Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Terry Eagleton'dan "Kuramdan Sonra' Kuramdan Sonra'dan bir sjyasal program önerisi beklenemez. Bu kitap her şeyden önce, vicdani bir çıkıştır. Her gün aynı gökkubbeyi paylaştığımız iki yüz bin insan gıda yetersizljği yüzünden ölmeye devam ederken, entellektüel enerjinin cinsiyet, kimlik, populer kültür, toplumsal ikonlar gibi konularda yoğunlaşmasına karşı bir isyandır. DuygarABACI ıçın ozenle seçerek, kııabının "Amnezı Sıyase tı" başlıklı eırış bolumune serpıştırdığı son mo da kulturel çalışma orneklennı gorunce (La teks edebıyatı ya da gobek pıercıngının sıyasal anlamlan, kopçalı pantolon askısının tarıhı, en sest ve sıber remınızm, vampınzm ve goz oyup çikarma, sıborglar ve porno filmler, TV'dekı I nends dızısının yapı bozumu vs ), kultur ııre tımırun "yuksek" ve "avam' formları arasında kı ayrımın neredeyse ortadan kaJkmasının, as lında Batı akademyasının pcrıfısme has bır fecı yanlış anlama, bır kendını kaptırıp zıvanadan çlkma halı olmadığını bır kez daha anlıyoruz Kuramdan Sonra'nın ılk dort bolumunde, kul tur kuramının nasıl bu hale geldığının kısa bır tanhı ve mevcut durumunun bır tahlılını yapı yor Eagleton CUNDELİK UNSURLAR Bunu yaparkcn akademyanın yu/yıllarca te peden bakarak ıhmal cttığı gundelık olanı ve onunla beraber unsıyet tınselhk populer kul tur gıbı kımı gundelık unsurlan akademık ca lışma nesnesı yaparak "entelcktuel akıl ıle gıın delık hayat arasında dıkış yerı bellı olmavan bır devamlılık ılışkısı' kumıasını, kuramın bır kazanımı olarak sunuyor Iabu gelencksel aka demık ezoterı/m ve entelektuel seçkınulığın yı kılışı, şeylen kuramsallaştırma pratığının somut olana, gundelık hayatın olanaklılıkJar alanı ıçt rısınde deneyımlenebılır olana yonelışı anlanıı na gelen bu yenı çalışma konularının dunyanm ampırık gerçeklığıyle orantısız bıçımde abartı lı olan bugunku ışlenış duzeyını, kuJtur kura mının, "hayatının oncekı munzevı kısmında bakır kalmayı başaran, jcton duşuncc dc sap lantılı bıçımde seks konusuna kafayı takıp, kay bedılen bunca senenın acısını çıkarmak ıçm çıl gınca çaba harcayan orta yaşlı bır profesorun kıne" ben/eyen ruh halıne bağlıyor Gundelık olanın yanı sıra femınızmın post kolonyalu mın ve buna mukabıl etmsıte, ccmaat alt ve marjınal kımlık konularının akademık alanın ıçıne sokuluşlarını da, yıne kuramın kazanım ları olarak goruyor Kuramın gcleneksel aka demı ve eleştırı kurumları karşısında getırdığı KURA! T am da, "kulturel çalışmalar" denılen beşerî dısıplın harmanı nıhayet bız dekı akademılere de resmen gırmış, bu harmanın başlıca konu başlıkları ve daha onemlısı ongorduğu duşunme bıçımı, akademık entelektueİlerın tartışmalannda ağır lığını hıssettırmeye başlamıştı Hatta, kultur kuramı kapsamında uretılen çalışmalann, aka demı dışındakı algılanış bıçımımn en olağan semptomu olan, meselenın, populer kulturun bırtakım unsurlannın kuramsal uğraşlara, en çok da unıversıte oğrencılennın odevlenne gı rerek bır tur "yukseklık" kazanmasından ıba ret olduğu zannı, renklı toplumumuzun farklı katmanlarına da ıyı kotu nufuz edıyordu Post modern Turkıye'de, mankenlenn "Doktora te zı olacak kadınım" gibı cumleler kurduğuna, spor yazarlannın "Beşıktaş'ın lıgın ıkıncı yarı sındakı ınanılmaz duşuşu"nu unıversıtelere araştırma konusu olarak onerdığıne tanık olu yorduk Akademık olanın poplaşması, uretı mın duşunscl ya da pratık, yuksek ya da alçak, her alanında bır kerametı kendınden menfcul ler cennetı olan memleketımız akademısyenle rının ve entelektuellerımn uretım kolaycılıgına, populer olanın akademlkleşmesı de, populer kulturun ıçındekı ırılı ufaldı aktorlerın kendı lerını fazlasıyla cıddıye almalarını sağlayacak kadar fıyakalı bır meşruıyet ambalajıyla yenı den pazarlanmasına yarıyordu Ancak bu kez, bırıncı ağızdan, kultur kuramının en etlı ayağı olan edeblyat kuramına unıversıte mufrcdatla nna gırecek kadar tıddı katkılar yapmış bır ya şayan efsaneden, kendısını "kalenın ıçındekı barbar" olarak tanımlayan bır "kuramcı" olan Terry Eagleton'dan (kendısının Manchester Unıversıtesı'ndekı mevcut akademık unvanı nın "kuJtur kuramı profesorluğu" olduğunu da ekleyebılmz), kuramın bugunku duşunsel arka planına donuşmuş olan postmodern duşunme bıçımının, artık kendı sonuyla yuzleşmesı ge rektığı çağrısı geldı Kuramdan Sonra hagleton'ın, muhtemelen kendı oğrencı goz lemlerınden, okuru seslı şekılde guldurmek kazanımlann hakkını teslım et mekte hıç tered dut etmeyen Eagleton 'ın asıl derdı, kuramın çıkış noktalannın .tksı yonde bır ge lışme gostererek, muthış bır depo lıtızasyon dongu sune gırmesı ve yenı kapıtalızmın belırgın ungele nnden bınne do nuşmesıyle Ku ramdan Son ra'nın bclkı de en tartışmalı savlarından bırı de, burada, kurama yukledığı sıyasal anlamda yatı yor Kultur kuramının bıldığımız formuyla or taya çıkışım, donem olarak sıyasal aşırı solun savaş sonrası yakaladığı gorece ıvmeye dayan dıran Eagleton, kuramı, 1960'ların oğrencı ha reketının ınsan bıhmlennı kapıtalızmın araçsaJ aklına feda etmeme çabasının meyvelerınden bin olarak goruyor Dahası, Althusser, Barthes, Foucault, Knsteva, Dernda, Lyotard gıbı kul turel duşunce onculerının Marksı/m'le olan bağlantılarına gonderme yaparak, kuramın Marksızm'de ıhmal cdılmış olan ve yukanda kazanımlar olarak adı geçen unsurlan Mark sızm'ın kuramsal oncullenyle bırlıkte ele almak mısyonuyla, bır radıkal sıyasl duşunce akımı olarak doğduğunu one suruyor "Kultur kura mı Marksı/m'ı radıkallcştırmeye programlan mıştı ve buyuk oranda tum sıyasal alanın otesl ne geçerck sona erdı Marksızm'ı dennleşüre rek ışe başladı ve onun yennı alarak son bul du " Okurun kıtabın fena haldc ıçerlemış to nuna, hıç duşmeyen bır tempoyla ve saldırgan bır aşırı mızah kullanımıyla dışa vurduğu oflce duygusuna eşlık edebılmcsı ıçın, ışte kuramın genelıne ılışkın fonda akan bu temel argumana bır mıktar kredı vermesı gerektığı doğrudur Kıtapta yapılan taşlamaların, tanhsel bır butun olarak kuramın kendısıne değıl, onun postmo dern yorumuna yoneldığı de soylenebılır An cak buradan yola çıkarak, Eagleton'ın dunya dakı mevcut kotuluklerden postmodern du şunceyı ve postmodernıstlen