26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U R L A R A Geçert haftaki sayımızda da farkettiğiniz gibi dergimizi ilk dönemlerindeki renkli haline geri getirdik. Sayfa sayıtnızı artırdık ve böyle sürdüreceğiz. Bu sayımızdan başlayarak dergimizin kapak sayfasında tanınmış ressamlarımızm resimlerine yer vereceğiz. Yılsonunda da bu resimlerden oluşan bir sergi açmayı düşünüyoruz. Bu düşüncemize katılarak resim verecek ressamlarımıza şimdiden teşekkür ediyoruz. Fransız yazar ve düşünür Andre Breton Gerçeküstücü akımın kuruculanndandtr. 1924yıhnda yayımladığı Gerçeküstücülük Bildirisi ile toplumdaki yerleşek değerlere karşı çıkmışve bilinçaltının irdelenmesiyöntemiyle yeni şürselyaraUcılık alanlan açmıştır. Breton un yaşamı, öncülük ettiği, kurucusu olduğu ve yönlendirdig'i akımdan soyutlanamayacağı gibi, yaşamının çeşitıi evreleri de Gerçeküstücülük'ün çeşitli aşamalanna, atılımlanna, çelişki ve bunalımlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Breton kuramcısı olduğu akımın ilkelerine sonuna kadar büyük bir titizlikle savunmuştur. Uzlaşmaz kişiliği onu zaman zaman yalnızltğa düşürmüş, 2. Savaş sonrasmda Varoluşçuluğun etkisiyle Gerçeküstücülük etkinlig'ini yitirmiştir. Breton'u, yayımyanacak olan 'Sanat Manifestoları" nedeniyle bir kez daha anmak istedik. Bolkitaplt günler... TURHAN GÜNAY ayımlanan roman sayısına bakarsak, 2003'ün verimli bir yıl olduğıınu söyleyebiliriz. Çok sayıda ilk roman yazan yeni isimler vardı edebiyat sahnesinde, yayınevleri de önceki senelere nazaran daha çok yer vermeye başladılar yeni yazarlara. Tanımadığım yazarlarla tanıştığım bir yıl oldu benim için de. 2003 'ün en ilginç romanlarından biri Ibrahim Yıldınm'ın "Bıçkın ve Orta Halli" adlı romanıydı. Üçüz romanlar adını verdiği, önceki ydlarda "Kuşevi'nin Efendisi" ıle "Yaralı Kalmak"ın ardından bu yıl yayunlanan romanında psikolojik derinliklerde dolaşmış Yıldırım. "Bıçkın ve Orta Halli" anlattığı öykü içersinde bir yandan da romanın kurgulanış öyküsünü anlatıyor. Üstkurmaca dediğimiz bu türü de bir adım öteye götıirüp, üstüstkurmaca diyebilcceğimiz bir teknik kullanıyor. Oykünün temelinde Ömcr adlı bir karakter var, o bize Edıp'in öyküsünü olağandışı şekilde anlatıyor. Önceleri nedenini anlamadığımız, akıl hastanesine (ya da hapishaneye) kapatılmış Omer, ona verilen bir defterin ön yüzüne Edip'in hikâyesini, arka yüzüne de kendi bulunduğu durumu anlatan günlüğünü yazıyor. Bu yazdıklannı, doktoru bir arkadaşına verip okunur hale getirmesini istedigini romanın başından biliyoruz. Böylece yazılanlar iki el değiştirerek öyküyü oluşturuyor ama burada da kalmıyor: Edip tarafından doldurulan kasetleri de içeriyor. Y Asuman KafaoğluBüke Yazın Sanatı Bıçkın ve Ortahalli Bıçkın ve Orta Halli" anlattığı öykü içersinde bir yandan da romanın kurgulanış öyküsünü anlatıyor. Üstkurmaca dediğimiz bu türü de bir adım öteye götürüp, üstüstkurmaca diyebileceğimiz bir teknik kullanıyor. bakışla bakmayı kolaylaştınyor, aynca 90'lı yılları anlatıcı bilinçsizce geçirdiği için (bir uyku hali gibi) bu yıllara ait izlenim yok. Geçmişte kalan acılarm yarattığı bir saplantıyı anlatıyor bize Yıldırım. Roman kahramanlarının ruhsal dengesi bozuk ikı kişilikten oluşması saplantıları derinleştiriyor. Delirme noktalarını yavaş yavaş tanıyoruz, ilk başlarda kopuk ve duyarsız gelen Ömer ve Edip, aslında aşırı duyarlı, toplum baskısını tüm ağırlığıyla hisseden insanlar. Ibrahim Yıldınm açıkça ve gözümüzü oyarcasma belirtmiyor delirme nedenlerinı ama Edip'in karısına aşkı, sendika davasından hapis yatmış olması, Ömer'in kızına karşı duyduğu suçluluk ve sevgi, tüm ilişkilerde hissedilen eziklik, kitabın sonlarına doğru karakterleri psikolojik açıdan çok tutarlı olarak görmemizi sağlıyor. Bu romanın en hoş yanı eylem ve düşünceleri vermekle yetinmesi, eylemlerin nedenini okura bırakması. Bağlantı1 1 ların hepsi romanın temalan arasında var ama bunlara hiçbir noktada özellikle dikkat çekilmiyor. Bir cinayetin fizyolojisini anlatıyor. Işin ilginç yanı, romanı bitirdiğimizde neden cinayetin işlendiği bize hiç söylenmemiş olmasına rağmen, cinayetı haklı buluyoruz. Duygusal olarak cinayete giden birikimi yazar bize veriyor. CİNAYET. ÜLKE, CİNNET' Ömer de, Edip de yaşama dahil olamayan insanlar: "Yaşıyor olmak, hayat size yakışmadıktan sonra ne işe yarar... Hayat Edıp'e de, bana da hiç yakışmadı: ikimizin bu yakışıksız durumun dışında o kadar çok ortak noktamız var ki, bunları, pembe dosyanın içindeki romanı her okuduğumda yenidenkavnyorum." (s.53) "Bıçkın ve Orta Halli" kolay anlaşılan ve çözülen bir roman değil. Cinayet romanlarında suçun işleniş şekli ve nedeni ortaya çıkınca kördüğümler çözülmeye başlar, altbaşlığı "Cinayet, Ülke Cinnet" olan bu romanda ise ne suçun işleniş şekli ne de nedeni ortaya çıkmıyor, okur olarak sadece tahminlerde bulunabiliyoruz. Ama bu tahminler bize yetiyor, çünkü romanın sonunda nc suçun ne de nedeninin önemi kalmıyor. Roman yazının başında da dediğim gibi 2003'ün en iyilennden biri, bulanık bir zihin tarafından kaleme alındığı için (ne de olsa Ömer ruhsal tedavi görüyor bu süre içinde) tekrarjar, kanşıklıklar anlam kazanıyor. Ömer'in kendisi de yazı stilini sık sık eleştiriyor günlük bölümlerinde. Günliik ve romanın farklı fontlar kullanılarak yazılmış olması, konudan konuya atkdığı noktalan anlamamızı sağlıyor. "Bıçkın ve Orta Halli" sözü de romanın kendisine yapılan bir eleştıri aslında, kendisini eleştircn yapısı ayrı bir zevk veriyor. Tüm bunların yanı sıra, romanda başlıkların çokluğu bence siirekliliği bölen bir öğe olmuş. Her defasında yeni ve uzun başlıklar vererek akıcılığı böldüğü izlenimine kapıldım. Bunların bazıları "otobüs karanlığı yutarak düşüyordu" gibi çok şürsel ama romanın anlatımı zaten o şiirselliğe sahip olduğu için gereksiz belki. ÜÇÜZ ROMANLAR "Bıçkın ve Orta Halli" üçüz romanların sonuncusu, daha önce diğer iki romanı okumamışsanız da zevk alabilirsiniz