Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kı lcıtap aldım kargodan Ilkı Murat Gulsoy dan (d 1967), otekısı Muge Iplıkçı'den (d 1966) Ocakta ımzalamışlar dı yaymevlerınte gonderılen kıtapla rı Her ıkısı de genç oykunun tanın mış yazaı laı ındandı Dorder oyku kı tabı yayımlamışlardı bugune dek Ne kı bu kez romanla çıkıyorlardı okurıın onune, yıne ıkısı bırden, us tclık eşzamanlı bırcr yaratıyla ijaşırmıştım Bu ncdcnle ıkısını bır arada okuyayım ıstedım Ancak dın gın bır 7aman kolladım bunun ıçın Ama şaşkınlığım, kıtapları okuyunta daha da arttı (, unku gerek Mugc tplıkçı, Kul ve Yel'de (Alkım, 2004), gerekse Murat Gulsoy, Bu Filmin Kotu Adamı Benim'de (Can, 2004), ızleksel açıdan buyuk benzerlıkler gosteren bırer roman yazmışlardl bana gorc Çunkıı her ıkısı de bıreyın yaşamından kalkarak toplumsal yapı yı, bunun yaslandığı dokuyu, dışluler ağını gozler onune sererken, bıreyın, "devlet"le aıledekı baba otontesı so nuuı tani!,tığını, sonradan toplum yaşamındakı devlete kanji boylelıkle alıştırıiıp uyarlaştırıldığını ortaya ko yuyordu I M. Sadık Aslankara Kitaplar Adası M l l l .11 ( •IIİMIV M)ll \D\MI Itl MM Itl IİIMİN Öykücülerden Roman ne tanık olduğumuz lplıkçı'den par mak ısırtacak ustalıkta donuşturum orneğı yıne1 Yetkınlıkle kotarılmış bır roman gınşı bu bana kalırsa Bır aıle tablo sundan toplumsal dokuya geçış, ola ğanustu gorkemlı, bır yanı ş,urle bu luşuyor bunun ote yanı sınemayla Romanımız ıun yenı bır "gınş" deneyımı de denebılır hatta bunun ıçın Sonrasında roman, bır anlatıcıyla onun konuşup soyleştığı, daha doğ rusu durtup anlattırdığı "masal" ara sında geçıyor zaten Bunu boyle sun mak bıle ılgınç Oyle ya kedısı, ayısı gıbısınden bır "masal "ı bu anlatıcı nın Anlatıcı "yel"e, masal da "kul "e donuşuyor, yel estıkçe kul de savruluyor Roman cılar, hıç değılse bu gınşı okuyabılseler Ancak sonradan anla tıcı, masalla sarmaş dolaşlığı bırakıyor, onlartn yenne romanm kahramanlan geçıyor usul ca, çok yerınde bır tutumla, buna el veren uyumlu bır bıçemle Bu çerçe vede roman, kahramanlann kendı masallanyla hesaplaşmalan bıçımm de de alınabılır elbette Kul ve Yel'dekı klıp aracılığıyla ta nımaya koyulduğumuz dede Halıl Katar, babaanne Fehıme, baba Emır, ılk gece oldururcesıne ırzına geçtığı Suryanı anne Meryem, ardından Şe nfle kardeşlen Buyuk abla Bedıa, sonradan yaşamına kıymasma yol aç tıracak kocası menajer Şukru, kızları Dılara kuçuk abla Şenol, Şenf ın ku çuğu Ayla Şerıfın ılk gençlık yılla rından hırsızlık arkadaşı Seyıd Ba ba Emır'ı olduruşlen Romanın, bır bakıma Şenf le Ayla'nın bırbın ıçın yarattıklan alanlarda ılerleyerek çe şıtlı donemeçlere savrulmasıyla gelış tığı de gomluyor Hatta yer yer ıç ıçe soyleşmelerle, belkı bırbınnın yenne anımsayışlarla yol alıyor Bunda Fehı me'nın de buyuk payı olduğu eklen melı Muge Iplıkçı, Kiil ve Yel'dekı do nuşturumlerınde, bu donuşturumu aktarma bıçımıyle bana Fent Ed gu'yu çağnştırdı nedense Ama Edgu denlı Latıfe Tekın'm anlatılanyla da kosuduk kurulabılır sanırım bu me tınler arasında Andığım yazarlann, anlatılarına soylen havası katışları bu yonde bır verı gıbı alınabılır pekâlâ Şerbetçı'dekı tabakhaneler Yelko vankuşıı Mahallesı Koçan, Kusuf, buralardakı yaşam, Sadık IV yo7İaş mada mu/ığe yuklctJcn ı^lev oylcsı nc ycrlı yenne oturuyor kı Bır açıdan opera dcncmcsı olarak da değerlendırılebılır Kul ve Yel. Keşke boyle bır çabaya gırebılsc bırı 1 lerı, ne guzel olur Bıı muzıklı ovuna da