocukluğuna dondurmektır " Kım bdır belkı de çocukluğumdan kopamayan bın oluşumdur korku edebıyatına ve sıneması na bu duşkunluğumun nedenı Öte yandan psdcolojık bır durum olarak da ben dcn uzak bır hal değıldır korku Epey bır zaman mucadele ettığım bır durum olmuş tur Hâlâ tam olarak halletmış olduğumu soyleyemem1 Korkunun yazdıklanmı bes leyen kışısel psıkolojık kaynaklardan bın olduğu doğrudur Hem estetıze eddmış, şıırselleştınlrnış bır ızleğı hem de yaşanma sından uzak olunmayan bır psıkolojıyı çağn^tırır bana korku Burada şıır yoluyla bır sağal(t)madan değıl hayatın ıçınden çıkıp şıırlere yansıyan bır ızlekten soz edıyorum ' kurtulamayacak bana çıkacaksın zama nın çallağından" derken, oldukça tutkulu olduğunu ve bır başkannın tutkusuna olan duyarlıg'ını da gorebılıyorum Ahmet Hamdı lanpınar, "Eskı sıırımızde aşk, sos yal rejımın ferdı hayata aksı olan bır kul luktur dtyordu Bu bağlamda, genelde gu numuz sıırınde ve ozelde \entn sıınnde ask ın ıslenısı konusunda neler soyleyebtlırstn1 Gunumuz şunnde aşkın nasd ışlendığı konusu genış bır etut gerektırır Bununla bırlıkte, ızleyebddığım kadanyla aşkın yenı şıırde yalnızca bır duygu olarak ele akndı ğını soyleyebdırım Oysa, şıırde duyguları ele alma, duyguları anlatma devrı çoktan kapanmıştır Çunku duyguları, "ben senın benı sevebıkne ıhtımalını sevıyorum" gıbı saçmalıklarla vakıt geçırenler anlatmakta dır artık Modern şaırlere duşense, duygu ların en derınıne ınmek, bu derınlerden derleyebıldıklennı psıkolojıye de eklemle yerek su yuzune çdcarmakur Aşk da, bu durumda, "tutku" yonuyle dızelere taşın malıdır Benım şıırlerımde aşk saf bır duy gu olmaktan çok kışının psıkolojısınc olan etkısıyle şurleşıyor dıyebdırım "Bır Aşkın Başlaması, Severdım Aşka Sız Demeyı, Suç Ortağı Ask" gıbı şıırler boyle okunabde cek metınlerdır "FELSEFENIN $IİR|" Senın ftlozofunun Nıetzsche olduğunu bılıyorum Felsefenın sıırıydı çunku o Şıır vefelsefe ıltşkısı hakktnda neler duşunuyor sun ? Ayrtca, bu kıtaptakı sıırlertnın çoğun da, bugun uyanmış bır Zerdust'un edast var sankı "bır mağaradaydık ama ozgur, ama tutkulu / bellıdır eskı levhalara yazılanlar dan / kurtarmıştık fırtınadan derın uykuyu Ne dersın ? Sevgılı Ozcan, boyle bır sorunun sen den gelmesıne şaşırmamak gerekır, senın de uslanmaz bır Nıetzschecı olduğunu bılı yorum' Şıırlere Nıetzsche'den sızan anlam ların senın tarafından boylesıne lyı algılan mış olmasına sevındığımı de belırtmelıyım Nıetzsche'nın yazdıkları, gerçekten de "felsefenın şun"ydı, ote yandan Nıetzsche şıırsel metınlerle felsefe yaparken (Boyle Buyurdu Zerdust'u şıır kitabı olarak oku manın hıçbır sakıncası yok bence1) hem bır şaır hem bır fîlozof olduğunun ayrı mındaydı Her ne kadar, ayrıca şıır ror munda metınler yazmış olsa da onun şıır formu dışındakı metınlermde de derın bır şursellık soz konusudur Nıet7sche'yı, be nım ındımde, bdınen anlamıyla "fdozof" tanımının dışına, ustune çdcaran da budur zaten Onun, yalnızca felsefenın ıçınden gelışen ve busbutun soyut kalan bır felsefı anlayıştan ayrı bır yol ızlemesı, hayatını da yazdıklarma dahd etmesı, felsefesını hayat tan çdcarmış olması yazdddarına dgı uyan dırmıştır bende Nıetzsche'nın yanı sıra felsefelerını bellı olçekte kendı hayadarın dan çdcaran Schopenhauer, Kıerkegaard, Heıdegger gıbı ısımlere her zaman daha buyuk yakınltk duydum Hegel'e ya da Spencer'a gore Ote yandan, şıır ve felsefe nın bırhktelığı çok tehlıkelı bır noktadır Şurın kendınden başka bır şey olamayaca ğına ınanıyorsak, şıırlc fclscfc yapdamaya cağını da baştan kabullenmemız gerekır Şıırın kendı felsetesıne ters duşulmeden, fdozofların yazdddarından, yaşadddarın dan, kendı nayatunızın duşunsel yonlerın den çdcardddarımızı şıırımıze taşunakta bır sakınca yok Bunu yapmaksa, sanddığı ka dar kolay değd Kusursuz bır ıçscllcştımıe, okunan metınlerle açık vermeyen bır or K İ T A P C U M H U R İ Y E T SA Yl 748