Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
0 K U R L A RA Kitapseverlerin ya da TÜYAP kitap fuarlarıyla ifişkisi olanların Deniz Kavukçuoğlu adım duydukları kesin. Geçen yıl yayımladıp "Alageyik Sokağı Bir Liman mıydı?" anıromanı ve Zarife" adındaki romanı okur katında bir hayli ilgi çekmiş, hcr iki kitap da kısa sürede birkaç baskı yapmıştı. Deniz bu kez bir anılar toplamıyla geliyor okur karşısına: "Sen Vatan Haini misin Baba?" Yirmi iki yıl ülkesinden uzakta kalmış bir insanın, yabancı bir ülkede ve o şartlarda yaşamını sürdürmeyc çalışması, üstclik pasaportsuz ve vatansız olması hiç de kolay değil. Kavukçuoğlu kitabında yaşamının bu dönemini sade, keyifli bir dille anlatıyor. Zaman zaman bir gezi kitabı tadı da alabileceğiniz kitap. Başka ülkeleri, o ülkelerin insanlannı tanıyan birinin deneyimlerinden yararlanma için de iyi bir ftrsat. İyi bir yönetici olmanın ötesinae iyi bir yazarı tanımak ve kesfetmek için okuyun Deniz Kavukçuoğlu 'nun yapıtlannı. Keyiflenip bir başka türlü bakacaksınız dünyaya. Bu satırları yazarken Deniz Kavukçuoğlu' ndan bir davetiye aldım. 60. yasını kutlarken tüm dostlarıyla birlikte olmak istiyordu. Deniz'in 60 yasını bir de bu köşeden kutlamak istiyorum, sevgiyle... BoTkitaph bir yayın dönemi diliyoruz. TURHAN GÜNAY ^ A S U M A N KAFAOGLUBÜKE And'ın "Oyun vc Bügü: Türk Külrüründe Oyun Kavramı" (YKY, 2003) kitabının yeni baskısıyla yeniden giindemimize oturdu. Büyü, sanat vc bilimin kökeninde yattığı gibi birçok dinin çekİrdeğini dc oluştıırıır. Büyü, cski çağlarda vc hâlâ bazı kültürlerdc insanın doğaya karşı bir üstıınlük kazanma isteğinin uzantısı olarak görülcbilir. Aslında insanın büyiiyü kullanması için her zaman doğa ile savaş halinde olması da gcrekmcz, bir çeşit doğayı evdlleştirme, yaşamı kolaylaştırmak için doğayla işbirliği olarak da görülcbilir. Yağmur dualarından başlayan, bitki özlerindeıı ilaç yapmaya kadar gi dcn geniş bir yclpazc büyunün sınırları içine girer. Kuşkusuz bir de insanın insana yaptığı büyüfcr var, bunıı da Levent Mete "Büyücülcr" adlı, geçen günlcrde piyasaya çıkan romanmda clc almış. "Büyüciiler" romanını birkaç başlık altında incclemck gcrckiyor çiınkü roman, en az iki roman barındırıyor. Yol, Büyü, lerno ve Tas Bina başlıklı dort bölüm, birbirlerinden dil olarak çok farklı yapılara sahipler. Özellikle ilk vc cn uzıın bölüm olan Yol, romanın geri kalanı ile aynı kriterle ölçülmeyecek nitcliklerc sahip. Bu yüzden ben romanı iki ana bölüm olarak algıladım. Birinci Yol bölümündc, eylem ön planda, romanın ikinci böliimü ise diğer iiç bölümden oluşan analiz bölümlcri. Romanın başlangıç böliimü çok organik bir dokuya sanip. Organik doku derken, okuyııcu ile birlikte gelişen, bir f idan gibi yavaş yavaş büyüyenilerleyen bir yapıdan söz ediyorum. Organik doku cn çok roman kahramanlarının roman içinde yer alışlarında hisscdiliyor; örncğin, ilk başta "sakallı yabancı" diye söz edilen karakterin ılerleyen sayfalarda baska özelliklerinin anlatılması ve sonunda adının Todor olduğunu öğren memiz, romanın baş kahramanlarından biri konumuna gelmesi, sanki yazarla birlikte okur da adım adım tanıyor izlenimini veriyor. Şimdiki zamanda gelişen olaylar gibi bir sürüklcyiciliğin içinc giriyoruz. Organik dokuyu hissettiren bir baska olgu ise olayların hangi çağda vc ncrcdc geçtiğini romanı okııdııkça keşfetmemiz. Aslında hiçbir yerinde zaman ve mekân belirtilmiyor ama kullanılan silahlar ve Latinceyi çağrıştıran dil ortacağ Avrupa'sım akJa ueririyor. Mekân hakkında bildiğimiz şeyler ise daha sınırlı, Sarı Irmak bizi Orta Asya'ya götürüyor, bir de büyiıculerin ortaçağda karşılaştıkları türden dirençle karşılaşma maları belki başka bir coğraryada btılunduğumuz hissini veriyor. Cîeçnıiş bir zamanda, ijamanizm ctkisinde bir çağda ve bölgedc oldıığumuzu romanın başından beri hisse diyoruz zaten, yazar bugündc yaşayan biri ve geçmişle ilgili yaptığı bir araştırma sıra sında cline geçcn metinleri analiz ekleyerek bize aktarıyor. " Yaşadığı dönemin ak lıyla uyusmayan böylesinc farklı fikirleri ncreden eaindi" (s.145) diye soru bile yöneltiyor bize yazar. Sanki karmaşık metinleri yazarla birlikte anlamaya çalıştığımız bir yol culuğa çıkrnış gibiyiz. "Büyüciiler," Matke ve Todor adlı ikigenç büyücünün, Alita adlı bir köylü kızın yaşamını kurtarmalarıyla başlıyor. Alita'nın yaşadıkları, üçünün birlikte kaçınaları, romanın en sürükleyici bolümunü oluşturuyor. Uzun bir yolculuktan sonra başkente var dıklarında roman kahramanlarının başına SAYI 7 15 "bir fareninkini andıran gözleri bir nesneden digerine sekiyor, küçük ellcri ve ayakları sürekli oynayıp dıırııvordıı"(s.l52) açik lamalanyla çok örtüşcn bir isinı. Pinpini'nin ismindcn kaynaklanan bir sezgi bize oıııın güçlü bir mulıalclet olmayacag'ını habcr vcriyor. Romandakı tıım ısımler o karakterlc ıi yansıtan ııııılara sahip, yazurııı bu isiıııleri scçcrkcn (ya da yaratırken) egiendiğt bclli oluyor. Romanda bcni cn çok ctkilcycn bolıım, Todor'un kalemealdığı söylenen "Insan Ak lının Temelleri" başlıklı makalcninanlatıldığı yerleroldu (s.Hİ) "Yazı 'Yaşam bazeıı bi zi ondan kaçıp kurtulma istcj^i uyandıracak kadar korkutabilir' cümlesiyle başlıyor." To dor aracılıöıyla yazar (Lcvcnt Mctc aynı zamanda psikiyatr) bu kaçıp kurtulma isreği ile insanın nasıl baş edcbilcccğini dilc gctiriyor. Kıstırılıp korkutıılan insanı yaşama bagia yan üç öncnıli kuvvcttcn söz cdiyor burada. Bu üç kuvvetten birincisinin "sözcük sevgisi" olması, Mete'nin yazarlıgı ile doktorluğunu buluşturuyor sanki. Romanın bir de eksikliklerinden bahsetmck gerekir elbettc. Bencc en önemli eksiklik, Alita, Matke ve Todor'un birbirleriyle olan ilişkilerine hiç değinilmcmiş olması. Matke ile Alita arasında gelişen aşk ya da To dor ile Matkc'nin dostlukrarı geliştirilmeden bir kenara bırakılmış. Sanki yazar okıı ru ilımal edip asıl kcndi scvdigi konuları daha ilginç buldıığundan romanı bambaşka bir yönc sürüklcmiş. Cîcrçcktcn dc ruhsal çözümlemelerin anlatıldıöı bölümleı çok il ginç ama romanın başıntîa aldığımız tat biraz damağımızda kalıyor, sonuna doğru ro man başındaki heyecanı yitiriyor. Ycrıi bir heyecan kazandıgı doğru ama bu baştakı akıcılık ile boy ölçüşcmiyor. Bir başka göze çarpan şey, yukarıda bahsettiğimiz organik doKunun romanın başında bazı karışıklıklara neden olması. "Yaşlı adam","amcası","yuvarlak yüzlü adam" gi bi betimlemeler bazen kimin kım olduğumı karıştırmamıza ncdcn oluyor. "Büyücülcr" insan ruhunu kıırcalayan hir roman. lelscte ve ruhbilim sevenlerin çok hoşlanacakları bir yapıt. Roman bittiğinde okıırıı başa dönüp kaçııdığı simgelcri yeni dcn okumaya itiyor. Bir de tabii, büyunıin dogasıyla ifgili çok gclişmiş düşüncelerle yazılmış bir roman, bu sayctle hcr sayfası zevkle okunuyor. • Büyüciiler / Levent Mete / C.an Yayınlurı /200i /2()Hs asu@yazinsanati.com B üyü ve büyücülük, Metin Buvu gelecekleri merak ederek sürdiiriiyorıız romanı takat roman bu noktada tam anlamıyla duruyor ve bu iiç gencin zihinlerinin (rııhlarının) içinc yapılan ikinci bir yolculuk başlıyor. Başkentte geçirdikleri zaman sonrasında yolculuklarının asıl hedefi olduğunu bildiğimiz Taş Bina'ya geliyorlar. Romanın başından beri sözü edilen Taş Bi na, manastır ya da tapınak benzeri bir yer. Buraya genç biiyücü aaaylarının girmesi bir ayncaJık. laş Bina, roman içinde larldı anlamlara da süriıklüyor okıırıı, ilk başta sadece bir yapı olarak algıladığımız yer daha sonra insan iskeleti ile özdeşlik kazanıyor. Adeta insanın taş binası olan iskeletinin içine giriliyor ve ruhsal çözümlemelere gidiliyor. Bu noktada roman geçmiste yaşananların anlamlannı sorgıılamaya başlıyor. Alita, Matke ve Todor Taş Bina'ya geldikten sonra artık hiçbir fiziksel eyleme dahil olmuyorlar. Taş Bina'nın içine girerek ruhları korunmasız kalıyor. Artık onların koruyucu zırhları (iskeletlcri) yok, benlikJeri, zihinleri vc ruhları tamamen açıkta. Benliklerinin içine, Taş Bina'nın yöneticisi Magome girebiliyor, her düşiincelcrini alıp onları kolayca istediği şekle sokııyor. Roma nın başından beri "Büyüciiler" adının Todor ve Matke için romana verildiğini sanan okur gerçek buyuylc Taş Bina'nın içinde karşılaşıyor ve romanda .ısıl anlatılanın Magome ve çevresi olduğunu anlıyor. Bu arada romandakı karakterlerın adlarından da söz etmck gcrckir. Lcvcnt Mete karakterlerine bir şckılde ortak bilınçaltına göndermeler yapan isimler vermiş. Magome, Latince biiyücü anlamına gelcn "maga" ile yönetici anlamındaki "magistra" sözcüklerini çaörıştıran, hem dc "mangus" yani dev orantılı anlamlanyla baglantılı Dİr ad olabiliı. laş Bi na'daki muhalefetin başındaki Pinpini ise, Insan aklının temelleri Taş bhia Organik doku KİTAP" Imtlyaz Sahibi: çağ Pazarlama Cazete Dergl Kitap Basım ve Yayın AŞ'yl temsilen Cumhurlyet Vakfı adına llhan Selçuk o Cenel Yayın Yönetmeni: Ibrahlm Yıldız o Yayın Danışmani: Turhan Cunay Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalıo Baski: Merkez Gazete, Dergl Yayıncılık Sanayi Tic. A.ş. oldare Merkezl: Türkocağı Cad. NO: 3941 CağalOğlU. 34 334 İStanbul, Tel:(212)512 05 050 Merkez Reklam. T CUMHURİYET KİTAP Levent Mete karakterlerlne bir sekllde ortak blllnçaltına göndermeler yapan İsimler verml$ romanmda. SAYFA 3