Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r anlamına gelmez', daha açıkça sı, 'ölenlerle ölünmez' gerçekçiliği, biraz abartmış olsak da, sjinere a'cınaı izlekler. Değişik yönclen baktığımız da, şiirlerde hrtına sonrası gevşemesine benzer bir direnç çözülmesi yaşanmasına karşın, umutlar eksilmiyor, belki erte leniyor. Bir yandan da lırtınanın doğurduğu zararın saptanabilmiş boyııtlan dizelerde yansıtılmaya çalışlışılmakta. Bedrettin Aykın, bazı kitapAVKIS larında yaptığı gibi, Eksik Bir Gökyüzü'niin de "Sevgi Sığınağı" ana basjıklı son bölümü nü kendine siğınma alanı olarak ayırmış. Otekilerin biraz ıızağina düşen böylesi bölümler, anılar ve düşüncelerle baş başa kalınabilecek özel odalar niteliğinde. En önemli yanlarıysa, duvarlarınm ardinda neler geçtiöini görebilmeye elve rişli saydam sevgi gereçleriyle örülmüs, olması. Buradan, kent insanının kiiçüciik bir sevgi sızıntısını bile engelleyici beton duvarlarla, kirli gökle çevrili yapılarda yaşayıp sevgileri kır çiçekleri yerine saksılarda arayışını, doğaya, türdeşlerine yahancılaşmış duyarsız, donıık, bcncil üavranışlarını izlerken, çocukla nnın da aynı ortamlarda geleceğe hazırlanacağını düs,ünmek îjairi kaygdandmyor. Yeri gelmişken bir açıklama ayracı açıp, Aykın'ın kitaplarını enine boyuna incelemeye giriş,mediğimizi; yaptığımız işin, şürlerinin tümü için geçerli özellikleri saptayıp bir araya getirerek tanıtımına az çok katkıda nulunmak olduğunu; yazıyı sınırh tutmaya özen gösterdiğimizden, elden geldiğince örnek vermekten kaçındığımızı söyleyeceğiz. Gene o nedenle, her biri ayrı ayrı üzerinde durmayı gerektiren Yaralı îlkyaz (1990), Ansızın Güz (1992), Sevda Sureleri (1994), Yalnızhklar'ı (1997) ceçin, son çıkan yapıtı Güz Balkonu'naan (2001) kısaca söz etmek istiyoruz. Kitap, her biri şairin belirli dönemlerini çağrıştıran "Günlerden Hüzün", "Yoksunluklar", "Vurdum Içimin Son Atını" bölümlerinden oluşuyor. tlkinde, araya sıkıştırılmış avunma dizeleri ayrı tutulursa, şiirlere geçmişteki acı anıların, yalnızhğın, ilerlemiş yastn depreştirdiği üzünçlerle birlikte, sesli düşünmeyle mırıldanma arası ses titremi kılavuzluk ediyor. Ikinci bölümde şair, yanlışı, doğrusu, yoksunluklarıyla yaşantısınuan kesitler vererek geçnıişi sorguluyor, değişmez simgelerinin kaynaklarına ıızanıp daha iyi anlaşılmalarına yardımcı olacak veriler sunııyor okura. Şürlerinin özeti sayılabilecek şu dizelerse oldukça önemli bir belge niteliğinde: "Yinc boştu, yaralıydı, yalnızdı bir yanım. Işte ben o büyük boşlufia, kanayan harflerle scvgisiz bir yüzyua, naklı bir itira/ı yazdım." ("tmgesi Yaz", s. 62). Üçüncü bölümün soluk soluğa yazıldığı izlenimi veren kısa dizeli şiirlerinde ortaya konanlar için 'beklentisiz yakınmalar' deyimi ııygıın düijer. "Vurdum tçimin Son Atını" baslığı, "son gemilerimi de yaktım" olarak düzyazıya çevrilebilir. "Son at", "sonat" biçimindebirleşik okıınduğıındaysa Cahit Külebi'nin ".... içimde ijarkı bitti" dizesini ansıtıyor. Bedrertin Aykın'ın "balkon " sözcü ğüyle "güz"e hcm tepeden bakmayı hem de onu hinız evcilleştirmcyi denediği ileri süriilebilir. iri var, Bedrettin Aykın'ın. Dili açık anlaşılır. Tıkandığı yer de anlamsızın koruyııcu kalkanına sığınarak eleştirmenleriardında "hikmetler" aramak zorıında bırakmıyor. Anlattıklannı şiirin bütününe yayması, özgiin dizeler kurmasına engel değil; ama bunlar, hiç bir dizeye ayrıcalık tanımayan ölçülü ses düzeni yüzüntlen pek öne çıkamıyorlar. Ara sıra, sunduğu canlı görüntülere ters düsen, aşınmış, basmaka üp deyislere yer verdiği oluyor. pıçim, belkı gereğinden çok önemsenmekre. Seyrek de olsa, ııyak kayg|sıyla ya da dize boylarını olabildıgince eşjt tutmak için, atıldıklarında şiirin hiçbir sey yitirmeyeceği dolgu sözcüklerıne başvuruldugu görülüyor. Şürler iç içe yaşamakta, başka türlü söylersek, yaşamlarını birbirlerinin içinde sürdürmekteler. Örnekse, I ler Mevsim Acılarda'nın, "Sızlar her anımsayışta / Kanar sarılsa da yara" (s. 8) dizelerinin 'çünkü'sü örtük açıklamasını, Eksik BirGökyüzünün "Kalır Iz leri" ana başhklı bölümünde buluyoruz. "YürekJerimizin (sönmemiş) közünü küllemek"le kanı dinmemiş yarayı şarmanın anlamı bir yerde örtüşüyor. ürnekler istenildiğince çoğaltı labilir. Aykın'ın şimdiye değin yayımlanmış kitapları, uzun bir şiirin sekiz böliimünü andırmakta. Bu durum, ş,iir yaşantısında aynca dönem bölümlemeleri yapmayı gereksiz kılryor. Şürlerinin dergilerde görülmeleriyle kitaplaşmaya başlamalan arasında azımsanamayacak bir sürenin geçmesi yüzünden yazılış yılları üzerine ancak içeriklerinde öne çıkan ortak özellikler, coşkulu ya da durgun ses yapıları deöerlendirilerek kestirim lerde bulunulabilir. Ortaya koyduğu yapıtlara bakarak bir dizi resim tasarladığımızda, gözümüzün öniinde ilkin seyrek ağaçlı ırmak yatağı canlanmakta. Kıyı boyunca dizili ağaçlar dal budak salıyor, yaprak açıp yap rak döküyor, dibindeki otlar kuruyup yeşeriyor, su bir coşup bir dinginleşiyor, geçtigi kayalık koyaklarda çağlayanlar oluşuyor... Neredeyse bütün şiirlerine uyarlanabileceğinden, yüzeysel bakan kişiye "Ben bunları daha önce de gör müştüm" deme hakkını tanıyan bu göriintüler, tabloların yalnızca mevsimler doğrultusunda değişimler gösteren durağan öğeleri. Ama, ırnıağın taşıdığı su durmadan değişip yenilenerek ortama devinim, canhlık kazandmyor. Şiirleri asıl okunur kılansa o. Yanından ayırmadığı çocukluk, daha doğrusu çocukluktan başlayarak yaşanan 'geçmiş', şairle birlikte şiirden şiire taşınıyor. 'Şimdi'lerin işlevi, birçok ycrde geçmişe bezemsel donatım sağlamak. 'Gelecek' ise, 'şimdi'lerde görünüse ulaştığı ölçüde tüketilebilen, 'umut'la eşdeğer bir kavram. Şair, içinde sürekli olağandışı mevsim değişimleri yaşıyor. Ne var ki, hiçbirinde acıların yakasını bıraktığı söylene mez. Aşamaiarına uyum göstermeye çalışırken ona kendini yenileme olanağı sağlayan, genekendi duyarlık ve tlüşün ce yetilerince yaratılmış bu değişimlerin, giderek birer danıs,ıklı içsel oyuna dönüştüğü ileri sürülebilir. Güz Balkonu / liedre/tin Aykın / Belge Yayınları / 96 f. Yalnızlıklar / liedrettin Aykın / Yayınları / 120 s. OP.DR.MUZAFFER Yaşlılık ıstıraplarını çekmek artık kader olmaktan çıkıyor! Genç Kalma Sanatı Yaşlanmak yaşamın normal gidişatıdır, onu kimse durduramaz; ancak akıllı bir yaşam tarzı ve AntiAging tıbbi yardım, yaşlanmayı oldukça yavaşlatır. Bu kitap size, bilimsel gerçekler ışığında: • Yaşlanmanın temel sebeplerini açıklamayı, • Yaşlandıkça ortaya çıkacak hastalıkların nasıl önleneceğini anlatmayı, • Yaşlanmayı geciktirmenin ve ileri yaşlarda bile genç kalmanın yollarını göstermeyi hedefliyor. Dr. Kuşhan 22 yıldır genç kalmanın yollarını anlatıyor. Anlatmakla kalmıyor, kendisl de aynı yoldan yürüyor. DIŞYAPI / IÇYAPI ÖZBlJKLHII Çarpıcı olma savı ta^ımayan, gösteri^siz, alçak gönüllü, anlatıma dayalı bir şıC U M H U R İ Y E T K İ T A P Eksik Bir Gökyü/ü / bedrettin Aykın / Belge Yayınları / 116 s. 895 SAYFA 11 SA YI