Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türkiye'nin ve dünyanın tarihine yepyeni bir bakış... II " Bu, "tekeliyet", bir söz değil, kavram'dır. "Cumhuriyet" veya "devlet" yerine öneriyorum. "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" yanlıştı, "Babı Ali Kapısı" benzeri biryanlışı ve dolayısıyla tekrarı yansıtıyor; çünkü, "cumhuriyet" sözcüğü "devlet" anlamındadır. Siyaset felsefesinde birbirinin yerine kullanıldığını biliyoruz ve şimdi, "cumhuriyet", tekeliyet'tir. Sadece "tekeliyet" değil, "tekelokrasi" deyeni bir kavram'dır ve "demokrasi" yerine sunuyorum. Artık "demokrasi" kategorisi ile düşünmek, düşünmeye başlarken bir iki yüzlülüğü kabul etmek anlamındadır... Rantiyeler, bütün yeteneklerin önünü tıkadılar. Fransız Devrimi, kapitalizmi kurmak için değil, yeteneklerin önünü açmak için yapılmıştır. Aynı yerdeyiz. Tekeliyet'te yazdıklarım, demek ki, bir çığlık'tır... • • ithak i Edebiyat dünyasında şaşırtıcı ve farklı bin bakış açısıyla tanışın! " Toplumlar arası insaniycti, Yunan ve Türk insanı arasındakı kardeşliği dile getiren Osman Necnıi Gürtnen, cn basit şeylcri dahi sevgi ve dosüuğun pırıltısı ile sarmalayıp canlandınyor ve hizi karalann, denizlerin ortasındakı bir cennete doğru siiriip götürüyor... Boşuna birbirlerinc düşman edilmeyc çalışılan Kani ile Yanni, kayaların tcpesinden, suyun yüzünde, uyuyakalmış birkılıç balığı görürler. Uykuya dalmış kılıç, ismi anılınayan, ama her satırda mevcut olan Kıbrıs'ın sembolüdür... Bu kitabı okuyanlann, Yanni ve Kani'yle birlikte ormanlık yamaçların ardında, 'uçlann ötesinde'ki tepelerden toprağı, denizi, su yüzünde uykuya dalmış 'kılıç 'ı görebilmeleri, benim bütün temennim." Vassilis Vassilikos "Gürmen'in özgün, renkli, şiirli birdili var." Andre Miguel, Radio b'rance, Haziran 1976 "Kış sonunda baharın türküsünü çığırmak zor" diye yakınıyor yazar. Dilimize birkaç yabani gül yaprağı armağan eden Gürmen'in bu romanı bu iki mevsim arasında yer alıyor. Guy Dumur, Le Nouvel Observateur, 13 Haziran 1976 "Folklor gibi çağdaşlığı da aşan bu roman, Akdeniz görlintülerinin ve Akdeniz insanınm derinliğine okunmasını öneriyor bize." Ugni Karvelis, Le Figaro, 19 Haziran 1976 "İddialı, yer yer şaşırtıcı, ama güzcl bir yapıt." Tony Cartano, Nouvelles Litteraires, 20 Mart 1977 Satı$: Varlık Yayınları www.varlik.com.tr Bosım Yovın L T D