bundan. Hemen romanı bitirince "Kuşevi'nin Efendisi" ve "Yaralı Kalmak" romanlarını da okuma isteği uyanıyor. Özellikle tbrahim Yıldınm'ın bu romanda kullandığı yazı stilınin sadece bu romana mı özgü olduğunu anlamak için diğer romanlarını da okumak zorunlu oldu benim için. Tekrarlar ve bulanıklık bu romana ayn bir tat vermiş ve anlam katmış ama diğer kitaplarında da aynı stili mi kullanmış, mutlaka öğrenmeli. • www.yazinsanati.com Bıçkın ve Orta Halli / Ibrahim Yıldırım / Yapı Kredt Yaytnları / 2003 / 471 sayfa. Imtiyaz Sahlbi: çağ Pazarlama Cazete Dergl Kltap Basım ve Yayın AŞ'yi temsilen Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk Cenel Yayın Yönetmeni: Ibrahim Yıldız Yayın Yönetmeni : Turhan Cünay C Sorumlu Mudür Mehmet Sucu ^Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı Baski: Merkez Cazete Dergi Basım Yayıncılık San. ve Tlc. A.Ş. Barbaros Bul. NO:125 BEŞİKTAŞ oldare Merkez!: Turkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul, Tel:(212)512 05 05 0 Merkez Reklam Cenel Müdür Yardımcısi: Tülay Mutlu Dölen o Reklam Crup Koordinatörü: Funda Turan < Muşteri Temsilci• sl: işıltan Kökdemir KİTAP I C U M H U R İ Y E T K İ T A P YAZILIŞ ÖYKÜSÜ îbrahim Yıldırun bu anlatıda, romanı derleyen doktorun arkadaşı, Ömer ve sonunda da Edip'in ağzından birçok yaşamı iç içe geçiren bir kurgu sağlamış. ilk başlarda dağınık bir formda gördüğümüz yaşamlar, bir tek cinayet ve Edip'in yaşamı çevresindc bütünlüğe kavuşuyor. Ana çerçeveyi oluşturan yazar ve ardından Omer, olayları hep birinci tckil şahısta anlatıyorlar, oysa olayın çekirdeğine indiğimız noktada yer alan Edip, kendisinden "o" diye söz ediyor. Bu sayede öykünün derininde yabancılaşmaya neden oluyor Yıldırım. "Ben"in, "o"ya dönüşmesi, romanın başından beri Ömer ile Edip'in aynı kişi olma olasdığını azaltıyor. Aslında roman boyunca sık sık bunun bir roman olduğu bize söylcniyor, sonuçta roman bir tek kişinin hayal ürünüdür, ne denli :ok karakter tarafından farklı açıardan anlatılsa da, bütünlüğü sağlayan yazar vardır arka planda. Romanın yazılış öyküsünü içinde bulunduran anlatım hep çok hoşuma gitmiştir, ama Ibrahim Yıldırım sadece yazılış öyküsünü anlatmakla kalmamış bu romanda, bize aynca yazma sürecinin acılarını da anlatıyor. Bir şekilde romanı nasıl kurguladığına tanık olmamızı sağlıyor. Bunu yaparken hem roman kahramanlarının hem de yazarın bilincinin en derin ve en karanlık yerlerine götürüyor okuru. Romanın fonunu 1980'li yıllar sağlıyor. Bu yılların Türkiye'deki siyasi sorunlarını, yasal ve bireysel alanlarda yaşanan değişimleri, çok inandırıcı bir tablo halinde sunuyor. Roman bugüne yakın bir tarihte kaleme alınmış ama hatıralar 80'li yıllara ait, üzerinden zaman geçmiş olması nesnel i •Bıçkın ve Orta Halli" Ibrahim Yıldınm'ın üçüz romanlann sonuncusu, daha önce dlfler Ikl romanı okumamışsanız da zevk alabilirsiniz bu romandan. SAYFA 3 SAYI 724
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle