Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MUSTAFA ÖNEŞ Birincisini yayimlatmak için, sanırız, 46 yaşın olgunluğuna erişmeyi beldemiş, ardından da 19 yila 7 kitap daha sığdırmış şair, Bedrettin Aykın. 'Çekirdek yapıtı' diyebileceğimiz 'Her Mcvsim Acılarda 197880 yıllarının ürünlerini kapsadığına göre, 196277 arasında yazdıklarından birçoğunu ayiklamış, kalanlarıysa öteki kitaplanna dağıtmış olmalı. Bugüne değin çıkardığı sekiz kitapta iletmek istediklerinden bir bölüğünün 'kişiden topluma, acdar tarihi' biçiminde eksik tanıtlaması yapılabilir. Ama, şairin gerçekle düşlcmi, imgeyle simgeyi şiirsel eşgüdüm bağlamında bir araya getirme uğraşı verirken, Hcr Mevsim Acılarda'nın ilk on iki yaprağında, önbilici tutumuyla, savaşlarının baştan yitirildiği biçiminde kötümser kestirimlerde bulunmasi, sözünü ettiğimiz tarihi, yazgısal düzeye indirgemekte. Kitabın kapağını açar açmaz, kuytularda için için ağlayan, oyuncaksız, sevgisiz bir çocıık karşılıyor okuru. îzleyen şiirlerde çocuk sırasıyla, mutsuz uelikanlıya; geçim kaygılarının scvgileri ikincil kıldığı bir ortamda yaşantısını siirdürmeye çalışan yetişkin kişiye; coşkuların giderek yerlcrinı alışkanlıktan doğan bıkkınlıklara bıraktığı, ayrılıklarla ölümlerin gündeme daha sık geldiklcri ilerlemiş, yorgun yaşların insanına dönüştükten sonra, tarihin yinelenmeden (tekerrürden) başka bir şey olmadıöı savıııı doğrıılarcasına, süreğen yalnızlığına gen dönüyor. Şair, bir yandan, ıızun sıireli birikiın lerin bellekte çökeltip yerleşik kıldığı acı anılar arasından şiirine trajik boyutlu göriintü simgeleri seçerken, yaşantının yoruma açık, göreli evrelerini ue bazı doğal değişimlerle koşutlayarak mevsimlerin kısırdöngiilii çarkına dizinliyor. Topluca bakıldığında 'ilkyaz'ın çocuklukla ilk gençliği, 'yaz'ın gençlilde yetişkinliği, 'giiz'ün orta yaşı, 'kış ın yaşlılığı karşıladığı söylcnebilir. Her dönemin ardından gelenle eklemlenmeden bazı alıştırma basamaklannı aşması gerekmekte. Yapıtın geri kalan yapraklannda "Gecenin Ardı" ana başlığı altında sunıılan şiirler, şairin girdiği yeni döneminin öncii üriinleri niteiiğinde. Baştakiler gibi bclirli bir siırcç boyıınca dizilmediklerinden, ilk bakışta rasgele serpiştirilmiş izleninıi vermelerine karşın, taşıdıkları sevgı, dostluk, barış, enıeğc saygı, gele cek giizel günlere özlem, haksızlıklara başkaldırı vb. insancıl izlekler rek paydada toplanabilir türden. "Cecenin Ardı" ile şairin simgc dağarcığına yeni katılrmlaroluyor. Bunlar, donüşıım siireleri gün icindc tamamla nabilen, eğrctilcmeli anlamları olumlu çagrışımlar ııyandırıııasa da, varlık ve yokluklarını bclirlcyen etkenin ışık olu§u necleniyle artlarında umutlar barındırabilecekleri düşlenılen 'gece', 'karanlık', 'gölge' ile karşıdarı 'tan ağartısı', SAYFA 10 Kişiden topluma yerleşik acılap tapihi Bedrettin Aykın şiirine bir yaklaşım Bedrettin Aykın. Bir dizi reslm yaratıyor sllrlerlnde 'güneş' gibi dogal kökenli iiyeler. Hcr Mevsim Acılarda için, Bedrettin Aykın yapıtlarının kaynağı ya da anayurdu demeK yerinde olur. Çünkü öteki şiirlerinden birçoğunıın ilk örneklerine orada rastlavabilirsiniz. Şiirine altyapı sağlayıcı, dana sonra yazacaklarını yönlendirici temel öğeler içernıesi ncdeniyle, kitaplan arasında özel bir konumu var. "Gecenin Ardı" şiirlerinde uç veren insancıl yaklaşım, ikinci kitap Cîecede Söylenen i'ürkuler'de (19X4) toplumcu söylemc dönüşerek gelişimini taınamlamakta. Şairin, çahşma koşıılları gereği yıırdıın değişik yörelerini gezip gorme, oralarda yaşayanları yakından tanımu olanağı bıılmnsının bunda payı buyuk Gezilerin, düşiıncc ve dııyarlık evrenini epey etkiledi^ anlaşılıyor. Bir başka ya rarıysa, onu Tiirkiye'de 'acı'yı "değismeyen adres" edinmiş öbür insanlarla yuzleştirmesı. Böylece, kapsamı bireyselden toplumsala doğru genişleyen 'acı', oznel içeriğini yitirmeden, yoksııl, itilmiş,, ezik kesimler için ortak kimlik belırleyıcisi durumuna geliyor. Aslında, Aykın şiirinin mayası 'acı'yla yoğrıılmıış. 'Acı', yalnızca yaşantıyı biçımlendirmekle kalmayıp şiirlerin de de gişmez o£esi nluvor. İlk iki kitabından derledigiıniz 'acı lı deyişlerin sayısı yir ıiıi sekiz. Bunlar, 'acı'nın ilkokulu, alfabesi, rengi, aynası, yokıışıı, dostluğu, ad resi, iK'iızıı, bağhıyıcısı, dili, sağanağı, günleri, iz uçanı, u stıreni, ayak izi, bendi, atı, anıtı, onulmazı, yakanı, sonsuzu, sesi, adı, kaynağı, ozanı, egemeni, miihru, ıılkesı biçiminde siralanabilir. Onıı 'yalnızlık', 'yaraJ, 'ıızıınç', 'gece' gibi defiişmezler (katalizörleı de denilebilir) izIiyor. Başlangıçta 'acı' için 'ki^isel' ve 'toplıımsal' nitelikli iki ayrı dolaşım alanı belirleyip Her Mevsim Acılarda'yla sunan şairin, giderek aralarındaki nedensonuç ilişkisini ayrımsamış olmalı ki, ikinci kıtabı Gecede Söylenen Tiirkü ler'le birlikte bunları tek yörüngede topladığını görüvoruz. Doğaua salt eşirlikten söz edilemez. Kuytııda yetişen ağacın, güneşi seyrek görmesi ve yerini değiştiremenıesi yıızünden, yaşantısında gölge, soğuk, do layısıyla güz ile kış öteki etkenlerden daha geniş yer tutar. Oysa, bir ölçiide de vinkn özgiirlüğii bulunan insan, ne denli güç koşullarda yaşarsa yaşasın, algıla ma, karşılaştırma, ıısavurma yetilerini gereğince kullanabildiğinde, eşit bölii şülürse herkese yetecek olanaklar banndıran bir dünyada yaşadığının er geç bi Üncine varıp, kendi payına düşenin neden bu denli az olduğunu sorgıılayacak, çeşitli düzenlerle el konulmuş haklarını aramaya kalkışacaktır. Yakın geçmişi nıiz, özellikle işçi stnıfıyla yüksekö&renim gençliğinin toplumsalcı görüş doğ rultusunda giriştikleri hak arama eylemleriyle doludur. Eylemler yazın alanında da yankı uyandırmış, ilerici kesimin yazarları, şairleri, aydınlarınca coşkuyla desteklenmiştir. Gecede Söylenen Tıırküler'in birtnci bölümii "Kaygılarda"nın o açıdan değerlendirilmesi gerekir. Kıırıılu düzenin yasalarına ters diişse de, doğru belledikleri görüşleri sonuna değin savundukları, ilkelerinden ödün ver ınedikleri için öldiiriilmüş Şeyh Bedreddin, Pir Sultan Abdal, ya da kalan yaşa mını ülkesinden uzaklarda, yurt özlemi içinde tamamlamak zorunda bırakılmış Nâzım Hikmer gibi kişilere arada bir göndermeler yapılan bu şiirler, Aykın'ın yazdıkları arasında, öbürlerine oranla en öflceli, en gür seslileri. Bedrettin Aykın'ın şiir evreni Gecede Söylenen Türküler'le açılım kazanırken, önceden değindiğimiz gibi, yerleşik acıları da bireyselden toplumsala sıçrama yapmakta. Anadolu'nun yüzyıllardır değişmeyen yazgısının, "Sesi ağıtlara yatkın acı dolu / Işlemedıği bir suçtan hüküm giymiş / Doğuştan, kendi cezaevinde tutuklu" ("Do|u",s.26). ve benzeri dizelerle dile getirildiği "Doğu", "Yolcu", "Yatır" gibi karam sar deyişlere geçit verenler ayrı tutulıırsa, şiirler genellikle mutlu bir beklenti ya da umut tomurcuğuyla sonuçlanıyor. Yapıtın "Sevgilerde" ana başlıklı ikinci bölümünde, deyim yerindeyse, silahını bırakıp savaş alanının dışına çıkarak yakın çevresine ve anılarına yönelen şair, söylemsel geıiliınini iyice azalttığı, se sini yakınma tıtremine ayarladıgı iizıinçlıi dinlence ortamına konuk ediyor okuru. Ozgeçmişle ilgili bazı ipuclarının, ayrıntıların vertldiği dizelere bakarak onun şiir yaşantı bağlantısının usumuzda belirsizkalmış yerlerinden birkaçını aydın latma fırsatını değerlendirmek islerken, "acıların ilkokulu"nda ''acıların alfabesi"ni birlikte hecelediği gizli kalmış çocııkluk aşkına çağrısıyla karşılaşiyoruz. Aşağıya aldığımız giriş dörtlüğü, bu tür şiirlerinin ne denli duyarlı, içten olduğunu vurgulamaya yeter sanırız: "Göçebe güz yeline sor / Bilirse o bilir ancak / Anlatımsız acıların adresini / Anımsar ararsan bir gün beni" (" Anılarda",s.51). Behçet Necatigil'in yapıtlarındaki ya lın söyleyişi, içten sesi duyuran "Uzak Annemiz" (s. 5859) adlı şiir de bu bağ laında sözü edilmesi gerekenlerden. Üçüncü kitap, Eksik Bir Gökyüzü (1985). Baştaki "Kalır Izleri" bölümünün şiirleri, "Kaygılarda"kilerin aıdılı durumunda. Ama, burada kışkırtıcı eylem çağrılarının yerlerini bir ölçüde içe kapanış, yargılayıcı kinli ses, ağıtsı söylem alıyor. Olum acılarının doğurduğu (jfkeyi canlı rutmaya yönelik, 'kencli yaşamlarını hiçe sayarak bize açtıklan yolda sonuna değin yürüme' antları ile 'geç mişi unutmamak, geleceği savsaklamak K İ T A P S A Yl 695 C U M H U R İ Y E T