razıyım ben Soz buraya geldığın de Bertolt Brecht ın Uç Kuruşluk Opera'sını anımsamadan edemedım 1 nedense Sozgelımı "Hırsız başlıklı bolum, hızlı, akışkan bır kara anlatı orneğı "BU FİLMİN KOTU ADAMI BENİM" Gulsoy, Bu Fılmın Kotu Adamı Benim'de "baba"yı "otorıtcye" do nuştururken belkı devlete varıyor ya onu " Ianrf'yla ozdeşleştırıyor daha da onemlısı Babasının ardından unıversıtede fızık bılımcılığıne başlayan, ancak onun sılık kopyası olmaktan oteye geçemeyen, bu nedenle asıstanlığı bırakıp ya7arlığa soyunan ama asıl televızyonda dızı yazarlığı yaparak iivnlen Onder, ılerıkı yıllarda da ye tccek para kazandıktan sonra, karısı Defne'yı de alarak Datça'ya yerleş mıştır Ancak uç yıllık evlı olmalanna karşın duyarlılığını yıtırmış bır ılışkı dır onlannkı Defne, artık hıçbır za man anne olamayacağı gerçeğıyle ya ralıdır (30) Onder'se, bır yanı alkol batağına, ote yanı cınsel tutkulara go mulmus, gorunur Bırınde Defne'ye verandada, guç kullanarak ama her kesın gorebüeceğı bıçımde sahıp olur (76,77) (Iplıkçı'de de Şerıf, bır çıftın sevışmelerını dınler [65 vd ]) Onder, bu kaba gucu Talya'ya karşı dakullanır (164,165) Bız Onder'ı, Datça'da yazmaya koyulduğu romanı aracılığıyla tanınz ucundan kıyısından Romanında Onder, "ıçıne doğ(ulan) korkunç dunya"dan (33) soz eder Murat Gul soy'un, bır roman kahramanı olarak Onder'ı çok ıyı bıçımlendırdığı one surulebılır Hemen her edımınde ya zarlığının, bununla kanlmış gorunen babasının etkısı gorunur çunku On der'de Uç duşunceler arasında gidıp gelen, sert ya da beklenmedık tepkı ler veren ama her an yazma eylemmı surduren ya da bu eylemın ıçınde olan bındır o Murat Gulsoy, romanında toplum sal yapıya donuk resımler de getırır onumuze Orneğın televızyon, kıde ıletışım araçları konusunda, On der'ın yaşadığı deneylen aktanr bıze yazar (63 vd ) Onder'ın romandakı dramını, yaz dığı romanla bırlıkte değerlendırmemız gerekıyor Bır turlu "kendısı ol ma"yı, kendı gerçeklığıyle buluş^up ortuşmeyı becerememış bırıdır On dcr Zaten Defne de terk edecektır onu Bu çerçevede Bu Filmin Kotu Adamı Benım, Onder'ı, gelıştırdığı romanı aracılığıyla, butun gelgıderıy le yansıtır okura Onder, notlar alırken, roman "gı rış"ıyle ılgılı olarak şunları yazar "Bır tohumun çatlayıp surgun vermesı gı bı roman ılk sayfalarından başlayarak buyuyen bır yapı mP Yoksa bırçok noktadan başlayıp bırbırını tamamla yan bır orumcek ağı mı? Merkezı en sonunda ortaya çıkan bır ılı^kıler zın u n ' Benımkı bır okun hedefıne doğ ru yol alması gıbı dosdoğru, sırasıyla gıdetek'MlOO, 101) Bıı vıırgu, Muge Iplıkçı'nm Kul ve Yel ı ıçın değıl ama Murat Gulsoy un Bu Filmin Kotu Adamı Benım adlı romanı ıçın de soylenebılır Bana kalırsa her ıkı roman da, us telık bırlıkte okunmalı • Orneğın Kıil ve Yel'ın Şerıf ı şoyle der "Korkularımdakıbabam.yaşamımı zından eden o hayalet " (57) Bu Fılmın Kotu Adamı Benım'ın Onder'ı de, yazdjğı romanda "her koşesınde baba(sının) anılannın olduğu eve gıde(r) " (135) Gursoy'un eloykusel anlatımında ıse Onder'ın "boyle bır baba olmasaydb kendısının de çok farklı bırı olacağı"ndan (172) soz edılır Sonunda Onder, babanın resmınde yıter Işın ılgınç yanı şu kı, dıyelım Sha kespeare'den yuzyıllar sonra ıkı genç oykutumuzun "baba" sorunsalını kendılerıne dert edınıp bırer roman yazmaları, ustelık bırmın erkek, dıge rınınse kadın olması Her ıkı yazar da toplumsal yapıyı taşımıslardı roman evrenıne, elbette kendı bıçemlen yonunde Onların, romanlarında yansıttıkları estetık ya pıya bakarak bırcr kaba karşılaştır maya gırebılırız ÖYKUDEN ROMANA UZANAN YAZARLIK Bılınmez değıl, turlerın dıllerı ayn ayrıdır, şıırın, oyunıın, denemenın, elesjtırının, gunluğun anının, mektu bun dılı nasıl ayrıysa romanla oyku nun dılı dc oylece aynlır bırbırın den Sız bunu kotarırsınız, kotara ma7sıni7 o ayn ama romancıysani7 oykunuzdekı, oykucuysenız romanı nı/dakı dılı ayrı tutmak zorundasınız sonuçta Buna dayanarak roman dılının "kapsayan" oyku dılınınse "kapsa nan" bır yapı taijidığını soyleyegclıyo rum oteden ben Ne demek ıstıyo rum bununla'' Her ıkı tuıde de kah raman ıstcr benoykusel ısterse eloy kusel anlatımla aktaıılsın tarklı dılsel yapılarla onıntulenır Çunkıı oyku kapsanmışlığın, romansa kapsayıcılı ğın doğrudan yansıdığı turler olarak da kendılerını koyarlar Bu çerçevede dıl, yapı bağlamında bu avrımı yansıtmak /orunda bana gore anlatıda Eğeı bundan U7aksa, kaygan bıı /emın uzerınde yol almak durunıuna dıışebılır ya7ar, bu da onun kendı metnınde çukurlar açma sına clınde olmadan kendısıne tu zaklar kurmasına vol açabılır Bu ıkı ya/ara baktığımi7da ne go ruyoru/'' Mııgt Iplıkçı Kul ve Yel'de, Murat Gulsoy Bu Filmin Kotu Adamı Benim'dt oncekı yapıtlarından gelen dılsel tutumu surdurduklerını goste rıyorlar lplıkçı oykulerındekı kapsa nan dılı romanına ta^ırkeıı Gulsoy da aynı yolu ızlıyor, ne kı onun oykule nnde zaten bır kapsayan dıl vardı, yıne bu dıl goze çarpıyor Sonuçta okunan elbette roman ancak Kul ve Yel'ın oyku dılıyle yazıldı ğı ılerı surulebılır yıne de Bu Filmin Kotu Adamı Benim ıse tam anlamıy la bır roman dılı yansıtıyor Gulsoy oykulennı de zaten roman dılıyle su nuyor bana gore Ikı yazann dıllen de farklı Iplıkçı ddde ozenlı ama seçıcı değıl1 Orta malı dılle edebıyat yapabueceğıne mancını surduruyor Dıl coğrafyaMnı kendısınınmış gıbı sunsa da kullan malık bır dd beğenısı yansıttığını go remıyor ne ya7ik kı Bu hesapla Iplık çı'ye gore, so7gehmı muzık sanatına arabeskle de ulaşılabdır Bu yuzden dıl coğrafyası oldukça kırlı Gulso y'un ıse dılde hem ozenlı hem seçıcı olduğu soylenebılır Muge Iplıkçı, yapıtında kurgudan çok donuşturume onem verıyor Bu donuşturumde toplumsal ılı^kılenış lerı, oruntulenmeyı one abyor Top lumsal dokuyu buyuk bır ustalıkla donuşturerek romanına yerleştırıyor yazar Sımgeden genelde zaten yarar lanırkcn Iplıkçı, Kul ve Yel'de yer yer, tam anlamıyla sımgesel anlatım lara kayıyor Bıreysel dramlar, daha çok "kırılma noktalarTnda kendısını gosterıyor Bunun besleyıusı ıse "an" gorunduğu kadarıyla Gulsoy donuşturumden çok kur gulamasıyla one çıkıyor Toplumsal doku, ana taş,ıyıu olmadığından bı reysel dram butun ışleyışın onune ge çıyor Bunun sonucunda ya7ar, kur gulamada bıreysel dramlara eğılıyor Bunlar "zıhın go7İerı nın açık oldu 2u 7amanda, otekı' âlem"le karçı karşıya gelındığınde kendını gosterı yor Yazın ın savsaklayamayacağı bır oğcden, dramatık oruntuden her ıkı yazar da bol bol yararlanıyor, otesın de ustaca kullanıyor bunu Ayrı ayrı romanlara bakalım şınıdı de "KULVEYEL" Olağanustu gorkemlı bır gıuşı var Kul ve Yel'ın Iç ıçe geçmış oyuncak bebekler gıbı bır açılıyor kendılığın den, derken ardından bakıyorsunuz, kapanıvermış Yapıta ılk olarak klıp aracilığıyla gırcn Şeret Katar'la aılesı nı oyuntular aracılığıyla yenıden ya pılandırmaya yonelmek, daha oncc lerde de çok başarılı donuşturumlerı SAYFA 30 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A YI 7 38