Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. *" nun iist iiste getirilmesini ancak bıı tür bir kurgıı sağlayabilirdi. Üstelik ha yat da aslında üç zaman diliminin içın de akıp gitmez mı.' Yaşadığımız hergüııün içinde sayısız kcz geçmişe döner ve yine bir çok kere gelecek tasarlanz. Zamanın Manzarası'nda öncekı romanlanmzdan farklı nlarak a\kı çok ge«/j bir hıçımde ya da larz da mı denıelıyim? hoyutta sorgu/uyorsunuz KiUıbtn kadın kahmmam Elıfyeryersaltık diizeyde bir aşk arayışt içinde; bunun özcl bir anlamı, scbcbı var mı> Aşk, her yazann eninde sonıında ele aldığı, edebivatın vesanatın en belli başlı temalarından birisi. Zamanın Manza rasi'ndaysa aşk içetdiği tcmasal anlamın ötesinde, crkek kahraman Barış vekadın kalıraman Elil için yaşamsal bir amaç olarak da ortaya çıkıyor. Barış için aşk, dağlardaki sıperlerde yitirdiği hayatını yeniden kazanabilmek, acımayı yeniden oğrenerek insan olmaya geri döncbilmck yolunda buyıık vc ılk adım; Elif içinse olümden yaşama dönen yolun kapısı; yaşama tııtıınacagı bir dal. Varüğını anlamlı kılacak tek eylem. Yani her iki kahra man ıçin de aşk yaşam.sal bir insanhk dıırıımıı ve her iki kahramanın da trajik varlıklannın kesişme noktası. EI ele tutııştukları an, yazgilarının onları sürüklediği bir dıırıım. Insan savaşı ve öliimii ancak aşkla unutabilir. Bunu da ekleyebiliriz. Aşk, yaşam gücünün doruk noktek.mgl.niz, romammzı okurken bendc tasıdır. Bıı açıdan bakıldığında aşk romayer yer sinemasal bir dnygıı uyundırdı nın odağına ister istemez yerleşiyor. (Daha önce iki romanınmn bırı stnema Hemen her romamnızda karsımıza çıftlmı (80 Adım, Yön Tomm (itrıtliugkan öncnılı birk.aç ızlekten bırı f de savaş lu), diğerı tv diztsı (hsızlı^tn Ortası'nda, / Savas/a hu derece ılgıli olmamzın kışısel Yon Okan Uysaler) olarak çekildtğ.ını de bir nedenı var mı' Daha açık deyisle siz biliyoruz.) Bu durum sızı daha da görsel b/çbır savaşa katıldımz mı? Ya da savaş bir anlatıma yb'neldig'inizın bırışaretı olasızın ıçtn nevı ıjade cdiyor? Savaş, benim ve akrabam olan diğer bir çok yazar için çok önemli bir plat lorm. Çiınkü savaş bütün insanlık durumlarının ortaya çıktığı, tel tel ayrıldığı, sailaştığı büyük bir kazandır. Savaş ve larış, Utnııt, (iarp Cephesinde Yeni Bir SEYHAN ECER Şey Yok, Çanlar Kimin îçin Çalıyor, Si lahlara Veda, Krala Veda ve daha nice roOkur, özellikle ulkemi/de, kıtap se man, hepsi ınsanı anlatır ama geride saçerken genellikle çok salan kitaplaıa, vas. savaşın belirginleştirdiği insanlık medyada kendinden sıkça soz etrırebı dıırumları vardır. Hatta Batı uygarlığının len yazara yonelıyor. Betı bunların aksi tcıncl taşlarından olan ve bıı uygarlığın ne, bu tür kitaplara soğuk dıırıır, daha çıkış noktası sayılabilecek desran, llyaönce okııyııp beğendiğim yazarlann yeda'nın fnnıında da yinesavaş vaıdır. Hani kitaplaıını beklerim. Hem de sabırsıztırlarsak, romanlarımda ııç savaş yer alı lıkla, merakla... C yor: 1% ) l'ilistin, 1974 Kıbrıs ve son Mehmet Eroğlu, uzun bir aradan sonolarak da Ciııneydoğu'daki savaş. Bu üç ra, Yüz: İ98İ 'ı yayımladığmda kendisi savaş da romanlarımın odağına aldığım ile yapılan bir söyleşide, yazmaya daha kahramanların hayatlarıyla bir şekilde çok zaman ayıracağını, daha sıkkitap çı örlüşıivor. Kısacahem 1968 doğıınılıılar, karacağını söylediğinde mutlu olmıışhem de 1978 doğumlıılar savaştılar. tum. Yazar, okııyııcıılarını çok beklet Yukarıda hahseltıgimparçalt anlatım medi. "Zamanın Manzarası' temiz bir baskı, büyüliı bir kapak resmiyle Ekinı başında kitapçılarda göründü. Arka kapaktaki tanıtımda, "...kimsenin görme diği, görse de farkına varmadığı insan manzaralarının ressamı olmayı seçen biı yazann..." tanımlaması tam da uyııyordu Eroğlu'na. Kuşkusuz yine yaratmış tı kahramanlarını bu kimsenin farkına varmadığı insanlar arasından, yine sııa dışı bu kahramanlar ancak büyük yazar lara özgü bir inandırıcılıkla giriyordu ya ^antımı/u. Yine güç volıı seçmişrr "...yazmakiçin kahraman yaratmak" (), günümüzde, "benim kahramanlarım ner an her yerde karşımıza çıkan tipler dnn" dıyeıek bunu övünç kaynağı yapan yazarlardan değildir. Onun roman larındaki tipler, klasik trajedilerden gıınümiıze uzanmış kahramanlardır, bü yük duygıılar, tehlikeli sorular urasında gidip gelen insanlar... "Zamanın Manzarası" Eroğlu'nun kitaplarında sıkça rastladığımız gibi, kah ramanın Barış Utkan iç hesaplaşmasiyla başlıyor. Ancak bıı kez, "Giriş" ve SAYFA 4 Mehmet Eroğlu însan manzaralannın ressamı f bılir mı? Bılmem, belki öyledir. Ama bu de;erlendirmeyi benim değil, eleştirmenerin yapması gerekir diye düşüniiyorıım. Sadece şıınıı aktarabilirim. Yarını Kalan Yürüyüş yayımlandığı zaman yönetmen ()kan Uysaler onu tanımıyordıım banageldi vekirabı bir romanola^ rak okuınadığını, bir film izler gibi bıtır diğinı söyledi. Senaıvoya bile gerek olmadan bıı romanı hemen çekebılirim diye de ekledi. Bu hem kurgıı, hem de gör sellik açışından romanlanıııın sinemava yakın oldu^unıın bir gosreıgesi olaıak iilınabilir belki. Yıllar önce sızınle ayııı odülu payla$an Orhan Pamuk çok sataıı bir yazar oldu, s/z aradan geçen zaman boyunca (yırmiyılve 7 roman) vıtnnlerdefazla yeralmadtnız liunun sebebı yazdıg'ınız konuların daha dar bir kesımi ilgilendırmesı mi, yoksa fazla popiiler olrnarmık sizin b'zel olarak tercih ettig'ımz bir durum (konum) mu * Çok hatınak ve popıılerlik edebıya tınkrıterleri mi.öncebunakararvermek gerekir. Bence değil. Ya da belirleyici kriterleri değil.? Böyle başlayalım. Ele aldığım remalar göz önünde tutuldıığunda, derinlemesine okunun ve hem nicelik, hem de ııilelik açışından çok iyı bir okıır kıtlesıne sahip bir vazar oldıığumıı diişııniıyorıım. Benı okuvanlaı ge nellikle bütün kitaplanmı okıırlar ve giindelik, popiiler, edebiyat dışı okumadan uzak dururlar. Sıradan, yol gösteri len okıırlar değilleı dir; kitaptan çok "ya zar" okıımayı oğrenmisleıdiı. ÂBÜ de soğuk savaş dönemincle, Lıllıan I lell man'ın, ona baskılardaıı kıırtulması için Mc.Carthy komısyonıında uzlaşıcı as lında arkadaşlannı ihbar et demek istı yordu irade vermeyi öğütleyen Elia Kazan'a verdiği harika cevabı yeri geldi ğincetekrarlamaktan büyük zevkalırım. Izninizlc bir kez daha anayım. "Vicda nımı bu yilın modasına gore kestırmeye ccğim..." Bendeşunuekleyebilirim belki: "Kalemimin ııcıınıı gel geç modalaı için yontmadım ben..." Yaşadığımız gıbi bir ıılkede yazarken popüleılik gözet Acıyla yiiklii bir roman onu izleyen l.cibölüın Şimdiki Zamanvalnızca bir iç hesaplaşma değil. Bu bölümleıde sadece romanın belli başlı kişileriniBarış Utkan, Elif, Talat, Semra,onlar kadar olmasa da Piraye'yi tanıınakla kalmıyor, yazann loman boyunca hep iıdeleyeceği aşk, olüm, Tanrı, rııh, vazarlıkyaratıcılık gibi temalarda ki görüşlerini de (iğreniyoruz. Daha doğrusu bıırada, roman ilerledikçe bu ko nularüzerinde düşünmeolanağı bulacağımızı duyumsuvoruz Her ne kadaı "Giriş", "Son söz. Yazmak için aşkın kendisine değil, acısına gerek dııyarız" cümlesivle bitse de, aşk ve yazmak, uzerine dikkatimiz çekilse de ttim kıtap lx> vunca pek çok koıuı iizerinde duşünme miz gerektiğine inandırıyor ya/ar bizi. Kısaca, elimizdeki romanın, bir tanımlama yapmak gcrekiıse, nsıkolojık roman olma ozellikleri yanında, "lclscfi bir roman" olduğıınu daha ilk saytalardan an lıyoruz. Yazar, irdeleyeceği temaları bıı bölüın de çok net cümlelerle cüretkâr de denilebilir önurnuze arıyor: "...Ama, asıl ılham kaynagımın Şeytan olduğıınu itiral etmelıyım Hayır, rııhuiTiu satmamıştım; lanrı nın ilhamını bir kenara bırakıp, ıışa ğınınkıni seçmemin nedeni, şevtansı olmavan turden bir yaratı cılığın ahlakı ve soluca niteliklerinden hoşlanmamamdı." Ya da, "... çektiği acıdan daha büyük, daha geniş, daha derin bir acı ol madığını, acının sonuna vardığı nı düşünenler eğer budala ıleğıl lerse, Tann'nın Iıaval gücıınıın bcnzersizliğinden habersız olan lardır Tann'nın yıkıcı hayal gııcünün..." gibi tıımlelerde, l'an rı, lanrı kııl ilişkisi düşiındııru cü. Bunun vanında, "acı" da çok çeşıtlı boyutlaıda ele alınıyor, sanki kutsanıvor bıı romanda, "... bilgi ve gerçeğin asıl kaynağı olan acı, vanığımızın (arkın.ı vaımamızı da saglıyor" denilerek. Ana tema "aşk acısı" denilebılse de, bir çocıığıın köpeğinin ölünıüyle duyduğu büyÜK acı, oğretmenin Eeride öğrencisinin ölümüyle hasialık derecesine varan acısı, olum orucuna yatmış bir genç kızın babasının gozlerindeki acı, Barış Utkan'ın baba CUMHURİYET KİTAP SAYI 695