sorumlu tuttuğu nu soylemek, bıraz fazlaca alıngan bır okuma yapmak olur Ona gore, postmodern duşunur lerın asıl sorumluluğu, modern donemde, en telektuclın ınsan bılımlen ıçensınde sığınabıle ceğı tek sıyasal duşunce alanı olan kulturu, en telektuelın kultur kuramusına donuştuğu postmodern zamanda (kıtabın genelınden bu donemle 80'Ier ve sonrasının kastcdıldığı anla şılıyor), tumuyle olumsallaştınlarak sıyasal ıçe rığının boşalülmasında muhalıf/ıhnın karanh ğa gomulduğu bır sıyasctsızlık ıklımının şık bır aksesuvan durumuna getınlmesmdedır SONRA naksız bır tarafsızlığı, hakıkatten uzam, tanh ve bağlanı dışı bır mutlaklığı anlayan postmodern duşuncenın, saldın stratejısını, parçalamak ıçın gozune kestırdığı her yapıyı kankaturıze etmek uzenne kurduğu da makul bır tespıttır Ve bır araya getınldığınde normatıl olana topyekun bır saldırı bıçımtnı alan ışte bu postmodern on yargılar butununun metafızık temellere ılışkın neredeyse cıddıye alınacak hıçbır çağdaş felse fı arguman urctılemezken ınsan varoluşunun olumsallığını hâlâ saplantılı bır dehşetle vurgu lamasının, kuresel sıyasetsızlıkten başka bır so nuç vermesı zaten duşunulemez Evrensellığın, nesnellığın ve halukatın olanaklılığmı kategorık olarak ortadan kaldırırsanız, ınsan eylemının hallhazırda yeterınct hırpalanmış oİan olası tum meşruıyet zemınlcrının uzenndc durmak sızın tepınırsenız (ve tabıı bunlara alternatıf olarak, "Otekı" denılen ulvı ve gızemlı felscfı kategonnın sırtından başka dayanağı olmayan havada asılı bır ahlak kuramına yapışmaktan ote bır şcy yapmazsanız), elınızde kapsayıcı bır normatıf soylcm uretecek hıçbır aracın kalma ması çok doğaldır Postmodern kultur kuramı nın, var olanı, gundelık varoluşun en bayağı ay rıntılanna kadar kuramsallaştırırken, olması gerekenc daır kuresel bır onerme uretmemesı onun bu yoksunluğunun bır gostergesı olarak da okunabılır FARKLILIK FETİŞİ Elbette, cınsıyete, etnısıteye, yerelllğe, cema atlere, marjınal olana yapılan vurguyla şekılle nen çok parçalı postmodern kımlık sıyasetının, kapsayıcı normlara ve kuresel sıyaset anlayışına karşı konan bılınçlı bır tavır olduğu da savunu labılır, gerçı eldekı bu normatıf yoksunluğa karşı başka nasıl bır tercıh gelıştırılebıleceği de ayrı bır tartışmadır Yıne dc Eagleton, norma tıf tenmlerle duşunmeyı unutup tum enerjısını olgulara adamış entelektuel aklın bıle, kapıta lızmın tum kurumlanyla kureselleştığı, karşılık lı bırbırlennı gırtlaklayan fundamentalızmlenn kuresel savaşının msanlığın fızıksel varoluşunu tehdıt etmeye başladığı bır dunyanın olgusallı ğı karşısında, boyle bır kımlık sıyasetı (ya da kuresel sıyasetsızlık) tercıhı yapma luksunun olmadığında ısrar edıyor "Tam kuçuk duşun meye başladığımız anda, tanh buyuk oynama ya başlamıştır 'Yerel oyna, kuresel duşun' bıl dık bır solcu slogandı ama bız, sıyasal sağın ku resel oynadığı, postmodern solunsa yerel du şunduğu bır dunyada yaşamaya başladık " Ku ramın sıyasal koturumluğune ılışkın Eagle ton'ın bır başka savı da, postmodern donemın, kolektıf sıyasal eylemın dunya uzenndekı pra tık etkınlığını hatırlayamayacak kadar genç ol masıdır Ancak Lagleton bu noktada, kuresel ıle yerell, çeşıtlılıJc ıle dayanışmayı cesaret ven cı bıçımde bır araya getırerek postmodernız mın antl tezı olan yenı antı kapıtalıst harekete gonderme yapıyor "lçerdığı tum kafa kanşık lıklan ve muğlaklıklara rağnıcn, bu dıkkat çekı cı kampanyanın bıze gosterdığı şey, kuresel du şunmenın ılla totalıter olmayı gerektırmeyece ğıydı Yerel eylemler, gezegensel perspektıfler İe bırleştınlebılırdı " Kuramdan Sonra'nın ana onermesı de burada yatıyor Bır tur "farklılık fetışı" yaratarak kolektıf onermelerı olanaksız laştıran, "buyuk" metafızık sorulardan ocu gı bı kaçınarak duşunsel ıddıasızlığa teslım olan kuramın, kendı uretmış olduğu alternatıf oıto doksluğu bır kenara bırakıp (Eagleton, ozelhk İe Gınş Notu'nda ve ılk bolumlerde, akademı nın ıçınde geleneksel ortodoksluğa karşı ture yen bu yenı postmodern ortodoksluk bıçımını ıma edıyor), ıkılı zıtlıklar arasında yenı ılışkı bı çımlen tasarlaması gerekır "Kultur kuramı ye nıden tutkulu duşunmeye başlamak zorunda dır" Eagleton, bu onermenın arkasından, araştı ncı ve tutkulu bır duşunce surecıne bır gınş de nemesı olarak kıtabın ıkıncı dort bolumunu su nuyor Postmodernızmın, en yavan klışelerle ozdeşleştınp, yukarıda da değındığımız gıbı, "karıkatunze ederek rcddetme" yoluna gıttığı, evrensellık, mutlak hakıkat, nesnellık gıbı baş lıkları, kayda deger bır kafa açıklığıyla ele ala rak yerlı yenne oturtuyor Bunu yaparken, ku ram oncesı masumıyet çağınj gen c/onuşun olanaksızlığını da teslım edıyor Ama artık dun yanın ve ınsanın temelsızlıklerıyle yaşamayı oğ renme, olumsallığımızla barışma çağrısı yapı yor, yenne başka şeyler geçırerek Tann hâlâ ol memış gıbı yapmayı ya da onun olumunun ya sını hâlâ hısterıyle tutmayı bırakmamız, duşun cemıze ket vuran abartılı metafızık alerjisınden kurtulmamız gerektığını soyluyor Posımoder nızmın umacılaştırdığı kavramlann metafızık yuklerını kaldınrken Eagleton'ın yaptığı en he K İ T A P S A Y I 742 TERMİNOLOJİK CÜRULTU Lğıtımlı dıllere persenk olmasına karşın, as lında cıddı bır tcrmınolojık gurultuden muzda np olan postmodernlık kavramına da ayıncı nı telığı açısından oldukça kullanışlı bır açıklık getırıyor Eagleton " Postmodern "ı, "butunluk len, evrenseİ değerlerı, buyuk tanhsel anlatıla rı ınsan varoluşu ıçın bulunabıletek sağlam dayanak noktalannı, nesnel bılgının olanaklılı ğını reddcden hakıkatc, butunluğe ve ılerle meve şupheyle yaklaşan, kultur seçkıncılığı ola rak gorduğu şeye karşı ııkan, kulturel gorecılı ge yakın duran, çoğuJcuJuğu, devamsalığı ve heterojenlığı savunan" duşunce bıçımı olarak tanımlıyor Eaglcton'ın kurama yukledığı a pn on sıyasal mısyonu tumuyle bır kenara koysak bıle, postmodernrzmrn ana saldırı eksenının, değerc karşı olgudan yana tavır alan bır duşun ce alışkanlığının tezahuru olduğu konusunda ona hak vermemek mumkun değıldır Evren sellıktcn her şeyın katıksız aynılığını, nesnellık ten ancak mevcut varlığımızın tum karaktens tıklennden soyunarak yakalayabıleceğımız ola SAYFA 10 C U M H U R İ Y E T