02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. •" diklerımızi sındirilir duruma getinııek de sonuçra bizim görevimiz. "Ne zaman ohıcak?" sorusunu izin vcrin daha sonra yanıllayayım. "Amlanmı kalcmc alırken kronolo/tk bir çizgı izlemekten kaçındım," diyorsunuz, ki tabınızm bir yerinde Ve su açıklamayı yaptyorsuııuz " Kitahın ht r bölümünün di$er bölümlerden baiımsız olarak tek baştna okunabilccck, kendi içlerindc bütünlüg'ii olatı metinlcr olmasını ıstcdım " Bu tutıımunuz, her bölümcayrı bir öykii havav da veriyor. Sizin özel tarthtntzin çeyrek yüzyıllık bir dilımınden dmmtılmıs bu izlcnimler, yaşamtntzın renklilig'inden, atılatıtntmzın da güzellığtndçn kayncıklanan bırcr bağımuz öykü gibi Öylesınc vunıcıı, nylesıne iyi kurgulanmıs bölümler var kikitabınızda, anılarmı anlatan biri değil de, bir romancının kar^ısındaymışımduygusu ııyandırdıhcndc. tspanya'dan çıkarkcn yakalandıŞjnız fırtına, Vortekiz'e girincc btr barda oraltlardan dinlcd/ğirıiz ja do'ları, 'flamenko'hırı öy/eune güzelanlatıyor, öyle\ıne giizelbilgilendiriyur, duygulandırtyorsunuz I'i Niçın bu kilabıtıtzı bir roman kurgusu içinde yazmadmız? Bunu htçdüşiııtdüniiz mü? "Sen Vatan Haını misin, Baba?"yı, daha öncc yazdıgım "Alageyik Sokagı Bir Li man mıydı?"yı bütiinleyen biranı kitabıolarak düşüiKİiiın. I ler iki kitapla da bir, hatta birkaç romana malzcmc olacak olaylar var. Fakat edebiyatın öbiir dallarına geçme den öncc amlanmı kalcmc alarak ilkin bel lcftımi boşaltmak ıstedim. Roman bence edebiyatın crı zor dalı. Uzun bir zarnan vc çok titiz biı çalışma gerektiriyor. Belleğimdcki unılur ise kafamı bir ycrdc blokc ediyordu. Şimdi kendimi daha rahatlamış, da ha özgürlcşmiş dııyumsuyorıım. Aıtık belleğimdekilerden dcgil de yazıya döktüklerimdcn yola çıkarak öyküler ya da bir roman yazmayı dcneyebileceg'imi düşünüvomm. Peniz Kavukpuoğlu Bir'Gizli Romancı Yanya dökülen anılar Hcr hnltondc dılc getırdıginız bırbırıudcn güzel öykiih'rın ıçıne, ycri gelinee, o idkelerle, o kentlerle ılgilı ausiklopcdik dıyebileceğim hilgtlerdc ekliyorsunuz. Bu ara bılgilcri mclııin ıçıne dcfcıl dt\ belkı dıpnot hiçimindc nıctın dışında yazsaydtnız, kıidbınızın aktcılıpjııı daha da hızlandtrmış olnıaz mıydtmz ^ Çthıkii bazı bölümlcrde bılgilcrin, o bölütndı'ki öyküıüin öniiııc gt'd'ği dc oluyor l'ıpkı 'Amlalıuitı' bij/timtiudcoldtıiu gıbi. \\u da üykumizuıt vuruadufcunu yarahyor, Siz bcni bir Vdcbiyarçı" olarak gürüyor sunuz, oysa ben nc öykücii ne de romancıyım. Bir siire önce yayımladığım "Zarifc" adlı anlatı kilabım bir yana bırakılacak olursa bcıı yalnızca amlanmı kalcme alıvorıım. Ketıdim okurkcn dc o değindiğiniz böliim Icrcgcldifım<lc " Acaba bu bölümlcri kısaJtsa mıydım?" diyc düşündügüın oluyor. Fakat bcnim yazıya duktü^iım anılarım yalnızca göriintiilcmclerlc, rcsımlemclcrle, betimlcmelcrlc sınırlı dcğil. Duygularımı, dııyıım.samalarımı da iceriyor. Bunlar ise mekântlan bağımsı/ dc^illcr. Sözgclimi, AndaİLKİa'da.Cîtaııada'dabirma/iaıadadinlediĞinı ilamcnko, ancak "orada" dinlcmişsem kitapta sözünii cltiğım o dııygııları ııvandırabilivor bcndc. Sokaklar, alanlar, kiliscler, kalclcr, köpnilcr, camiltr, yapılar, bahçcler benım yaşamımda ünenıli bir ycr tutuyor. Bclki tstanbııllu olmamdan, Cihangir doğıımlıı olmamdan kaynaklanaıı bir şey bu. Ben "yan sokaklar"daıı, "arkasokaklar"dan etkileniyorum. Sözünii ettiginiz dııygııları duyabilmcm i(,in o alanlarda, o yapıların arasında dolaşmam gerekiyor. Yan sokaklara, arka sokaklara oralardan ulaşılıyor çiinkii. Dolaşırken okurlanmı da dolaştırıyorum pe^imdc. Birliktc meyhanelcrc, barlara giriyoruz. Şarap içiyonız, fado, flamenko dinliyoruz. O kiliscler, bahceler, camiler, köprüler olmasa, onları meraK etmesem IspanyaI'ortekiz arasında bir yolda hortuma yakalanmam da, kendimi Pirenelcrdc Bask ayı ılıkçılarının üssiindc bulmam da olası degil. Bcni bir "edebiyarçı" olarak değerlendiımcnize yol açan söylem biçemim de oralartla, bu dolaşmalar sırasında oluşuyor. Ama ileride öykü ya da roman yazacak olursaın bu uyarılannızı mutlaka dikkate alacagım. 'Alageyık Sokağı Bir Liman mıydı adlı SAYFA 4 kttabınızda daha bir çocukturıuz, daha bir yoüyctmcydiııiz Hu ki/ap, sıziıı gcnçlık, yjdcrck dc olgıtnluk dbncmmdcn damıtılmij anılardan, izlcnımlcrdcn oluşuynr Bc/kı bu yüzdendır, 'hüziin', yurduııdan dışlamnış, yıtrt özlemi ıçindckı biri için kaçmılmaz bir ağırlık taşıyur bu kilapla 7lüzüıı' kı cdcbtyatırı lcrncl taşlarıudatı bırıdır Bclkı de bu anlamlı dıtyvu sizı edehıyata sokıdan biranlatıma ybneltmışttr dıyorum Ne dersiniz? Hüziin, üstündcn gclemeyişler, önlcye meyişler, değiştiremeyişler kanjisında duyıılan vc üzüntüden, bunaludan, acıdan tarklı bir duygu. Yurdundan dışlanmı^lık gcrçckten büyük hüzün verıyor insana. Bu duygu zamanla içinizde ytımaklaşıyor, dü gümleniyor, ağırlaşıyor, bclirleyici olmaya başlıyor. Anlar geliyoı, bu duyguyu arlık taşıyamayacağııuzı düşünüyorsunuz. Sevdi^iniz bir insanı son yolculuğuna uğıırlayamamak, günbatımlannı yaşamak istediği niz yerde yaşayamamak, görmek istedilue rinizi bir daha göremeyeceğinizi bümck, tanık olmak istedikleriniziıı tanıöı olamamak hüzünlendiriyorsizi. içinizdeyumaklasan, düğümleşen, ağırlaşan hüzün kaçınılmaz olarak bakışınıza, izlenimlerinize, dolayısıyla dilinize, anlatımınıza da yansı yor. Haklısınız. "Baştma gelmcdik isler kalmasa da, hırçok insamn görmediklerını gördütn, yafamadtklarını yaşadım. Çünkü yasam 'olmaz'larla darahyor, ktsılıyor, kiiçüfüyor. Siircklı 'kendisigibi' olanlar ile kendi bcrızerleri arasında yaiayan imanlar, ya$anan çok bajka hayatlarla karşıla$.tıklarında sudan çıkmij balıg'a dönüyorlar. Ben biçöyle olnıadım" diyonunuzkitabınızm biryerirıde. Bildıgıtn kadarıyla yaşınız altmışı buldu. Yorul rnadınız mu O ya$larda yaşadıgtmz onca degısık ortamı, tanıdığınız onca değisik insanı ya da henzerlerinı yeniden yasamak istcr mi\ıniz> Ouruldunuz mti? Ycrıcsik olmak, insanları ayıklamak ııasıl btr duygu olabtlır sızce? Yonılmadım. Yaşadıklanmı deneyimlc nmin ışıgında birtakım düzeltmelcr yaparak yeniden yaşamak istcrim. Durultnadım. Dııruldum, dersem yalan söylcmiş olurıım. Durulmak bir bakıma gcri çekilmek, kcn dinc dönmek, kendiyle uğraşmak demek. Bu, bcnım dofiama da, yaşam anlayışıma da uygun de^if. Ben kendimi yaşamın içinde, insanlarla bir arada ve bir şeylcr yaparak mutlu hissediyorum. Dogal ki Türkiye'ye döndükten sonra, yaşamım, yaşamak istedi^im yerdcycrleşiklik kazandıktan son ra cskisinden daha seçici oldıım. Yurtdişinda olduğu gibi burada da köklü dostlukiaı kurdııııı. Sevdigim, sık sık bir arada olmak istediğim, her zaman güvenebileccğimi bildiğim dosılarım var. Ycrleşiklik bana vaşa mın başka alanlarında da daha geniş 'sec me" olanakları tanıdı. ()n yıldır TÜYAP'la çalışıyorum. Severek yaptığuıı, içeriğiylcözdeşleştiğim bir görevim var, "An, şu cmcklUii bir gelse de kurtulsam..." demeden g k l k d l l k l çahşmak, çalışırken de mutlu olmak güzel bir şcy. Sözünii ettiğim "seçme olanağı" oturdum yer, gittiğim Iokantalar, meyhaneler için de geçerli. ü lokantalarda, meyhanelcrdc kendimi "evimdeymişim" gibi rahat hissediyorum, sahipleriyle, ahçılarıyla, garsonlarıyla iyi anlaşıyomz, sırasında mutrağa girip kendiıne özel yemek bile pişirebiliyorum ve bunu kimse yadırgamıyor. Ben de zaten yadırganmayacağını bildiğim ycrlere gidiyorum. Benim için insan seçimin de başlıca ölçüt "iyilik" ve "kötülük". tnsanların dillcri, dinlcri, kökcnlcrı, üst başları, paralarıpulları scçimlcrimdc bclirleyi ci olmuyor. Silivri'dc balıkçı dostlarım var, birlikteoalı^a çıkıyoruz. (iarson dosılarım var, birliktc futbol maçı izliyoruz. Bahçıvan, şoför, bckçi dostlarım var, birliktc rakı içiyoruz. Bcyoglu'nda Kaktııs'c, Taksim'de The Marmara'nın pastanesine, Bebek üteli'nin barına, Moda Dcniz Kulübü'ne dc gidiyorum. Orada da scvdiğim arkadaşlarım, dostlarım var. Kısacası ycrlcşik olmak bana yeniden geri döncbileccgim bir çıkış noktasmdan yola çıkıp yaşamın dört bir yanına dalıp çıkmak olanağı tanı yor. Yanıtım bclki sızin bcklediöiniz gibi ol madı ama bunları söylemek geldi içimden. Yurttaşlıklan atıldığtmzı, yıllarca Avrupa'da kimlıksiz, pasaportsuz kaldt^ınızı k.ılabın başından ben aulatıyorsunuz, ama Ttirkıye yurttaslıŞjndan neden, ne zaman çıkanldı$tnıza ancak kı tabınızm yarısında açık.lık getirtyorsunuz. Döncm 12 Marl di'tnemi. liızier cezaevındeyız. stzler yıırtdışındasınız ve H/rkiye yurltaşlıhndan, Nıhal Erim'ın başbakanlıgındakı Jönemde atılıyorsunuz. SottraSYurttaşlıgfl yeniden alırı mak ıçııı yıllarca basvurularyapıp beklemeniz, umutlarınızın \ürcklikırılması, sızıyurdunuzdan \o9utmamıs. Yurda dondukten sonrakihavalkırıklıkfarı yıııe de sogulmadı mı içinuı? Soğutmadı. Türkiye'ye dönerken bcni nclcrin bekledig'ini aşagı yukarı biliyordum. Yaşadıklaıım bcnim için sürpriz olmadı. Daha öncc de açıklamaya çalıstım. Ben yurdumu seviyorum. Pazarlığı olma yan koşulsuz birscvgi bu. Kitabımın biı vc rindcdcyazdım: "tstersenizbeni çirkinbiı kadına tutıılmıış bir âşıka bcnzctcbilirsi niz..." Ben yurdumda olmaktan ıtıutluvum. Dogal ki bu gürdügüm, yaşatlıöım her şcyi bcgcndij*im; karşılaştığım hcrkcsi sevuij*in) anlamına gelmiyor. Beöemliklc rim, scvdiklerim gibi begVnmediklerimi, scvmcdiklerımi de hattada iki kc/. Cuıııhuriyet'teki köşemde clilc gctiriyorum. Bııra sı bizim yurdumuz vc buradaki güzellıklcrdeıı de, çirkinliklcrdcn dc biz sorumlııyıız. Kötü olanı iyiyc dönüstürmek bizim görc vimız. Ayrıca ben hayal kıı ıklıklaıı yaşamaya alışık bir insanım, yıpıaıımadan, yıkılnıaılan, pes etmeden bunların ustesinılcn gclmemi saglavan bir dirence sahibim. • l%5 vılında Turkıye Isçı Parlnı'ne iiye oluyorsuıııız. "İki hafta \nnra üve/ık karlı mı ehmealdıiımda tirgütlii bir sosyalıstttıtı artık," "ınaııçlı bir \o\yali\l oldıım Bu ırıancımı kırk yıldır koruyortım," diyorsunuz kitabınızda . Sosyalist blokun çokuşuyle dunya tek yanı aprlıklı bir küresellepneye ytineldi. 'Sosyalist gdriisun geleceğe yönelik unıutlannı nasıl tastyorsunuz içinizde? Bu1 nu, ıımutMizlar knimiııc açık/ar mısıntz. Ütopyalar her zaman olmalı 1965 yılında Türkiye îşçi Partisı'nc iiye olmadan öncc Tübıngen IJniversitcsi'nde ünlü Marksıst filozof Mrnst Bloch'un öğ rcncisiydim. Hocam üçciltlik "llkc: Unıut" başyapıtının yazarıydı. Bizc "ütopyaların" her zaman var olduğunu vc dc var olması gerektigini ö^relti. Sonra I Icidclberg Unı versitesi Sosyoloji Bölümü'ndc "Avrupa lş çi Harckctleri" vc "Marksizm'in lemel Metinleri" seminerlerinetlevamettim. Daha sonra da Nürnberg'de ekonomi okudum. Demek istedigim, rclsefc, sosyoloji, toplumsal tarih ve ekonomi bilımlerıne ya bancı degilim. Dinlediklcrimin, okudukla rımın, öğrcndiklcrimin ışıgında Maıksizm'i bir dünya görüşü olarak Lenimsedim. Kuşkıısuz öbiir dünya görüsleri gibi Marksizm de yaşamın gcrçcfiiylc bagdaşmayan söy lcmler içcrcbiliı. Marksizm adına atılan adımlar, yapılan girişimlcr, gcrçcklcştirilen uygulamalar baştan aşa^ıya yanlışlarla da dolu olabilır. Fakat rüm bunlar Mark sizm'in tcmcl söylcminin çıkış noktası olaıı emek sermaye çelişkisinin, insanın insan tarafından sömürülmesi gcrçcfiinin var olmadığı anlamına gelmiyor. Yaşanan olumsuzluklar insanlığın mııtlııluğu için bu çe lişkinin vc sömiirünün ortadan kaldırılma sı gerektiği yolundaki taleplerin haklılığını ortadan kaldırmıyor. Onemli olan, Marksizm'in diyalektikmaddeciliktcn yola çıkarak öngördügü tarihsel sürecin izlediği trend, yani dogrultudur. Ne var ki sizin "umutsuzlar kesimi" diye nitelendiıdiği J K İ T A P C U M H U R İ Y E T S AYI 7 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle