05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

nik düşenlerin kefesi, terazinin hilesiz kefesi. O zaman çocukluğunda seni kötü etkileyen anılara doğru da gitmenin zarrıam diye düşünüyorum. Özüntüleri çok mu yog'un ya\adm? Gerçekten çok yoğun yaşadım, ama bir dönem de çok keyifli geçti. Ailenin ekonomik durumuyla ilgüiydi. Bozulan dengeler oldu. Yedi sekiz yaşlarına kadar bir masal yaşadım adeta. Babamın işleri çok iyiydi; Âdana'nın tanınmış ailelerindendik. Ama bir süre sonra babam iş arkadaşı tarafından ihanete uğradı. Bir süre sonra dengeler iyice bozuldu. O zamanki çocuk nalimle ne kadarını algılayabildim, bilmiyorum. Yüzeyde bir algı süreci olmasa bile, derinden birtakım şeyleri yasayıp hissetmişim mutlaka. Tabii ki belli bir süre sonra her şey düzeldi, yerine oturdu, ama o arada yaşadığım şeyler beni etkiledi. Bir çocuk ofarak çok şey kaybettim. Örneğin "bahçe" imgesinin şiirlerimde çok sık geçmesi tesadüf değil. Yer yer bilinçli kullandım, yer yer de bilinçaltından bilinç yüzeyine çıktı. Adana'da çok güzel bir bançemiz vardı. O ekonomik krizde bahçe satılmak zorunda kalındı. îçindeki meyve ağaçlarını babam tek tek kendi eliyle dikmişti. Ben de onları sulardım. Çocukluğum, özellikle yazları o bahçede geçmişti. O yüzden "çocukluk" ve "bahçe" imgesi sık geçer. Bir de kırık çizgilerden bahsediyorsun.. Bahsettiğim örümceğin ağındaki çizgiler. O çizgiler dörtgen, beşgen şeklinde ve hiçbir zaman da düz değil. Hayat da hiçbir zaman düz bir çizgıde gitmiyor. Samnm onunla bir bağlantı kurmaya çalısmışsın? Evet, hayat da hiçbir zaman düz değil. O örümceğin ağı da aslında hayata benziyor. Hayatın oıuşturduğu kırık çizgilerle dolu ağ, bizi diğer insanlardan ayıran, koruyan ve gizleyen bir yapı gi Şlirlerln sonu Şıirlerini okurken dikkatimi çekenfınal kısımları oldu. Şiiri bitirmiyorsun, daha doğrusu o şıirin bitmesinden korkar gıbi davramyorsun. Yani çok hareketli bir sıır yapısı oluşturuyorsun, sonra rıtim gittikçe hızlanıyor, artık en sonunda, tamam beklenen imge gelecek diyorsun. Ama haytr, sen o kadar iddiasız birfinalle bıtmyorsun ki, sanki o orada kalsın, ben yine devam edeceğim der gibısin. Bu, başlangıçta benim çok farkında olduğum bir şey değildi. Şiir sonuçta bir yapı. Başı, ortası olan, içinde bir hıkaye olmasa bile, sonuçta bütünlüklü bir ya pı. Ama o son parantez daima açık kalmalı. Parantezi kapattığın zaman, o şiiri okuyanın içinde devam etmiyor gibi geliyor bana. O parantezin açık olması yer yer bilinçli, yer yer de kendiliğinden olan bir şey. Günümüzde de "açık ya"örümceklerl sevlyorum" O inıgelcrin arasında gümüş, pas, kar pıt" kavramı çok tartışılan bir şey. Yani modern yapıtın yeni yönlendirmelere, ga, örümcek özellikle çok sık geçiyor. göndermelere "açık" olması gerekiyor. "Gümüş"ü, renk itibariyle arada olO yüzden de hem kendi içinde bir büduğu için, griyi de taşıdığı için, herhantünlük taşıyacak, hem de yaşamaya degi bir tarafta olmamak aaına seviyorum. vam edecek. Şiirlerin sonunun biraz Orümceğe gelince yaşadığım evde çok "açık yapıt" gibi düşünülmesi bu anfazla var. Bütün evi temizlettiğim halde, lamda hoş olabilir. Bu konudaki belirleonlara dokunulmasına izin vermiyorum. meni de şiirim adına sevinç ve hayranÇünkü onları seviyorum. Bir de onlarla lıkla karşıladığımı belirtmek isterim! bu kadar çok yaşadıktan sonra, ister is Şaır kımltğınin dıştnda, $ur üzerine temez örümceklerle ilgili bir takım meyazdığın eleştıri yazılartyla da dikkat çetaforlar kendiliğinden geliyor. Şiir yazkiyorsun. Hangısi ön planda? mayı örümceğin ağını örüşüne benzetBir yandan akademik bir kimliğim ve meye başladım bir süre sonra. Örümbu akademisyenlikten kaynaklanan cekler ilginçtir. Kuşlar, karıncalar vs. yuaraştırmacılık, incelemecilik yönüm var. vasını yaparken dışardan malzeme topÖzellikle Gösteri dergisinde son dörtlar. Örümcek ise tam tersine, içinden çıbeş yıldır düzenli olarak değerlendirme, kardığı salgıyla ağlarını örer. Dışarıdan eleştiri yazıları ya da şiir okuma notları herhangi bir şeye ihtiyaç duymaz. Biraz yazıyorum. 2000 yılında "Son 25 Yılın şiire benziyor bu durıım. Şiiri de şair Dizeleri"ni yazmıştım. Bu yazılardan içinden çıkardığı duyuşlarla yazıyor. sonra "eleştirmen' diyenler de çıktı. Sonra ona bir şekil veriyor. Tıpkı örümGerçi bu, çok da tercih ettiğim, hoşlanceğin ağını örmesi gibi. O verdiği form, dığım bir sıfat değil. Sonuçta yaptığım insanlarla arasında tıpkı örümcek ağı giişlerden bir tanesi bu. Ama şairlik hepbi biçimsel bir iletişim(sizlik) oluşturusinden önde geliyor; yazdığım her şeyyor. Sen onun arkasındasın, insanlar dıde şiirden genişliyorum! Şairler üzerine şında, kimse onu bozamıyor, ama seni yazarken onları daha iyi tanıdığımı fark anlamak için de o ağı bozmak zorundaettim. "Son 25 Yılın Dizeleri"nde pek lar... çok şair üzerine yazdım. Örneğin Haydar Ergülen, Lale Müldür ya da V. B. Bayrıl şiiri üzerine yazarken, şiir tarihine, antolpjiye geçmiş Hümi Yavuz, Enis Batur, Özdemir Ince, Güven Turan, Hulki Aktunç, Enver Ercan, Metin Cengiz, Turgay Kantürk, Altay Öktem, Osman Olmus, Birhan Keskin ya da daha yeni adlardan Onur Caymaz, Serkan Işın, Aydın Afacan, Nilay Özer... gibi şairler üzerine yazarken onların şiirini daha iyi tantmaya başladığımı gördüm. Bazı eleştirmenler gibi, şiiri dışardan okuyup, burada eleştirecek ne bulabilirim diye bakmıyorum ben. Öncelikle şiiri, şair olarak da o şiirde kendimi bulmaya çalışıyorum. Eğer bunu yakalıyorsam, o şiirin içine girip o şair hakkında yazmak benim için daha kolay oluyor. O yüzden, bana hitap etmeyen hiçbir şair hakkında bu güne kadar yazmadım. Isim vermek istemiyorum, kimse alınmasın; ama üzerine yazmadıysam o şair bana pek hitap etmemis demektir. Tabii arada gözden kaçırdıklarım da olmuştur... Eleştiri yazılarını ayrı bir isimle yazmam da zaman zaman tartışma konusu oldu. Bir tarafta Baki Asiltürk, bir tarafta Baki Ayhan T. Hatta çok ağır suçlamalarla da karşılaştım. Zaman zaman sanki oyun oynuyormuşum gibi algılandı. Akademik kimliğimden dolayı, yaptığım çalışmaları kariyer açısından dosyalarken nüfustaki adımı kullanmak zorundayım, o yüzden araştırmalarımı ve eleştiri yazılarımı bu adla yazmaya başlamıştım. llk şiir kitabım 1985'te çıktı. Onda Baki Ayhan T. imzasını kullanmıştım. Şürlerimi hep bu imzayla yayınladım. Belki de bedenimde iki ayrı insan taşıvorumdur, kim bilir? Yine de, şairlik benim için her zaman merkezde yer alıyor.oradan genişliyorum... Peki ı eni çok etkileyen bir dizeyi söyleyebılır mtsın? "Elmas yüklü bir gemi geçiyor kıyıları iterek.' Edip Cansever. Abmet Maşım'den bir dize söylersın diye düşünmüştüm! Ah! Ahmet Haşim'i çokseverim! Bununla birlikte Edip Cansever'in bu dizesi son zamanlarda hep aklımda olduğundan dilime ilk gelen de bu oldu. Ayrıca Edip de benim eskimeyen göz ağrılarımdandır! Fakat, Haşim'e dönecek olursak; modern Türk Şiiri denince Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Haşim'den başlanır. Daha çok da Yahya Kemal'in adı anılır. Bence Ahmet Haşim'e biraz haksızlık yapılıyor. Tam bir "Haşimi"yim aslında! O yüzden mı siirinde " 'resimli türk edebiyatı tarthi' / haksızlık etmiştir haşim'e" diyorsun? Evet, Yahya Kemal literatüre neoklasik olarak geçmiştir ve hiçbir modernist şair kıasik veya neoklasik olamaz. Ahmet Haşim'de ise klasikle bağlantı yalnızca imgelerle ilgilidir. Daha önceki şiir kültürüne sahip olma anlamındadır bu ilgi. Şair tavrı olarak Haşim tam bir modernisttir. Türk şürinde modernizmin başlatıcısı olarak Ahmet Haşim'i görüyorum. Son bir soru: "Bir şey unuttun mu geçmişe gittipjn trende?" Evet... Geleceğimi unuttum!... • Hileli Anılar Terazisi/ Bâki Ayhan T. Can Yayınlan/ 61 s. Yılmaz Gruda Marathon fiirter Modern şlirln başlatıcısı akşam inerken aldılar bir daracık oda: bir alaca kuyu dibi bir karanlık üç adam solukları yilan tıslaması birden gırtlağımdan yakalayıp sıntarak sordu irisi: "solundaymışsın sen düzenin fıtne sende, fesat sende!" beklencn: "hayır! asla!" cevap el çektirip gırtlağımdan bağırtü "ne?" diye: "evet!" Bir sinema sanatçısı, bir tiyatro ustası Yılmaz Gruda'nın, uzun bir koşuya benzeyen 72 yıllık yaşamının şiirsel öyküsü. Içten, duyarlı, pek çok farklı yaşamı da içinde barındıran şiirler... Yayınevi: Dağıtım: Meşaıtıyel Cad 46/A Yenişehlr Ankara . Tel 312434 49 99 Nariıbahçe Sok 17/1 Cağaloğlu Istanbul • Tel 212522 52 01 Sakarya Cad 8/A Kızılay Ankara . Tel: 312434 41 06 www bllgıyaylnevl com tr • eposta. lnfo@bilglyaylnevı com tr Kltabevi: CUMHURİYET KİTAP SAYI 6 5 6 SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle