19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KISA KISA... sis Kelebekleri Filiz ATEŞ 75te yayımlanan ılk kı tabından ıtıbaren kendı tarzını oluşturmaya baş ^ layan Nazlı Eray Turkı ye'nın cn ozgun yazarlarından bın Yıllardır, okuyucuyu yanı başındakı yaşamlann dennlıklerıne yonlendıre rek yepyenı, rengârenk bır dunya keş fettıren oykıı ve romanlar yazıyor I antastık gcıçekçılık turunde değer lendırılen romanlarının sonuncusu bu yıl Can Yayınları tarafından basılan Sıs Kelebekleri " Ydvaşça sol tarafıma donup yat tığım ycrden, aralık perdenın arasında gorunen sıslerc burunmuş Karade nız'ı ızledım bır sure Ne denlı buyu leyıtı ve gu/eldı Şuh bır kadının be yazlı, morlu tullerle oynaması gıbı, bır kapanıp bır açılıyor, bu hareketlılık ve kente ozgu o tuhaf durağanlık ın sanı heyecanlandırıyordu " Ankara'da Mamak çopluğunun oralardakı bır yarığın ıçınde kuf ko kulu, morarmış kalınbağırsağı andı ran bır çeşıt labırentte başlayan roman, bızı bırden sessız bır kente, ce zaevı manzaralı bır otel odasına gotu ruyor Sıs kelebekleri ıle çevrüı koyu renklı denızıyle yazarı kollarına alan bu suskun ve gızemlı kent Sınop'tur Ankar Sınop hattında yazarla bır lıkte dolaşırkcn bır tarıh arayışının or tasında buluyoruz kendımızı Yazar bu surgun kentınde kendı geçmışının peşınde koşarken Turkıye tarıhınde kaydı bulunmayan bır surecı de an yor Sınop Cezaevı'ne gonderılenler ve Cumhurıyet'ın ılk yıllarında aynı mekânla ılgılı çeşıtlı olaylar, ısımler Nazlı Eray'ın dedesı, Jon Turk, Ik dam gazetesının başyazah Tahır Lutfı Tokay, sadrazam Mahmut^Şevket Pa şa, Sınop mılletvekılı 'kaç,ık\ Rıza Nur, Sandıkçı Şukru \ " Şurası Sabahattın Alı'nln yattığı koğuşun penceresı 'Aldırma gonul aldırma'yı bu avluda bestelemıştı Bakın, duyuyor musunuz dalgaların sesı nı? Cezaevı'nın dış duvanna vuruyor dalgalar Burada çekılen bır yıllık ceza ıkı yıl sayılır Oyle bır cezaevı burası ışte Insanın burada kemıklerı erır, u ğerı çurur " İÇ İÇE YA5AMLAR Kıtapta, Nazlı Eray'ın kendı tarıhı ıle Turkıye tarıhı, kendı ya^amı ve onunla kesışcn ya da tamamen kurgu urunu dığer yaşamlar ıç ıçe gırıyor Zaman oyunlarıyla bırleş,en tarıh ara yıs,ı Turkıye tarıhını de aşıyor Roman, ınsanların ancak geçmışlerıyle (kay bettıklerı akrabalarıyla) bırlıkte yaşa dıklarım duşunerek mutlu olabıiece ğını anlatırken, benzer bır yaklaşımın dunyaya veya ulkelere uyarlanabılece ğını de sczdırıyor Modacı Roberto Cavalh tarafından hedıyc edılen kenarları pırlantalı saat le bırlıkte, zaman, romanın onemlı oğelerınden bırı halıne gelmış Yaza rın belleğını, roman kışılerını gostere bılen saat zaman farklarını tamamen ortadan kaldırmış Otel balkonundan ızlenen sıs hareketlerının zaman oyunlarına donuştuğu de duşunulebı lır " Srnop'ta zaman yoktu Tumuyle sılınmıştı Bu kentte rahatlıkla, dunya, SAYFA 20 yarın, bugun ıse bır hafta oncesı ya da yarın sabah, ellı yıl oncesı olabılırdı " Yazar kıtabı bır anlamda zamanla oynama uzenne kurarken, romanın kendısının zaman sorunsalını ustaca çozuyor Bırbırınden tamamen kopuk gorunen zamanlar, ınsanlar ve mekân ların kıtabın bır yerınden sonra ılışkı Iendırıldığını goruyoruz Kıtapları boyunca yazarın bır kendı yarattığı dunya var, bır de gerçek dunya Bu dunyalar bırbırlerıyle anla şır ve de çatışır dururlar Sıs Kelebeklerı'nde de yazarın duş urunlen ger çek olanla, 'normal' ınsan duşuncesıyle etkıleşıyor değışıyor ve değıs.tırılı yor HARMANLANAN DOSTLUKLAR Yazar kıtapta geçmışınden ve bugu nunden ınsanları anımsıyor, canlandı rıyor Bu anımsayış, bırebır tanıyama yacağı, kıtaplardan bıldığı geçmışın ınsanları ıle bugunku hayatın ozledığı ya da kızdığı arkadaşları ve gelecekte kurmak ıstedığı dostluklarla harman lanıyor Tarıhçı arkadaşı, Lale, Pala, Lok man, seçım gezısınde hıç el sallama yan Fırdevs ana, Lokman'ın annesı, Melek Ferıha, doktor, çıngene, Seba tı Eray'ın her kıtabında bır çeşıt ılluzyon var, bunda da trapezıyle bır kuş gıbı uçarak belırıveren ve yazara çocuk yonunu, masumıyetını hatırlatan Sebatı Sıs Kelebeklerı'nın bır bo lumu cıddı bır CHP eleştırısı Yonu nu meclıse gıren tum partılere de çe vıren elcştırıler "Belkı partı ıçı oyunları da bdmıyo rum Bunca yıl oğrenememıs,tım Bu gunlerde bunu da duşunmeye başja dım Amator ınsanım bcn, amator ın san " Yıllardır partı meclısı uyesı olarak yaptığı çalışmaların gormezden gelın mesı, seç,ımde en alt sıralardan aday gosterılmesı, Meclıs'c gırmesı ımkân sızlaştığı halde gayretle seçım caljşma sı yurutmesı, doğulu mılletvekılının tacızı Bu kıtapta yıne yazarın dığer kıtap larında kars,ılaştığımi7 derınden hısse dılen bır ozlem var ve ozlenen şeye ıs tedığı bıçımde ulaşamama duygusu Bu duygu bu defa bır sahıl kentınde buluyor nesnesını Bodrum Yazar, olumcul tehhkeye sahıp hepatıt hasta lığına yakalandığı ıçın ve ağır kortızon tedavısının yan etkılerını yaşadığın Nazlı Eray dan Bodrum'dakı çok sevdığı evıne gıdemez Nazlı Eray romanlarında zamanın kendısının yanı sıra kokıı da onemlı bır yer kaplaı Sıs Kelebeklerf nde ya zurın bırçok kıtabında duyduğumuz nefes kesıu ctkıleyıcı kadın parfumu kokusunun yanı sıra Sınop ( eza evı'nın tarıh ve rutubet kokusu vuru yor yuzumuze bu defa "Kıtaplarımı yazarken sonsuz bır ozgurluk duygusu duyuyorum Çun kıı ben kendı çızdığım bır harıtanın uzerınde, kendı kullandığım bır pla norle uçuyorum ve ıstedığım alana ınıyorum " Bır soyleşısınden alıntıla nan bu sozlerı kıtabı okurken hısset memek mumkun değıl Çunku Nazlı Eray yazarken hıssettığı ozgurluk duygusunu okuyucusuna doğrudan geçıren nadır yazarlardan Ayrıca ro manlarımn hemen hepsınde mckân dan bambaşka bır mekâna, zamandan çok rarklı bır zamana ozgurce uçan yazar, kıtabının sonunda bunu so mutlaştırıyor Sıs Kelebeklerı'nı de dı ğer bazı kıtapları gıbı sonsuz bır oz gurluk duygusu ıle uçarak sonlandırı yor Her şeyden ote yazarın çok zen gın bır duş gııcu var Kıtapları yalnız ca bu ozellığı ıçın bıle okunmayı hak edıyor Tum kıtaplarında yaşamla yuzleştı ğı bır yolculuğa çıkar Nazlı Eray Yanına okuyucuyu almayı da ıhmal etmez Sız de kendı geçmışınızı alıp çıktığı sıslı yolculukta yazara eşlık edebılırsınız • [email protected] Cam'dan yolculuk l~l CÜLTEKİN EMRE elın Batu'nun şıırlennı daha once dergılerde gormedım Ilk kez kıtap olarak okurla bulu şuyor "Glass/Cam" Ustelık, Ingılızce Turkçe Aynca kendı resımlerıyle bırlıkte Cumhurıyet donemı şaır ve yazarla rından Seldhattın Batu'nun (1905 1973) torunu Pelın Batu, "Cam"ı de desıne adamış Şurlerı tngılızceden duven Turan, Nazmı Ağıl ve Zafer II Kltaptan blr dız dılımızc kazandırmış Bıçım ve bı desen çemın ustaca buluştunılduğu şurlerde kı ustalık ya bana atılır gı bı değıl "Cam", bır ılk kıtap olmanın otesınde bır kıtap Yapı Kredı ısabetlı bır karar vermış kıtabı ya yımlamakla Elbette tar tışılacaktır Pelın Batu'nun anadılı yenne Ingılızce şıır yazması Ingı lızceyı anadı lınden daha ıyı bıldığın P kendını Ingı lızteyle daha ıyı ıfade ettı ğınden mıyı bır yana bıra kıp şıırlere Lğılelım bız îjıırlerdekı de ğışık ve çarpı ei ımgeler he men dıkkat den mı, yoksa çekıcı "sa lamuru ay kavanozla Gkss/Cam rı ve uyluk kıvamı so kaklar"la elımızden tutuyor Pelın Ba tu Masalsı unsurların eşlığındekı soyleme uygun ım geler de fantastık çağrışımlarla yuklu "Arap prenslerının ulkesınde/ badem çıçeklerındendı kar' Bu ortamda aşk da "horguç lu"dur ama asıl onemlısı karşımızda "hıçkıran denız çatlayan yaralar, agla yan menekşeler sıyah baş ortulen" var dır bıze bır şeyler anlatmak ıçın sıra bekleyen YENİ BİR SÖYLEM Bız, şıırın ustune eğılmış dunyasına gırmeye çalışırken bır de bakarız kı, "Bır kadının mavı ruyasından bır tek ne" geçıyordur yanımızdan Saatler ıse "Unutulmuş şarkılarla dolu"dur "so ğutlerın sıyah yelpazclen"nde Etrafı mızda "dıkenlı çalıları gızleyen meyve lcr" bızımle tanışmaya çalışıyordur ama, "bakıs,lar"a sııt gelıp oturmuştur dupduru Dudaklar "cam kıymıgı"dır ve buraya "soz" duşer "kızılımsı mo ru"yla "akşamın" "kırılgan bır Kasım sabahı"nd denk duşen "koşclı korku lar"ı ancak "ağda kıvamında dudaklar" "ve kedımsı eller" gıderebılır Soz, el bette "şımdı goldur" yanı "huzur" Arılar paslı, ten kış, guneş tutulması portakal dılımınde "kıpkızıl ekmek" goruntuye gırerler Oyle ya, "sozcukler nereden/geldı/kırık cam/nıatarandan mı/bır golun/yanağrna/değen'''' Çıse leyen yağmur değıl "mavı"dıı, karşımı za çıkan ıse "Ateşkuşu goruntultn"dır, "bır aynalar ve kançıçeklerı tarhı"dır ' kırmi7i ada bıberlerıyle yuklu ulu ka ra ağaçlar"dır, "ve duvarları yalayan kuller"dır, sonra "cuce morfın şışelerı", "alfabeden atılan harPlerle kesışır yolumuz Hayat ıse, "cama ışlenmış na ne yapraklanndan"dır, bır de "boğurt len ruzgârlarından" "menekşe saat ler"ın saltanatı başlar "kuşluk vaktın de" Hayat "ıtalık"tır hep goz onunde bulunmaktan Bır kadın sevdığme şoy le mı seslenır yuklenıp yureğının tum gucunu, sevgısP "Sana bır sepet dolu su uzum getıreceğım/ Nısan yakındır ne de olsa" "Menekşe kesmışken her yan, bak/ yapraklar patlıyor dallarda " "sutsu uçurtmalar" ıse suslııyordur go ğu Durduk yerde gırmez şu dızeler şı ıre bır anlaını olmasa "bır mılyon ej der dılı/ bır mılyon semender kuyru ğu/ bır mılyon kazan dolusu tohum" Bır şaırın ağzı "boya dolu" ıse, şıırı de ay yuzludur mutlaka, şıırlc yatıp kal kan, şurle "ya(ml)tıyor"dur ' şeker ka dar yoğıın" bır hayatta, "kıyılmı§"tır "aynalar", laleler de "kınlmı^"tır ayak lar altında Derler kı eskıler "ınce bo yunlu sarkık başlı çıçekler,/ sessız olur lar"mış, Camlar soyulurmuş fazlalık lardan Guneyrn de bır renkı olurmuş "beyaz, kıreç, keten, tcbeşır, dış, ayaz, kaya, kıl, alçı, kuş" da ıyı şurde kendı lerıne bır yer bulurmuş Pelın Batu şıırını zorlamadan bıçe mını zorlamadan, ılla yenı olacak kay «UNIATO gmnâan uak dina yenı bır wykmm de elınden tutarak çıkıyor şıır yolculu guna Sozcuk kırmalara yukledığı an lam, hayatı karşılayan ımge yumağı, cam gıbı saydam bır şııre uldştırmış o nu Şıırını sıkı takıbe alacağım bır şaır daha doğdu şıır dunyamıza, "Cam" gı bı dupduru, taze • Glass/Cam/ Pelın Batu/Şıır/ YKY/ Eylul,2003/Uis K İ T A P C U M H U R I Y E T SAYI 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle